Öğüt 4:
Güvenli Ve Geniş Bir Konut İstemez misin?
Dünya hayatının geçici, hızlı ve kısa olduğunu bildiğin halde , dünyada güzenli ve
geniş bir konut istiyor; bunu elde etmek için çok çalışıyor ve fedakarlıklarda
bulunuyorsun. Öyle ki bazen bu uğurda insanlarla kavga ediyor ve çatışıyorsun. Hatta
böyle bir meskene kavuşmak için en yakın akrabalarınla bile anlaşmazlığa düşüyorsun.
Peki geçici olmayan ahiretteki kalıcı konutun için ne dersin?... Onun bedelini
ödedin mi? Bu bedelin değerini anladın mı? Bu bedel yüzbinlerce lira mı? O, gücün
yetmeyen bedel mi? Gücünün üstünde taşıyamayacağın bir bedel mi? Bu konutun bedeli
sana hiçbir zorluk yüklemeyen yavaş ve sessiz adımlardır... Aslında bu, senin için
güzel bir gezinti, hareket ve spordur... Doktorlar, yürümenin değerini ve sağlık
üzerindeki olumlu etkilerini her zaman söylerler. Dolayısıyla o güvenli ve geniş
konutun bedeli, senden tahsil edilmiş değil, peşşinen sana ödenmiş bir bedeldir.
Şimdi Ebu Hüreyre'den (r.a) rivayet edilen şu hadis-i şerife kulak ver ve dinle!
Allah resulü (s.a.v) şöyşe buyuruyor: ''Kim camiye gider veya gelirse, her gidiş ve
geliş için Allah ona cennette bir konak hazırlar.''
Öğüt 5:
Önce Allah'ın Namaz Kılanlar İçin Neler Hazırladığını ve Namazın Değerini Bil!
Kıyamet Günü Süs ve Ziynet Eşyalarına Sahip Olmak İstemez misin?
Müslüman kardeşim!
Namazı bırakmadan veya ona gereken ilgiyi göstermekten vazgeçmeden önce, Allah'ın
namaz kılanlar için hazırladığı büyük mükafatı ve tükenmeyen nimetleri bilmen
gerekir.
Namaz, kişinin derecesini yükselten, günahlarını ve kötülüklerini örten,
iyiliklerini kat kat artıran bir ibadettir. İmam İbn Kayyım der ki:
''Namaz; rızık getirir, sağlığı korur, sıkıntıları giderir, hastalıkları
iyileştirir, kalbi kuvvetlendirir, yüzü parlatır, ruha coşku ve neşe verir,
tembelliği yok eder, organları hareketlendirir, gücü arttırır, gönlü ferahlatır,
ruhu besler, kalbi aydınlatır, nimetleri korur, bela ve musibetleri def eder,
bereket getirir, şeytandan uzaklaştırır ve Rahman'a yaklaştırır.'' (1)
Allah resulü (s.av.) bir hadislerinde şöyle buyurur: ''Müminin ziyneti, abdestin
ulaştığı yerlere ulaşır.''
Allah resulü (s.a.v) kıyamet günü Müslümanları bu ziynetlerinden ve abdest suyunun
değdiği organlardan parlayan nurdan tanıyacak; onları karşılayıp merhabalaşacak ve
kendi havuzundan içmeleri için davet edevektir.
(1) İbn Kayyım, Zadü'l-mead.
Öğüt 6:
Kıyamet Günü Allah'ın Seni Kendi Gölgesinde Gölgelendirmesini İstemez misin?
O gün güneş başlarının üstüne yaklaşacak, insanlar güneşin şiddetli sıcağından ter
içinde kalacak ve gidecekleri yer cehennem bile olsa bu halden kurtulmayı temenni
edeceklerdir. Oysa en önemlisi namaz olan salih amelleri işleyen müminler, Allah'ın
gölgesinde gölgeleneceklerdir.
Buhari ve Müslim'in Ebu Hureyre'den (r.a) rivayet ettikleri bir hadiste, Allah
resulü (s.a.v) şöyle buyurmaktadır: ''Allah, gölgesinde başka gölgenin olmadığı
günde yedi sınıf insanı kendi gölgesinde gölgeler. Bunlar, adil imam; Rabbinin
ibadetinde yetişen genç; kalbi mescitlere bağlı kimse; birbirlerini Allah için seven
ve Allah için bir araya gelip Allah için ayrılan iki kişi; güzel ve makam sahibi bir
kadın tarafından davet edildiği halde ''Ben Allah'tan korkarım'' diyerek onun
davetini kabul etmeyen kimse; sağ eliyle verdiğini sol eli görmeyecek kadar gizli
bir şekilde sadaka veren kimse; Allah'ı tek başına zikrederken gözleri yaşaran
kimsedir.'' (1)
Bu hadisten şu dersler çıkarılabilir:
1- Namaz kılmayan bir kimsenin adil imam olması düşünülemez. Çünkü kendisini yaratan
ve rızık veren yüce varlığın emrine itaat etme ve ona şükretme anlamına gelen
namazın terk edilmesi adalet olamaz. Oysa namaz kılan bir kimse adaleti yerine
getirmiş olur. Çünkü namaz onu etkiliyecek, eğitecek ve insanlar arasında hüküm
verdiği zaman adil olmasını sağlayacaktır. Bu kişi eğer bir toplumun , bir cemaatin
imamı ise bu yedi sınıfın içine girer.
2- Allah'ın ibadetinde yetişen gencin, namaz kılmaması veya terk etmesi düşünülemez.
Çünkü içinde namaz olmayan bir ibadet nasıl olabilirki? Namaz kılmaya devam etmek ve
onu titizlikle korumak, ibadet eden kişinin temel özelliğidir.
3- Kalbi mescitlere bağlı kimsenin, namaz kılanlardan olduğu apaçıktır.
4- Birbirlerini Allah için seven, Allah için bir araya gelip Allah için ayrılan iki
kişiye gelince; insanların yaşam deneyimleri ve bilgileri, Allah için olmayan bir
dostluğun meyve vermediğini ve devam etmediğini gösteriyor. Allah'a isyan ve namazı
terk etme üzerine bir araya gelmiş iki arkadaşın bu dostluklarının Allah için olması
mümkün değildir.
5- Güzel ve makam sahibi bir kadın tarafından davet edilince ''Ben Allah'tan
korkarım'' diyerek bu daveti kabul etmeyen kimseye gelince; şayet sana: ''Bu kişi,
biri namazını dosdoğru kılan diğeri hiç kılmayan iki adamdan birisidir'' denilse,
sen hangisine işaret edersin?
Kuşkusuz namaz, ruhu eğitir ve mümini böylesi tehlikelerden korur. Yüce Allah şöyle
buyuruyor: ''Sana vahyedilen Kitab'ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz,
hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette (ibadetlerin) en
büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.'' (2)
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islamin-sartlari/56095-namaz-kilmayanlar-icin-nasihatlar.html#post114312
Bu ayetin tefsirinde şöyle denilmiştir: ''Çünkü derin bir içtenlik ve samimiyitle
kılınan namaz, sahibini büyük günahlardan ve dinin kötülediği her türlü davranıştan
uzaklaştırır. Namazda ve namaz dışında Allah'tan sakınma ve O'nun gözetimi altında
bulunduğunu unutmama, insanı daha etkileyici ve daha sevaptır.
6- Sadaka veren ve verdiği sadakayı gizli tutan kimsenin, namaz kılmayanlardan
olması düşünülemez. Çünkü yukarıda zikrettiğimiz gibi namazın kişi üzerinde olumlu
yönde etkisi vardır.
7- Allah'ı tek başına zikrederlen gözleri yaşaran kimseye gelince; kişi üzerindeki
olumu etkisinin yanında namaz, çoğu zaman sahibinin temiz ve ulvi mekanlarda yalnız
kalmasını, Allah'ı zikretmesini, duygularının incelip, gözlerinin yaşarmasını
sağlar.
Özet olarak denilebilir ki, huzur ve ihlasla namaz kılan kimse, şiddetli tehlike ve
sıkıntıların olduğu kıyamet günü Rahman'ın gölgesinde gölgelenecek yrdi sınıf
insanın sancağı altına girecektir.
(1)Buhari, Kitabü'l-iman Müslim Kitabü's-zekat (2) el-Ankebut, 29/45