Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 42/43 İlkİlk ... 3240414243 SonSon
427 sonuçtan 411 ile 420 arası
  1. #411
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    ÇOCUK VE AĞAÇ



    Çocuk, çok sevdi ağacı...

    Verirdi ona, her kış

    Çiçekleri olaydı!



    Ağaç, çok sevdi çoçuğu...

    Öperdi altın saçlarından

    Dudakları olaydı!



    Ve ona öptürmek için,

    Eğilirdi yerlere kadar;

    Yanakları olaydı!



    Dökerdi önüne hepsini

    Gümüşten, altından, sedeften

    Oyuncakları olaydı!



    Ve çoçuk gittikten sonra,

    Böyle kalır mıydı ağaç?

    Ne olurdu onunda

    Bacakları olaydı,

    Ayakları olaydı!
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43079

  2. #412
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    DAĞLAR



    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43080
    Çekmece'den Maltepe'den ileri

    Gitmemiş Sâdâbâd çelebileri

    Alem tepesine Alemdağ derler...

    Böyle bilmiş böyle yazmış eserler.



    Dağlar var karanlık, dağlar var beyaz.

    Korka korka eteğinden öper yaz;

    Ağrıdağ, Babadağ, Gâvurdağ, Ilgaz

    Kubbelerdir...dolaşır, aşılmaz.



    Tendürük'te, Kop'ta Palandöken'de

    Kurtların payı var gelip geçende...

    Ki alırlar vermek istemesen de!



    Dağlar var, tahtından inmeyen sultan

    Dağlar var, yapılmış bundan, buluttan...

    Dağlar var ki Bingöl, Binboğa, Süphan,



    Medetsiz'ler, Mor'lar, Nur'lar, Yıldız'lar;

    Karalar, Kızıllar, Bozlar, yağızlar...

    Karla dolar 'İmdat' diyen ağızlar;

    Yollar kesen, haraç alan dağlar var.



    Bolkarda çamların sakızı damlar...

    Ve bir yıldız düşer, tutuşur çamlar...

    Bir kızıl şehrâyin olur akşamlar...

    Tacı olan, tahtı olan dağlar var.



    Tüter Sarıçiçek, burcu burcudur,

    Akşamlar ya mor, ya turuncudur.

    Ve kışın dünyanın öbür ucudur...



    Sarkarken Cudinin karları dal dal

    Bağdaş kuradursun yollara Karhal!

    'Ferman padişahın, dağlar bizimdir;'

    Dedi yerde bir kurt, gökte bir kartal.



    Dönmez misiniz ey yolda kalanlar;

    Yolcular, garipler, garip çobanlar;

    Allahüekberde tekbir alanlar?

    Ovalar, konaklar, yollar aşırı

    Birbirini selamlayan dağlar var.



    Dağlar var, batının yangınında kor...

    Dağlar var; adları Nemrut, Balahor...

    Kayışdağ kim, alemdağ kim oluyor?



    Lakin ufukları görünce yoksul

    Dağ yerine kubbe yapmış İstanbul;

    Kurşun şamdanlarda mumlar fildişi...

    Ki pırıltıları sularda pul pul.

  3. #413
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    --------------------------------------------------------------------------------

    DAĞLARA



    Doruk beyaz, dere mavi;

    Etekler, yeşil çuhadan..

    Dağlar, koskoca dünyayı

    İkiye böler ortadan...

    Ki nesi kalır dünyanın

    Dağları çeksen aradan?



    Kartal, süzülür yuvadan;

    Yuvası vardır kayadan.

    Dağlarda kartopu diye

    Birbirine ay atan

    Kızlar... ki dudakları al...

    Alları, değil boyadan.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43081



    Dağ uykulariyle mahmur

    Yüzlerini, gün doğmadan,

    Seyrederler, ya suyun ya

    Ayın tuttuğu aynadan.



    Yaratırken şu dünyayı

    Yeri, göğüyle yaradan,

    Dağı sahiden yaratmış,

    Geri kalanı şakadan!

    Kurtlarına helâl olsun

    Ne alırlarsa ovadan!

  4. #414
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    DUA



    Biz,kısık sesleriz... minareleri,

    Sen,ezansız bırakma Allahım!

    Ya çağır şurda bal yapanlarını,

    Ya kovansız bırakma Allahım!

    Mahyasızdır minareler... göğü de,

    Kehkeşansız bırakma Allahım!

    Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,

    Müslümansız bırakma Allahım!

    Bize güç ver... cihad meydanını,

    Pehlivansız bırakma Allahım!

    Kahraman bekleyen yığınlarını,

    Kahramansız bırakma Allah'ım!

    Bilelim hasma karşı koymasını,

    Bizi cansız bırakma Allah'ım!

    Yarının yollarında yılları da,
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43082

    Ramazansız bırakma Allah'ım!

    Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,

    Ya çobansız bırakma Allah'ım!

    Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız;

    Ve vatansız bırakma Allah'ım!

    Müslümanlıkla yoğrulan yurdu,

    Müslümansız bırakma Allah'ım!

  5. #415
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    FETİH MARŞI



    Yelkenler biçilecek, yelkenler dikilecek;

    Dağlardan çektiriler, kalyonlar çekilecek;

    Kerpetenlerle surun dişleri sökülecek



    Yürü, hala ne diye oyunda oynaştasın?

    Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43083



    Sen de geçebilirsin yardan, anadan, serden....

    Senin de destanını okuyalım ezberden...

    Haberin yok gibidir taşıdığın değerden...



    Elde sensin, dilde sen, gönüldesin baştasın...

    Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!



    Yüzüne çarpmak gerek zamanenin fendini...

    Göster: Kabaran sular nasıl yıkar bendini?

    Küçük görme, hor görme, delikanlım kendini



    Şu kırık abideyi yükseltecek taştasın;

    Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!



    Bu kitaplar Fatihtir, Selimdir, Süleymandır.

    Şu mihrap Sinanüddin, şu minare Sinandır.

    Haydi artık uyuyan destanını uyandır.!



    Bilmem, neden gündelik işlerle telaştasın

    Kızım, sen de Fatihler doğuracak yaştasın.!



    Delikanlım, işaret aldığın gün atandan

    Yürüyeceksin... Millet yürüyecek arkandan!

    Sana selam getirdim Ulubatlı Hasandan....



    Sen ki burçlara bayrak olacak kumaştasın;

    Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!



    Bırak, bozuk saatler yalan yanlış işlesin!

    Çelebiler çekilip haremlerde kışlasın!

    Yürü aslanım, fetih hazırlığı başlasın...



    Yürü, hala ne diye kendinle savaştasın?

    Fatihin İstanbulu fethettiği yaştasın.!

  6. #416
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    İNANMAK



    Bardaktan seni içmek

    Seni teneffüs etmek havada...
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43084

    Dolaşmak, dolaşmak sana dönmek

    Seni bulmak yuvada...



    Yolumuzda aylar, yıllar

    Basamak basamak...

    Basamakların çıkamadığı yere

    Kanatlarınla çıkmak...



    Boşaltmak takvimden günleri

    Günlerin üstünden yollara bakmak

    Rüzgarla esmek, sularla akmak...



    Baharı yollamak yollara

    Alıkoymak bir nisanın tadını...

    Dışarda herkes gibi seslenmek sana

    Ve koynunda söylemek asıl adını...



    İnanmak, inanmak, inanmak

    Ninnilerinle uyuyup, türkülerinle uyanmak...

  7. #417
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    KANATLAR



    Yaşamaktan mı yorgunum,bilmem

    Seni günlerce beklemekten mi?

    Yine yoldan geyik geyik sekişin

    Gün sönerken mi,ay batarken mi?



    Söyle: Memnun musun uzaklarda

    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?



    Yine kalsın mı, dizlerimde başın

    Yine koynumda can çekişsen mi...

    Kim sorar, ey hayat, kim düşünür

    Ki vakit geç mi yoksa erken mi?



    Söyle: Memnun musun uzaklarda

    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?



    Gökte kanatlar bizimdi... bilmezdik

    Bu hafiflik kanat mı yelken mi;
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43085

    Anlamaz, anlamazdık Allahım

    Böyle yekpare can mıyız ten mi?



    Söyle: Memnun musun uzaklarda

    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?



    Bilemem: Gizli gizli'gel'dediğin

    Başka bir aşina mıdır, ben mi;

    Kadehinden mi sarhoşum hala

    Kadahlerinden mi?



    Söyle: Memnun musun uzaklarda

    Yuvan aydın gönülcüğün şen mi?

  8. #418
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    KUBBELER



    Dün başlar seferber, eller seferber;

    Kurşun eritildi, mermer çekildi.

    Bunlar, bu kubbeler, bu minareler

    Akçayla olacak işler değildi.



    Böyle bir gemide yendi suyu NUH.

    Ve bu yelkenlerde kanatlandı RUH.



    Taşıtıp kalyonla pırlanta, inci

    Abide haline koydu sevinci

    Gergefle işleyip bir inci sultan

    Ki çiçek verirdi saksıya koysan,



    Bulabildinse ey yolcu yerini

    Hepsinin alnında altından bir ay.

    Seyret İstanbulun camilerini

    Minare minare, kubbe kubbe say!



    Açılır masmavi burda gökyüzü,

    Gümüşten sütunlar üstünde durur...

    Kimin gölgesi dinlenir yerde,

    Kiminin beyazı sulara vurur.



    Allaha giden yol buralardadır,

    Kapılar açılır şerefelerden,

    Burdan uğurlanır mubarek aylar,

    Bayram burda başlar arifelerden.



    Mihraplar, kemerler, kubbeler yapmış,

    Sultanı, çerisi, piri, veziri,

    Nesilden nesile ***ürsün diye

    Kanatlar üstünde şanlı Tekbiri.



    Nice başbuğların açtığı yerde:

    Biri yardan geçmiş,öteki serden,

    Yolcular gidiyor yarına doğru,

    Kafile kafile bu köprülerden.



    Kuşun uçuş, gülün açış saati,

    Tanrının fermanı yüce kubbede

    Duyulur uyanık Fatihin 'Uyan!'

    Dediği uzaktan Sultan Ahmede.



    Diken dikmiş, yakan yakmış mumunu,

    Şamdanlar şamdanlar, ulu şamdanlar.

    Ki aydınlığıyla, asırlar boyu

    Yolunu bulurdu yolda kalanlar.



    Burda kubbe, kemer ve mihrap olmuş,

    O kıvrak şekli ki serhadde yaydı;

    Atlas bayrakların dalgalarında

    Rüzgarla öpüşen ince bir aydı.



    Kimi yıkanırdı şadırvanlarda

    Tekbire HU HU katıyor kimi;

    Beyazıt önünden güvercinlerin

    İncidir yemi...



    Söyleyin ey nazlı haber kuşları:

    Tuna boylarından müjde geldi mi?



    Uzaklarda kırık minarelerden

    Gökte bir kapıyı vurur leylekler;

    Bir gün açılacak o büyük kapı

    Ve kanatlar yere inmeyecekler.



    Taraf taraf, kol kol şu yamaçlardan

    Açtıkça fetihler tarihi Türkün

    Kubbeler erecek bir gün murada

    Ve minareler dal verecek bir gün.



    Geçerken altından bu loş kemerin

    Menekşe menekşe gül güldür içi..

    Kapanmaz kapısı Allah evinin

    Ki beş vakit gürül gürüldür içi.



    Çinliler çinliler taze çinliler:

    Boyası göz nuru, fırçası kirpik...

    Ey sanat ' Kuruyan dallarımıza

    Bir yeşil yaprak ver ' demeye geldik.



    Biri hattın; biri mermerin, tuncun,

    Kurşunun sırrını aramış bulmuş;

    Yesari elinde 'Lafza-i Celal'

    Sinan'da kubbeyle minare olmuş.



    İşte bir kubbe ki söyler saati...

    Yolcu ilk, dalgalar son cemaati,

    Mavidir çinisi, yenidir adı;

    Mermerini sisler karartamadı.



    Şahzade, Laleli, Haseki Sultan...

    Hepsinin üstünde Süleymaniye...

    Süleymaniyeden, Ayasofyadan

    Yollar iner dal dal Yenicamiye.



    Yelken yelken, seren seren geiler;

    Yamaçta, kıyıda, yolda Camiler,

    Bu Horasan, mermer kurşun dağları

    Omuzunda taşıdığı çağları.



    Taşıyacak daha çağlar boyunca

    Ve yer çekmeyecek, yere koyunca.

    Yolları arkada bırakan hızla;

    Kanatlarımızla, atlarımızla

    Aşarken toprağı, taşı, denizi

    Bu kurşun memeler emzirdi bizi.



    Böyle bir gemide, yendi suyu Nuh...
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43086

    Ve bu yelkenlerde, kanatlandı Ruh...

  9. #419
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    KUBBE-İ HADRA



    Kimi, boşlukta sızar asude;

    Kimi, bekler gecelerden seheri..

    Farkı yoktur gecenin gündüzden,

    Ne çıkar yanmasa ufkun feneri

    Tunç taslarda içerler kaderi

    Bu ecel şerbetinin bekrileri.

    Kim bilir, belki giden yolcuların

    Bu sefer son seferi

    Sisli gözlerde cihetler silinir,

    Kimsenin kimseden olmaz haberi

    Ne semavatı görürler, ne yeri

    Bu ecel şerbetinin bekrileri.

    İçlerinden biri vardır ki aba

    Bilerek sırtına çekmiş kederi

    Yolda lakin onu dimdik yürütür
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43087

    Belde imanının altın kemeri

    Gecenin, gölgelerin şaheseri

    Bu ecel şerbetinin bekrileri.

    Seslenir da’veti bir meçhulün;

    Bir nida der: İleri!

    Ki nihayet bir ilahi gecenin

    Kapısından süzülürler içeri

    Ve aşarlar o karanlık kemeri

    Bu ecel şerbetinin bekrileri

  10. #420
    ReformTürk Yöneticisi Mustafa Uyar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Ilgın, Konya
    Mesajlar
    13,663
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Türk Klasikleri Yazarları ve Şiirleri

    MARŞ



    Gök mavi, başak sarışın...

    Tadı ne güzel barışın.

    Karları ılık olacak

    Yarın yuvalarda kışın.



    On altı yaş kucağına

    Koşabilir yirmi yaşın

    Kanatları üzerinde

    Aşkın, dileğin, alkışın.



    Gök mavi, başak sarışın...

    Tadı ne güzel barışın!
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/yazarlar-ve-sairler/22559-turk-klasikleri-yazarlari-ve-siirleri-42.html#post43088

    Fakat senin on savaşa

    Değer, ey yurt, bir karışın!

Sayfa 42/43 İlkİlk ... 3240414243 SonSon

Benzer Konular

  1. Dünya Klasikleri
    By Serdar Yıldırım in forum Hikayeler & Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.Ağustos.2016, 11:33
  2. 29 Ekim Şiirleri - cumhuriyet bayramı şiirleri
    By Mustafa Uyar in forum Belirli Gün ve Haftalar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.Ekim.2010, 17:14
  3. Türk edebiyatı yazarları ve eserleri...
    By soleil in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19.Ocak.2009, 15:35
  4. 19 Mayıs şiirleri
    By Mustafa Uyar in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 15.Mayıs.2007, 18:06
  5. dünyadan salaklık klasikleri
    By :aşksız_genç: in forum Komik Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 05.Şubat.2007, 05:48

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.