(4)

HEMŞİRE :Saçının yarısı siyah yarısı beyaz olduğu için.
HASTA :Pes doğrusu bunu hiç düşünmemiştim.
DOKTOR :Gargaraya getirme hemşire hanım sana bir şans daha veriyorum .Tahminini
değiştire bilirsin.
HEMŞİR :Hayır değiştirmiyorum.Kesinlikle eminim.
DOKTOR :Otuz beş.
HEMŞİRE Kırk.
DOKTOR Hemşire hanım bu kadın memur geçim derdi kadını vaktinden önce
moruklatmış.Kırışık suratına,fersiz gözlerine,ceset gibi duruşuna aldanma.
Hastaya eğilerek sorar.
DOKTOR :Kaç yıllık maaş mahkümusunuz?
HASTA :Yakında tahliye olacağım on beş yıllık.
DOKTOR :Neyin var.?
HASTA :Gördüğünüz gibi başım yarıldı,daha neyim olsun.
DOKTOR :Onu demek istemedim.
HASTA :Pardon ben yanlış mı anladım.?siz ne demek istediniz.?
DOKTOR :Han,hamam,köşk,araba,arsa,dolar,mark,yat,kat,uçak ,tren,vapur,ada,ülke,cariye.
HEMŞİRE :Maşallah sizde soruya laik adamı buldunuz.
HASTA :O dediklerinizle uzaktan yakından akrabalığım yoktur.
DOKTOR :Tam on beş yıldır aldığın maaşla ne yapıyorsun.Baksana ağzında diş bile
kalmamış.Öldüğünde çocuklarının tabutunun başında göz yaşı dökeceklerini
hiç düşünme,ne yaptın on beş yıllık maaşı.?
HASTA :Ne sen sor ne ben anlatayım doktor hanım.Uzun hikaye.
DOKTOR :Uzunu kısasımı var bunun ufak bir el hareketiyle tamam.Gördünüz mü hemşire
hanım tam on beş yıldır bırak baltaya sap olmayı kesere kamış bile olamamış .Bir
musibet bin nasihattan iyidir derler.Örnek alda bu uzaylı yaratığı yoksul düşme.
aklını kullan adam ol,doktorun gibi eşek olma.
HASTA :Yanlış söylediniz doktor hanım,kendinizi eşek yerine koydunuz.
DOKTOR :Nedir doğrusu.?
HASTA :Adam ol doktorun gibi ,eşek olma.
DOKTOR :Ne fark eder aynı sözcükler çıktı o mübarek ağzımdan.
HASTA :Siz virgülü yanlış yere koydunuz,anlam değişti.
DOKTOR :Maşallah,kültüründe ibadullah,ama kültür para etmiyor,seni aç bırakmış.
HASTA :Ahhhh ahhh… Biz memurlar on bin metrelik maratonu en iyi koşan atletleriz
bir cadde üzerinde dört ayrı esnafa olan borçlarımı dört aydır ödeyememiştim,
üstelikte utana sıkıla borç para almıştım.Bir gün dalgınlıkla alacaklıların
mahallesine girmemiş miyim ,fark ettiğimde geriye dönüp dört nala
koşacaktım ama iş işten geçmişti.Sağ taraftaki tuhafiyeciye borcum olduğundan
dümeni sol tarafa kırdım.Bu defada bakkala olan borcumu hatırladım.
çaktırmadan caddenin karşısına geçtim. Biraz yürümüştüm ki kasabın önüne
geldim.Allah ‘ıma binlerce şükürler olsun ki,altı aydır evimize et girmediğinden
kasaba bir kuruş borcum yoktu.Altı ay önce 250 gr kıymayı iyice kaynatıp bir
kavanoza koydum,az az pişirerek psikolojik doyuma ulaşmanın yolunu bulduğum
için kasabın önünden geçerken zafer kazanmış bir komutan gibi alnım açık göğsüm
ileride dimdik yürümeye başladım.Ama bu fazla uzun sürmedi.üç aylık tüp parasını
ödeyemediğim için tüpçünün dik dik baktığını gördüm.Kafamı diğer tarafa
çevirdim görmezlikten geldim .ve yolun diğer tarafına geçtim.Bu kez çarşıya
neden çıktığımı unuttum.Diğer alacaklılara yakalanmamak için geriye döndüm
ve olanca hızımla koşmaya başladım. Arkamdan dom dom kurşunu atsalar da
beni yakalayamazlardı.
DOKTOR :İyi de bunları bana niye anlatıyorsun?
HASTA :Yani sizin anlayacağınız ben ve benim gibi insanların çilesi mezar da bile
bitmiyor.
HEMŞİRE :Doktor hanım bu hasta ne demek istedi.?
DOKTOR :Sayın hastamız zamanından önce yaşlandığını anlatmaya çalıştı.Elli yaşında
gibi görünüyor ama tam otuz beşlik.
HEMŞİRE :Siz aklınızı mı oynattınız doktor hanım bunun neresi otuz beş.
DOKTOR :Sen bana hakaret mi ediyorsun çömez.?
HEMŞİRE :Ne haddime doktor hanım yalnız kırk olduğuna kalıbımı basarım.
Doktor hastanın saçını acıtırcasına karıştırır , sırtına vurur .Hastanın başından gelen kan gittikçe
artmaktadır.
DOKTOR :Asla yanılmam,otuz beş ten bir gün bile almamıştır.Sen elbise parasını hazırla
Ortam iyice kızışır.
HEMŞİRE :Halt etmişsiniz,adamın suratı kırk olduğunu anlatıyor .
Doktor ile hemşirenin tartışmaları kavgaya dönüşür.Bu arada hastayı iyice hırpalamaya başlarlar.
Zavallı kadın bitkin düşmüştür.Doktor ile hemşirenin kavgasından darbe almamak için başını
aşağıya eğerek eliyle korumaya çalışmaktadır,bir ara tüm gücünü toparlayarak bağırmaya başlar.
HASTA :Ulan vicdansızlar,anamı ağlatmayan sadece ikiniz kalmıştınız.Bula bula benimi
buldunuz? Dairede ki asık suratlı müdürden,işsiz kocamdan harçlıksız kalan
çocuklarımdan azrail gibi her ay başıma dikilen ev sahibimden , yakamı
bir türlü bırakmayan bakkalımdan yediğim darbeler yetmiyor mu kardeşim
hadi bana eyvallah ilk otobüsle İstanbul ‘a gidiyorum. Boğaz içi köprüsünü
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/piyesler/69665-acil-servis-2-perdelik-komedi-post134151.html
yapanlardan Allah razı olsun.
DOKTOR :Dur nereye gidiyorsun seninle daha işimiz bitmedi.
Gitmemesi için bir kolundan hemşire çekiştirirken gömleğin kolları elinde kalır.
HEMŞİRE :Takım elbise gitti ama bir gömlek kolu sahibi oldum.
DOKTOR :Diğer kolda bende.

HEMŞİRE :Gömleğin geri kalanı nerde ?
DOKTOR :Adamla birlikte intihar etmeye gitti.
HEMŞİRE :Koşup hemen kadını yakalayalım .Takım elbise gitti bari gömleği kurtaralım.
DOKTOR :Gömleği bırak adamı kurtar.
Memur sahneden kaçarcasına çıkar .Hemşire de arkasından koşar .Hemşire bir çocuğun
arkasından koşturarak içeri girer . Çocuk ağlamaklıdır.
HEMŞİRE :Gel buraya nereye gidiyorsun.
Çocuk doktorun yanına girer.
DOKTOR :Ne oldu neden ağlıyorsun.?
ÇOCUK :Doktor hanım teyze,doktor .
DOKTOR :Efendim.?
ÇOCUK :Benim babam bu hastanedeymiş.
DOKTOR :Babanın adı ne.?
ÇOCUK :Recep kaçar.
DOKTOR :Hangi bölümdeymiş?
ÇOCUK :Bilmem.
DOKTOR :Peki neyi varmış.?
ÇOCUK :Kafası,gözü yarılmış,birde bacağı kırılmış.
DOKTOR :Ne oldu trafik kazası mı geçirdi.?
ÇOCUK :Siz buna öylemi diyorsunuz.?
DOKTOR :Neye mi öyle diyoruz oğlum.?
ÇOCUK :Kafası kırılanlara.
DOKTOR :Babana ne olduğunu anlatsana.
ÇOCUK :Babamın işleri bozulunca babamda seyyar satıcılığa başladı.
DOKTOR :Neden ?Başka bir iş bulamadı mı?
ÇOCUK :Doktor hanım teyze doktor benim babam lise mezunu,üniversite mezunları
iş bulamıyor babam nasıl bulsun.o da bize ekmek alacak parayı getirmek için
seyyar satılıcılığa başladı.Sen benim babamın ne sattığını biliyormusun.
DOKTOR :Ne satıyor.?
ÇOCUK :Balık satıyor balık.
DOKTOR :Avlanma sezonu kapanınca ne satıyor.?
ÇOCUK :Yine balık satıyor.
DOKTOR :Oğlum avlanma sezonu kapanınca balığı nereden buluyor.?
ÇOCUK :Trol sezonu hep açık.
DOKTOR :Trol normalinde de yasak,sezon kapanınca nasıl onlara açık oluyor.?
ÇOCUK :Bunlar kaçak çalıştığı için oluyor.Babam öyle dedi.
DOKTOR :Denizdeki tüm canlıları öldürüyorlar.Balık neslinin neden tükendiği belli oldu.
ÇOCUK :Doktor hanım teyze sadece bunlarla mı tükeniyor,sanıyorsunuz.Siz son zamanlarda
Denize gitmediniz galiba ? Denizlerde belediye çöplüklerinden daha fazla çöp var
birde bunlara mersin faciası eklendi.
DOKTOR :Neyse oğlum neyse bu konu bizi aşar.Babana ne oldu?
ÇOCUK :Seyyar satıcılık yapıyordu.Zabıtalardan kaçarken bir inşaatın temeline düşmüş.
İşte orda kolu bacağı kırılmış.
Çocuk tekrar ağlamaya başlar.
DOKTOR :Yine ne oldu oğlum?
ÇOCUK :Benim babam iyileşecek mi?
DOKTOR :İyileşecek tabi.İyileşmez olur mu?
ÇOCUK :Peki doktor hanım teyze doktor.Benim babam iyileşince bana çikolata alacak mı?
DOKTOR :Almaz olur mu hem de en büyük çikolatalardan alacak.
Çocuk tekrar ağlamaya başlar.
DOKTOR :Yine ne var?
ÇOCUK :Benim babamın parası yok ki çikolata alsın.
DOKTOR :Baban almazsa bende bir tane var ben kendi çocuğuma almıştım al senin olsun.
ÇOCUK :Sağ ol doktor hanım teyze.
Çocuk tekrar ağlamaya başlar.
ÇOCUK :Doktor hanım teyze doktor.Benim bacağımın biri kayıp.Kapkaçcılar çalmış.
HEMŞİRE :Ağlama ağlama dur.Kimse çalmamış üzerine oturmuşsun.
ÇOCUK :Aaa buradaymış.
Çocuk ayağa kalkar.
ÇOCUK :Doktor hanım teyze doktor.
DOKTOR :Efendim.
ÇOCUK :Benim babam iyileşince bana keman çalacak mı?
DOKTOR :Çalmaz olur mu hem de senin en sevdiğin parçaları,çalacak.
ÇOCUK :Pışık çalacak benim babam keman çalmasını bilmiyor ki.
Çocuk sahneden koşarak çıkar,arkasından hemşire de koşarak çıkar.
DOKTOR :Vay afacan vay demek benimle dalga geçtin gel buraya.
Doktorda akasından çıkar….


1 .PERDE KAPANIR…….