2 SAHNE
(Mevlana Hz yolda giderken, ağlayan ve sinirli hareketlerde bulunan bir çocukla karşılaşır. Onun bu yaşta bu kadar neye sinirlendiğini çok merak eder. Çocuğun yanına yaklaşır.)
Mevlana Hz:
- Ne oldu ey çocuk? Nedir seni bu kadar üzen, bu kadar kızdıran?
Çocuk:
- Sana ne bey amca? Sen kendi işine baksana!
Mevlana Hz:
- Bakayım evladım. Lakin seni böyle gam keder içinde görmek beni hayli üzdü. Şimdi sen mutlu olmadan, ne ben kendi işimi yapabilirim, ne de yatığımdan bir fayda görürüm. İyisi mi, sen bana derdini söyle, sana bir çare bulalım da, benim derdim de böylelikle dermana kavuşsun.
(başka kurtuluşunun olmadığını anlayan çocuk, istemeye istemeye anlatmaya başlar.)
Çocuk:
Arkadaşımla kavga ettik.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/piyesler/69695-mevlana-piyesi.html#post134200
Mevlana Hz:
İyi de evladım, ne diye kavga ettiniz?
Çocuk:
Boş ver orasını bey amca. Ama o arkadaşımı asla affetmeyeceğim. Bir daha asla onunla konuşmayacağım.
Mevlana Hz:
Peki evladım. Ama dur bakalım. O arkadaşını normalde sever miydin?
Çocuk:
Evet, severdim.
Mevlana Hz:
O zaman ey çocuk, o arkadaşınla konuşmadığın vakit, sen hiç mi üzülmeyeceksin?
Çocuk:
Sana ne bey amca ya, gitsene sen kendi işine…
(çocuk bırakır Mevlana Hz.’ni ve yoluna devam eder. Sonra birden durur. Biraz bekler ve arkasını döner. Mevlana Hz hâlâ oradadır. Yavaş yavaş yanına gelir tekrar.)
Çocuk:
Üzülürüm tabi bey amca. O benim en iyi arkadaşımdı. Her şeyimiz beraberdi.
Mevlana Hz:
- Evladım, öfkenle kimseyi değil, kendini cezalandırırsın sadece. Öfkelenmek kolay olandır, doğru. Başta mutlu eder. Çünkü sen haklısındır. Ama sonrasında, kayıplarını görürsün. Acısı çıkmaya başlayınca pişman olursun ama artık çok geçtir. Yapacak bir şeyin kalmamıştır. Bir de düşün ki, senin acın bu kadarken, arkadaşının hali nicedir? Kim bilir o neler çekiyordur? Nasıl üzülmüştür. Mademki iyi arkadaşındı, her ne yaptıysa, seni üzmek için mi yaptı? İster mi seni üzmeyi? İşte böyle zamanlarda da affetmek erdemdir. Başta gurura zor gelir. nasıl öfke başta tatlı geldiği için kolaysa, affetmek de gurura ağır geldiği için zordur. Ama tercihini doğru yaparsan öfkenin acı, affetmenin ise nasıl tatlı olduğunu anlarsın. Balı ağzına aldığın vakit tatlısından önce bir acılığını hissedersin ya, affetmek de öyledir. Balı yedikten sonra bıraktığı tatlılıktan kim şikâyet etmiş?
Çocuk:
- Bey amca, haklısın galiba. Acaba şimdi arkadaşım ne yapıyordur? Son gördüğümde çayırlığa doğru gidiyordu. Demek ki, o da üzgün. Hemen yanına gitmeliyim.
(çocuk koşmaya başlar. Sonra durur, arkasını döner ve Mevlana Hz.’ne bağırarak “Allah senden razı olsun bey amca, Allah seni de herkese dost eylesin inşallah.)
Mevlana Hz:
- Allah’ım, insana öyle bir akıl vermişsin ki, doğruyu görünce nasıl da hemen kabulleniveriyor. Şükürler olsun Sana.