TURAN GUNES'IN 'ARA REJIM' DEGERLENDIRMESI

Herkesin ismini Kibris Baris Harekati sirasinda Disisleri Bakanligi koltugunda oturmasindan hatirladigi Turan Gunes, ara donemlerde kurulan hukumetlerin basarisiz olmasini gercekci olarak analiz eden isimlerin basinda geliyor. 1954'te Demokrat Parti'den milletvekili secilmesine ragmen daha sonra Menderes'le yollari ayrilan ve politika hayatina CHP'de devam eden Turan Gunes, Turkiye'nin "partilerustu hukumetler"le ara donemlerde yasadigi celiski ve sikintilari soyle anlatiyor:
"12 Mart'tan bu yana meydana cikan 'Partilerustu Hukumetleri' parlamenter rejimin temel kurallari ile karsilastirabilmek icin bu kavrami ortaya atanlarin ileri surdukleri nitelikleri gozden gecirmek gerek. Onlarin anlayisina gore, bu bir koalisyon degildir. Yani, partiler arasinda bir anlasma urunu olarak ortaya cikmamistir. Icraatindan partiler sorumlu degildir, bakanlar da partileri temsil etmezler. Gerek Erim gerek Melen hukumetleri zamaninda Meclis'te programlar okunup gorusuldugu zaman parti sozculeri de bu nitelikleri belirtmis ve hukumetin sevk edecegi kanun tasarilari hakkinda da serbest bulunduklarini belirtmislerdir. Son olarak CHP'nin bakanlarinin kabineden cekilmesinden sonra AP bu hukumetten sorumlu olmadigini gene de ilan etmistir. Simdi su gariplik icinde bulunuyoruz. Hukumet, parlamenter rejimde oldugumuza gore, Meclis cogunluguna dayaniyor. O halde cogunlugun gorusunun hukumet politikasi olmasi, yahut baska bir deyimle hukumet politikasi ile cogunluk politikasinin esanlam tasimasi, ayni dogrultuda olmasi gerekli. Oysa partiler daha baslangicta, 'Bu hukumetten biz sorumlu degiliz, getirecegi kanunlari serbestce inceleyecegiz.' diyorlar. Boyle olunca da parlamenter rejimde hukumetle Meclis'i baglayan zincir kopmus oluyor. Birinci ve en buyuk celiski buradadir.
5 YILLIK PLAN VE AP...

Bakanlar Kurulu'nun guvenoyundan gecmekle beraber, partileri baglamayan bir programi var. Bu programin gerektirdigi birtakim kanunlar da olacak. Partiler bu kanunlari kabul edeceklerine soz vermemislerdir. O halde guvenoyunun anlami nedir? Meclis cogunlugunun istemedigi kanunlar reddedilecek ya da cogunlugun istemine uygun bir bicime girecektir. Boyle olunca da gene partilerustu hukumet programi kalmayacaktir. Gercek de boyle olmaktadir. Bes yillik plan sonucta AP'nin istedigi bicime girmistir. Girmesi de gereklidir. Meclis'te cogunluk onundur. Mantiksiz olan, hayal urunu olan, parlamento cogunlugu disinda bir politika yuruten hukumet iddiasidir. Bu iddiayi daha da garip hale getiren, parlamento karsisinda bagimsizligi bulunmayan ve istese de istemese de cogunlugun dogrultusunda yurumek zorunda bulunan bir hukumetin "reformculuk" temasi ile ortaya cikmasidir. Parlamento cogunlugunun istemedigi bir reform nasil yapilabilecek? Hukumet bunu Meclis'ten hangi gucune dayanarak gecirebilecek? Boyle iddialari ileri surenler kendilerini aldatiyorlar. Ya da kamuoyunu veya diger ilgilileri oyaliyorlar.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=43170
PARTILERUSTU HUKUMET MUMKUN DEGIL

Hukumetler eylemlerinden parlamento onunde sorumludur. Parlamento da secmen onunde sorumludur... Ozet olarak sunu soyleyeyim: Parlamento cogunlugunun siyasal dogrultusu disinda partilerustu bir hukumet parlamenter rejimde mumkun degildir. Olsa olsa bir slogandan ibarettir..."
Turk domokrasisini analiz ederken "Bizde sivil toplum ve bu sivil toplumun olusturdugu bir devlet yapisi hicbir zaman olmamistir. Bireylerin birer atom gibi oldugu, aralarinda organik baglar bulunmayan birer numara neferi gibi sayildigi bir toplum yapisindan, demokrasiyi olusturan bir cogulcu toplum cikarmanin zorlugu ortadadir." sozlerini kullanan Turan Gunes, Deniz Baykal'in sozunu ettigi "ara rejim ozlemcileri" ile ilgili olarak da su gozlemleri yapiyor:
"Turkiye'de yaygin kani, 'aydinlarin ilerici olduklari' seklindedir. Bence Turkiye'de aydin denen insanlari simdilik gerici gucler arasinda saymak daha dogru olur. Bu gerilik baslica iki bicimde kendini gosterir. Bir defa okumus personeli cok kit olan Turkiye'de aydin denen kitlenin cok buyuk bir kismini memurlar olusturuyor. Memurlar ilerici bir unsur sayilabilir mi? Aydinlarda gorulen gericiligin ikinci nedeni de onlarin toplumsal kokeni ile ilgili. Memurlar disinda bunlarin buyuk bir kismini da buyuk veya kucuk tuccar, gazeteciler, serbest meslek sahipleri olusturuyor. Bunlarin ilericiligi de Ataturk devrimlerine bagliliktan oteye gecmiyor. Ataturk devrimlerini de burjuva sinifinin rahat yasamasina, modern yasantinin nimetlerinden yararlanmasina olanak verdigi icin tutuyorlar. Bu sinif ornegin gelirin asagi siniflara da dagilmasina yol acacak derecede koklu bir devrime taraftar degildir. Cunku oyle bir atilim kendilerine de birtakim yukumlulukler yukleyecek, rahatlarini kaciracaktir... Ataturk devrimleri de, Ataturk ihtilalinin felsefesi de bir mutlu azinligin huzur icinde yasamasi demek degildir. Ataturk rejiminin temelinde halkcilik vardir, toplumculuk vardir. Kitlelere hukmetmek isteyenler degil, onlari ikna ederek ileriye goturenler Ataturkcudur, ilericidir..."
IHTILALCILERE SESLENIS!..

Mechul Ihtilalcilere Acik Mektup basligi altinda, 'Sayin Ihtilalciler' girisi ile baslayan yazisinda Turan Gunes sunlari yaziyor: "Sizin yolunuz, sizin kafanizdan gecen usuller topyekun butun filizleri kavuracaktir diye korkarim. Biz simdi bir zirai mucadele yapar gibi bir siyasi mucadele yapacagiz. Tarlamizdaki bu yaban otlarini elbet koparip atacagiz. Emin olunuz ne Turk toplumunun sagduyusunda bir eksiklik vardir, ne de mucadele silahlarimiz yetersizdir. Elverir ki, calismayi bilelim ve ufak tefek hadiseler karsisinda inancimizi yitirmeyelim... Simdi eger cikarmissaniz tabancalarinizi kiliflarina sokunuz. Turk vataninda ahlak, fazilet ve bilgi savasi veren demokratik guclere katiliniz..."
12 Eylul sabahi Kenan Evren'in radyolardan yayinlanan konusmasinda yer alan, "Devlet baslica organlariyla islemez duruma getirilmis, anayasal kuruluslar tezat veya suskunluga burunmus, siyasi partiler kisir cekismeler ve uzlasmaz tutumlariyla devleti kurtaracak birlik ve beraberligi saglayamamislar ve luzumlu tedbirleri alamamislardir..." sozlerini hatirlatan Turan Gunes, "Yine bundan 20 yil once bir 27 Mayis gecesinde uyandigimiz zaman duyduklarimiz gibi!" diyor. Evren'in konusmasinin devaminin, anayasanin baslangic kismi ile neredeyse kelime kelime ayni oldugunu vurgulayan Gunes, sozlerini soyle noktaliyor: "O halde amacimiz ayni! Demokratik duzen istiyoruz, huzur istiyoruz. 1924 Anayasasi'ni denedik, 27 Mayis'i denedik. Gene kargasa, gene kardes kavgasi, neden? Nicin? Kimdir sorumlusu? 27 Mayis'tan bizi 12 Eylul'e getiren nedenler nelerdir?.."
Yararlanilan kaynaklar:
-12 Mart, Ihtilalin Pencesinde Demokrasi, Mehmet Ali Birand, Can Dundar, Bulent Capli, Imge Yayinevi, 1994
-27 Mayis'tan 12 Mart'a, Kurtul Altug, Koza Yayinlari, 1976.
-Turan Gunes, Turk Demokrasi'sinin Analizi, Hazirlayan: Hurssit Gunes, Umit Yayincilik, 1996.
-Turkiye'nin Hukumetleri, Turker Sanal, Sim Matbaacilik, 1997.
-Rejim ve Asker, Hikmet Ozdemir, Afa Yayinlari, 1989
-Ordu Siyaset Iliskisi, Dr. Umit Ozdag, Gundogan Yayinlari, 1991.
-Ziverbey Kosku, Ilhan Selcuk, Cagdas Yayinlari, 1989
-12 Mart muhtirasi, Feroz Ahmad, Zaman Gazetesi, 12 Mart 1998.