30. Tedaviye bağlı kilo artışına karşı ne gibi önlemler alınabilir?
Kilo artışı bazı antipsikotik ilaçların yan etkilerinden olan iştah artışına bağlı olabildiği gibi hastanın daha durgun, hareketsiz bir yaşam sürmeye başlamasından da kaynaklanır. Bazı antipsikotiklerin diğerlerine göre daha fazla iştah açtığı, bazılarının da böyle bir yan etki göstermediği bilinmektedir. Yan etkileri arasında kilo artışı bulunan bir kişi günlük beslenmesini kontrol eder, her gün ılımlı düzeyde fiziksel aktivitede bulunursa kilo almaz (örneğin günde 45 dakika yürüyüş gibi). Bir diyetisyen yardımıyla yeme alışkanlıklarını değiştirebilen hastalarda ilaç kullanırken alınan kilolar verilebilmektedir. Ancak buna düzenli olarak devam etmek kolay değildir. Bu nedenle kilo almaya eğilimli, kendisinde ya da ailesinde şeker hastalığı bulunan hastalara bu tür yan etkisi olmayan ilaçların seçilmesi uygun olur.
31. Şizofreni kişinin cinsel yaşamını etkiler mi?
Hastalık öncesi döneme göre kişilerin cinsel yaşamında olumsuzluklar artmaktadır. Bunda şizofreni hastasının çevreyle ilişki kurma konusundaki güçlüklerinin karşı cinsle ilişkilerini özellikle bozmasının da rolü vardır. Ayrıca bazı antipsikotikler hem kadınlarda hem erkeklerde cinsel işlev bozukluğuna yol açabilir. Özellikle prolaktin adlı hormonu artırıcı etkisi olan antipsikotikler kadınlarda adet düzeninin bozulmasına, göğüsten süt gelmesine yol açabilir. Erkeklerde ise isteksizlik, sertleşme güçlüğü, erken boşalma görülebilir. Bu durumlarda ürolog ya da kadın doğum uzmanına gitmeden önce psikiyatriste danışılması uygun olur. İlaç dozunun azaltılması ya da ilacın değiştirilmesiyle bu yan etkilerin giderilmesi mümkündür.
32. Elektrokonvulsif tedavi şizofreni hastalarında etkili midir?
Şizofrenide elektrokonvulsif tedavinin sınırlı bir yeri vardır. Katatonik tip şizofenide, ciddi intihar riski taşıyan hastalarda elektrokonvulsif tedavinin çok etkili olduğu bilinmektedir. Ayrıca alevlenmeyi yatıştırmakta ilaç tedavisinin başarılı olamadığı durumlarda da bu tedavi uygulanabilmektedir.
33. İğne şeklinde uygulanan uzun etkili antipsikotiklerin (depo) tedavideki yeri nedir?
Depo antipsikotikler ağızdan ilaç kullanmak istemeyen ya da düzenli bir tedaviyi sürdürmesini sağlayacak desteğe sahip olmayan (örneğin ilaç kullanmasını hatırlatacak aile bireyleri gibi) hastalar için bir alternatiftir. İğne olmak hap yutmaya göre daha sıkıntı verici olsa da tedavinin 2-3 haftada bir yapılan bir iğneden ibaret olması bazı hastalar için de cazip gelmektedir. Bütün kronik hastalıklarda tedavi uyumu ciddi bir sorundur, şizofreni tedavisinde daha da ciddi bir sorundur. Depo ilaçlarla yapılan tedavinin en önemli katkısı ilaç uyumsuzluğunu azaltarak alevlenme riskini düşürebilmesidir. Ancak ağızdan kullanılan her ilacın depo şeklinin olmadığını da akılda tutmak gerekir.
34. Şizofreni hastasının mutlaka hastaneye yatması gerekir mi?
Bu şart olmamakla beraber çoğu hasta en az bir kez hastaneye yatmaktadır. Hastane yatışı özellikle başlangıçta tanı koymak, ilaç uyumunun bozulduğu durumlarda bunu sağlamak için ve kişinin kendine ya da çevreye zarar verme riski taşıdığı durumlarda gereklidir.
35. Şizofreni hastalarında başka psikiyatrik bozukluklar da görülür mü?
Evet. Sıklıkla depresyon dönemleri, daha nadir olarak mani dönemleri görülür. Hastaların bir kısmında obsesif kompulsif bozukluk denen takıntılı düşünceler ve tekrarlayıcı davranışlarla karakterize hastalık görülebilir. En sık görülen durum ise alkol, madde ve sigara bağımlılığıdır.
36. İlaç tedavisi ne kadar sürer?
İlaç tedavisinin süresi hastanın durumuna göre değişiyor. Örneğin sadece bir alevlenme dönemi yaşamış ve ilaç tedavisiyle tüm belirtileri gerilemiş bir hastada bir yılın sonunda ilacın kesilmesi mümkün olabilir. Ancak çoğu zaman şeker hastalığı ya da yüksek tansiyonda olduğu gibi şizofrenide de hastanın uzun yıllar ilaç kullanması gerekir. Bu özellikle alevlenme dönemlerinin tekrarlandığı durumlarda şarttır. Zaten hastalığın alevlenmesinde, ilaçların düzenli kullanılmamasının büyük etkisi vardır. İlaç kullanırken iyi durumda olan kişilerde sıklıkla "ben iyiyim ilaca ihtiyacım yok" düşüncesi oluşur. Ancak şizofreni gibi kronik hastalıkların tedavisinde hastalık belirtileri gerilemiş olsa da koruyucu tedaviye devam etmek gerekir. Bu, her gün diş fırçalamak gibi koruyucu bir önlem olarak düşünülebilir.
37. Şizofreni hastası tümüyle eski haline dönebilir mi?
Şizofreniyi ortaya çıkaran nedenler ve belirtiler hastadan hastaya değiştiği gibi hastalığın seyri de farklılık gösterir. Tam ya da tama yakın düzelme hastaların %10 kadarı için beklenebilir. Hastaların yaklaşık l/3'ü hafif derecede bozukluk gösterse de hayatını devam ettirebilir.Yine l/3'e yakın bir grup orta derece gerilemeye uğrarken yardımsız yaşaması mümkündür. Ancak hastaların %40-60'ında tek başına hayatını kazanmasına ya da devam ettirmesine engel olacak düzeyde yeti kaybı olmaktadır.
38. Şizofreninin ilaçlar dışında tedavi yöntemleri var mıdır?
İlaçlar şizofreni belirtilerini kontrol altına alma konusunda etkili olmakla beraber tek başına yeterli olmazlar. Örneğin içe kapanma, isteksizlik, az konuşma, erteleme, üşenme, sıkılma gibi belirtilerin ilaç tedavisinden fazla etkilenmediğini hem hastalar hem yakınları bizzat gözlemektedir. Oysa bunlar ve benzerleri de şizofreni nedeniyle gerileyen yetilerdir. Bu noktada destekleyici psikoterapiler ve psikososyal tedavilerin de ilaç tedavisine eklenmesi gerekir.
39. Bu yöntemler ilaç tedavisinin yerine geçebilir mi?
Hayır. Tüm bu yöntemler ancak ilaç tedavisi sürerken yararlı olmaktadır. Basitçe söylersek ilaçlar hastamızın çevresindekilerle aynı dili konuşması, sağlıklı düşünmesi için şarttır. Örneğin grup tedavisine devam ederken kendini iyi hissedip ilaçlarını kesen bir kişide en geç 1-2 ay içinde düşünce ve algı bozuklukları tekrar ortaya çıkar ve hasta kendisini gerileten bir kısır döngüye girer.
40. Şizofreni hastaları ve hasta yakınlarına yönelik derneklerin işlevi nedir?
Ülkemizde şizofreni tedavisinin sosyal boyutu çok yetersizdir. Yatan hastaların hastaneden çıkış sonrası psikososyal tedavi alabilecekleri merkezler çok kısıtlıdır. Ayrıca ortak dertlerine çare aramak durumunda olan hastalar ve yakınlarının bir araya gelip sorunları çözümü için güç birliği yapacakları , merkezlere gereksinim vardır. Dernekler bir yandan bu işlevi görürken bir yandan da hastaların çeşitli etkinliklere katıldığı, sosyal ilişkilerini geliştirebildiği bir "kulüp" ortamı sağlamaktadır.
41. Bu derneklere ulaşma yolu nedir?
Ülkemizde bu derneklerin sayısı giderek artmaktadır. Kitapçığın sonunda elimize ulaşan derneklerin bağlantı adreslerini bulabilirsiniz
42. Grup tedavisine kimler katılabilir?
Şizofreni hastaları için grup tedavisi özellikle kendini ifade etmek, sohbet edebilmek, ailesi dışındaki insanlarla rahat iletişim kurma güçlüğü olan hastalara yararlı olmaktadır. Dolayısıyla hastaların çoğu grup tedavisi için iyi bir adaydır. Ancak gruba katılmak için belli düzeyde dikkatini sürdürebilme, grup düzenine uyabilme, konuşulanları kavrayacak kadar zekaya sahip olma gibi ölçütleri karşılamak gerekir. Grup tedavileri bazı üniversite ve eğitim hastanelerinin yanı sıra bazı dernek merkezlerinde de yürütülmektedir.
43. Sosyal beceri eğitimi ne demektir?
Psikososyal tedaviler kısaca hastanın kişiler arası iletişim kapasitesini artırmayı hedefler.Temel iletişim becerileri, bir sohbete başlamak, devam ettirmek, günlük hayatta karşılaşılan sorunları aşmak, yardım isteyebilmek gibi sık rastlanan eksiklikleri giderecek alışkanlıkların kazandırılmasını hedefler. Psikoeğitim denen, hem hastayı hem aileyi hastalık ve tedavi konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan eğitimler de şizofreni tedavisinin mutlak bileşeni olmalıdır.
44. Alkollü içki kullanmak hastanın sıkıntılarını azaltır mı?
Alkollü içki kullanan çoğu kişi gibi şizofreni hastası da rahatlamak, sıkıntılarından kurtulmak ya da neşelenmek beklentisiyle içer. Alkol kullanımı geçici bir rahatlama sağlasa da sık ve sürekli alkol almak şizofreninin alevlenmesine yol açacaktır. Ayrıca alkol, tedavi için kullanılan ilaçların yan etkilerini de artırmaktadır.
45. Madde kullanımı hastanın sıkıntılarını azaltır mı?
Hayır. Ancak özellikle batı ülkelerinde şizofreni hastalarının önemli bir kısmının yasadışı maddeleri kullandığı bilinmektedir. Malesef bu durum ülkemizde de yaygınlaşmaktadır. Hastalar, bu tür maddeleri kullanırken hastalığın verdiği sıkıntıdan, zihinsel ve fiziksel durgunluktan, isteksizlikten kurtulmayı ummaktadır. Yani bu maddelerin kendilerini biraz "canlandırmasını" beklemektedirler. Ancak çoğu zaman canlanan sadece hastalığın pozitif belirtileri dediğimiz halüsinasyon, hezeyanlar ve dağınık amaçsız hareketler olur.
46. Esrar içmek şizofreniye yol açar mı?
Evet. Bu konudaki kanıtlar giderek artırmaktadır. Esrar bütün dünyada en sık kullanılan yasadışı maddedir. Ancak her esrar içende şizofreni veya diğer psikotik bozukluklar ortaya çıkmaz. Özellikle esrar içmeye 15-16 yaş veya öncesinde başlanmışsa, esrar sık kullanılıyorsa, kişinin ailesinde şizofrenj hastası bulunuyorsa, bu kişilerde esrar kullanımına bağlı psikoz ortaya çıkma riski 2-2.5 kat artar. Bununla beraber esrar içmenin tek başına şizofreni nedeni olmadığı, ancak önceden var olan yatkınlık zemininde hastalığın ortaya çıkmasını tetiklediğini söyleyebiliriz.
47. Şizofreninin alevlenmesi ne demektir?
Alevlenme (relaps) çoğu zaman pozitif belirtilerin yani halüsinasyon, hezeyan ve dağınık ya da amaçsız davranışların tekrar ortaya çıkması ya da artış göstermesi şeklinde kendini gösterir. Kişi bu süreçte gerçeği değerlendirme yeteneğini de kaybettiği için bir yandan hastalığı ağırlaşırken bir yandan da hasta olmadığına, gördüğü hayallerin ya da düşman bellediği kişilerin gerçek olduğuna sarsılmaz biçimde inanmaktadır. Hastalığın alevlenmesine erken dönemde müdahale edilemezse genellikle belirtileri kontrol edebilmek için hastaneye yatış gerekir. Bazı hastalarda alevlenme negatif belirtiler dediğimiz çevreden uzaklaşma, içe çekilme, kendine bakımda gerileme, işini ya da okulunu bırakma gibi belirtilerin artışıyla ortaya çıkar. Ancak sıklıkla alevlenme sırasında hem pozitif hem negatif belirtiler birlikte artış gösterir.
48. Hastalığın alevlenmesine neden olabilecek etkenler var mıdır?
Hemen hemen bütün araştırmalarda şizofreni hastasının alevlenme yaşamasının ilaçları belirtilen şekilde kullanmamak ya da tümüyle bırakmakla yakından ilişkili olduğu sonucuna varılmaktadır.Tedavi uyumunun bozuk olması alevlenme riskini 3-4 kat artırıyor. Ancak tedavisine önerildiği şekilde devam eden hastalarda da diğer tetikleyici nedenler devreye girebilir. Örneğin alkol ya da madde kullanmak, yaşadığı ortamda (sıklıkla aile içinde) sürekli gerginlik ya da maddi sorunlar yaşanması, ciddi bir bedensel rahatsızlık geçirmek gibi. Benzer şekilde, iş ya da sınav stresi, bir yakınından (eş, sevgili gibi) ayrılmak ya da yakının ölmesi de alevlenmeyi tetikleyebilir.
49. Hastalığın alevlenme dönemini önceden kestirmek mümkün müdür?
Çoğu zaman evet. Çünkü kişiden kişiye değişmekle beraber, bir hastada her alevlenme öncesinde benzer davranış değişiklikleri görülür. Bu değişiklikler alevlenme belirtilerinin öncesindeki 2-3 haftada ortaya çıkar. Örneğin durgunlaşmak, önceden çok söz edip sonradan unutulan konuların tekrar tekrar konuşulmaya başlanması, dine ve ibadete olan ilginin artması, uykusuzluk, sinirlilik, çok yıkanmaya başlamak (ya da tersi), işi ya da okulu bırakmak gibi belirtiler alevlenmenin haberci belirtilerindendir. Aileler ve hastalar önceki alevlenme dönemlerinden önce görülen belirtileri tespit ederek bunların hastada görülüp görülmediğini izleyebilir. Bu erken belirtiler saptandığında hemen hekime başvurulması durumunda alevlenmenin önlenmesi mümkündür.
50. Hastalığı nedeniyle eğitimine devam edemeyenlerin hakları korunabilir mi?
Liselerde devamsızlık için sağlık kurulu raporu işe yaramaktadır. Üniversite öğrencilerinin okulu belirli bir sürede (4 yıllık okullar için 6 yılda) bitirme zorunluluğu vardır. Bu nedenle okula devam edemeyecek durumdaki öğrencinin haklarını kaybetmemesi için hastalığı nedeniyle kaydının bir ya da iki yarıyıl dondurulmasına ilişkin rapor alması gerekir. Durumu düzelen öğrenci tekrar okuluna döneceği zaman bu yönde yeni bir rapor alması gerekir. Birden fazla kayıt dondurma raporu alınabilir, ancak bazı üniversitelerin ikiden fazla kayıt dondurmayı kabul etmedikleri bilinmektedir.
51. Şizofreni hastası ilaçlarını ücretsiz olarak temin edebilir mi?
Evet. Sosyal güvencesi olanlar hastalık tanısını ve ilaçların sürekli kullanılmasa gerektiği yönünde bir kararı içeren sağlık kurulu ilaç raporu aldığı takdirde ilaç alırken ödenen (%10- 20'lik) katkı payını ödemezler.Yeşil kart sahipleri de aynı haktan yararlanabilir.
52. Şizofreni hastası askerlik yapabilir mi?
Yasaya göre askeri hastane sağlık kurulları şizofreni tanısı almış kişilerin askerlik için elverişli olmadığına karar verip bu yönde rapor düzenler.Ancak uzun süredir iyi durumda olan hastaların bu iyilik hali askeri hastane hekimlerince de gözlendiği durumlarda askerlik yapması yönünde karar çıkabilmektedir.
53. Şizofreni hastası evlenebilir mi?
Pratik olarak evet.Yani evlenen taraflar bu konuda fikir birliği içindeyse engel yoktur. Ancak yasada "sağlık kurulu raporuyla evlenmesinde tıbbi sakınca bulunanların evlenemeyeceği belirtilmektedir. Evlilik girişiminde bulunmadan önce hastanın hekimine danışılması ve hastanın evleneceği kişiye önceden bilgi verilmesi uygun olur. Yasal çerçeve bir yana. evliliğin ciddi kişinin bu kararı alırken öncelikle kendi sorumluluklarını yerine getirip getiremediğini iyi değerlendirmesi gerekir. "Evlensin, iyileşir" şeklindeki yaygın görüş hatalıdır.
54. Şizofreni hastalarının çalışması için ne gibi kolaylıklar sağlanmıştır?
Devletin "özürlü" tanımına giren,"rahatsızlığı nedeniyle bedensel ve ruhsal kayıp yaşadığı için toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan" yurttaşlara iş bulma kolaylığı sağlama yönünde düzenlemeler vardır. Öncelikle hastane sağlık kurullarından alınan, hastanın yeti kaybının %40'ın altında olduğunu gösteren bir belgenin alınması ve bu belgeyle İş Kurumunun o ildeki şubesine başvurulması gerekir. Hastanın ayrıca tüm devlet kuruluşları ve belediyeler tarafından açılan sınavlara da girmesi gerekmektedir. Bu sınavlar hakkında özürlüler İdaresi Başkanlığımın 03 12 419 79 24 no.lu telefonundan bilgi edinilebilir.
55. Şizofreni hastası devletten maddi yardım alabilir mi?
"Özürlü maaşı" konusunda 2022 sayılı kanunda "başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporuyla kanıtlayan ve kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan özürlülerden her türlü gelirleri toplamının aylık ortalaması belirli bir miktarın altında olanlara' maaş bağlanır" denmektedir. Sağlık raporu, SSK, Bağkur veya Emekli Sandığından maaş almadığına ilişkine belgelerin yanı sıra kaymakamlık veya malmüdürlüğünden alınacak başvuru belgesinin de doldurulması gerekmektedir. Bu durumda hastaya "yeşil kart" da verilir.
56. Şizofreni hastasına bakımını üstlenen kişiler devletten yardım alabilir mi?
Yakın zamanda buna izin verecek bir düzenleme yapılmakla beraber bu her hastanın ailesine maddi yardım yapılacağı anlamına gelmez.Yardım alabilmek için ailenin sosyal güvencesi ve geçinmelerini sağlayacak geliri olmaması ve hastanın da bir başkasının bakımına muhtaç olacak düzeyde yeti kaybına uğramış olması gerekir.
57. Devlet ve belediyeler şizofreni hastası kişiye ne gibi kolaylıklar sağlıyor?
Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne başvurarak (İstanbul 0212- 511 42 75) çıkarılan özürlü kimlik kartı DDY, THY ve deniz otobüslerinden indirimli yararlanma, bazı cep telefonu operatörlerinde indirim, Devlet Tiyatrolarından ücretsiz yararlanma imkanı verir. Ayrıca belediyelerin verdiği kartlar (İstanbul için "Beyaz Kart") şehir içi toplu taşımadan ücretsiz yararlanmayı sağlar. Ayrıca çalışanlar için vergi indirimi söz konusudur.
58. Çalışamayacak durumdaki hastalar annebabalarının sosyal güvenlik haklarından yararlanabilir mi?
Evet. Bunun için sağlık kurulundan kişinin hastalığı nedeniyle tedavi altındayken dahi çalışmasının mümkün olmadığı, başkasının bakımına muhtaç olduğuna dair rapor alınıp ilgili kuruma (SSK, Bağkur, Emekli Sandığı) başvurmak gerekir. Bu tür bir hak için sosyal güvenlik kurumları hastanın %80 oranında iş gücü kaybına uğramış olması koşulunu aramaktadır.
59. Şizofreni hastasının malulen emekli olması mümkün müdür?
Evet. Ancak bunun için öncesinde belirli bir süre çalışmış olmak gerekir. Bu süre devlet memurları için 10 yıldır. Devlet memuru olan şizofreni hastası bu hastalığı nedeniyle kesintisiz 18 ay ya da toplam 36 ay rapor kullanmışsa malulen emeklilik işlemlerine başlanabilir. Diğer çalışanlar da özür derecesine göre; %40-60 olanlar 20 yıl (4400 iş günü); %60-80 olanlar 18 yıl (4000 işgünü) %80-IOO arası olanlar 15 yıl (3600 işgününü) tamamlamak zorundadır.
60. Hangi durumlarda şizofreni hastasına mahkemece vasi tayin edilebilir?
Hastalığı nedeniyle işlerini göremeyen, korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan hastalara hekimin görüşü sorularak vasi tayin edilir. Özellikle yasal ve maddi konulardaki uygunsuz girişimleriyle kendini ve çevresini zarara uğratan hastalar için vasi tayini koruyucu olmaktadır. Vasi tayinini gerektiren durum ortadan kalkmışsa tekrar başvuruyla vesayetin kaldırılması mümkündür.
61. Şizofreni Hastaları ve Hasta Yakınlarının başvurabileceği kuruluşlar var mıdır?
Türkiye'deki bütün şizofreni dernekleri 2006 yılında tek bir şemsiye altında toplanmış ve Şizofreni Dernekleri Federasyonu kurulmuştur.
Şizofreni Dernekleri Federasyonu
Meşrutiyet Caddesi 46/10 Kızılay/Ankara
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/47320-sizofreni-nedir.html#post96267
Tel: 0 312 431 31 50-51
e-posta: sizderfed@yahoo.com.tr
Bu içerik Prof.Dr. Alp ÜÇOK tarafından hazırlanmıştır.