Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


2 sonuçtan 1 ile 2 arası
  1. #1

    Üyelik tarihi
    12 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Yaş
    47
    Mesajlar
    3,709
    Tecrübe Puanı
    65

    Örnek alınacak hikaye...

    On dokuz yıl evveldi.
    Stockholm'e gitmiştim.
    Bir otele indim. Geceydi.
    Sabahleyin, traş olmak için lavaboya
    gittiğimde,
    aynanın yanında ilginç bir not gördüm.
    > >Lütfen diyordu, trastan sonra jiletinizi çöpe
    atmayın.
    Yanda bir kutu var,oraya bırakın.
    Bir tek jiletle dahi olsa,
    İsveç çelik sanayisine yardımcı
    olun.
    > >Doğrusu hayretler içinde
    kaldım.
    Çocukluğumdan beri çelik eşya
    > >denince akla İsveç çeliği gelir.
    Birçok
    eşya üzerinde
    "İsveç çeliğinden yapılmıştır" diye yazardı.
    > >İste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin
    bile
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=4485
    çöpe gitmesini istemiyor,
    ona sahip çıkıyor,
    gelen turistlere rica yollu uyarıda
    bulunuyordu.
    > >İsviçre'de zaman zaman,
    belli periyotlarda,
    radyolar, televizyonlar, bir haberi
    duyurur.
    Şu tarihte, su saatte, adamlarımız
    gelecek.
    Siz lütfen hazırlığınızı yapın.
    >Okumadığınız,ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar
    kitap,dergi, gazete varsa,
    kâğıt, ambalaj,kutu
    varsa,
    velev ki, bir ilaç prospektüsü dahi
    olsa,
    kapının önüne
    koyun.
    İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı
    olun.
    Fazla ağaç ziyanına engel olun.
    > >Beş yaşında idim.
    Babaannem rahmetli,
    pirinç ayıklıyordu.
    Bir tane yere düştü.
    Babaannem eğildi,aramaya başladı.
    Sağa bakıyor, sola bakıyor,
    bulmaya
    çalışıyor.
    Çocukluk iste,
    "aman babaanne dedim.
    Bir pirinç tanesi için
    bu kadar caba harcamaya,yorulmaya değer mi?"
    Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı,
    öfkeyle
    doğruldu.
    "Sen
    > >oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun,"dedi.
    > >"Hiç pirinç üretilirken gördün mü?
    İnsanlar ne kadar zorluk çekiyorlar.
    Bir pirinç tanesinde kaç
    insanin göz nuru,
    alın teri, emeği,çilesi var biliyor musun?"
    > >Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.
    > >Aradan yıllar geçti.
    Hukuk Fakültesinde
    öğrenciyim.
    > >Alain'in proposlarini okuyorum.
    Birden irkildim.
    > >Babaannemi hatırladım.
    Alain,
    bir insan yerde bir iğne görüp de eğilip
    almazsa,
    bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur
    diyordu.
    İlave
    ediyordu.
    Bir iğnenin üretiminde binlerce
    insanin alın teri, göz nuru, el emeği
    vardır diyordu.
    > >Japonlar son derece sade,
    basit,yalın mütevazı yasayan
    insanlardır.
    Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar
    Japonlara göre ruhen tekamül edememiş ,
    hayatın manasını anlayamamış , zavallı
    kimselerdir.
    Böyleleriyle,
    zavallı, evini mezat salonuna çevirmiş diye
    eğlenirler.
    > >Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne
    kadar
    acıdır.
    Vaktiyle Japon ekonomisi bir
    darboğazdan geçiyor.
    İç borçlar,dış borçlar
    gırtlağı aşıyor.
    Zamanın başbakanı meclisi
    toplar.
    Kürsüye
    çıkar.
    Durumu olanca açıklığı ve tehlikeleri
    ile anlatır
    ve su andan itibaren der,
    Allah şahidim olsun ki,
    Japonların iç ve dış borçları
    son kuruşuna kadar ödenmeden,
    pirinçten başka bir şey yemeyeceğim.

    Su üstümdeki elbiseden
    başka elbise giymeyeceğim.
    Dediklerini yapar,
    en üstten en alta bir israftan kaçınma
    kampanyası açılır.
    Japonya bütün borçlarını öder.Bu durumun
    toplumun bütün
    kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye
    gerek yok.
    > >Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm.
    > >Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı,
    ne kadar gösterişten uzak...
    > >Gerekmediği halde elektriği
    yakmakla,
    Suyu kapamadan bos yere akıtmakta,
    Gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden
    yatmakla,
    Yemek yediğimiz kapları yıkamadan
    bırakmakla
    biz de zalimler sınıfına geçmiyor
    muyuz?
    > >Hayat çok ince,
    akil almaz incelikte
    ipliklerle örülmüştür.
    Her şey o kadar
    birbirine bağlıdır ki,
    İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç
    unutmadım.
    > >Bir mıh bir nal kaybettirir.
    Bir nal bir atı,
    bir at bir orduya savası kaybettirir
    diyordu.
    >
    >Maddi durumumuz ne olursa olsun,
    ister zengin olalım, ister
    fakir,
    hepimiz çok dikkatli olmak
    zorundayız.
    > >Bunda parayı da, maddiyatı da
    aşan
    büyük bir edep ve incelik
    vardır.

  2. #2
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Standart --->: Örnek alınacak hikaye...

    Daha önce okumuştum ,gerçekten de örnek alınacak bir yazı ,teşekkürler hocam ellerinize sağlık ...

Benzer Konular

  1. örnek olay incelemesi yöntemi (örnek olay analizi)
    By Mustafa Uyar in forum Seminer Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.Haziran.2009, 00:05
  2. Hikâye ( öykü )
    By soleil in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.Ekim.2008, 11:23
  3. Hayatta alınacak 5 önemli ders.
    By soleil in forum Konusuz Konular
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 30.Mart.2008, 14:43
  4. ibret alınacak bir yazı(mutlaka okuyun)
    By Beyza in forum Hikayeler & Yazılar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 25.Mayıs.2007, 21:58
  5. ilginç bi hikaye
    By tuana in forum Konusuz Konular
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 01.Nisan.2007, 18:33

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.