SİMİTÇİ MERCAN


Kişi
Simitçi Mercan - Zeynel - Sevinç - Leylâ
Haldun - Turgut - Yaşlı adam - Çocuklar
Dr. Mercan - Hemşire - Hasta bakıcı

1. Perde
(Olay bir sokakta geçmektedir. Beş çocuk sokakta koşmacaya benzer bir oyun oynamaktadırlar. Bu sırada başında bir simit tablası bulunan 10 yaşlarında bir zenci çocuk girer. Bu, Simitçi Mercan'dır.)
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=108633
Simitçi Mercan— Simiiit! Taze gevrek simit. Simitçiiii...
Zeynel— Hey! Şuraya bakın çocuklar. Kömürlük bekçisi geldi yine.
Sevinç— Haydi yine kızdıralım şunu.
Leylâ— Yazık arkadaşlar bırakın çocuğu... Ne istiyorsunuz ondan.
Zeynel— Fena mı, eğleniriz biraz...
Haldun— Oyun oynuyoruz ya... Bize ne ondan.
Zeynel— Siz bana bırakın, bakın nasıl eğleneceğiz.
Simitçi Mercan— Simit. Taze simitler var! Simitçii!
Zeynel ve Sevinç— (ikisi birden) Gündüz Feneri... Gündüz Feneri... Yaksana lambanı be yüzünü görelim...
Leylâ— Bırakın çocuğu canım.
Zeynel— Şuna bak be... Kömürlük faresi gibi...
Sevinç— Belki de yamyamdır. Kim bilir ne kadar adam yemiştir.
Haldun— Bırakın zavallı çocuğu işine baksın.
Zeynel— (Mercan'a) Söylesene kaç adam yedin? Sana soruyor.
Simitçi Mercan— Bırakın arkadaşlar işime bakayım... Neden bana sataşıyorsunuz.
Zeynel— Nerden biz senin arkadaşın oluyormuşuz bakalım Gece Feneri?
Mercan— Bütün çocuklar arkadaştır. Hatta kardeştir.
Sevinç— Bak hele şuna... Nerdeyse akraba çıkacak hepimizle...
Turgut— Bana bak Sevinç arkadaş... Böyle yaparsanız bir daha sizinle oynamam.
Leylâ— Ben de...
Haldun— Ben de size katılıyorum. Bu yapılanları doğru bulmuyorum.
Sevinç—- Aaa! Şunlara bak. Hep Gündüz Feneri'nden yana oldular. Siz de mi yamyamsınız yoksa?
Turgut— Böyle konuşmayı sana yakıştıramadım Sevinç.
Sevinç— Peki, neden onu koruyorsunuz öyleyse...
Turgut— Çünkü o da bizim gibi bir insan da onun için...
Zeynel— İnsan mı?
Turgut— Ya ne sandın?
Zeynel— Dur, ben size onun insan olup olmadığını göstereyim.
(Zeynel, Simitçi Mercan'dan yana giderek) Dur bakalım Gece Feneri!
Simitçi Mercan— Benden ne istiyorsunuz?
Zeynel— (yakasına yapışarak) Dön de suratını görsün-j ler.
Simitçi Mercan— Bırak beni... Yoluma gideyim.
Zeynel— Çevir suratını diyorum sana!
Leylâ— Bırak çocukcağızı Zeynel!...
Zeynel— Çevir, çevir görsünler!...
Simitçi Mercan— Bırak... (Zeynel, Simitçi Mercan'ı kolundan tutar. Simitçi Mercan ondan kurtulmaya çalışırken başından tablası yuvarlanır. Simitlerle birlikte bir kitapla defter ve kalem yere düşer.)
Turgut— (Koşar Zeynel'i kolundan çeker.) Beğendin mi yaptığını?
Zeynel— O da yüzünü çevirseydi ya... (Leylâ ve Haldun dökülen simitleri toplayarak tablaya yerleştirmeye çalışırlar.)