Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 41/43 İlkİlk ... 313940414243 SonSon
427 sonuçtan 401 ile 410 arası
  1. #401
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    ŞEHRİ GEZERKEN



    Ya Üç şerefeli, ya Eski Cami,

    Ya Sultan Selim, ya Sultan Süleyman,

    Geziyorum burda sabahtan beri,

    Sürüklüyor beni tarih ve zaman.



    Boş sokaklar, hüzün, vehim, heyecan...

    Sanki her şey birden unuttu beni;

    Asesler geliyor işte arkamdan,

    Kovalıyor beni bir yeniçeri.



    Kaçıyorum, şurda ulu bir çınar,

    Ötede yolumu kesen bir konak;

    Ne tarafa gitsem beni kovalar,

    Ucu topuğuma değen bir mızrak.



    Nereye yönelsem, kime sığınsam

    Kafesler örülü, kapılar kilitli.

    Bir mescit, önünde yaşlı bir imam,

    Kapıyı çekince o da seğirtti.

    Şurası bir terzi, şurası berber,

    Şurası bir fırın, şurası kapan.

    Bu kadar ahali nereye gider?

    Nerede saklanır bu kadar insan?



    Şurası havuzlu kahvehaneydi,

    Burada sohbetler, sazlar olurdu.

    Buraya gelince dizim kesildi,

    Ben durdum, arkamda bir ayak durdu.



    O zaman öğrendim: Meğerse Hünkar

    Gelirken, görmeye çıkmış Edirne;

    Şehri gözetleyen karakulluklar,

    Arkamdan soruyor: “Burda işin ne? ”



    Yavaşça arkama döndüm o zaman,
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43066

    Omuzumda gördüm bir bildik eli.

    Ansızın silkindim derin hulyadan,

    Ben, tarihte eski bir Edirneli.

  2. #402
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    TABİAT ODAM



    Severim kırlarda ben yaşamayı,

    On iki ayı.

    Severim kırların yeşil göğsünü,

    Bütün süsünü.



    İstemem başımın üzerinde dam,

    Tabiat odam.

    İstemem topraktan başka bir yatak,

    Kehkeşanlar tak.



    Kuşlardan savrulan bir incecik tüy,

    Üstümde örtü.

    Ve aydan kırpılan bütün yıldızlar,

    Rüyamda kızlar.



    Her sabah neşeyle uyanan bir eş,

    Koynumda güneş.

    Dallarda ötüşen kuşlar kabilem,

    Bilmezler elem.



    Ağlarsak bizimle beraber olur,
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43067

    Hemşirem yağmur.

    Sızlarsak bizimle beraber sızlar,

    Kardeşim rüzgâr.



    İsteyen toplasın binlerce arşın,

    Karlardan kışın.

    Mutlaka öptürür bağlarda temmuz,

    Çıplak bir omuz.



    Severim kırlarda ben yaşamayı,

    On iki ayı.

    Severim kırların yeşil göğsünü,

    Bütün süsünü.



    Ölürsem istemem ne yas, ne kefen,

    Ne başka bir fen.

    Üstümden kalkmasın çimen, çiy, yosun,

    Ruhum uyusun.

  3. #403
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    VADİ



    Bir çıplak yamacın altında dere,

    Yollardan gelinir şırıltısına

    Ne söylüyor bilmem bu söğütlere?

    Dalmışlar suların akıntısına.



    Ufukta dalları kızıl bir orman,

    Bürüyor yolların üstünü duman,

    Benziyor değneğe yaslanan çoban,

    Bir eski heykelin karaltısına.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43068



    Bir kanlı cenk teri olan bu vadi,

    Bulanır ıssızlık içinde şimdi,

    Dalmıştır yıllardan beri ebedi

    Akseden bir mızrak şakırtısına.

  4. #404
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    Arif Nihat Asya (1904 - 1975)
    Türk Edebiyat Tarihi'ne "Bayrak Şairi" olarak adını yazdıran Arif Nihat Asya, 7 Şubat 1904 yılında Çatalca'nın İnceğiz Köyü'nde dünyaya geldi. Babası Tokatlı Zîver Efendi, annesi Tırnovalı Fatma Hanımdır. Nihat Asya bir aylıkken babasının ölümü üzerine, akrabalarının himayesinde büyümek zorunda kaldı. İlköğrenimine köyünde başladı fakat daha sonra İstanbul'a geldi. Önce Haseki Mahalle Mektebi'ne daha sonra Gülşen'i Maarif Rüştiyesi'ne devam etti. Yatılı olarak girdiği Bolu Sultanisi kapatılınca, Kastamonu Sultanisi'ne aktarıldı. Liseyi bitirdikten sonra, İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu’nun Edebiyat Bölümü’nden mezun oldu.

    Milli Mücadele Dönemi'nde Ankara'da bulundu. Bu dönem onun şiire başladığı, Türklük ve vatan aşkı ile şiirler kaleme aldığı tarihlerdir. 1928 yılında Darülmuallimin'i Aliye'den edebiyat öğretmeni olarak mezun oldu ve Adana kolej ve öğretmen okullarında edebiyat öğretmenliği ve yöneticilik yaptı. 1948 yılında Edirne'ye tayin edildi. 1950-54 döneminde Adana Milletvekilliği, 1954 yılında Eskişehir milletvekilliği yaptı. 1962 yılında ise Ankara Gazi Lisesi'nden emekli oldu. 5 Ocak 1975 tarihinde Ankara'da vefat etti.

    Edebiyatımızda “Bayrak” şairi olarak tanınan Asya, Bayrak şiirini Adana’nın kurtuluş günü olan bir “5 Ocak”ın heyecanı ile yazdı. Bir çok dergi ve gazetelerde yazılar yazdı. Şiirlerinde hece, arûz ve serbest vezinleri kullanan Arif Nihat, nazmın her tür ve şekliyle eserler vermiştir. Fikrin ağır bastığı şiirlerinde milliyetçilik konusu büyük bir yer tutar. Çok renkli ve değişik biçimli şiirler yazmış olan Asya, son şiirlerinde biraz da mistisizme yönelmiştir. Şiirinde daima bir yenileşme çabası içinde olan şair, etkilerden uzak kalarak kendine özgü bol renkli şiir dünyasını oluşturmuştur.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43072

    Güzel ve zarif benzetmelerin yanı sıra, keskin zekâsının, şakacı mizâcının mahsûlü olan nükteleri, hicivleri, kelime oyunları üslûbunu tamamlayan önemli unsurlardır. Tarihimizin şanlı sayfalarını şiirleştiren şair, Rubai türünün yeni Türk edebiyatında önemli şahsiyetlerinden kabul edilir. Bayrak ve vatan, onun mısralarında en usta anlatıcısını bulmuştur.

    Şiir Kitapları: Heykeltraş (1924), Yastığımın Rüyası (1930), Ayetler (1936), Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor (1946), Rubaiyyat-ı Arif (1956), Enikli Kapı (1964), Kubbe-i Hadrâ (1956), Kökler ve Dallar (1964), Emzikler (1964), Dualar ve Aminler (1967), Aynalarda Kalan (1969), Kanatlar ve Gagalar (1946), Kıbrıs Rubaileri (1964), Avrupa'dan Rubailer (1971), Kova Burcu (1967).

  5. #405
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    AĞIT



    Ağlayın, parmakları nur

    Sularından kınalı kızlarım

    Ağlasın Meraga göklerinden

    Meraga'ya bakıp yıldızlarım



    Yollara Kürşadlar uzanmış ölü

    Ağlasın Akülke, ağlasın Sütgölü

    Yiğitlerim uyur gurbet ellerde

    Kimi Semerkant'ta bekler beni

    Kimi Caber'de



    Caber yok, Tiyanşan yok, Aral yok
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43073

    Ben nasıl varım?

    Ağla ey Tanrı dağlarıdan

    İndirilmiş Tanrım



    Şu yakın suların

    Kolu neden bükülmez

    Fırat niçin, Dicle niçin, Aras niçin

    Benden doğar, bana dökülmez?



    Ben ki ataeşle konuşurdum.selle konuşurdum

    İdil'le Tuna'yla Nil'le konuşurdum

    ''Sangaryos''u ''Sakarya'' yapan

    ''İkonyom''u ''Konya'' yapan

    Dille konuşurdum

  6. #406
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    ALPARSLAN-II



    Torunlarım dört yana, kol kol, gitsin;

    Malazgird'den İstanbul'a yol gitsin!

    Gelip sana çarpan gücü, yavaştan

    Anlamazsa, haritadan sil, gitsin!



    Şehidlerim, Tanrı'ya, al al, gitsin,
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43074

    Yaralıma su verene bal gitsin!



    Taclarını bir şey sanan gururlar

    Tahtlı gelip, taclı gelip kul gitsin!

    Fakat, harb bu: kalmak da var, ölmek de;

    Esir olup kalmaktansa öl, gitsin!



    Şehidlerim uçmağa, al al, gitsin,

    Yaralıma su verene bal gitsin!



    Çekilirmiş gibi davran merkezde

    İki yandan sağ yürüsün, sol gitsin!

    Olsa da son saatin son dakkası,

    Senden aman dileyeni sal, gitsin!



    Şehidlerim, Allah'a, al al, gitsin,

    Yaralıma su verene bal gitsin!



    Ve gönlünden kopup, bize bir yaprak,

    Bir tomurcuk gönderene gül gitsin.

    Düğünlerde tadı gelsin barışın:

    Kızlarıma duvak gitsin, tel gitsin!



    Şehidlerim Huzura, al al, gitsin,

    Yaralıma su verene bal gitsin!

  7. #407
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri





    İlk kundağın

    Ben oldum, yavrum;

    İlk oyuncağın

    Ben oldum.



    Acı nedir

    Tatlı nedir... bilmezdin

    Dilin damağın

    Ben oldum.

    Elinin ermediği

    Dilinin dönmediği

    Çağlarda, yavrum

    Kolun kanadın

    Ben oldum

    Dilin dudağın
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43075

    Ben oldum.



    Belki kıskanırlar diye

    Gördüklerini

    Sakladım gözlerden

    Gülücüklerini...

    Tülün duvağın

    Ben oldum!



    Artık isterlerse adımı

    Söylemesinler bana

    'Onun Annesi' diyorlar...

    Bu yeter sevgilim bu yeter bana!



    Bir dediğini iki

    Etmiyeyim diye öyle çırpındım ki

    Ve seni öyle sevdim sana

    O kadar ısındım ki

    Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim

    Gün oldu kırdın...

    İncinmedim;

    İlk oyuncağın

    Ben oldum.. Yavrum

    Son oyuncağın

    Ben oldum...



    Layık değildim

    Layık gördüler

    Annen oldum yavrum

    Annen oldum!

  8. #408
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    BAŞÖRTÜSÜ



    Ne demekmiş

    “Yasak! ”

    İşiniz mi kalmadı

    Yapacak?



    Ne diye karışırsınız

    Saçımıza-başımıza,

    Bizi oyuncağınız mı sandınız

    Bakıp yaşımıza?



    Sebebini anlatamayacağınız

    Çocukça bir devrin hevesinden

    Karşınızdaki en güzel portreleri

    Mahrum ettiniz çerçevesinden!



    Kim demiş, ki:

    “Başörtüsüydü o! ”

    Başımızın -renk renk-

    Süsüydü o!



    Altında saçlarımız,

    Arkadan, ne hoş sarkardı;

    Kimimizde -örgü örgü- sarmaşıklaşır...

    Kimimizde, su olup akardı!







    Şu, bu nâmına “Yasak! ” demiş
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43076

    Bulundunuz, tezelden;

    Ne olurdu, anlasaydınız biraz da,

    Güzellikten, güzelden!







    Siz, bizden değilsiniz,

    Tanımıyoruz hiç birinizi,

    Çekin başımızdan

    Ellerinizi!



    Bir gericilik tutturmuşsunuz;

    Gericilik değil, Türk'ün köy modasıdır bu...

    Üstelik, ninemizin başımızda

    Taşıdığımız hatırasıdır bu!



    Dediniz: “Çıkacak başınızdan

    Başörtünüz! ”

    Alın -öyleyse- onunla

    Yüzünüzü örtünüz!

  9. #409
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    BAYRAK



    Ey,mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,

    Kızkardeşimin gelinliği,şehidimin son örtüsü!

    Işık ışık, dalga dalga bayrağım,

    Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.



    Sana benim gözümle bakmayanın

    mezarını kazacağım.

    Seni selamlamadan uçan kuşun

    yuvasını bozacağım.



    Dalgalandığın yerde ne korku, ne keder...

    Gölgende bana da, bana da yer ver !

    Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar.

    Yurda ay yıldızın ışığı yeter.



    Savaş bizi karlı dağlara ***ürdüğü gün.

    Kızıllığında ısındık,

    Dağlardan çöllere düşürdüğü gün.

    Gölgene sığındık.



    Ey, şimdi süzgün, rüzgarlarda dalgalan;

    Barışın güvercini, savaşın kartalı...

    Yüksek yerlerde açan çiçeğim;

    Senin altında doğdum,

    Senin dibinde öleceğim.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43077



    Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:

    Yer yüzünde yer beğen !

    Nereye dikilmek istersen,

    Söyle, seni oraya dikeyim !

  10. #410
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    BİR BAYRAK RÜZGAR BEKLİYOR!



    Şehitler tepesi boş değil,
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-41.html#post43078

    Biri var bekliyor.

    Ve bir göğüs, nefes almak için;

    Rüzğar bekliyor.

    Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye;

    Yattığı toprak belli,

    Tuttuğu bayrak belli,

    Kim demiş meçhul asker diye?

    Destanını yapmış,kasideye kanmış.

    Bir el ki;ahretten uzanmış,

    Edeple gelip birer birer öpsün diye faniler!

    Öpelim temizse dudaklarımız,

    Fakat basmasın toprağa temiz değilse ayaklarımız.

    Rüzğarını kesmesin gövdeler

    Sesinden yüksek çıkmasın nutuklar,kasideler.

    Geri gitsin alkışlar geri,

    Geri gitsin ellerin yapma çiçekleri!

    Ona oğullardan,analardan dilekler yeter,

    Yazın sarı,kışın beyaz çiçekler yeter! Söyledi söyleyenler demin,

    Gel süngülü yiğit alkışlasınlar

    Şimdi sen söyle söz senin.

    Şehitler tepesi boş değil,

    Toprağını kahramanlar bekliyor! Ve bir bayrak dalgalanmak için;

    Rüzğar bekliyor!

    Destanı öksüz ,sükutu derin meçhul askerin;

    Türbesi yakışmış bu kutlu tepeye

    Yattığı toprak belli,

    Tuttuğu bayrak belli,

    Kim demiş meçhul asker diye?...

Sayfa 41/43 İlkİlk ... 313940414243 SonSon

Benzer Konular

  1. Dünya Klasikleri
    By Serdar Yıldırım in forum Hikayeler & Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.Ağustos.2016, 11:33
  2. 29 Ekim Şiirleri - cumhuriyet bayramı şiirleri
    By Mustafa Uyar in forum Belirli Gün ve Haftalar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.Ekim.2010, 17:14
  3. Türk edebiyatı yazarları ve eserleri...
    By soleil in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19.Ocak.2009, 15:35
  4. 19 Mayıs şiirleri
    By Mustafa Uyar in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 15.Mayıs.2007, 18:06
  5. dünyadan salaklık klasikleri
    By :aşksız_genç: in forum Komik Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.Şubat.2007, 05:48

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.