Ey Aşk Hadi Öğret Bana Bilmediklerimi, Eksik Kalanları...
Her seferinde canımın acımasının biraz daha azalacagını düsünürdüm hep.
Ama azalmıyor ; yıllar geçtikçe daha da çogalıyor can acısı.
Gençlik yıllarında böyle durumlarda baska seyler düsünmeye calışırdım.
Hatta hatırlıyorum, ilk sevdigimden ayrıldıgımda daha dogrusu terk
edildigimde çok canım yanıyordu. Kendimi avutmak için bir yol bulmuştum;
takvim yapraklarıyla oynuyordum.Her gün büyük bir özenle koparıyordum
sayfaları,
" ooh bir gün daha eksildi " diye.
Her gün " bugün bir dakika daha uzadı, daha geç karanlık olacak " diye.
Ve her geçen gün canımın acısı daha çok azalacak diye !
Ama bugün fark ettim ki herkesin çok şaşırdıgı bir sürü gereksiz bilgiyi
o
zamanlar ögrenmişim.
Takvim yaprakları ne kadar çok sey ögretirmiş megerse bana !
isterseniz size Kırlangıç Fırtınası'nın ne zaman olduğunu söyleyebilirim
ya
da cemrelerin ne zaman düştüğünü...
Hatta zeytinyaglı biber dolması tarif edebilirim.
Öyle hafifletmiştim canımın acısını o zamanlar. Ne iyi etmişim de aşık
olmuştum.

Sonra ikinci sevgilimden ayrılmıştım.Daha dogrusu yine terk edilmiştim...
Başka aşklar istemişti canı. Çok canım yanıyordu.
Kendimi avutmak için yine bir oyun bulmuştum, yazarların kronolojik
sırayla
kitaplarını okuyordum.
Artık onu telefonla aramamam için kendimle mücadele etmem gerekmiyordu.
O zamanlar anlamıştım insanın kendisiyle mücadelesinin ne kadar yorucu
olduğunu !
Mesela onunla nasıl bir yerde karşılaşırım diye planlar yapmam
gerekmiyordu.
O zamanlar anlamıştım insanın kendisiyle oynadığı oyunların ne kadar
yorucu
olduğunu.
Ya da telefon 10 dakika içinde çalarsa beni arayan O 'dur diye bitmek
tükenmek bilmeyen on dakikalar beklemem gerekmiyordu. Aslında o zamanlar
anlamıştım on dakikanın bazen bir asır oldugunu.
Yoldan geçen 3. araba kırmızı olursa tekrar barışacağız diye dilekler
tutmam
gerekmiyordu...
O zamanlar fark etmiştim trafikte ne kadar az kırmızı araba olduğunu !
Ama bugün fark ettim ki, bugün çok az kişinin bildiği ve okuduğu yerli
roman
ve hikaye yazarlarıyla o zamanlarda tanışmıştım. Nihat Sırrı Örik, Kerime
Nadir, Muazzez Tahsin Berkand, Ethem ızzet Benice,
Kemal Tahir, Vedat Türkali, Orhan Pamuk ve diğerleriyle...
Ve şimdi fark ediyorum ki , ne kadar çok şey öğrenmişim o romanlardan,
hikayelerden, yazarlardan...
Ne iyi etmişim de aşık olmuşum...

Sonra üçüncü sevgilimden ayrılmıştım, dogrusu bu kez de terk edilmiştim.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/ask-sevgi-ve-evlilik/3593-ey-ask-hadi-ogret-bana-bilmediklerimi-eksik-kalanlari.html#post4901
Başkasına aşık olmuştu.
Yine canım çok yanıyordu.Kendimi avutmak için bir oyun bulmuştum, Aşk
şiirleri okuyordum, terk edilmek üzerine.
BaŞKALarININ da terk edildiğini çok canlarının yandığını görmek ve anlamak
acımı hafifletiyordu sanki.
ilk ben değilim terk edilen diye düşünüyordum.
O zaman ezberlemiştimAtilla ilhan'dan " ben sana mecburum bilemezsin,
adını
mıh gibi aklımda tutuyorum "
dizelerini, o zaman ezberlemiştim
Murathan Mungan'ın " ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda, kirli ve
umutsuz
geçmişim " mısralarını ve
Ahmed Arif 'ten ve Kavafis 'ten aşk dizelerini.şimdi fark ediyorum ki ne
çok
şey öğrenmişim oşiirlerden.
Ve ne iyi etmişim de AŞIK olmuŞum...

Sonra uzunca bir dönem yeni bir aşkı yeni bir sevgiliyi beklemeye
başladım.Çok bekledim. Sabırla.
Biliyordum gelecekti bir gün. Bu bekleme döneminde de bir oyun bulmuştum
kendime.
Ne kadar tiyatro oyunu varsa gidiyordum kudurmuş gibi !
Ne kadar film varsa onları seyrediyordum hiç kaçırmadan.
ışte o zamanlar öğrendim benden başka bir sürü aşk bekleyen insan
olduğunu..
Ve o zaman öğrendim beklemenin de bazen bir keyif olduğunu ve insana çok
şey
öğrettiğini....
Ne iyi etmişim de beklemişim aşkı...

Hep bana soruyorlar nereden biliyorsun bu kadar çok şeyi diye, dilimin
ucuna kadar geliyor, söylemek istiyorum "AŞK YÜZÜNDEN" diye ama gülerler
anlamazlar diye söylemiyorum, vazgeçiyorum.
Yıllar geçtikçe azalacak sanırdım canımın acısı ama azalmıyor. Ne kadar
çokşey öğretmiş aşk bana.
Hayat okulu dedikleri bu olsa gerek.
Ya da
hani derler ya; okumuş ama adam olamamış diye, sanırım okuyup da adam
olamayanlar; aşktan canları yanmamış olanlar, aşkı tanımayanlar,
bilmeyenler...

ŞİMDİ.....
yine canım yanıyor.Ama biliyorum bu duyguyu.
Geçecek !
Fakat şimdi, hemen yeni bir oyun bulmalıyım kendime.
Ey aşk hadi öğret bana bilmediklerimi, eksik kalanları...

Armağan Çağlayan