Hangi Ramazan...?
Kendimizi sorgulayalım. Ramazan ayı bize neler hatırlatıyor? Bir ay boyunca neler alıyoruz.?
Önceki Ramazanlar hangi izleri bırakarak gitti?
Mesela: Ramazan sözcüğünü duyduğumuzda, aklımıza ilk gelen, mağfiret ve cennet kelimeleri mi yoksa, iftar vb. şeyler mi? Allah'ın Nebisi Ramazanı nasıl tarif ediyor ve onunla neler vaat ediyor bize? Kur'an'ımızda orucu emreden ayetlerdeki ifadeleri defalarca incelemeli, üzerinde düşünmeliyiz.
Şu hadisi şerifi defalarca okuyup düşünelim, kendimizi muhtevasına uyarlayalım:
"Kim tam bir imanla ve ecrini Allah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş ve gelecek günahları mağfiret olunur."
Ashab-ı Kiram'dan Ubade İbnu's-Samid (ra) diyor ki: Ramazan ayının geldiği günlerden birinde Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Size Ramazan geldi. O bir bereket ayıdır; O ayda Allah sizi zengin edecek: Rahmetini indirecek, hataları temizleyip dualara cevap verecek. Allah sizin yarışınıza bakıp sizinle meleklerine övünecek. O halde içinizdeki hayır arzularını Allah'a gösterin. Bedbaht; bu ayda Allah'ü Teala'nın rahmetinden mahrum kalandır."
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islamin-sartlari/54571-iftar-degil-oruc-ayimiz.html#post111558

Ramazan'a neden "Sultan" denilir?

İradi bir mahrumiyet ve meşakkat ayı olmasına rağmen Ramazan ayına "sultan" denmesinin sebebi, Müslümanların hayatında orucun taşıdığı büyük ehemmiyettir. Ramazan'ın bir başka özelliği "bin geceden hayırlı Kadir Gecesi"nin bu ayda olması ve Kur'an'ın yine bu ayda indirilmeye başlanmasıdır.

Sahuru ihmal etmeyin
Sahurda kalkıp yemek müstehaptır. Peygamberimiz: "Sahurda yemek yeyiniz, çünkü sahurda bereket vardır" (Buhari, Savm, 20) buyurmuştur. Sahur yemeği, oruca dayanma gücü verir. Duaların kabul edildiği vakitlerden biri de sahurdur. Oruçlu sahura kalktığı zaman, dilekleri için dua etmeli ve Allah'tan günahlarının bağışlanmasını istemelidir. Hele tam da zamanı olan sahurda iki rekat teheccüd kılıversek, sahurumuz teheccüdle bereketlenmiş olur.

İftarı yalnız yapmayın

Oruçlulara iftar yemeği vermek hayırlı bir davranış olduğu gibi bu sofralarda misafir ağırlamak unutulmaması gereken geleneklerimizdendir. Herkes imkanları nisbetinde evinde ya da dışarıda iftar verebilir. Peygamberimiz buyuruyor ki: "Bir oruçluya iftar veren kimseye, o oruçlunun sevabı kadar sevap verilir. Ancak o oruçlunun sevabından da bir şey eksilmez." (Et-Terğib ve't-Terhib, c.2, s.144)


Oruçlunun sevinci

Oruç ibadetini tamamlayıp iftar vaktine yetişen kimse, bundan büyük bir mutluluk ve sevinç duyar. O, tuttuğu orucun mükafatını almak üzere, kıyamet gününde Allah'ın huzuruna vardığı zaman en büyük sevinci tadacaktır. Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Oruçlunun iki sevinci vardır: Biri iftar ettiği vakit, diğeri de Allah'a kavuştuğu zamandır." (Buhari, Savm, 20; Müslim, Sıyam, 9)

Dualar kabul edilir

İftar vakti yapılan dualar kabul edilir. Peygamberimiz (sas) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Üç kimsenin duası geri çevrilmez, kabul edilir: 1- Oruçlunun iftar vaktindeki duası, 2- Adaletli hükümdarın duası, 3- Mazlumun duası." (Tirmizi, Deavat, 128)

Ramazan'ın hikmetlerinden haberimiz var mı?

Oruç, nefsin ve dolayısıyla onun üzerinden bizimle uğraşmaya azmetmiş Şeytan'ın zincire vurulduğu bir aydır. Eğer oruç yanında affedici, fedakar, cömert, sakin olamıyorsak, kin ve düşmanlık gibi hastalıkları içimizden atamıyorsak Ramazan'ın hikmetlerinden habersiz kalmışız demektir.