12 Mart Müdahalesi

12 Mart Muhtırası

Ara rejim, 26 Mart 1971'de kurulan Nihat Erim Hukumeti ile baslamisti. "Teknokratlar" agirlikli bu hukumet ancak yedi ay, 2. Erim Hukumeti de ancak dort ay ayakta kalabildi. 22 Mayis 1972'de Cumhuriyet Senatosu uyesi olan Ferit Melen..

12 Mart 1971'de ara rejim...









12 Mart Muhtirasi'nda, "Mevcut anarsik durumu giderecek ve Anayasa'nin ongordugu reformlari Ataturkcu bir gorusle ele alacak kuvvetli ve inandirici bir hukumetin demokratik kurallar icinde teskili zaruridir." deniliyordu. Demokrasinin kesintiye ugradigi uc onemli tarihten biri olan 12 Mart 1971 Muhtirasi'nin yildonumunde CHP lideri Deniz Baykal'in, bazi cevrelerin ara rejim ozlemi iciresinde olduklarini aciklamasi buyuk yanki uyandirdi. CHP lideri, boylesi dusunceleri, "Ataturk'un kurdugu Cumhuriyet'e saygisizlik" olarak gostererek, tek cikis yolunun demokrasi oldugunu vurguladi ve bulundugu safi gosterdi.
Turkiye'yi zaman zaman askeri mudahalelerle yuz yuze getiren surec, 1960 oncesinde basladi. 27 Mayis 1960 darbesi ile Demokrat Parti'nin iktidardan dusurulmesinden sonra baslayan "ara rejim" donemleri, daha sonra her kriz donemi icin ordunun onculugunde bir formul olarak gundeme getirildi. 1960 mudahalesinden sonra Harp Okulu Komutani Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaslarinin onculuk ettigi "cunta" girisimlerinin benzerleri, Turkiye 1970'li yillara girerken yeniden turemeye basladi.
CHP lideri Baykal'in sozunu ettigi "ara rejim ozlemcilerini", 12 Mart doneminin Hava Kuvvetleri Komutani Orgeneral Muhsin Batur, 32. Gun ekibinin hazirladigi "12 Mart Belgeseli"nde soyle anlatmisti: "Bize muhtelif partilerden hic tanimadigimiz senatorler, milletvekilleri geliyordu. Kendi liderlerini sikayet ediyorlardi. 'Ne duruyorsunuz? bunlarin boyle boyle hatalari var.' diyorlardi. Sasirip dinliyorduk. Ve oyle bir intiba uyandi ki kafamizda, 'Turkiye'nin neler yapmasi gerektigi belli; ama partiler arasi cekisme ve bazilarinin parti programina uymamasi yuzunden bunlar gerceklesmiyor. Ama partiler ustu bir hukumet kurulursa, Meclis de teknik bir uzuv olarak calisip bu yasalari hazirlar Turkiye bir duzluge cikar.' havasina kapildik biz..." Batur'un sozunu ettigi bu isimlerin benzerleri 12 Eylul oncesinde de yeniden sahneye cikmislardi. Kenan Evren, hem anilarinda hem de gectigimiz yilin sonlarinda yayinlanan "12 Eylul'den once ve sonra, ne demislerdi, ne dediler, ne diyorlar?" kitabinda bunlardan uzun uzun soz ediyor.
12 Mart Muhtirasi oncesinde Dogan Avcioglu'nun Devrim gazetesi etrafinda biraraya gelen ve aralarinda 27 Mayis ihtilalcilerinden Cemal Madanoglu'nun da bulundugu cunta MIT gorevlisi Mahir Kaynak tarafindan desifre edilmisti. Ancak bu cevreleri destekleyen bazi subaylar icin henuz her sey bitmemisti. Hava ve Kara Kuvvetleri'nde orgutlenen bu subaylar yapilacak bir askeri mudahalede devletin alacagi bicimi ve yeni Bakanlar Kurulu listesini bile hazirlamislardi. Dogal olarak ilk destek arayisi Hava Kuvvetleri Komutani Muhsin Batur ve Kara Kuvvetleri Komutani Faruk Gurler'e yonelikti. Hazirlanan plana gore, "Selim Bey" kod adli Orgeneral Faruk Gurler, devlet baskani, "Yavuz Bey" kod adli Muhsin Batur ise basbakan olacakti. Bahri Savci Adalet Bakani, Osman Olcay Disisleri Bakani, Nusret Fisek Saglik Bakani, Altan Oymen de Basin Yayin Bakani olacakti. Bu plandan Batur ve Gurler de haberdar edildi, askeri mudahalenin tarihi de "9 Mart" olarak belirlendi. Ancak Faruk Gurler'in bu tabloda yer almakta isteksiz davranmasi ve 9 Mart aksami yapilan toplantida, "Emrediyorum, bu hareketleri durduracaksiniz. Cunku yarin Genisletilmis Komuta Konseyi toplantisi var." demesi uzerine Muhsin Batur yalniz kaldi. Boylece 9 Mart hareketi basarisizlikla sonuclandi. Ancak 10 Mart gunu donemin Genelkurmay Baskani Memduh Tagmac baskanliginda yapilan Komuta Konseyi toplantilari, 12 Mart gunu Demirel Hukumeti'ne verilen muhtira ile noktalandi.
MUHTIRA METNI
12 Mart gunu TRT radyolarindan okunan muhtira metni soyleydi:
"1. Parlamento ve hukumet suregelen tutum, gorus ve icraati ile yurdumuzu, anarsi, kardes kavgasi, sosyal ve ekonomik huzursuzluklar icine sokmus, Ataturk'un bize hedef verdigi cagdas uygarlik seviyesine ulasmak umidini kamuoyunda yitirmis ve Anayasa'nin ongordugu reformlari tahakkuk ettirememis olup, Turkiye Cumhuriyeti'nin gelecegi agir bir tehlike icine dusurulmustur.
2. Turk milletinin ve sinesinden cikan Turk Silahli Kuvvetleri'nin bu vahim ortam hakkinda duydugu uzuntu ve umitsizligi giderecek carelerin partilerustu bir anlayisla meclislerimizce degerlendirilerek mevcut anarsik durumu giderecek ve Anayasa'nin ongordugu reformlari Ataturkcu bir gorusle ele alacak ve inkilap kanunlarini uygulayacak, kuvvetli ve inandirici bir hukumetin demokratik kurallar icinde teskili zaruridir.
3. Bu husus suratle tahakkuk ettirilmedigi takdirde, Turk Silahli Kuvvetleri, kanunlarin kendisine vermis oldugu Turkiye Cumhuriyeti'ni korumak ve kollamak gorevini yerine getirerek idareyi dogrudan dogruya uzerine almaya kararlidir."
Bu muhtira 12 Mart gunu saat 15'te acilan Turkiye Buyuk Millet Meclisi'nde oturumu yoneten Meclis Baskan Vekili Fikret Turhangil tarafindan da okutuldu. Tek itiraz sesi Demokratik Parti Milletvekili Hasan Korkmazcan'dan geldi. Korkmazcan yerinden kalkarak, "Meclis'te ya Cumhurbaskanligi tezkeresi ya da Basbakanlik tezkeresi okunur, ordu tezkeresi okunmaz." dedi. Turkiye'nin cift Meclis'le yonetildigi bu donemde Cumhuriyet Senatosu Baskani AP'li Tekin Ariburun, muhtira metnini kendisine getiren subayi geri cevirdi; ancak bu metin uc gun sonra Senato'da da okundu. Ariburun, Senato Genel Kurulu'nda yuksek sesle su elestiriyi yapti: "Bir Meclis'e askeri kita gibi 'sunu soyle, bunu boyle yapacaksin' demeye imkan yoktur. Icranin emri altinda bulunan kumandanlarin takdir edecegi ve tenkit edecegi olcuye gore hukumetler kalacak veya kalmayacak. Boyle bir duzen demokratik duzen degildir. Biz demokratik rejim disinda bir rejim kabul etmeyecegiz."
Bu gelismelerden birkac saat sonra da Basbakan Suleyman Demirel, hukumetin istifasini acikladi. Muhtiranin hedefi "reformlari gerceklestirecek" guclu bir hukumet kurulmasiydi. Genelkurmay Baskani Memduh Tagmac'in basbakan adayi CHP'li senotar Nihat Erim'di. Erim CHP'den istifa ederek hukumeti kurmakla gorevlendirildi. Ancak Erim'in bir yil icinde kurdugu iki hukumete Adalet Partisi ve CHP de bakanlar vermesine karsilik Cumhuriyet tarihinin en zayif ve kisa omurlu hukumetleri arasindaki yerlerini aldi. Tabani olmayan hukumetlerin guclu olamayacaklari ve reform yapamayacaklari anlasilmisti. Muhtirayla ayrilmak zorunda kalan Suleyman Demirel, bunu soyle acikliyordu: "Benim yapamadigimi o neyle yapacak? Arkamda su kadar milletvekili bu kadar halk var. Ve Turkiye'yi ben o gun onlarin hepsinden daha iyi biliyorum. Yapilacak bir sey varsa ben hepsini yaptim, geliyorum zaten. Bunlar hizimi kesti. Ben yapamayacagim da onlar mi yapacakti?."
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=43169
Ara rejim, 26 Mart 1971'de kurulan Nihat Erim Hukumeti ile baslamisti. "Teknokratlar" agirlikli bu hukumet ancak yedi ay, 2. Erim Hukumeti de ancak dort ay ayakta kalabildi. 22 Mayis 1972'de Cumhuriyet Senatosu uyesi olan Ferit Melen baskanliginda kurulan hukumet 11 ay, 15 Nisan 1973'te yine bir senator olan Naim Talu'nun kurdugu hukumet ise 10 ay is basinda kaldi. Ara rejimlerle gecen bu bunalimli doneme Aralik 1973 secimleri kismen nokta koyabildi. CHP, secimi AP'nin onunde tamamlamasina karsilik Meclis'te cogunlugu alamamisti, Ecevit'in 26 Ocak 1974'te kurdugu hukumet 10 ay sonra dagildi. Ardindan senator Sadi Irmak'in kurdugu hukumet bes ay, Demirel'in kurdugu hukumet ise iki yil uc ay gorev yapti. 1977 secimlerinde, CHP yuzde 41, AP yuzde 36.9 oy aldi. Yine istikrarli hukumetler kurulamadi. Turkiye uzerine siyasal arastirmalari ile taninan Feroz Ahmet'in "1973'ten sonraki yillar Turkiye'nin, yonunu bulamayan zayif ve kararsiz hukumetler tarafindan yonetildigi en kotu donemdi. Bu donemde ekonomi sadece 1973 petrol sokuyla ugrasmak zorunda kalmadi. Avrupa'nin Turk iscisi talebinin sona ermesine yol acan ekonomik krizinin darbelerine de katlanmak zorunda kaldi." sozleriyle tanimladigi bu en kotu donemin ardindan Turkiye 12 Eylul 1980'e dayandi.

Turan Güneş konuşuyor : Partilerüstü hükümet olmaz

Herkesin, ismini Kibris Baris Harekati sirasinda Disisleri Bakanligi koltugunda oturmasindan hatirladigi Turan Gunes, ara donemlerde kurulan hukumetlerin basarisiz olmasini gercekci olarak analiz eden isimlerin basinda geliyor.
Mudahalelerle hep ayni sey hedefleniyor: Istikrari yeniden saglamak ve yillardir yapilmayan reformlari hayata gecirmek... 27 Mayis'tan sonra Milli Birlik Komitesi uyeleri de ayni seyi soyluyordu. 27 Mayiscilar bir de "Reform Komitesi" kurmuslardi. Ihtilalin onderlerinden Kadri Kaplan, Sefik Soyuyuce, Orhan Kabibay, Sami Kucuk ve Suphi Karaman bu komiteye secilmislerdi. Ama Turkiye'nin gercekleri ile yuz yuze kaldiklarinda "reform yapmak" denilen seyin hic de kolay olmadigini gorduler. Milli Birlik Komitesi'nin guclu isimlerinden Orhan Erkanli, bunu soyle anlatacakti: "Yahu ihtilal yapmak cok kolay; ama devlet yonetmek cok zor..."