SİGARA ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
İnsan hayatının organik yönünün devam ettirilmesinde bazı gıdalara ihtiyaç duyulur. Bunlar, yağlar, proteinler, karbonhidratlar, vitaminler gibi maddelerdir. Bunların her birisinin gördüğü vazife ayrı ayrı olup birbirini tamamlar mahiyettedir. Proteinler, eksilen, yıpranan kısımların tamirinde; karboıhiıdrat1ar ve yağlar, enerji temininde, vitaminlerin de yapı taşları olarak vazifeleri vardır. Bunlar çeşitli organlarda ihtiyaca binaen ve gayeye matuf bir şekilde kullanılırlar. Herşeyde bir düzen olduğu gibi bunların vücuda alınmasında da bir düzen vardır. Almış miktarlarının birbirlerine göre nispetleri bellidir. Bu sınırların dışına çıkıldığında. veya bu sınırlara ulaşılamadığında, vücutta eksiklik veya fazlalık arazları zuhur eder, Yağlı ve karbonhidratlı gıdaların fazla alınması ileri yaşlarda damar sertliği, dolayısıyla dolaşım bozukluğu yaparken, proteinlerin eksik alınması enfeksiyon hastalıklarının kolayca yerleşmesine; vitaminlerin kafi miktar da alınmayışı da, değişik hastalıkların görülmesine sebep olmaktadır.
O halde insanın biyolojik yönünün normal standartlar içinde ve normal süre devamında lüzumlu ve faydalı şeylere, faydaları nispetinde ihtiyaç vardır.
Hayatının tanzimini ve bu arada beslenmesini diğer canlılardan ayrı bir hususiyet olarak iradesiyle yapan insan, iradesini herşeyde olduğu gibi burada da bazen mükemmel şekilde kullanır ve sağlıklı kişi olarak hayatını - Allah’ın izni ile - devam ettirir. Bazen de, vücuduna giren şeylere karşı gerekli kapı bekçiliğini yapmaz. Bundan dolayı sıhhatini aramakla geçirir. Bir kişinin Allah’a tevekkülü de yoksa ve kader meselesini de bilmiyorsa, bir hastalığına çare ararken, bu sefer bir başkasına yakalanır ve bataklıkta debelendikçe gömülen, gömüldükçe debelenen zavallının durumuna düşer.
Vücuda girişte, sınırda tutulup geri çevrileceklerden birisi de sigaradır. Sigarada, tütün ve bunu saran kâğıt bulunur. Tütünde yağlı, renksiz bir alkaloid olan nikotin bulunur. Nikotin son derece zehirlidir. Bundan bi1r köpeğin diline 2 damla damlatmak köpeği birkaç saniye içinde sinir sistemi ve kalpte felç yaparak öldürür. Yetiştirilen tütünlerdeki nikotin miktarı % 1 – 8 arasında değişir. Ayrıca kâğıdın yanmasında açığa çıkan maddeler de zararlıdır.
Bugün, cemiyette son derece yaygınlaşmış olan bu kötü alışkanlık, insanı, ileri yaşlarda hiç de hoş olmayan durumlara sürükler. Genç yaşta başlanılan bu alışkanlık, gençlikte vücudun çoğu şeylere rahatça mukavemet göstermesinden dolayı sinsi bir şekilde çukur kazar ve hiç birşey olmuyor zannedilir. Yani bunu içen kimse, parasını el dumanını yel alıyor zehabındadır. Kendisinin ne aldığını bilemez veya iradesine hâkim olarak sorumluluğunu idrak etmek istemez. Hâlbuki sigaranın yaptığı tahribat nice köprüleri temelden sarsan selin ilerleyişi gibi ilerlemektedir. En verimli çağa gelindiğinde, başka iradesizce yaptığı şeylerin getirdiği bozukluklar da birbirine inzimam edince bataklıktaki debelenme safhaları başlar. Boğaz ağrısı, ses kısıklığı, kabızlık veya ishal, görmede bozukluklar, baş ağrısı unutkanlık, titreme, kalb çarpıntısı, yürürken ağrı gibi şikâyetler sadece uzun zaman sigara içmeye bağlı kötü neticelerdir.
Günümüzde sigara içmeyen kişilerde gırtlak ve akciğer kanseri hiç görülmemektedir, denilebilir. Görülenlerde büyük nispette sigara tiryakiliği vardır. Uzun yıllar cemiyetin yetiştirdiği ve emek sarf ettiği böyle bir kişinin gırtlağının alınıp artık konuşamayacağı düşünülecek olursa sadece bunu yapmak için sarf edilen zaman ve maddi kayıp bir yana kendi yönünden olduğu kadar, cemiyet yönünden de ne kadar büyük bir kayıp olduğu kolayca anlaşılır. Diğer takip eden hastalıkların neticeleri de bundan iyi değildir.
Bu bozuklukların nasıl meydana geldiği hakkındaki mekanizmalardan birine küçük bir misal verecek olursak, sigara dumanının içinde bulunan karbon monoksit, akciğerlerden kırmızı kan küreciklerine geçer ve eritrositlerin hemoglobinine bağlanır. Aşağı yukarı hemoglobinin 1/3’ünü bloke eder. Neticede eritrositlerin oksijen taşıma kapasitesi 1/3 oranında azalır. Bunun 9 seviyesinde önemli tesirleri vardır: metabolik aktivite sonunda meydana gelen karbondioksit gazı da akciğerlere getirilemez ve 1/3 nispetinde karbondioksit, dokularda kalır ve dokulardan karbondioksit zehirlenmesi ortaya çıkar. Dokular hem eksik oksijen ile metabolik faaliyetlerini sürdürürken, biriken karbondioksit gazı yüzünden müzmin bir zehirlenmeye duçar olurlar.
Tabii ki, işin en önemli yanı Cenab-ı Hakkın emaneti olan vücudu sınırlı bir zaman içindeki imtihan devresinde gelişi güzel kullanmak, bizatihi imtihanın kendisine zıt olduğu gibi, aynı zamanda süreyi kısalttığı için ebed yolunda lazım olan azık herhalde bu kadar az ve hastalıklı zamanda temin edilemeyecektir. İçildiğinde lüzumsuz yere ne kadar büyük bir sorumluluk alındığa meydandadır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/24863-sigara-uzerine-dusunceler.html#post47207
O halde, tez elden bu ve bu gibi şeylere geçit vermeyip onları durdurma çarelerine başvurmak lazımdır.
Evvela her yaş ve çağda bu kötü alışkanlık terk edilebilen şeylerdendir. Hatta on gün ara verip içmeyen bir tiryaki terk işinin yarısından çoğunu yapmış sayılır. Ancak bu bırakma devresinde mümkün olduğu kadar sigara içilen yerlere sokulmama; akla geldiğinde vaziyet ve meşgale değiştirme ve emsali oyalayıcı şeylerle uğraşma bu tutkunluktan kurtulmak için riayet edilmesi gereken şartlardandır. Saygılarımla.
Dr. Şerafeddin ALAN