SEYAHAT ETME HÜRRİYETİ
İslam'da, bir kadının en önemli vasfı namusu ve hayasıdır. Nasıl bir kadının namus
ve şerefine bir zarar gelmeden çalışmasında bir mahzur yoksa, seyahat etmesinde de
can ve namus emniyeti her türlü tecavüzlerden korunduğu takdirde bir mahzur yoktur.
Bu bakımdan yanında oğlu, kocası veya kardeşi gibi herhangi bir mahremi olmadan
seyahat etmesi uygun görülmemiştir. Bu tamamen kadının can, mal ve namus emniyetini
korumaya yönelik bir tedbirdir. İslam'ın 5 temel şartından biri olan hac ibadetini
yerine getireceği zaman bile kadının yanında bir mahreminin olması şarttır. Buradan
İslam'ın kadının can, mal ve namus emniyetine ne derece önem verdiğini anlamamız
mümkündür.
EVLENME VE YUVA KURMA HAKKI
İslam'da evlenecek olan tarafların birbirlerini görmeleri, meşru şartlarda
konuşmaları onların hakkıdır. Kadın da evlenirken bağımsız tercihini kullanır ve
kimse kadını istemediği bir istikamete zorlayamaz. Bu bakımdan nikah akdi yerine
getirilirken kadın "aldım, kabul ettim" gibi hüküm beyan eden cümlelerle kararını
bildirir. Bunun aksi durumlarda nikah bâtıl olur. Bir başka ifadeyle, evlenecek
olanların rızasının bulunmadığı bir nikah geçerli olamaz.
Hz. Ayşe zorla evlendirilen bir kızla ilgili olarak Allah Resulü'nün uygulamasını
şöyle anlatır: "Ensar'dan Hıdam'ın kızı Hansa, Hz. Ayşe'ye gelerek babam aile
şerefini arttırmak için beni kardeşinin oğlu ile evlendirdi. Ben ise bu evliliği
istemiyorum" dedi. Hz. Ayşe de ona, "Resulullah gelinceye kadar bekle" dedi.
Resulullah gelince, Hz. Ayşe ona durumu anlattı. O da kızın babasını çağırdı ve
kadına seçme hakkı verdi. Bunun üzerine kadın şöyle dedi: "Ey Allah'ın Resulü!
Babamın akdettiği nikahı kabul ettim. Fakat bu davranışımla kadınlara babalarının
evlilikte böyle bir yetkisinin olmadığını bildirmek istemiştim".
1917 tarihli Osmanlı Aile Hukuku Kararnamesi'nde de Şafii mezhebinin görüşü esas
alınarak zorlanan kişinin nikahı resmen geçersiz sayılmıştır.
NAFAKA HAKKI
Kocası, kadını evlilikleri süresince geçindirmeye mecburdur. Boşanma halinde ise
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/islami-bilgiler/55087-islamda-kadin-haklari-post112550.html
kadına nafaka vermekle mükelleftir. Kadının şahsî mülkünün veya herhangi bir
gelirinin bulunması durumu değiştirmez.
"Boşanan kadınları, gücünüz yettiği kadar ikamet ettiğiniz yerlerde oturtun. Evleri
başlarına dar etmek ve onları çıkmaya mecbur etmek için kendilerine zarar vermeyin.
Eğer onlar hamile iseler çocuklarını doğuruncaya kadar nafakalarını da verin. Eğer
onlardan doğacak çocuklarınızı sizin lehinize olarak emzirirlerse onlara ücretlerini
veriniz. Aranızda bu hususta güzelce müşavere ediniz".
Görülüyor ki, kadın, doğacak çocuğunu emzirmekle bile mükellef tutulmamış, bu onun
kendi tercihine bırakılmıştır.
Burada dikkati çeken en önemli husus, ister evli, ister boşanmış, ister bekar olsun,
kadının her halükarda geçiminin teminat altına alınmış olduğudur. Bundan da İslam'ın
kadınlara ne derece geniş haklar tanıdığını anlamış oluyoruz