Görmeden Dönmeyin

Musée du Louvre ( Louvre Müzesi ) : Bu devasa bina 1200'lerde
inşa edildi. İlk restorasyonunu 16. yüzyılın ortalarında
gördü ve Kraliyet Binası olarak hizmet vermeye hazır hale geldi.
Daha sonra 1793 yılında müzeye dönüştürüldü.
1980'lerde Mitterand'ın 'Büyük Projeler' kapsamındaki çalışmaları sırasında müzeye 21 m yüksekliğinde bir cam piramit eklenmiştir. Başlangıçta hata olarak görülen bu ekleme daha sonra birçok ödül almıştır. Her gün binlerce insan ziyaret etmektedir.
Müzede tablolar, heykeller, antikalarla birlikte Mona Lisa,
Venus de Milo ve Winged Victory gibi ünlü eserler de görülebilir.


Centre Georges Pompidou : Centre Georges modern sanatın örneklerine ev sahipliği yapar. Burası Paris'in en fazla ilgi çeken ve de ziyaret edilen yerlerindedir. Bir kütüphane olarak da iş görmektedir. Burada 2000'in üzerinde periyodik yayına ulaşabilirsiniz. Buna İngilizce gazeteler ve dünyanın çeşitli yerlerinde çıkan magazinler de dahildir. Eğer binadan sıkılırsanız çevresindeki dükkanlar ilginizi çekebilir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=97826


Notre Dame : Victor Hugo'nun ünlü eseri Notre Dame'ın Kamburu'ndan hatırladığımız bu Katedral gotik mimari özellikleri taşımaktadır. 1163 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 1345 yılında bitirilmiştir. Notre Dame Katedrali 6000'in üzerinde kişiyi barındırabilecek niteliktedir. Birbirinden farklı şekilde dizayn edilmiş üç kapıya sahiptir ve bu kapılardaki mimari güzellik de ziyaretçilerin dikkatini üzerine çekmektedir. Katedralin içinde çok büyük bir kilise orgu vardır. Katedral kasvetli havasıyla olsa da görülmeye değer.
Kulelerinden Paris'i izlemek de ayrı bir zevktir.

Sainte Chapelle : Sainte Chapelle adını kendini dizayn eden mimardan almıştır. 1242 yılında inşa edilmeye başlanmış ve de 1247 yılında bitirilmiştir. Buranın yapılmasını Kral 9. Louis istemiştir. Geçen zaman içinde restore edilmesine rağmen hala eski çekiciliğini korumaktadır. Güvenliği de dikkate şayandır. Tıpkı bir havalimanı gibi sıkı korunmaktadır. Giriş ücretlidir. Eminiz gezdikten sonra verdiğiniz ücrete değdiğini göreceksiniz.


Musée d'Orsay : Müze 1900 yılında inşa edilmiş, şu andaki haline ise 1986 yılında kavuşmuştur. 1848 - 1914 yılları arasında yaşayan impressyonist ve postimpresyonist sanatçıların eserlerine ev sahipliği eder.
Müzede tabloların yanısıra heykelleri de bulabilirsiniz ki bu müzede
Auguste Rodin ve Camille Claudel gibi ünlü heykeltraşların eserleri de sergilenir. Ayrıca bahçesindeki heykeller de görülmeye değerdir.


Eiffel Kulesi : Paris'e gelip de Eiffel Kulesi'ni görmeden gitmek tabii ki olmaz. Kule adını tasarımcısı Gustave Eiffel'den almıştır. Fransız İhtilali'nin bir sembolü olmuştur. Yüksekliği 320 m ( 1050 fit ) olan kule 1930'a kadar
( Chrysler binası inşa edilinceye dek ) dünyanın en yüksek binası niteliğindeydi.
Kulenin en tepesine çıkıp manazarayı izleyebilir ya da bir cafeye oturup kahvenizi yudumlayabilirsiniz.

Avenue des Champs - Elysées : Burası ( yüksek fiyatlarda olmasına rağmen ) iyi yemek yiyebileceğiniz yerlerden biridir. Burada fast-food restoranları , araba galerileri , ve sinemaları bulabilirsiniz. Burası daha çok insanların akşamüstü yürümak için geldiği yerlerdendir.


Cimetiére du Pére Lachaise : Burası dünyanın en çok ziyaret edilen mezarlığıdır!! Moliére , Apollinaire , Oscar Wilde , Balzac , Marcel Proust ve Gertrude Stein gibi yazarların ; David , Delacroix , Pissarro , Seurat ve Modigliani gibi artistlerin ; Sarah Bernhardt , Simone Signoret ve Yves Montand gibi aktörlerin , şarkıcı Edith Piaf'ın ve dansçı Isadora Duncan'ın mezarları buradadır. Ancak en çok ziyaret edilen mezar 'The Doors' gurubunun 1971 yılında ölen solisti Jim Morrison'ın mezarıdır.

Place des Vosges : Burası Kral 4.Henri'nin 1605 yılında yaptığı planın bir parçası olarak inşa edilmiştir. Kral bölgeyi Paris'in en güzel yerlerinden biri yapmak için işe girişmiş ve 36 tane birbirinin aynısı ve birbirine bitişik ev inşa ettirmiştir. Evlerdeki mimari ilgi çekicidir : geniş pencereleri , dik çatıları , ilginç kaplamalı duvarları...Bu evlerden altı numaralı olanında 1832 - 1848 yılları arasında Victor Hugo yaşamıştır. Burası şu anda müzeye dönüştürülmüştür. Şu anda bu çevrede pahalı galeriler , dükkanlar , kafeler ve kahvelerini yudumlayan insanlarla dolmuştur.

Catacombes : 1785 yılında Paris'te artan mezarlıklar nedeniyle şehirde hijyen problemi doğmuştu. Bu problemi çözmek için ölülerin cesetlerinin özel inşa edilmiş yapılarda , tüneller içinde tutulması planlanmıştı. Böylece şehir tekrar eski temizliğine ve sağlığına kavuşacaktı. Bu amaçla inşa edilen yerlerden biri de Catacombes'tir. Catacombes yerin 20 m ( 65 fit ) altına inşa edilmiştir. Buradaki tünellerde yürürken duvarlarda kemiklere rastlayabilirsiniz. Ayrıca bu tüneller İkinci Dünya Savaşı sırasında da askeri amaçlı olarak kullanılmıştır.

MACERA ARAYANLARA

ILE de FRANCE : Burası 12. yüzyılda Fransız krallığının doğduğu yerdir. Bölgeye turistler tarafından adeta akın edilmektedir. Bölgede büyük bir eğlence merkezi olan Euro Disney bulunur. Bölgede ayrıca birçok tarihi mekan da bulunmaktadır. Buradaki 'Chateau de Versailles' Fransa'nın en ünlü ve en muhteşem yeridir. Buradaki eşsiz binaları ve muhteşem şatoyu görünce küçük dilinizi yutacağınızdan emin olabilirsiniz. Bu yapılar 1600'lerin ortalarında 14. Louis tarafından inşa edilmiştir. Ayrıca 'Hall of Mirrors'ı da görmeden geçmeyin. Buradaki muhteşem hazinelerin hepsi kraliyet ailesine aittir. Bu hazinelerden emin olun gözleriniz kamaşacak.

Canal Saint Martin : Bu kanal Right Bank'ın kuzeydoğu bölgeleri arasında akar.
Yaklaşık 5 km ( 3 mil ) uzunluğundadır. Romantik geziler için çok idealdir ve
kanalın iki yakasını birbirine bağlayan köprüler kesinlikle görülmeye değer.


Egouts de Paris : Burayı ziyaret etmek isterseniz yerin altına inmeniz gerekecek. Çünkü burası yerin tamı tamına 480 m altına inşa edilmiş bir müzedir. Eğer ben yerin altına iner
ve bu farklı kanalizasyon müzeyi gezerim diyorsanız, işte fırsat.

Ne Zaman Gitmeli ?

Paris'e gelmek için en iyi zaman Mart - Mayıs arasıdır. Kış aylarında Paris bir kültürel cennet niteliğindedir. Bu zamanlarda kültürel bir etkinliğin olmadığı bir gün bulmak imkansız gibidir. Bununla birlikte okulların tatil olmasıyla birlikte sokaklar daha da kalabalıklaşır. Yaz aylarında Paris'te sıcaklık gözle görülür derecede artar. Yine yaz aylarında genellikle buradaki insanlar yıllık izinlerini kullanırlar. Bu yüzden bu zamanlarda trafik bayağı hafifler.