Fransa


Fransa Batı Avrupa’daki en büyük ülkedir. Çok değişik bir coğrafyaya ve yaşama biçimine sahiptir. Avrupa’nın iklim koşullarının birçok biçimi Fransa’da görülebilir. Brittany, ılık Kuzey Atlantik akıntısı sayesinde nemli ve ılıman bir iklime sahiptir. Buna karşın Alsace gibi düzlüklerde çok çeşitli sıcaklıklara rastlanabilir. Akdeniz kıyısındaki güney bölgeleri yazları sıcak ve kuraktır. Bu bölgede yetişen uzun köklü ve iğneli bitkiler, kuraklığa karşı kendilerini koruyabilir.

Coğrafî şekiller


Fransa’nın en uzun nehri olan Loire, merkezdeki yüksek platolardan geçer. Bu bölgelerde konik şekilli Auvergne tepelerini oluşturan sönmüş volkanlar vardır. Tarn Nehri’nin, Causses olarak bilinen kireç taşından oluşmuş yükseltileri aşındırmasıyla meydana gelmiş derin boğazlar vardır. Doğudaki ormanlık Vosges, kuzeybatıdaki Brittany bozkırları gibi bölgeler, ülkedeki daha alçak yükseltileri oluşturur. Bunlar dışında Paris düzlüğü ve Bordeaux şehri yakınlarındaki Aquitaine düzlükleri ülkenin geniş ovalarını oluşturur. İspanya ve İtalya’yla olan ülke sınırı yüksek dağların üstünden geçmektedir.

Yiyecek ve çiftçilik

Fransa’nın geniş toprağı ve fiziksel koşullarının çeşitliliği ülkeyi dünyanın ikinci büyük tarım ürünü ithalatçısı yapmaktadır. Özellikle kuzeydeki düzlüklerde Fransa’nın günlük kıtır ekmeklerinde kullanılan buğday yetiştirilir. Darı (mısır) daha çok hayvanları beslemek için ekilir. Yazları tarım alanlarının çoğunu hem hayvan yemi hem de yemeklerde yağ olarak kullanılan sarı ayçiçekleri kaplar.

Fransa’da bazı ünlü büyükbaş hayvan türleri vardır. Charolais ve koyu kahve Limousin neredeyse tüm ülkelere ihracatı yapılan özel inek cinsleridir. Genellikle verimli çayırlarda beslenen mandıra inekleri, şehir ve kasabalardaki tüketim için Fransa’nın ünlü Brie ve Camembert peynirlerinin üretiminde kullanılır. Rokfor, inek sütünden elde edilen bir peynir türüdür.



Rhona vadisindeki kırmızı şarap bağları. Şarap endüstrisi Fransa ekonomisinde önemli bir yer tutar ve her yıl milyonlarca şişe şarap tüm dünyaya ihraç edilir.

Fransa’nın birçok yerinde şarap üretimi yapılır. En geniş şarap alanları güneydedir ve en ünlü şarapların yapıldığı bağlar, güneşli Burgonya yamaçları (Marne Nehri’nin kuzeyinde) ile Champagne’de yer alır. Tüm dünyaya satışı yapılan bu şarapların harmanlanması ve dinlendirilmesi özel bir yetenek ister. Güneyde ayrıca birçok meyve ve sebzenin üretimi yapılır. Ancak kurak yaz dönemi boyunca sulama suyu konusunda sıkıntı yaşanır.

Sanayi

Fransa’da sadece kısıtlı miktarda kömür ve diğer yakıt madenleri bulunur. Nükleer güç istasyonlarında, Rhone Nehri gibi nehirlerde kurulmuş barajlarda ve dağlardaki hidroelektrik santrallerinde elektrik üretimi (Fransa ihtiyacının yüzde 70’i) yapılır.



Fransa nüfusunun beşte biri şehirlerde ve başkentin yakınındaki kırsal bölgelerde yaşar. Şehrin en ünlü müzesi Louvre’un önünde bulunan cam piramit sevildiği kadar müzeye yakışmadığını düşünenler tarafından nefret edilen bir objedir.

Kuzeydoğudaki eski sanayi dalları çelik ve tekstil iş kollarındaki iş kaybı, işsizlikle ilgili sorunları da beraberinde getirmiştir. Toulose, Grenoble ve Güneydeki diğer şehirlerde yeni teknolojik sanayi kolları gelişmiştir. Concorde, Airbus, Ariane Uzay Mekiği ve hızlı trenler (TGV) Fransa’nın teknik yetenekleriyle ortaya çıkardığı ürünlerdir. Ayrıca Á turizm de Fransa ekonomisinde önemli yer tutar.

Fransa tarihi

Romalılardan önce bugün Fransa olarak bildiğimiz topraklarda birçok krallık ve kabile vardı. Bölgeyi, Gaul olarak bilen Romalılar MÖ 1. yy.da ele geçirdi ve 500 yıl boyunca buradaki egemenliklerini korudular.

Fransa sözcüğü, Gaul’u MS 5. yy.da işgal eden Franklardan gelmektedir. Frank Kralı Clovis (465-511) Gaul’un son Romalı hükümdarını yenerek Hıristiyanlığı kabul etmiş ve Paris’i başkent yapmıştır.

Eski Fransa krallarından en güçlüsü Charlemagne’dır (Büyük Charles, 747– 814). Döneminde krallık sınırları günümüzdeki tüm Fransa’ya (Brittany hariç), Orta Avrupa’nın büyük bölümüne ve Kuzey İtalya’ya kadar genişlemiştir. Charlemagne 800’de Papa tarafından Roma İmparatoru seçilmiştir. Ölümünden sonra krallık parçalandığı hâlde Fransa, Avrupa’nın önemli bir krallığı olmayı sürdürmüştür.

Savaş ve barış

Daha sonraki yüzyıllarda Fransız kralları zamanlarının çoğunu düşmanları Normandiya ve Burgonya dükleri ve İngiltere krallarıyla savaşarak geçirmişlerdir. İngiltere ve Fransa arasında çıkan Yüz Yıl Savaşları 1337’den 1453’e kadar sürmüştür. Joan d’Arc’ın müthiş emekleriyle savaşı Fransa kazanmıştır.

1483’te Burgonyalılar Fransa topraklarına saldırmışlar ve Fransa günümüzdeki toprak sınırlarına ulaşmıştır. Bu büyük ülke, Avrupa’nın en zengin ülkelerinden biri olmuştur. Chartes Reims, Paris’teki Notre Dame gibi büyük katedralleri, ilgi çekici şehirleri ve zengin tüccarları vardır. Ancak yine de köylülerin çoğu yoksulluk içinde yaşamıştır.

Avrupa’nın Egemeni

16. yy. boyunca Fransa, Protestanlar ve Katolikler arasında yapılan savaşlarla yıpranmıştır. Kavgalara IV. Henry tarafından son verilmiş, 17. yy. boyunca Fransa hızla büyümüştür. 1680’lerin ortalarında Güneş Kralı olarak adlandırılan XIV. Louis, Avrupa’nın egemeni oldu. Louis’nin Versay’daki sarayı kıtanın politik ve kültürel merkezi hâline gelmişti.

Fransa’nın gücü tüm komşularını endişelendirmeye başlamıştı. Özellikle de İngiltere’yi. 1702-1783 yıllarındaki dört büyük savaş sonrasında Fransa, yorgun ve iflas etmiş hâldeydi. Deniz aşırı egemenlik alanlarından birçoğunu kaybetmişti. Fransa halkının rüşvete dayalı ve adaletten uzak yönetim tarzından kaynaklanan memnuniyetsizliği günden güne artıyordu.

Devrim ve savaş

1789’da Fransa’da devrim baş gösterdi. "Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" duygularıyla halk eski hükûmeti devirerek yeni bir parlamento kurdu (Ulusal Meclis). 1793’te XVI. Louis ve eşi Marie Antoinette idam edildi. Kanlı geçen bir iç karışıklıktan sonra 17.000 soylu ve halk düşmanı idam edildi.



14 Temmuz 1789’da Paris’teki büyük Bastille Hapishanesi’ndeki baskını anlatan bir resim. Baskın bir zamanlar güçlü olan monarşiyi yıkmayı sembolize ediyordu. Fransa’nın Ulusal Kurtuluş Günü her yıl 14 Temmuz’da kutlanır.

Diğer Avrupa ülkeleri, devrim hareketinin yayılmasını durdurmak için Fransa’ya saldırdı. Fransa tüm güçlere karşı direniş gösterdi ve Kral I. Napolyon (Napolyon Bonaparte) Batı Avrupa’nın büyük kısmını fethetti. Fransız halkının başarısı, eşit yönetim ve insan hakları düşüncelerinin tüm kıtaya yayılmasına neden oldu.

Sanayi ve imparatorluk

19. yy.da Fransa, özellikle de Paris, politik kargaşalarla karşı karşıya kaldı. Ancak bölgelerde sanayi şehirleri büyüdü, tren yolu hatları kuruldu, iş adamlarının refah düzeyi oldukça yükseldi.

Fransız maceracılar büyük deniz aşırı fetihler yaptılar. 1900’lerle birlikte Fransa bayrağı Hindistan ve Çin, Kuzey ve Batı Afrika ve birçok Pasifik adasında dalgalanmaya başlamıştı. Ancak Fransa’nın ana yurdundaki varlığı, kurulan dev Alman İmparatorluğu tarafından tehdit ediliyordu. 1870-1871 yıllarında Fransa, Alman orduları tarafından saldırılara uğradı. Yine 1914’te iki ülke savaşa girdi.

20. yüzyıl

20. yy.ın başları Fransa için bir kâbustu. I. Dünya Savaşı ülkenin büyük kısmını felakete uğratmıştı. Halk yorgun ve umutsuzdu. Büyük Bunalım Fransa’yı derinden etkiledi. Yoksulluk ve işsizlik arttı, hükûmetler kontrolü sağlamak için tartışmaktaydılar. II. Dünya Savaşı boyunca süren dört yıllık Alman işgalinin ardından 1945’te Fransa neredeyse baştan sona yıkılmıştı.

Ancak ABD’nin ekonomik yardımlarıyla Fransa’nın yeni liderleri ekonomik bir mucize yarattılar. İşçi maaşları yirmi yılda iki katına yükseldi. Ülke tekrar güçlendi ve zenginleşti. Sömürgelerine bağımsızlıklarını verdi. Almanya’yla yakın ilişki içine girdi ve Avrupa Birliği kuruluşuna destek veren ülkeler arasına katılarak geçmişi geride bıraktı.



1968’de hükûmete karşı direnişte bulunan öğrencilerin protesto görüntüleri. İnsanların çoğu Başkan de Gaulle’ün gençlerle ve yoksullarla olan bağlarını yitirdiğine inanıyordu.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=97862

Ancak komşu ülkeler Fransa’nın tutucu toplumu ve hükûmetinden memnun değildi. 1968’de öğrenci hareketleri başladı ve muhalefetteki komünist parti büyük destek kazandı. 1968’den sonra Fransa daha liberal bir ülke hâline geldi. 1990’larda yine zengin, güçlü ve saygı gören bir ulustu