Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


3 sonuçtan 1 ile 3 arası
  1. #1
    vergun - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    15 Eylül 2006
    Yer
    izmir
    Yaş
    44
    Mesajlar
    816
    Tecrübe Puanı
    31

    Standart Sevginin Rengi

    Ne zaman “bayram” dense
    Gizli bir körük yelpazelenir yaram üstünde
    Tozu gözümü yakar, közü yüreğimi
    Bir yerde sevgiler ağlar benimle

    Küçücük bir çocuktum o zamanlar. Yedi veya sekiz yaşlarinda. Kokusuna doyamadigim, sicakligini doyasiya içime sindiremedigim annemi kaybetmiştim. Saçimi okşayacak bir anam yoktu artik. Ne de sirtimi örtecek şefkatli bir el. Amansiz bir hastalik dediler adina, çocuk aklim ermedi. Çocuk aklim ermedi anayi yavrusundan ayiran, eti tirnagindan söken, sevgileri linç eden, adina “ölüm” denen bu “göç” ü. Geceler benimle ağladı sessiz sessiz günlerce... Sabahlar benimle...
    Bulutlarda yüzü şekilleniyordu sanki anamın gökyüzünde, her özlediğimde baktığım. Yağmur yağmur iniyordu elleri yüzüme okşarcasına. Yağmurun elleri anam kadar sıcaktı... Bir okadar soğuktum ben, bir okadar ürkek, bir okadar masum ve korunmaya muhtaç.
    Bulutlar ve ben hep ayni yerdeyiz hala. Özlemlerin vuslatında.
    Bulutlarda bir resim.
    Elimden tutuşunu hatirliyorum bir gün babamin,”Hadi gel” deyişini.”Köye gidiyoruz, ninenler bizi bekliyor, seni oraya birakacagim” Küçücük yüregimden taşan acilarimla son bir kez daha bakip odama selamliyorum bulutlari.
    Yeşilin her tonu, göz alabildigince, sözleşmişçesine, burada toplanmişti sanki. Adini bilmedigim dünya kadar böcek ve kuş. Gökkuşagi bir hali gibi serilmişti çiçek çiçek... Topragin sesi yükseliyordu çiplak ayaklarimin altinda. Mutluydum...
    Bulutlar ve ben hep ayni yerdeyiz hala...
    Yaşamimi renklendiren analiyi kuzuyu orda tanidim işte, adini Berfin koydugum. Küçücüktü. Simsiyah gözleri, ağzı ve kulaklarıyla bir sevgi yumağıydı sanki. İçimdeki boşluğu dolduruvermişti bir anda. Hissetmiş miydi ne öksüzlüğümü? Ne zaman dalıp gitsem dünlere, bitiveriyordu yanı başımda binbir türlü oyunlarla. “Al bu kuzu senin olsun, istediğin gibi bak ona” dediler. Dünyalar benim olmuştu sanki. Bir kuzum vardı artık. Yalnız değildim. Ben, kuzum ve de anası...
    Sonradan Serfin’ de katıldı aramıza. Serfin: evimizin haşarı bir o kadar da sevimli köpeği.
    Artık, Serfin ve Berfin’in bakımları bana aitti. Bu sorumluluk altında her sabah erkenden kalkıyor ellerimle onları doyuruyordum. Ne güzeldi Berfin’in annesinin peşinden koşması! Annesiyle oyunlar oynaması ne güzeldi! Ama, ne yazık ki uzun sürmedi bu “analı kuzu” mutluluğu. Bir eve bir öksüz yetmezmiş gibi acı bir haber dağlayıverdi yeni baştan çocuk yüreğimi. Kuzucuğumun anası yediği bir ottan zehirlenerek ölmüştü.
    Ölüm bir kez daha çöreklenmişti kapimiza.
    Kuzucuğum öksüz kalmıştı. Daha bir sıkı sarıldım sanki bu olaydan sonra Berfin’e. Ona yalnızlığını unutturmam lazımdı. Öksüzlüğünü... Serfin olayların farkında gibiydi. Ya da bana öyle geliyordu. Ne zaman melemeye başlasa Berfin, hemen onun yanına gidiyor bir şeyler yapıp onu neşelendiriyordu.
    Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Biz üçümüz üç dost, üç kardeş, üç sirdaş gibiydik. Biraz geç uyansam ikisi birden kapimda bitiveriyordu.
    Yemyeşil kirlar bizimdi uçsuz bucaksiz.
    Bir de bulutlar vardı
    Mavi bulutlar
    Beyaz bulutlar
    Bulutlarda şekiller vardi
    Bulutlarda iki resim
    Yağmur daha çok yağıyordu sanki
    Bulutlar ve ben ayni yerdeyiz hala
    Bulutlar ve kuzum da ayni
    Bir tatlı koşuşturmaca başladı gülerden bir gün evin içinde. Bir telaş. Çarşı pazar alışverişleri. “Hadi sana bayramlık alalım” dedi ninem. Hep beraber kasabaya inip bir şeyler aldik. Çiçekli basma entarim ve kirmizi ayakkabilarim çok güzeldi. Kirmizi kurdele de isterim diye tutturdum. Berfin’e, Serfin’e ve bana. Kırmadılar. Aldılar. “Birazda kına alalım” dedi ninem. “Ellerine yakarız. Berfin’i de kınalarız” Sevindim.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/ask-sevgi-ve-evlilik/5753-sevginin-rengi.html#post8511
    Çarşi kalabalikti. Hiç bu kadar insani bir arada görmemiştim. Meydanlar koyun, kuzu ve danalarla doluydu. Şimdiden kinalamişti hepsi. Bir anlam veremedim. Çocuk yüregimin coşkusuyla yarinin heyecani sarivermişti içimi. Yarin bayramdi... Kurban bayrami...
    Ne zaman “bayram” dense
    Gizli bir körük yelpazelenir yaram üstünde
    Tozu gözümü yakar, közü yüreğimi.
    Bir yerde sevgiler ağlar benimle.
    Kınalar yakıldı ellerime. Berfin’in başina kınalar yakıldı o gece.
    Anlayamadığım bir fısıltı vardı evin içinde. Sanki duymamı istemiyorlarmış gibi gizli gizli konuşmalar. Berfin ve Serfin çoktan uyumuştu. Ben de uyumalıyım. Yarının heyecanı daha şimdiden sarmıştı içimi. Ayakkabılarımı sildim, ninemin kınalı ellerimi bağladığı bezlerle, parlattım. Bir daha sildim. Şimdi daha parlak olmuştu. Elbisemi kapının arkasına astım. Gözümün önünde dursun diye. Uyandıkça bakarım. Üç tane de kırmızı kurdele duruyordu başucumda. Biri benim için, biri kuzucuğuma biri köpeğime bağlayacağım.
    Kınalı ellerimin kokusu karıştı bahar kokulu odama. Gece bir başka güzeldi sanki. Perdemi araladım, bulutlar yıldızlara bırakmıştı gökyüzünü. Göz kırptı biri, diğeri yer değiştirdi... Kaydı gitti... Tutamadım...
    Boğuk bir ulumayla uyandım. Köpeğim, kapımın önünde havlıyordu. Önce ellerimin bağını çözdüm kurumuş kınaları topladım. Kapıyı açar açmaz yatağıma atladı Serfin. Eteğimi tutup bir yerlere götürmek istercesine gözlerimin içine baktı. Acı çektiği her halinden belliydi. Daha yataktan kalkmamıştım ki kuzucuğumun acı meleyişini duydum. Birden bahçeye attım kendimi. Kınalı kuzumun gözleri bağlıydı ve sürüklenircesine bir ağacın altına yatırılıyordu. Kocaman bir çukur açılmıştı yanı başında.
    Ninemin sesi duyuldu. “Berfin’i kurban ediyoruz. Sana başka bir kuzu daha alırız sonra. Bugün kurban bayramı”

    Toprak kaydı ayaklarımın altından
    Bulutlar kaydı ayaklarımın altına
    Sesler çığlıklara karıştı
    Kızıla döndü yeşil
    Ellerimdeki kına sızladı
    Kapının arkasındaki basma entarim
    Çaresizliğim büyüdü kocaman çocuk gözlerimde
    Hiç bir şey yapamamanın acizliğiyle yandım
    Gök yere indi gürültüsüyle
    Şimşek şimşek
    Başimi sokup yorganın altına
    Yitip giden sevgilere ağladım...

    Ne zaman “bayram” dense
    Gizli bir körük yelpazelenir yaram üstünde
    Tozu gözümü yakar, közü yüreğimi.
    Bir yerde sevgiler ağlar benimle.

    Bulutlar ve ben hep ayni yerdeyiz hala
    Bulutlarda üç resim

    Haykırabilseydim nefreti
    Haykırabilseydim sevgiyi
    Yapamadım.
    Kara bir bulut gibi çöreklendi o bayram sabahı küçücük yüreğime.
    Kimse anlamadı.
    Kimseye anlatamadım
    Bayramları neden sevmediğimi

  2. #2
    Always - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    25 Eylül 2006
    Yer
    istanbul
    Mesajlar
    1,679
    Tecrübe Puanı
    45

    Standart --->: (: Sevginin Rengi :)

    güzel hoş bi hikaye teşekkürler

  3. #3
    soleil - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Mesajlar
    4,856
    Tecrübe Puanı
    110

    Standart --->: (: Sevginin Rengi :)

    TEşekkürler ...

Benzer Konular

  1. Sevginin Fotoğrafı
    By Beyza in forum İlginç Resimler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 21.Nisan.2013, 12:37
  2. Sevginin Kuralları:
    By yoLcu in forum Hikayeler & Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.Eylül.2008, 16:18
  3. Sevginin kokusu
    By Sempatya in forum Aşk - Sevgi ve Evlilik
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 18.Mart.2008, 06:22
  4. Sevginin Üç Türü.
    By Sempatya in forum Aşk - Sevgi ve Evlilik
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.Mart.2008, 12:10
  5. sevginin anlamı
    By sonsuzluk in forum Aşk - Sevgi ve Evlilik
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 07.Ağustos.2007, 08:46

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.