(HACİVAT-KARAGÖZ)

(Hacivat elinde davul, Karagöz’ün evinin önüne gelir.)
HACİVAT: Yar bana bir eğlence! Aman bana bir eğlence! Karagöz’üm ben geldim, çıksana pencereye!
KARAGÖZ: Ne bağırıyorsun hacı cav cav sabahın köründe!
HACİVAT: Hadi hemen aşağı gel, davul aldım.
KARAGÖZ: Dama kedi mi sakladın?
HACİVAT: Yok Karagöz’üm davul aldım diyorum, bak davul. Haydi gel!
KARAGÖZ: Geliyorum bekle Haci cav cav!
(Aşağı gelir)
KARAGÖZ: Hani nerede bavul?
HACİVAT: Bavul değil Karagöz’üm davul, davul!
KARAGÖZ: Nereden çıktı bu davul?
HACİVAT: Aman Karagöz’üm, haberin yok mu Ramazan geldi!
KARAGÖZ: Oooo! Muhtarın oğlu Ramazan askerden mi geldi?
HACİVAT: Muhtarın oğlu değil, 11 ayın sultanı geldi!
KARAGÖZ: Ne sultan mı? Hani nerede sultan?
HACİVAT: Karagöz’üm can özüm, Ramazan ayından bahsediyorum yahu! Hani ayların en bereketlisi Ramazan!
KARAGÖZ: Kovalasın seni komşu oğlu Hasan! Vıyy vıyy vıyyy, öyle söylesene başından; bilmez miyim on bir ayın sultanını.
HACİVAT: İşte yarın Ramazan’ın ilk günü! Peki hazırlık yaptın mı bakalım?
KARAGÖZ: Amaann! İp koptuysa tutalım.
HACİVAT: Yok Karagöz’üm ip kopmadı. Ramazan için diyorum hazırlık yaptın mı? Bu gece sahura kalkacağız.
KARAGÖZ: Bu gece nereye kaçacağız? Yahu Hacı cav cav, Ramazan ayı gelince kaçılır mı hiç? Bu gece sahura kalkacağız!
HACİVAT: Oooo! Karagöz’üm sen hazırsın anlaşılan. Bak ben de davul aldım, sahur vakti için çalıcam.
KARAGÖZ: Ne! Hırsızlık mı yapıcan? Aman Hacı cav cav hiç yakıştıramadım sana!
HACİVAT: :Yanlış anladın Karagöz’üm, sahur vakti davul çalacağım, mani söyleyeceğim ki insanlar sahura yemek yemeğe kalksın.
KARAGÖZ: Sen mani biliyor musun sanki?
HACİVAT: Bak söyleyeyim de dinle;
Gümbede güm güm gümbede güm
Ramazan geldi hoş geldi,
Elleri kolları dolu geldi!
Gümbede güm güm gümbede güm!
On bir ayın sultanı,
Huzur, bereket geldi!!
Gümbede güm güm gümbede güm!
Nasıl güzel olmuş mu?
KARAGÖZ: Bahçenin gülleri mi solmuş. Aman Hacı cav cav bırak bahçeyi, gülleri. Ramazan geldi Ramazan! Akşama teravih namazı var unutma!
HACİVAT: Yahu Karagöz’üm ne bahçesi ne gülü! Tabii ben de teraviye gideceğim. Camiler de ışıl ışıl olmuş, minarelere mahyalar asılmış.
KARAGÖZ: Kimin sakalına çöp takılmış?
HACİVAT: Mahya diyorum camilere mahya asılmış.
KARAGÖZ: Ne yazılmış mahyaya?
HACİVAT: “Hoş geldin ya şehri Ramazan” yazılmış. Görsen ne güzel olmuş; çok seviyorum Ramazan gecelerini.
KARAGÖZ: Ramazan sevilmez mi Hacivat Çelebi. Ama yardım etmek gerekir yoksula, hadi boşalt bakalım ceplerini.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/piyesler/69694-hacivat-karagoz.html#post134198
HACİVAT: Doğru söyledin be Karagöz’üm. Yoksullar için güzel bir yardım düşünelim ne dersin?
KARAGÖZ: Yarın mahalledeki yoksullara iftar yemeği verelim.
HACİVAT: Tamam olur, bizim Hanım çok güzel börek açar.
KARAGÖZ: Bizim Hanım da evini açar.
( Hacivat çok sevinir, sevinçten nara atar, bir yandan da davulu çalar.)
HACİVAT: Amaannn bana bir eğlence yar bana bir eğlence!!!!
KARAGÖZ: Ne bağırıyorsun Hacı cav cav kulağımın dibinde? Haydi ben gidiyorum Hanımla alışverişe çıkacağız bugün.
HACİVAT: Oooo! Maşallah efendim, alışverişiniz bereketli olsun.
KARAGÖZ: Senin kafana tokmak vurulsun!
HACİVAT: Öyle demedim Karagöz’üm, haydi ben tutmayayım seni. Akşama görüşürüz teravihte.
KARAGÖZ: Sen sallan beşikte! Hanım bekler beni alışverişte!
( Der ve sahneden ayrılır. )
HACİVAT: Haydi güle güle…