Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 2/6 İlkİlk 1234 ... SonSon
58 sonuçtan 11 ile 20 arası
  1. #11
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Üreme Sistemi

    --------------------------------------------------------------------------------

    Dış genital organlar; vulva adı verilen iç ve dış dudaklar, klitoris, hiymen (kızlık zarı) ve çeşitli bezlerden oluşur.


    Kadın Üreme Sistemi

    Kadın üreme organları, iç ve dış genital organlardan oluşur.

    Dış genital organlar; vulva adı verilen iç ve dış dudaklar, klitoris, hiymen (kızlık zarı) ve çeşitli bezlerden oluşur. Vajina açıklığını çevreleyen iç ve dış dudaklar yağ dokusu, ter bezleri, kan damarları ve kıl kökleri içeren deri kıvrımlarıdır. Erkeklerde penisi oluşturan yapının kadınlardaki kalıntısı olan klitoris cinsel aktivite sırasında kanla dolarak sertleşen dokulardan oluşur. Hiymen (kızlık zarı) vajina açıklığının dış kısmını kaplayan ince bir zardır.

    İç genital organlar; vajina, rahim, fallop tüpleri (üreme kanalları) ve yumurtalıklardan oluşur. Vajina vulvadan rahme doğru uzanan yaklaşık 7-9 cm uzunluğunda olan ve kaslardan oluşan bir yapıdır. Elastik olduğu için cinsel ilişki ve doğum sırasında gerilebilir. Rahim armut şeklinde bir yapıdır, gövde ve rahim ağzından oluşur. Rahmin içi endometrium adı verilen ve her ay menstrual kanama (adet kanaması) ile dökülen bir tabaka ile kaplıdır. Fallop tüpleri rahim ve yumurtalık arasında uzanan yapılardır. Yumurtalıklardan atılan yumurtanın döllenmesi bu tüplerde gerçekleşir. Döllenen yumurta tüplerden geçerek rahme ulaşır. Yumurtalıklar, kanalların her iki yanında yer alan ve çok sayıda yumurta içeren ceviz büyüklüğünde yapılardır. Östrojen ve progesteron gibi hormonları üreten yumurtalıklardan menopoz dönemine kadar her ay bir yumurta gelişerek atılır.

    Kız çocuğu doğduğunda yumurtalıklarında 400.000 civarında yumurta bulunur. Doğumdan ergenlik dönemine kadar geçen sürede yumurta üretimi olmaz ve yumurtaların bir kısmı dejenere olur. Ergenlik ile birlikte her ay bir yumurta olgunlaşarak atılır. Yumurtalıklardaki yumurtaların dejenere olması sigara, ilaç, radyasyon ve çevresel faktörler arttırabilir. Yumurtalar çok azaldığında menopoz başlar.

    Erkek Üreme Sistemi

    Erkek üreme organları; penis, testisler (yumurtalıklar), prostat ve seminal bezlerdir.

    Testisler, skrotum adı verilen yumurtalık torbalarında yerleşmiş bir çift bezdir. Testisler erkek karakteristiklerinin gelişmesini sağlayan testosteron hormonunun (erkeklik hormonu) salgılanmasından ve sperm hücrelerinin üretiminden sorumludur. Testisler, seminifer tübüller olarak adlandırılan sperm hücrelerinin üretildiği ipliksi tübüllerden ve bu tübüllerin etrafında yerleşmiş testosteron hormonu salgılayan Leydig hücrelerinden oluşur.

    Spermler epididimis adı verilen ve testislerin üst kısmında yerleşmiş yapı aracılığıyla vas deferense (sperm kanalına) boşalır. Spermler epididimisten geçerken hareketlilik kazanır ve olgunlaşır. Epididimisten çıkan spermler yumurtayı dölleme yeteneği kazanmışlardır.

    Penis, süngerimsi ve erektil dokulardan oluşur. Penisin erektil dokusu cinsel ilişki sırasında kanla dolar ve ereksiyon (sertleşme) gerçekleşir. İdrar ve meni penisteki üretra adı verilen kanaldan dışarı çıkar.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43311

    Erkeklik hormonunu üreten Leydig hücreleri oldukça dayanıklı hücreler olmasına rağmen sperm üreten seminifer tübüller çok hassas yapılardır. Bu yüzden infertilite problemi olan bir çok erkekte sekonder seks karakterlerinin (erkeksi karakteristiklerin) gelişimi ile ilgili bir problem görülmez.

    Üreme

    Sperm ve yumurta hücresinin birleşmesi ile yeni bir hayatın temelleri atılır.
    - Yumurtalıklarda hormonların etkisi ile büyüyen folikül içinde gelişimini tamamlayan yumurta adet siklusunun 14. günü yumurtalıklardan atılır.
    - Çatlayan folikülün içinden salınan yumurta Fallop tüplerininin ucundaki fimbria adı verilen parmaksı çıkıntılar yardımı ile döllenmenin gerçekleşeceği tüpe alınır.
    - Cinsel ilişki sırasında vajinaya boşalan spermlerden bir kısmı yüzerek Fallop tüplerine ulaşır. Spermlerden bir tanesi yumurta hücresinin içine girmeyi başarır ve döllenme gerçekleşir.
    - Döllenme gerçekleştikten 24 saat sonra döllenen yumurta hücresi iki hücreye bölünür.
    - Embryo olarak adlandırılan döllenmiş yumurta bölünmeye devam ederek tüp içinde ilerler.
    - Embryo rahme ulaştığında dış zarı incelerek kaybolmuş ve hücre sayısı artmıştır. Bu yapıya blastosist adı verilir.
    - Blastosist rahmin endometrium adı verilen iç tabakasına tutunur ve gelişimine devam eder.

    Bir adet yumurtanın döllenebilmesi için bir adet sperme ihtiyaç vardır. Vajinaya boşalan spermlerin birçoğu yumurtaya ulaşmadan canlılığını kaybeder. Her ejakülasyonda (boşalmada) 100-300 milyon arasında sperm vajinaya boşalır. Sperm yoğunluğu mililitrede 20 milyondan az ise gebelik şansı azalır. Sperm sayısının yanında sperm hareketliliğinin, yapısının ve yumurtayı dölleyebilme yeteneğinin de çok önemli olduğu unutulmamalıdır. Önce çok yoğun olan meni ejakülasyondan 20-30 dakika sonra sıvılaşır. Spermler rahim ağzındaki mukusu geçerek Fallop tüplerine (yumurtalık kanallarına) ulaşır. Sperm ve yumurta Fallop tüp lerinin orta kısmında karşılaşır.
    Yumurta zona pellusida adı verilen bir zar ile çevrilidir, bu zarı da korona adı verilen hücreler çevreler. Sperm zona pellusidayı (yumurta zarını) geçerek yumurtanın içine girer. Bunu sadece tek bir sperm hücresi başarabilir. Sperm ve yumurta hücreleri 23'er adet kromozom taşır, sperm ve yumurtanın birleşmesi ile 46 kromozom tamamlanır.

    Döllenmiş yumurta 0.1 mm çapındadır. Bir iki gün içinde yumurta 2, 4, 8 ve 16 hücreye bölünür ve döllenmeden 4 gün sonra 0.3 mm çapında morula adı verilen bir hücre topu haline gelir. Morulanın içinde sıvı birikerek blastosist adı verilen yapı oluşur. Döllenmeden 5 gün sonra yumurta rahme ulaşır.

    İmplantasyon blastosist aşamasındaki döllenmiş yumurtanın rahmin endometrium adı verilen iç tabakasına tutunmasıdır. İmplantasyon yumurtanın döllenmesinden yedi gün sonra gerçekleşir.

    İnfertilite (Kısırlık)

    Genç bir kadının her menstrual siklusta düzenli cinsel ilişkide bulunduğu taktirde gebe kalma şansı %20'dir. Korunmayan çiftlerin bir çoğu ilk 6 ay içinde hamile kalır. 35 yaş üzerindeki kadınlarda bu süre uzayabilir.

    Basit olarak infertilite bir yıl süresince çiftin herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmamasına rağmen gebeliğin elde edilemediği durumdur.

    Çiftlerde infertilite erkek, kadın veya her ikisindeki problemlere bağlı olabilir. İnfertil çiftlerin %30'u erkeğe bağlı, %30'u kadına bağlı nedenlerden dolayı çocuk sahibi olamamaktadır. Çiftlerin %40'ında ise infertilite eşlerin her ikisindeki problemlere bağlıdır. Erkek eşte sperm sayısının, hareketliliğinin veya normal yapıdaki spermlerin azalması veya menide hiç sperm olmaması infertilite nedenidir. Ayrıca iktidarsızlık ve geriye boşalma da infertiliteye yol açabilir. Kadın eşte ise ovulasyonun olmaması, endometriozis (karın içine kanamalar yapan bir hastalık), Fallop tüplerinin tıkalı olması ve rahimde myomların bulunması infertilite nedenidir.

    Günümüzde evlenme yaşı ilerlediği ve evlenen çiftler çocuk sahibi olmayı erteledikleri için infertilite daha sık görülmektedir. Ayrıca enfeksiyonların daha yaygın görülmesi de Fallop tüplerinde tıkanıklığa neden olarak infertiliteye yol açabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar her altı çiften birinde infertilite problemi olduğunu göstermiştir

  2. #12
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Örümcek ve İktidarsızlık Araştırması

    --------------------------------------------------------------------------------

    İsrailli araştırmacılar, erkekte iktidarsızlık sorununu çözebilmek için örümcek zehrini inceliyor.




    Gazete, bu örümceklerin ısırdığı erkeklerde uzun süreli sertleşme gözlemlenmiş olduğunu, doktorların da bu gözlemden hareketle araştırmaya giriştiğini yazdı.

    Araştırma ekibinin başkanı Dr. İlan Grinolad, bu çalışmanın, türünün ilk örneği olduğunu belirtti.

  3. #13
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Erkek Doktora Gitmez

    --------------------------------------------------------------------------------
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43313

    ABD'de yapılan bir araştırmada, erkeklerin güçlü olması gerektiği efsanesine inanan gençlerin daha az doktora gitme eğiliminde olduğu belirlendi.




    Araştırma, 15-19 yaş arası 1677 erkek arasında yapıldı. "Hakiki bir erkeğin" nasıl olması gerektiğine ilişkin geleneksel inançlara sahip gençlerin, önleyici sağlık hizmetleri için doktora gitme eğiliminin daha az olduğu saptandı.

    Gençler, doktora gitmenin "zayıflık işareti" olduğu düşüncesini taşıyor. Bazı rutin test ve taramalar için düzenli olarak doktora gitmesi gereken genç erkekler, 15 yaşına geldiklerinde genellikle doktora gitmekten vazgeçiyor.

  4. #14
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Prostat Hastalığını Nasıl Anlaşılır

    --------------------------------------------------------------------------------

    Prostat kanseri, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri. Aynı zamanda sinsi bir hastalık olarak da değerlendirilen prostat kanseri vakalarında son yıllardaki artış dikkat çekiyor.




    Artışın yanısıra, şimdiye kadar 60'lı yaşlardan sonrası için risk olarak değerlendirilen bu kanser türü, son yıllarda daha erken yaşlar için de bir risk haline geldi.

    Üroloji Uzmanı Op. Doktor Mehmet Kırdar, prostat kanseri tanısında ve takibinde önemli bir test olarak değerlendirilen PSA'nın (Prostat Spesifik Antijen) kanser taramasında kullanımı arttıkça tespit edilen vaka sayısında da artış olduğunu vurguluyor. Op. Doktor Kırdar, bunun prostat kanserinin daha erken yaşlarda teşhisini ortaya çıkaran bir başka nokta olduğunu belirtiyor.

    2006 yılında dünyada 680 bin erkeğe prostat kanseri tanısı konulduğu hatırlatan Op. Dr. Kırdar, yaklaşık 200 bin erkeğin de hastalık nedeniyle öldüğünü belirtiyor.

    40 yaş üstü erkeklerin yüzde 9'unda prostat iltihabı bulunduğunu belirten Dr. Kırdar, prostatın seksüel geçişli hastalıklarda prostat kanseri riskini arttırdığını ifade ediyor.

    Antienflamatuar ajanlar, antioksidanlar, düşük yağlı diyet meyve sebze ve lifli diyet likopen içeren domates gibi besinlerin tüketiminin bu riski azalttığını belirten Op. Dr. Mehmet Kırdar, prostat kanserinin genellikle geç belirti verdiğine dikkat çekiyor.


    ŞU DURUMLARDA HEMEN BİR DOKTORA BAŞVURUN:

    1-İdrar akımında azalma,
    2-Sık idrara gitme,
    3-İdrarı boşaltamama hissi,
    4-İdrar kaçırma,
    5-İdrar yolu enfeksiyonu,
    6-İdrarda kanama
    7-İdrar yaparken yanma,
    8-Kasık ağrısı,
    9-İktidarsızlık

    PROSTAT KANSERİNDE AİLE ÖYKÜSÜ ÖNEMLİ

    Prostat kanserinde aile öyküsünün önemli bir risk olduğuna da dikkat çeken Op. Dr. Mehmet Kırdar, hastalığın yaklaşık yüzde 10'unun ailesel görüldüğünü ifade ediyor.

    Operatör Doktor Kırdar , aile öyküsü olmayan erkeklerle kıyaslandığında, birinci dereceden akrabasında prostat kanseri bulunan bir erkeğin hastalığa yakalanma riskinin iki ile üç kat arasında arttığını belirtiyor.

    Hastalığın tek yumurta ikizleri için de benzer bir durum sergilediğine dikkat çeken Üroloji Uzmanı Operatör Doktor Mehmet Kırdar, tek yumurta ikizlerinde hastalığın görülme sıklığının diğer kişilere oranla iki kat daha fazla olduğunu ifade ediyor.Op. Doktor Mehmet Kırdar, bu iki grupta olan kişilerin mutlaka 50'li yaşlara gelmeden test yaptırması gerektiğini belirtiyor.

    Daha önce PSA testinin 50 yaş sonrası check-up'larında senede 1 kere yapılması önerilirken, son yıllardaki prostat kanseri artış gözönüne alındığında, 40 yaşından sonra senede bir kere kontrollerin yapılması gerektiğini vurguluyor.

    DOKTORA GİTMEKTEN KORKMAYIN, ERKEN MÜDAHALE YENİDEN SAĞLIK DEMEKTİR

    Op. Dr. Mehmet Kırdar, bazı hastaların, kendilerinde normalin dışında seyreden durumlara rağmen korkuyla doktora gitmediklerini belirtiyor.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43315

    Bu durumun , prostat kanserinin tedavisinde önemli bir zaman ve tedavi yöntemi kaybı olduğunu belirten Dr. Kırdar, rutin kontrollerin yanısıra, endişe edilen durumlarda mutlaka bir doktora başvurulması gerektiğini vurguluyor.

    Prostat kanserinin tedavisinde son yıllarda önemli noktaya gelindiğini belirten Op.Dr. Mehmet Kırdar, hastalık yaşının düşmesini de gözönünde bulundurarak, rutin kontrollerin çok önemli olduğunun altını çiziyor.

  5. #15
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Erkek Kısırlığı Tarih Olmak Üzere

    --------------------------------------------------------------------------------

    Bilim adamları, kemik iliğinden olgunlaşmamış sperm hücreleri elde etti.




    Bu hücrelerin tam olarak gelişmiş spermlere dönüştürülmesi halinde, bunun kısırlık tedavilerinde çığır açan bir yöntem olacağı belirtildi.

    Bununla birlikte, yöntemin erkekleri çocuk yapmada devre dışı bırakabileceği belirtiliyor.



    BBC ve Daily Mail'in internet sitelerindeki habere göre, Göttingen ve Münster üniversiteleri ile Hannover Tıp Okulundan araştırmacılar, kemik iliğinden alınan kök hücrelerin, testislerde bulunan ve spermleri oluşturan hücrelerin benzerlerine dönüşmesini sağladı.

    New Castle Üniversitesi Kuzey-Doğu İngiltere Kök Hücre Enstitüsünden Prof. Nayernia, bu hücrelerin sperme dönüşmediğini, ancak bunun kısa zaman içinde başarılacağına inandığını söyledi.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43317

    Fare embriyonlarından alınan kök hücrelerden laboratuar ortamında sperm elde edilmiş ve bu yapay spermle döllenen yumurtalardan fare yavruları doğmuştu. Ancak sağlık sorunları olan yavru fareler bir süre sonra ölmüştü.

    Prof. Nayernia, "Bu keşiften büyük heyecan duyduk, çünkü fareler üzerinde yaptığımız daha önceki araştırma, bu konuda çalışmalarımızı daha ileri götürebileceğimizi gösteriyor" dedi.

    Nayernia "Bir sonraki amacımız, bu sperm hücrelerini laboratuarda olgun spermlere dönüştürmek. Bu 3 ila 5 yıl alabilir" diye konuştu.

    -YAPAY YÖNTEMLERLE ÇOCUK-

    Başarılı olması halinde yöntemin, kemoterapi yüzünden kısır kalmış kanser hastası erkekler de dahil olmak üzere erkek kısırlığı açısından başarılı bir tedavi yöntemi olarak kullanılabileceği belirtildi.

    Bununla birlikte, yöntemin kötüye kullanılması halinde, çocuk yapmada erkeklerin tamamen devre dışı bırakılabileceği belirtiliyor.

    Hatta, yapay spermin, laboratuarda geliştirilmiş yumurtayla döllenmesiyle, bebeklerin tamamen laboratuar ortamında elde edilebileceği kaydediliyor.

    Bunun yanı sıra laboratuarda elde edilmiş yumurta ve spermle, iki kadının genetik materyalini taşıyan bebek dünyaya getirilebileceği de yazılan senaryolar arasında.

    İngiltere'de yeni çıkacak yasalarla, yapay spermlerin kısırlık tedavisinde kullanılmasının yasaklanabileceği belirtiliyor.


    13.04.2007

  6. #16
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Üremenin Düşmanı Sigara

    --------------------------------------------------------------------------------


    Sigara bağımlısı kadınlar, bebek sahibi olma hayallerine sigara içtikleri sürece ulaşamama riskini taşıyor. Hamilelik ve sonrası, sigara içen kadınlar için büyük riskleri beraberinde getiriyor. Bu bilinçten hareketle, sigarayı en etkin şekilde bıraktıracak yöntem olan IQS çözümleri, sigarayı bırakmak isteyen kadınlara her türlü desteği veriyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı'ndan Prof.Dr.Turhan Ece, sigara içen kadınlarda düşük, dış gebelik, erken doğum ya da bebeğin kaybedilmesi gibi ciddi risklerin, içmeyenlere göre oldukça fazla olduğunun altını çiziyor.

  7. #17
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Bebek sahibi olmak için kilo verin

    --------------------------------------------------------------------------------

    Gaziantep'teki Tüp Bebek Merkezi'nin Medikal Direktörü Hakan Özörnek, sağlıklı beslenmenin, genel vücut sağlığının yanı sıra üreme sağlığını da etkilediğini bildirdi.


    Özörnek, yaptığı yazılı açıklamada, ideal kiloda olmanın ruhsal ve fiziksel sağlığın yanı sıra bebek sahibi olmak için de önemli bir unsur olduğunu belirtti.

    Aşırı kilo kaybının yanı sıra normalin üzerinde bir kiloya sahip olmanın da bebek sahibi olmak konusunda hem kadın hem de erkekler için aynı oranda risk unsuru olduğunu ifade eden Özörnek, şöyle dedi:

    "Sağlıklı beslenmek, genel vücut sağlığının yanı sıra üreme sağlığını da etkiliyor. Gebe kalmayı planlayan bir kadının, meyve, sebze, karbonhidrat ve etin dengede olduğu bir diyet uygulaması, yağlı besinlerin alımını normal vücut kilosunu koruyacak şekilde ayarlaması gerekir.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43319

    Şişmanlık, vücuttaki yağ dokusunun normalden fazla olması demektir. Vücuttaki yağ dokusunun artmasıyla hormonal metabolik hastalıkların ortaya çıkması ya da ağırlaşması arasında doğrudan bir ilişki olduğu bilinmektedir. Genetik, metobolik, hormonal ve sinirsel birçok karmaşık sistem şişmanlığın oluşmasında rol oynar."

    Özörnek, obezitenin, adet düzensizliğinin yanı sıra yumurtlama problemine sebep olduğunu ve dolayısıyla doğal yolla gebelik oluşumunu zorlaştırdığını ifade etti.

    Fazla kiloları olan kadınların ideal kilolarına kavuşmaları durumunda, yumurtlama bozukluklarının düzelebileceğini, çocuk sahibi olmak isteyen, ancak fazla kilolarından dolayı olamayan anne adaylarının yağdan fakir, liften zengin yemekleri tercih ederek ve spor yaparak kilo vermeye çalışması gerektiğini belirten Özörnek, şöyle devam etti:

    "Yeşil yapraklı sebzelerde, fındıkta, bademde ve baklagillerde yoğun bir biçimde bulunan folik asit, sağlıklı gebelik için önemli bir vitamindir. Anne adaylarına, bebeklerinin kemik gelişimi için güneşten yeterince yararlanmalarını ve kalsiyumdan zenginleştirilmiş yoğurt, süt, fındık, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, kurutulmuş meyveler tercih etmelerini öneriyoruz."

  8. #18
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Nane Çayı kısırlık yapıyor

    --------------------------------------------------------------------------------

    Süleyman Demirel Üniversitesinde (SDÜ) yapılan bir araştırma Isparta ve çevresinde kaynatılarak içilen nanenin gebeliğin oluşumunu olumsuz etkilediğini ortaya koydu.


    Önce farelerde, sonra da insanlarda Isparta ve çevresinde çay gibi kaynatılarak tüketilen nanenin, rahim içi zarı (endometrium) üzerindeki etkilerini araştırdıklarını ifade eden Mungan, sıklıkla tüketilen nane çayının rahim içi zarındaki hücreleri tahrip ettiğini, bunun da gebelik olasılığını azalttığını tespit ettiklerini söyledi.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43321

    Halkın bitkileri bilinçsiz tüketiminin insan sağlığına etkilerini ortaya koymak için yaptıkları araştırmaya patoloji ve biyokimya bölümlerinin de destek verdiğini belirten Prof. Dr. Mungan, sonucun yılda 10 sayısı çıkan ünlü bilim dergisi Toxicology and Industrial Health de de yayınlandığını kaydetti. Böyle bir çalışmanın ilk kez yayınlandığına dikkati çeken Prof. Dr. Mungan, yurt dışındaki birçok araştırmacının kendilerini tebrik ettiğini ifade etti.

    Prof. Dr. Mungan, bitkilerle ilgili araştırmalarının devam edeceğini sözlerine ekledi.

  9. #19
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Obezite ve İktidarsızlık

    --------------------------------------------------------------------------------
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43322

    İktidarsızlık yakınması bulunan erkeklerin yüzde 79'unun, obez grubunda bulunduğu bildirildi.



    Ege Üniversitesinden (EÜ) yapılan yazılı açıklamada, Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmettin Çıkılı'nın obezite ve iktidarsızlık konusundaki görüşlerine yer verildi.



    İktidarsızlık yakınması olan erkeklerin yüzde 79'unun obez grubunda bulunduğunu açıklayan Prof. Dr. Çıkılı, obezite ve buna eşlik eden hastalıklar sonucu erkeklerde iktidarsızlık ve üreme sorunlarının ortaya çıktığını belirtti.

    Obez erkeklerde testesteron düzeylerinin azaldığını, damar sertliği görüldüğünü, cinsel istekte ve sperm üretiminde ciddi azalma meydana geldiğini ifade eden Prof. Dr. Çakılı, şunları kaydetti:

    ''Bu bireylerde testesteron düzeylerinde düşmenin yanı sıra obeziteye eşlik eden birtakım hastalıklar nedeniyle sertleşme sorunları sık olarak görülmektedir. Yapılan çalışmalar, bel çevresi 102 santimetreden daha fazla olanlarda, üreme sorunlarının daha sık olduğunu göstermektedir.''

    -TANSİYON DÜŞÜRÜCÜ VE PSİKİYATRİK İLAÇLAR-

    Prof. Dr. Çıkılı, iktidarsızlık ve kısırlıkta birtakım risk faktörleri bulunduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:

    ''Hareketi az olan yaşam tarzı, depresyon, diyabet, alkol ve sigara, hipertansiyon, testis yetmezliği, obezite başlıca risk faktörleridir. Obez erkeklerde üreme sorunlarının tedavisine yaşam tarzı değişiklikleri ile başlanmalı, bol lifli, kaloriden ve yağdan fakir diyet uygulanmalı, egzersiz mutlaka diyete eşlik etmelidir. Sigara önemli bir risk faktörüdür ve mutlaka bırakılmalıdır. Aşırı alkol alımı da iktidarsızlığa neden olabilir. Tansiyon düşürücü bazı ilaçlar, birtakım psikiyatrik ilaçlar da iktidarsızlık nedeni olabilir. Diğer tedavi yöntemleri ise cerrahi ve mekanik tedavilerdir. Hastaların eşli değerlendirilmesi tedavi başarısına olumlu katkılar yapmaktadır.''

    Damarsal, hormonal ve sinirsel bozuklukların yanı sıra obez bireylerde ortaya çıkabilecek özgüven duyusunun kaybı, başarısızlık, dışlanma ve reddedilme korkularının, üreme fonksiyonlarında bozulmaya ve iktidarsızlığa neden olabileceğine işaret eden Prof. Dr. Çıkılı, kan yağlarındaki yüksekliğin de damar sertliğine dolayısıyla iktidarsızlığa neden olabildiğini bildirdi.

  10. #20
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Cinsel sağlık

    Saç dökülmesinin başlıca nedenleri

    --------------------------------------------------------------------------------

    Uzmanlar, günde 50-100 adet saç telinin dökülmesini normal sınırlar içerisinde kabul ederken, eğer aşırı miktarda saç kaybı ve saçlarda gözle görülen incelme oluşursa, en kısa zamanda doktora başvurulması gerektiğini bildiriyor.



    Tüm toplumlarda saçlarla saç şekillerinin sosyal ve kültürel bir önemi vardır. Saç dökülmesiyle karşılaşan bir kişi, kendisini fiziksel ve ruhsal olarak zayıf görmeye başlayarak, bu durumdan kurtulabilmek için değişik yöntemlere başvurabilir. Ancak, saç dökülmesinin nedeni bulunmadan doğru bir tedavi şekli uygulanamaz. Bu nedenle aşırı saç dökülmesi, saç köklerinde zayıflık ve saç tellerinde incelme şikayetleri bulunanların, deri hastalıkları uzman hekimlerine başvurmaları gerekir.

    Uzmanların verdikleri bilgiye göre, sağlıklı bir insanda saçların yaklaşık yüzde 90'ı sürekli uzama halindedir. Bu büyüme evresi 2-6 yıl kadar sürebilir. Geriye kalan yüzde 10'luk kısım ise, 2-3 ay kadar süren dinlenme evresinde bekler. Bu dinlenme evresi sonucunda saçlar dökülür, dökülen saç köklerinden yeni saçlar büyümeye başlar ve döngü bu şekilde devam eder. Saç dökülmelerinin çoğu da işte bu normal saç büyüme döngüsünden kaynaklanır. Günde 50-100 adet saç telinin dökülmesi ise normal sınırlar içerisinde kabul edilir. Saç dökülmesinin nedenlerini bilmek hem bilinçli davranarak baştan bazı tedbirler almanızı sağlayacak, hem de bir sorun yaşadığınızda doğru tedavi şekli konusunda sizi yönlendirecektir. İşte sizi bu önemli sorundan kurtaracak saç dökülmesinin başlıca nedenleri.

    Uygunsuz saç bakımı ve kozmetik ürün kullanımı: Uzmanlara göre; boya, renk açma, düzleştirme veya perma gibi yöntemler, uygun koşullarda yapılmazsa saça zarar verebiliyor. Bu yöntemlerin sık sık veya aynı anda uygulanması da saçı zayıflatıp kırılmasına neden olabiliyor. Saçı çeken atkuyruğu, örgü, sıkı lastiklerle toplama gibi saç şekillerinin de sıklıkla uygulanmaması gerekiyor. Çünkü saç diplerine etki eden sabit çekme kuvveti saç kaybına neden olabiliyor. Sık sık yıkamak, taramak ve fırçalamak ise saçı kırabiliyor.

    Şampuandan sonra krem kullanmak saç taranmasını kolaylaştırıyor. Islakken daha kırılgan olduğu için, saçı havlu ile ovalayarak kurutmaya çalışmaktan kaçınmak gerekiyor. Uzmanlar, fırça yerine geniş ağızlı ve düz uçlu tarakların tercih edilmesi gerektiğini bildiriyor.

    Ailesel saç kaybı: Saç dökülmelerinin en sık rastlanan sebebinin kalıtsal özellik olduğunu bildiren uzmanlar, bu kalıtıma sahip olan kadınlarda saçlarda azalma görüldüğünü, ancak kellik oluşmadığını belirtiyor. Bu duruma ''erkek tipi kellik'' deniyor ve 10-20-30'lu yaşlarda başlayabiliyor. Son zamanlarda yeni tıbbi tedavi seçenekleri sunulmasına rağmen kalıcı bir düzelme sağlamanın saç transplantasyonu dışında henüz mümkün olmadığını ifade eden uzmanlar, hasta için uygun olacak yöntemin doktor tarafından seçilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

    Alopesi areata: Bu tip saç kayıplarında düzgün yüzeyli, para büyüklüğünde veya daha geniş yuvarlak yama tarzı alanlar oluşuyor. Nadiren tüm saç ve vücut kıllarında kayıp oluşabiliyor. Her yaşta görülebilen bu tip saç dökülmesini yapan neden bilinmemekle birlikte, birçok hastada saçlar daha sonra kendiliğinden büyüyor.

    Doğum sonrası: Gebe bayanlarda saçların büyük bir kısmının büyüme halinde olduğunu ifade eden uzmanlar, doğum sonrasında saçların, saç büyüme döngüsünün dinlenme fazına geçtiklerini, 2-3 ay içerisinde aşırı miktarda döküldüklerini, bu sürecin 1-6 ay kadar sürebildiğini ve çoğunlukla yeniden büyüyerek eski miktarlarına ulaştıklarını bildiriyor.

    Yüksek ateş, ağır enfeksiyon ve soğuk algınlığı: Hastalıkların, saçların dinlenme evresine girmesine neden olabildiğini belirten uzmanlar, yüksek ateş ve ağır bir hastalıktan 4 hafta ila 3 ay sonra yoğun bir saç kaybı gelişebileceğini, ancak zamanla saçların eski halini alacağını bildiriyor.

    Tiroid hastalıkları: Fazla veya az çalışan tiroid bezinin saç kaybına neden olabildiğini belirten uzmanlar, hastalığın tedavisiyle saç kayıplarının da giderilebileceğini bildiriyor.

    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22795-cinsel-saglik-2.html#post43323
    Eksik protein içerikli beslenme: Proteinden fakir diyetler yapan veya anormal beslenme alışkanlığına sahip kimselerde protein eksikliği oluşuyor ve vücut proteini muhafaza etmek için saçları dinlenme evresine sokuyor. Bundan 2-3 ay sonra da yoğun bir saç kaybı oluşuyor. Uzmanlar, bu durumun yeterli miktarda protein alınımıyla düzelebileceğini belirtiyor.

    İlaçlar: Uzmanlara göre, bazı ilaçlar geçici bir süre saç dökülmesine neden olabiliyor.

    Kanser tedavileri: Bazı kanser tedavilerinin saç hücrelerinin bölünmesini durdurabildiğini belirten uzmanlar, hastaların saçlarının yüzde 90'ını kaybedebileceklerini, ancak terapi sona erdikten sonra saçların tekrar büyüme göstereceklerini ve eski hallerine döneceklerini bildiriyor.

    Doğum kontrol hapları: Doğum kontrol hapı kullanan bir bayanda saç dökülmesinin ancak kalıtsal yatkınlıkla oluşabileceğine işaret eden uzmanlar, dökülme gerçekleşirse hapların doktor kontrolünde değiştirilmeleri gerektiğini belirtiyor.

    Demir eksikliği: Demir eksikliğinin de saç dökülmesine neden olduğuna işaret eden uzmanlar, bazı kişilerin demiri besinsel olarak eksik aldıklarını, bazılarında ise demirin bağırsaklardan emiliminin yetersiz olduğunu belirtiyor. Bayanlarda adet kanamaları nedeniyle demir eksikliğinin daha sık görüldüğünü bildiren uzmanlar, bu durumun mutlaka tedavi edilmesi gerektiğini belirtiyor.

    Büyük cerrahi girişimler ve kronik hastalıklar: Büyük cerrahi operasyon geçiren hastaların 1-3 ay içinde aşırı bir saç dökülmesi fark edebileceklerini belirten uzmanlar, bu durumun birkaç ay içinde geçebileceğini, ağır kronik hastalığı olan kişilerde ise saç kaybının ömür boyu devam edeceğini bildiriyor.

    Mantar hastalıkları: Küçük yamalar halinde kabuklanmalarla başlayıp yayılabilen, saçlarda kırılma, saçlı deride kızarıklık ve şişlik, hatta sızıntıya neden olabilen mantar hastalığının çocuklarda daha sık görüldüğünü belirten uzmanlar, hastalığın mutlaka ilaçla tedavi edilmesi gerektiğini bildiriyor.

    Saç koparma hastalığı (Trikotilomani): Çocuklar ve bazen erişkinler, saç, kaş veya kirpiklerini koparıncaya kadar çekebiliyor ve bunu bir alışkanlık haline getiriyor. Uzmanlar, böyle durumlarda psikolojik yardım alınmasını öneriyor

Sayfa 2/6 İlkİlk 1234 ... SonSon

Benzer Konular

  1. Doğum sonrasında cinsel sorunlar , cinsel terapi
    By Mustafa Uyar in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 06.Haziran.2007, 12:20
  2. Annelere sorulan Cinsel sorular
    By Mustafa Uyar in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11.Mayıs.2007, 12:50
  3. sağlık ocağı
    By Kıvırcık in forum Komik Yazılar
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 23.Kasım.2006, 11:50
  4. Oruçta sağlık var!
    By vergun in forum İslamın Şartları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.Ekim.2006, 02:58
  5. Cinsel gücünüzü artırın!
    By ReLaKsT in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 12.Ekim.2006, 13:22

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.