15 000 mehmetçiği kör ettiler


Ermeni diasporasının karalama kampanyaları hızla sürüyor.

Saldırının muhatabı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden ise cılız birkaç karşı
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/dunya-tarihi/3782-ingiliz-barbarligi.html#post5194
çıkıştan başka tepki yok.

Oysa, elimizde öylesine önemli belgeler var ki...

Örneğin bu yazıda anlatacaklarımı.

Çoğumuzun bildiğini de sanmıyorum.

Karamanlı yedek subay Ahmet Altınay'ın günlüğünü su yüzüne çıkaran Ahmet
Duru'nun, İmge yayınlarından çıkan "Katran Kazanında Sterilize" adlı
kitabından...

Birinci Dünya Savaşı'nda İngilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü.

Bu askerlerden bir kısmı da Mısır'ın İskenderiye şehri yakınlarında bulunan
Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.

Kampın tam adı, "Seydibeşir Kuveysna Osmanlı Useray-ı Harbiye Kampı" idi.

Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tümen'in 48. Alayı'na
bağlı Osmanlı askerleri tutuluyordu.

12 Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, ağır
hakaret ve aşağılamaya maruz kaldılar.

Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...

Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan, yanlış çevirileri ve
kışkırtmaları nedeniyle, kampların İngiliz
komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi.

***

Savaş bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki
askerleri teslim etmek, İngilizler'in işine
gelmiyordu.

Çünkü, olası yeni bir savaşta, bu askerlerin yeniden karşılarına
çıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, İngilizlerin
beyinlerine işlenmişti.

Çözüm toplu katliamdı...

Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına
sokuldu.

Ancak suya normalin çok üzerinde krizol maddesi katılmıştı.

Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle
haşlanıyorlardı. Ancak İngiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin
havuzdan çıkmalarına izin vermiyorlardı.

Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi.

Ancak bu kez İngilizler havaya eteş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek
için çömelerek başlarını suya soktular.

Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Çünkü gözler yanmıştı...

Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda
etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu.

***
Bu vahşet, 25 Mayıs 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü.

Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin
krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini,
bunun faili olan İngiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin
cezalandırılması için

TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.

Tabii ki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işi de
unutuldu gitti.

***
Ama onlar unutmuyorlar...

Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna
sunuyorlar.

En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak
tutması...