Günlük yaşamı en fazla engelleyen kronik hastalıklar arasında yer alıyor migren. Her beş kadından birinde mevcut. Erkeklerde ise yarıya iniyor. Türkiye’de 15-55 yaş aralığında görülme sıklığı yüzde 16...Migren başağrısından öte bir hastalık. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, günlük yaşamı en fazla engelleyen kronik hastalıklar arasında. Her beş kadından birinde görülüyor. Erkeklerde bu oran yarıya iniyor. Türkiye’de 15-55 yaş aralığında görülme sıklığı yüzde 16.

Hormonlarının aktif olduğu genç yaşlarda kadınlarda görülme sıklığı erkeklerin üç katına ulaşıyor. Dolayısıyla migren östrojenle yakından bağlantılı. Hormon kullanan travestilerde migren sıklığının kadınlardaki orana ulaşması, hamilelik ve menopoz sonrası çoğu hastada ağrıların kaybolması bu bağlantının kanıtı. Son araştırmalar, migrenin felç için de zemin hazırladığını gösteriyor.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/47324-mini-migren-testi.html#post96269

Nöroloji uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş, kadınlık hormonunun migrende özel bir önemi olduğuna dikkati çekiyor. "Bu bağlantının gözardı edilmesi tehlikeli sonuçları beraberinde getirebiliyor" diyor. İngiltere’de inme geçiren 45 yaş altı 291 kadın ve 736 kontrol bireyi üzerinde yapılan bir çalışma, migrenin felç için başlı başına bir risk olduğunu ortaya koydu. Araştırmaya göre, migrenli kadınların geçirdiği felçlerin yüzde 40 kadarı migren atağı sırasında görülüyor. Bu risk özellikle auralı migrende görülüyor.

HORMON TETİKLEYEBİLİR

Auralı migren başlamadan önce habercileri geliyor. Ataktan hemen önce veya ağrının başlangıcındaki 5 ila 60 dakikada görmede bulanıklık, gözün önünde ışıklı noktalar, çizgiler görme veya daha seyrek olarak da konuşmada bozulma, bedenin bir yanında uyuşma, baş dönmesi, çift görme veya güçsüzlük yaşanıyor.

Her dört migren vakasından biri auralı. Auralı migreni olan kadın eğer doğum kontrol hapı veya menopozda östrojen hormonu kullanıyorsa felç riski en az 15 kat artıyor.

Keza sigara içmek, hipertansiyon, aşırı kilo ve yüksek kolesterol de riski artıran diğer nedenler. Örneğin sigara içmek, riski 10 kat artırıyor. Bunların birkaçı birlikte olursa risk 15 katı geçiyor.

Migrenlilerin son zamanlarda araştırmalara konu olan bir diğer özelliği de, beyinde oluşan sessiz, yani belirtisiz enfarktüs veya beyin lezyonları. Örneğin migrenlilerde beynin yaşamsal merkezlerinin yoğun olduğu bölgelerinde lezyon riski, migreni olmayanlara oranla yedi kat daha fazla. Risk, auralı migreni olanlarda veya ayda en az bir kez migren atağı yaşayanlarda daha sık. Sık atak yaşayan auralı migrenlilerde risk 16 kata ulaşıyor.

Mini migren testi

Aşağıdaki üç sorunun iki veya üçüne "Evet" diyorsanız, migrenli olma ihtimaliniz yüzde 90’ın üzerinde:

Baş ağrısı sırasında hiç bulantınız oldu mu?

Hiç ışıktan rahatsız oldunuz mu?

Baş ağrınız nedeniyle işe, okula veya alışverişe gidemediğimiz oldu mu?

Migren çeşitleri

Aurasız migren: Doğrudan doğruya başağrısı ile başlıyor. En yaygın tür olmakla birlikte risksiz.

Auralı migren: Yaygınlıkta ikinci sırada. Görme bulanıklığı, göz kararması veya ışıklar, çizgiler görme gibi ön belirtilerle atak geliyor.

Hemiplejik migren: 10 bin kişide bir görülüyor. Ağrıdan önce bütün gün sürebilen güçsüzlük, yanı sıra uyuşma, görme bozukluğu veya konuşma bozukluğu oluyor.

Baziler migren: Nadir görülür. Çift görme, baş dönmesi, uyuşmalar veya bulantı gibi belirtiler yaşanıyor.

Bazı gıdaları unutun migreniniz azalsın

Migrenin gıdalarla tetiklenmesi de üzerinde çok durulan konulardan biri. Prof. Dr. Ertaş ve bir grup araştırmacının yeni tamamladığı araştırmayla hangi gıdaların ağrıyı tetiklediği ortaya kondu. Buna göre, migreni olan ve büyük çoğunluğu kadın 30 kişinin kanlarında 266 farklı gıdaya karşı duyarlılık testleri yapıldı. Test sonuçları bildirilmeden hastalara, duyarlılık saptanan gıdalardan bir dönem zengin, bir başka dönem de fakir diyet verildi. Ardından ağrı sıklıklarına bakıldı. Diyetten duyarlılık saptanan gıdalar çıkarılınca, başka hiçbir şey yapmaksızın migrenli günlerin sayısı düştü. Duyarlı olunan gıdalar içinde önde gelenleri baharatlar, balık, nişasta, sebzeler, meyveler, katkı maddeleri ve süt ürünleri...