Uzaktan Eğitim
UZAKTAN EĞİTİM

UZAKTAN EĞİTİM NEDİR?

Uzaktan eğitim, geleneksel öğrenme-öğretme yöntemlerindeki sınırlılıklar nedeniyle sınıf içi etkinliklerin yürütülme olanağı bulunmadığı durumlarda eğitim çalışmalarını planlayanlar ve uygulayanlar ile öğrenenler arasında iletişim ve etkileşimin özel olarak hazırlanmış öğretim üniteleri ve çeşitli ortamlar yoluyla belli bir merkezden sağlandığı bir öğretim yöntemidir.

Bir başka tanıma göre uzaktan eğitim, öğrenci ile öğretenin birbirinden uzakta olmalarına karşın eş zamanlı ya da ayrı zamanlı olarak bir araçla iletişim kurdukları bir eğitim sistemidir.

Uzaktan eğitim için pek çok tanım vermek ve açıklama yapmak olanaklıdır. Ancak ayrıntıya girmeden uzaktan eğitimi, ana özelliklerini sıralayarak şöyle özetleyebiliriz:

* Öğretim sürecinin çoğunluğunda öğrenen ve öğreten ayrı yerlerde bulunur.

* Öğrenen ve öğreteni birleştirecek ve ders içeriğini iletecek özel olarak hazırlanmış eğitim medyası kullanılır.

* Öğrenenle öğreten arasında iki yönlü iletişimi ve etkileşimi sağlamak için ayrıca bilişim ve etkileşim teknolojilerinden yararlanılır.

* Öğrenci değerlendirmesinin sağlanması için etkili bir eğitim yönetimi oluşturulur.

* Uzaktan öğretim, eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımının bir boyutudur. Bu alandaki kavram ve uygulamalar, bir takim gereksinimlerin ve çeşitli alanlardaki gelişmelerin sonucudur.

Uzaktan Eğitim uygulamalarının başlıca kavramsal kaynaklarını;

* Yasam boyu eğitim,

* Büyük kitlelere ulaşma,

* Teknoloji ile eğitimi birleştirme,

* Eğitim isteği

* Bireysel ve kitlesel öğretimde bütünleşme

* Demokratikleşme,

* Birey ve toplum gereksinimlerine yönelme,

* İş-eğitim bütünlüğü sağlama,

* Kurumlardan etkili yararlanma,

* Yeni olanaklar yaratma,

* Bireysel olgulara dönme,

* Üç boyutlu bütünleşmeyi esas alma (basın-yayın, mektup, yüz yüze eğitim),

* Mali olanak dengesi,

oluşturmaktadır.

Neden Uzaktan Eğitim:

Yaşam boyu öğrenme gereklidir.

Çok geniş öğrenci kitlesine hizmet sunabilen bir eğitim sistemidir.

Geleneksel eğitimden yararlanmayan kişiler için vazgeçilmezdir.

Ayrı niteliklere sahip bireylerden oluşmuş hedef kitleye farklı uygulamalarla eğitim hizmeti sunabilmekte.

Bilgi ve becerilerin artması, değişmesi ve çeşitlenmesi.

Ekonomiktir.(Birim maliyetlerinin ucuz olması)

Çok çeşitli iletişim teknolojilerini eğitim hizmetine sunabilen bir sistemdir.

Öğrenci merkezlidir.

Eğitimin, sadece öğretmen ve öğrencinin birbirlerine fiziksel olarak yakin oldukları ortam içerisinde örneğin ayni sınıf ortamında gerçekleştirilebileceği düşünülmemelidir. Biz biliyoruz ki eğitim, öğretmen ve öğrencinin aldığı pozisyona göre çok farklı ortamlarda gerçekleştirilebilir. Uzaktan eğitim de öğrenci ve öğretmenin fiziksel olarak birbirlerinden ayrı mekanlarda oldukları durumlarda yapılan eğitim stilini temsil eder.

Erişime duyulan ihtiyaç :

Eğitim kurumlarındaki yetersiz ders materyalleri, ya da bu eğitim kuruluşlarının uzak yerlerde olması gibi etkenlerden dolayı uygun fiyatlarla, kaliteli öğretmenlere ya da kolejlere ulaşmak günümüzde duyulan en büyük ihtiyaçlardan birisidir. Küçük yerleşim birimlerinde öğrencilere her alanda eğitim verecek, farklı daldan branş öğretmenleri bulunamamaktadır. Bu durumda ESL (yabancı dil olarak İngilizce) programları uygulanmayan bir okulda İngilizce de yeterli olmayan bir öğrenciden nasıl başarı beklenebilir? Biyoloji öğretmeni eksiği olan bir okuldaki öğrenciden bu konuyla alakalı bilgi sahibi olmasını bekleyebilir misiniz?

Ders programında esneklik ve seçme hakkına duyulan ihtiyaç :

Yetişkin öğrenciler geleneksel yöntemlerle sürdürülen eğitim programında meydana gelen gelişmeleri, bu programlarla verilen eğitimi takip etmekte zorlanabilirler. Fiziksel ya da sosyal bazı engellerden dolayı öğrenciler sürekli olarak derse katılamıyor olabilir. Bazı mesleki sebeplerden ya da taşıdığı ailevi sorumluluklarından dolayı is programları, ders programları ile uymayan ya da kendilerini normal sınıf ortamında rahat hissetmeyen yetişkinler, kendilerine alternatif bir yol arayabilirler. Özel ihtiyaçları olan öğrenciler kendilerine uygun, özel ilgi ve ihtiyaçlarına yönelik bir eğitim programı arayabilir. Yetişkinler günümüzün yoğun is temposu altında kendilerine kariyer ve yeni is imkanlarını açacak dışardan eğitim gibi esnek yollarla eğitimlerine devam etmek isteyebilirler.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/ortaokul-diger-dersler/54913-uzaktan-egitim.html#post112143

Eğitimin esneklik kazanması :

Son zamanlarda yapılan araştırmalar eğitim alanında yapılan, eğitimcilerin ve yöneticilerin de faydalanacağı gelişmelerin yararlarını ve önemini sürekli olarak vurgulamaktadır. Bu gelişmeler olmadan, oldukça meşgul olan eğitimcilerin yeterli derecede eğitim almadan, araştırma yapmadan kendi branşlarında uzmanlaşmaları ve ilerleme kaydetmeleri mümkün olamamaktadır. Bu imkan onlara nasıl verilebilir? Dahası eğitimciler geleneksel eğitim dışında izleyecekleri bir yöntemde öğrencilerin ihtiyacı olan materyalleri hazırlamakta problemlerle karşılaşmaktadırlar. Bu problemler nasıl çözümlenebilir?

Uzaktan eğitimin sunduğu imkanlar :

Yukarıda bahsedilen soruların ve ihtiyaçların çoğunun cevabini uzaktan eğitim programlarında bulabilirsiniz. Bu sorulardan birisi öğrenci ve öğretmen arasındaki bağlantının sağlanmasıdır. Uzaktan eğitimde kullanılan yöntemlerin işbirliği ve öğrenci - öğretmen arasında uzlaşmanın teminiyle eğitim sağlamak için gerekli bağlantı kurulabilir. Zaman ve mekanın sınırlandırıcı özelliklerini ortadan kaldıran online bağlantı sistemiyle eğitimi gerçekleştirebilir ve eğitim amacıyla kullanılan bir çok yöntemden faydalanabilirsiniz.

Kimler "uzaktan" öğrenir?

Uzaktan eğitim programına katılan öğrencilerin birçoğu 25 yaşının üzerinde ve iş dünyasının içinde olup daha önceden kolej tecrübesine sahip insanlardır. Eğitime devam eden öğrencilerin yarısından fazlası da bayandır. Uzaktan eğitim programları gruplar şeklinde yürütüldüğü takdirde öğrenci motivasyonu artmaktadır. Uzaktan eğitim programına devam eden öğrenci sayısı, geleneksel eğitim, diğer bir ifadeyle kampüs içinde gerçekleştirilen eğitim programına devam eden öğrenci sayısına oranla daha fazladır. Uzaktan eğitimde başarılı olabilecek öğrenci kelimenin tam anlamıyla kendisini derslerine adamış öğrenci demektir. Öğrencinin kendi çapında disiplinli bir çalışma yapabilmesi için düzenli olarak kendisine haftalık plan hazırlaması ve bu plana kimsenin uyarmasına gerek kalmadan riayet etmesi gerekmektedir.



Öğrencilerin uzaktan eğitim programlarına katılmalarının sebepleri nelerdir ?

Okul sayısının gittikçe artması, nüfusun hızlı bir şekilde genişlemesi ve gelişen teknoloji ile birlikte eğitilmiş eleman ihtiyacının bir o kadar artması okulların rolünü değiştirmektedir. Bu gelişmenin sonucu olarak okulların eğitim sahasında liderliklerini korumak ve insanlara yeterli hizmeti verebilmek için bünyesindeki farklı öğrencilerin ihtiyaçlarına cevap vermeleri konusu gündeme gelmektedir.

Yaşları 26'nin üzerinde olan öğrencilerin çoğu çalıştıkları için, çalışma saatleri ile ders saatleri çakışmaktadır. Bu yüzden yetişkin öğrenciler daha esnek bir eğitim programı talebindedirler. Başka bir ifadeyle günümüzün is dünyasına uyum sağlayan imkanların sunulmasını beklemektedirler.

Yetişkin öğrencilerin yeniden eğitim almak istemelerinin birçok sebebi vardır. Bunlardan bazıları mesleklerini değiştirmek, is için ya da kişisel sebeplerden dolayı bilgi seviyesini artırmak, kültür seviyesini artırmak, yeni bir dil öğrenmek ya da ailevi veya mesleki bazı sebeplerden ötürü sahip olduğu kariyeri ilerletmektir.

Fakat bütün bunların yanında uzaktan eğitim programlarının seçilmesinde en önemli etken öğrencilerin ders yerini ve zamanını kendilerine göre ayarlama imkanlarının olmasıdır.

Uzaktan eğitim programına katılan öğrencilerin büyük çoğunluğu bayan öğrencilerden oluşmaktadır. Bunlar genelde tek başlarına yasadıkları gibi meşguliyetlerinden ötürü çocuklarına bakmakta zorlanıyor olmaları ya da evde bakmaları gereken, özürlü akrabalarının olması gibi çeşitli sebeplerden ötürü ailelerinin yanında bulunmayı tercih etmektedirler. Uzaktan eğitimi tercih eden bir başka öğrenci grubu da fiziksel özründen dolayı okula gitmekte zorlanan kimselerdir.

Bir başka grubun uzaktan eğitim programını seçme sebeplerini para ya da zaman azlığıyla ilgili sorun yasayabilme ihtimalleri, kampüs eğitimine devam edebilecek yeterli bilgi kapasitesine sahip olmamaları olabilir. Uzaktan eğitim programında uzun yıllar eğitime ara vermiş olmanız önemli değildir ve bu programla artik eğitiminize devam etmek oldukça kolay...

Uzaktan eğitim programı yetişkinlerin yanında 6-12 yas grubu öğrencilere de hitap etmektedir. Artik gelişen teknoloji sayesinde eğitim hayatınızda yeni bir kavram olan uzaktan eğitim ile okullar, düşük oranda kayıtlar, kaliteli öğretmen açığı, yetersiz materyaller ya da kırsal alanda yerleşmiş olmaktan kaynaklanan olumsuz sebeplerden etkilenmeyecekler. Çünkü dünyanın dört bir yanına gelişmiş iletişim teknolojisinden faydalanarak eğitim verilebilecek.

Uzaktan Eğitimin Dünü ve Bugünü

Bilgisayar ekranında gerçekleştirilen uzaktan eğitim programı tas ve tuğladan yapılan binalarda diğer bir ifadeyle kampüs içinde gerçekleştirilen eğitimin yerini mi alacak ya da geleneksel eğitim sistemi ile birlikte mi yürütülecek? Bu ve bunun gibi sorular gerek ABD gerekse dünya üzerinde birçok ülkenin birlikte tartıştığı konular arasında yer almaktadır.

Eğitim konusunda başı çeken çevrelerde uzaktan eğitim programlarının olumlu bir sonuç mu doğuracağı yoksa yıkıcı bir etki mi oluşturacağı hala zihinleri meşgul eden bir soru olarak durmaktadır.

UZAKTAN EĞİTİMİN TARİHÇESİ

Uzaktan eğitim çalışmaları 200 yıldan daha eski yıllara kadar uzanmaktadır.Örneğin, 1728 yılında Boston Gazetesi'nde mektup ile stenografi dersleri verildiğine ilişkin reklamlar bulunmuştur. 1890'lı yıllarda Avustralya'daki Queensland Üniversitesi kampus dışına açık bir eğitim programı yürütmüştür. Benzer bir programı da 1920'lerde Columbia Üniversitesi gerçekleştirmiştir. 1930'lara gelindiğinde radyo artık pek çok okul tarafından bir uzaktan eğitim aracı olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1950'lerde ise Amerika'da özellikle askeri amaçlı olarak kullanılan uzaktan eğitim için kağıt tabanlı iletişim ortamı kullanılmıştır. Teknolojik gelişmeler sayesinde günümüze gelindiğinde ise disketler, video kasetler, CD-ROM’lar, uydu yayınları, video konferanslar ve Internet, uzaktan eğitim çalışmalarında önemli bir yer edinmişlerdir.

Dünyada Uzaktan Eğitim

Uzaktan eğitim alanındaki ilk girişimlerden biri, ABD Boston'da “Evde Gelişmeyi Teşvik Derneği” nin kurulmasıdır. 1883 yılında “Correspondence University”nin kurulması mektupla öğretimin önemli aşamalarından biridir.

Uzaktan eğitim 1900'lü yılların ilk yarısında radyo, teyp gibi araçlarla desteklenmiş, televizyon ve sonrasında video ve bilgisayar iletişim sistemleri teknolojilerindeki çok hızlı gelişmeler paralelinde uygulamanın boyutları oldukça çeşitlenerek günümüze ulaşmıştır.

İngiltere'de Londra üniversitesi'ni dışardan bitirmek isteyenlere yönelik düzenlenen programlar da uzaktan eğitim öncül uygulaması olarak kabul edilmektedir. “National Extension College (NEC)”, 1974 yılında bugünkü anlamına yönelik önemli bir adim olan Açık Üniversitenin çekirdeğini oluşturur.

Almanya'da 1856 yılında başlayan uzaktan eğitim girişimleri sonraları “Tele Colleg”, ”Schulfernsehn”, “FernUniversitat” ve “Deutsch Institut Für Fernstudien” gibi günümüz uzaktan eğitim kurumlarına dönüşmüştür.

Fransa'da 1907 yılında atılan adımlar ise 1939 yılında resmi Uzaktan Eğitim Merkezi'nin kurulusu sağlamıştır. Yine bu dönemlerde uzaktan eğitimin halk eğitimi boyutundaki uygulamaları Rusya'da görülür. Japonya'da ise 1948 yılında temelleri atılıp 1986 yılında “University of the Air” kurulmuştur. Uzaktan eğitim, özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında ülkelerin eğitimine katkıda bulunmak üzere gündeme gelir ve uygulamaya girer.

Türkiye'de Uzaktan Eğitimin Gelişim Sureci

Türkiye'de uzaktan eğitim çalışmalarının içinde bulunduğu durumu gereğince anlayıp değerlendirebilmek için, konuya tarihsel bir perspektiften bakmakta ve sorunu bu açıdan değerlendirmekte yarar vardır. Son iki yüzyıllık Türk Tarihi; bir yapısal, toplumsal dönüşüm ve çağdaşlaşma tarihidir. Osmanlı İmparatorluğu tarafından modernleşme yolunda orduda girişilen ilk sinirli değişiklikleri tanımlayan ıslahat hareketi, daha sonra Cumhuriyet döneminde, Atatürk'le birlikte inkılap hareketine dönüştü. İnkılap terimi, toplumun geleneksel yaşayış biçimlerini, kavramlarını çağdaş bati akılcılığının fikirlerine göre toptan değiştirmeyi amaçlayan bir devlet kuramını ifade ediyordu ( Özdil, s.15, 1986 ).

Yapılan birçok araştırma sunu göstermektedir ki, gelişmekte olan Türkiye, eğitim alanındaki çağdaşlık ve uygarlık sunan gelişmeleri kendi eğitim sisteminde uygulamaktan geri kalmamıştır. Bu çağdaş gelişmelerden bir tanesi de uzaktan eğitimdir. Türkiye'deki ilk uzaktan eğitim çalışmaları 1924 yılında Dewey'in sunduğu "Öğretmen Eğitim Raporu" ile gündeme girmiş, 1927 yılında kavram olarak oluşmaya başlamıştır ( Alkan, 1997 ). Daha sonra, çalışmalar durma noktasına gelmiştir. Fakat 1950 yılından sonra çalışmalar hızlanmış ve bu konudaki uygulama çalışmalarının hazırlıkları başlamıştır ( İşman, 1997 ). Bu araştırmada, uzaktan eğitimin, Türk eğitim sistemindeki gelişim süreçleri üç ana boyutta incelenmektedir :

Kavramsallaşma süreci

Mektupla öğretim süreci

İletişim teknolojilerinin kullanımı süreci

Kavramsallaşma Süreci :

Türkiye'de uzaktan eğitim konusundaki gelişmeler, ülkenin sosyo-ekonomik şartlarıyla orantılı gitmektedir. Bu konudaki gelişmelerin, Cumhuriyet'in ilanından sonra başlayan bir dizi yenileşme hareketiyle ülkemize davet edilen yabancı uzmanların tavsiye kararlarıyla başladığı görülmektedir. Bunlardan ilki, öğretmen yetiştirme ve halkı okur-yazar hale getirmekti. Bunu için ilk olarak 1924 yılında "Tevhid-i Tedrisat" kabul edildi. Bu kanun, eğitim-öğretimi birleştirerek okur-yazarlık oranının arttırılmasını ve herkesin eğitim ve öğretimden faydalanmasını teminat altına alıyordu. Yine ayni yıl, yabancı uzman raporları özellikle de J.Dewey'in öğretmen yetiştirme konusunda uzaktan eğitimi teklif etmesi, uzaktan eğitim kavramıyla tanışmamızı sağlamıştır. Bir ikinci teklif ise, 1927 yılında okuma-yazma öğretimi için "Muhabere Yoluyla Tedrisat" uygulamasıdır.

Cumhuriyet'in ilk yıllarında çok düşük olan okur-yazarlık oranının arttırılması, 1928 yılında 1353 sayılı kanunla kabul edilen yeni Türk Alfabesi'nin tüm yurda en kısa zamanda öğretilmesi ve yeni alfabe ile okuma-yazma oranının arttırılması için yapılan ilk çalışmalar, uzaktan eğitim alanındaki ilk hareketler olarak karşımıza çıkmaktadır.

1933-34 yıllarında, yurdumuzda inceleme yapan komisyonun hazırladığı raporun, eğitimle ilgili bölümünde, okul açılması ekonomik görülmeyen yerlerde oturanların, teknik bilgi ve genel kültürlerini geliştirmek için mektupla öğretim kurslarının açılması önerilmiştir.

Mektupla Öğretim Süreci

Türk eğitim sistemi içindeki ilk uzaktan eğitim uygulamaları, 1950'li yıllarda başlamıştır. Bu yıllarda yüksek öğretime olan taleplerin kendisini yüksek sesle duyurmaya başlaması ve klasik okulların bu talepleri karşılayamayacak durumda olması nedeni ile Milli Eğitim Bakanlığı, "Mektupla Öğretim" uygulaması çalışmalarını başlatmıştır. Mektupla öğretim uygulamasına geçilmeden önce, mektupla öğretim yapan ileri ülkelerin programları incelenmiş, uygulamalar üzerine bilgi edinilmiştir ( Fidan, Okan, 1976 ). Bu girişimlerden sonra, 1958-59 öğretim yılında, özellikle Ankara dışında bulunan bankacılar için ilk defa mektupla öğretim kursları uygulanmıştır. 1960 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, Mesleki ve Teknik Öğretim Müsteşarlığı; bazı teknik konuları öğretmek, orta dereceli meslek okulu mezunlarına yüksek öğretim imkanını sunmak üzere girişimde bulunarak, İstatistik ve Yayım Müdürlüğü bünyesinde uzaktan eğitim yapmayı amaçlayan Mektupla Öğretim Merkezi Kurulu'nu kurmuştur( Özdil,1986).

İletişim Teknolojilerinin Kullanım Süreci

Görsel ve işitsel kitle iletişim araçları olan radyo ve televizyon; toplum yaşamına önce haberleşme aracı olarak girmiş, geniş toplulukları etkileme özelliklerinden dolayı eğitimde de etkili biçimde kullanılmıştır. Bu kullanım ilk dönemlerde fazla düzenli ve sistemli değilken, eğitimin amacını gerçekleştirecek düzeye ancak belli bir süre sonra ulaşabilmiştir.

Radyo yayınlarının başlayabilmesi, uzun deney ve çalışmalar sonucunda gerçekleşebilmiş, çeşitli aşamalardan geçilerek bir dizi deneme yayınları ve kısa süreli yayınlar yapılmıştır. Sürekli ilk radyo vericisi 2 Kasım 1920'de ABD'de çalışmaya başlamış, bu yayından sonra düzenli yayın yapan istasyonların sayısında hızlı bir artış olmuştur. İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Almanya v.b. ülkeler bu gelişmeleri izlemiştir ( Aziz, s.7-9, 1982 ). 1927 yılına kadar radyo yayınına başlayan Arjantin, Avustralya, İtalya, Japonya, İsviçre, İsveç gibi ülkeler arasına Türkiye de katılmıştır. Yayın olarak radyonun Türkiye'ye girmesi fazla gecikmemiş ancak, radyo ile yapılan eğitim uygulamalarına ayni dönemlerde başlanılamamıştır.

Türkiye'de 1927 yılında başlayan radyo yayınlarına baktığımızda TRT öncesi ilk düzenli yayınların kırsal kesime yönelik olduğunu görmekteyiz. İçerdiği konular ve uzun süreli yayın olması bakımından ilk eğitsel amaçlı yayın olarak 1941 yılında, kırsal kesime yönelik " Ziraat Takvimi" programı yapılmıştır. Ankara yapımı olan bu program, 1952 yılında İstanbul yapımı ve yine kırsal kesime yönelik bir başka sohbet programı takip etmiş, bunu 1954 yılında Radyo Dairesi ile Tarım Bakanlığı'nın ortak çalışması olan " Köyün Saati" programı izlemiştir ( Aziz, s.89-90, 1982 ). 1961 Anayasasıyla getirilen yasal düzenleme, Anayasa'nın " Radyo ve Televizyon İdaresi, kültür ve eğitime yardımcılık görevinin gerektirdiği yetkilere sahip kılınır..." seklindeki 21. Maddesine dayanılarak, 1964'te TRT'nin yeniden örgütlenmesinden sonra, radyodaki eğitsel amaçlı yayınlarda artış gözlenmiştir.

Televizyonla verilen eğitsel nitelikli yayınlar ABD'de 1953 yılında, İngiltere'de ise doğrudan okul programlarına paralel programlar olarak 1957 yılında başlamıştır. 1967 yılına gelindiğinde, ileri düzeyde eğitim vermeyi amaçlayan programlar yapılmıştır ( Aziz, s.125-126, 134, 1982 ). Fransa ve İtalya'da da bu tür yayınları görmek mümkündür. 1964 yılında İran'da Eğitim Bakanlığı; eğitici televizyon yayınlarına başlamış, Iran televizyonu, eğitici televizyon programları ile okullara eğitim yapma görevini de yüklemiştir ( Eğitim Der, s.26, 1992 ).

ABD'de 1956 yılından itibaren televizyon kolejleri ile projeli yayınlar dönemi başlamış ve yararlı olduğuna kanaat getirilerek bu tür projelerin geliştirilerek devamına karar verilmiştir.

Türkiye'de ise bu tür projeler için öneri ve teşebbüslerde bulunulmuş ancak beklenen verime ve başarıya ulaşılamamıştır. Bugün televizyonu Fransa, ilkokuldan üniversiteye kadar kapalı devre seklinde kullanmaktadır. Eğitimde 1950'lerde uygulamaya konan bu teknolojiden birçok ülke yararlanmaktadır. Mikro Öğretim, Tele Okul, Açık Üniversite, Açık Lise, Kıtalar arası okul, Videoteks, Teleteks, Telekonferans gibi kavramlar, teknolojinin eğitime kazandırdığı yeni boyutları göstermektedir.

Dünyadaki teknolojik gelişmelerin bas döndürücü bir hızla devam ettiği yüzyılımızda, bilgisayarların eğitimde kullanılması eğitime yeni bir boyut kazandırmıştır. ABD ve Japonya'da bilgisayar teknolojisindeki gelişmeler büyük bir hızla eğitime transfer edilirken ülkemizdeki bilgisayarlar okul müdürlerinin odasına hapsedilmekte veya şifre konularak adeta bilgisayarlardan yararlanılmasının önüne geçilmeye çalışılmaktadır. Adi geçen ülkelerde "iletişimli video" ( interactiv video, Desktop Video Conferencing veya CU-See-Me ) sistemli bilgisayarlar sınıflara girmiş, "sanal gerçeklik" (Virtual Reality ) denilen bilgisayar programlarıyla tip öğrencilerine kadavrasız anatomi dersleri gösterilmektedir.

Bilgisayarlar, televizyon sistemleri eğitsel amaçlı uydular, tele iletişim, bilgi işlem sistemleri, veri bankaları ve veri tabanı sistemleri gibi yeni uygulamalar, yeni teknolojik uygulamalara örnek olarak gösterilebilir. Çoklu ortamlar, video, video-teks, etkileşimli video, telefaks, eğitim teknolojileri merkezleri, program geliştirme laboratuvarları , öğretme makineleri, robotlar, benzeşim ortamları gibi örneklerden de eğitim teknolojisinin ortam boyutu ile ilgili birkaç yeni uygulama olarak bahsedilebilir ( Alkan, s.32-33, 1997 ).

Uzaktan eğitimde bilgisayar ortamına dayalı teknolojiye bakıldığında; telefon, uydu, fiber optikler, entegreli sistemler, dijital iletişim ağı( Integrated systems digital network ), CD-Rom ve video disk olduğu görülmektedir. Bilgisayar destekli öğretim ve bilgisayara dayalı öğretimi de kapsayan bilgisayar yardımlı öğrenme ( computer aided laerning ), E-Mail, bilgisayar konferansı, işitsel grafikler, veri tabanları ve çoklu ortamlar bilgisayar ortamına dayalı uzaktan eğitim uygulamalarına birer örnektir.