Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


2 sonuçtan 1 ile 2 arası
  1. #1
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Sana bu son mektubum

    Sana bu son mektubum
    Sana bu son mektubum olacak. . . . bir dahakine kadar. Hep öyle olmuyor mu!. .
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/ask-sevgi-ve-evlilik/34964-sana-bu-son-mektubum.html#post73414
    "Bu son. . . "diyerek kaç mektubu bitirdim. Kalemi bırakırken bulduğum
    kişiliğimi, hasret uzadıkça yitirdim.

    "Bu son, bu son. . . " Neyin sonu, mektubun mu, ağlayışların mı, vefasızlığının
    mı ? " Bu son. . " yazdığımda içimden geçen ince bir sızı hatırlatıyor, ne son
    mektubum olduğunu, ne de cevapsızlığının son olduğunu.

    Burda akşam erken iniyor, dağlardan süzülerek. Uyku geç giriyor gözlerime.
    Uykusuz kalıyorum gecelerce, gözlerin gözlerimden gidene dek. Uykularım baykuşlarınkine denk.

    Gözlerim ufukta, Ilgaz’a doğru dalıyorum. ‘Sen yaşadın’ diye, Seni görecekmiş gibi
    Memleketine Çankırı’ya bakıyorum.

    Dağlardan gelen kurt ulumaları bölüyor uykumu sonra. Sonra, sonra. . . yine yalnızlığım yanıbaşımda ve gözlerimde sen, veda edişinle Ankara.

    Sabahlar erken oluyor burada. Kuş sesleri, köpek havlaması ve horoz sesi
    delicesine uyandırıyor beni. Bakıyorum, hüzün kollarımda, sen uzaklarda.

    Memuriyetimin kaçıncı yılı burada, bilemiyorum. Çünkü, senden ayrı olunca,
    yalan söylüyor takvimler, yalan söylüyor saatler. Asırlar geçiyor beş dakkada.
    Gönlümde nice kış yaşanıyor bahar günü. Biliyor ağaçlar, çiçekler, kuşlar seni
    düşündüğümü, baharı bensiz yaşıyor. Ben de tufanlar, kar, boran, fırtına. Bende
    gün hep kış günü.

    Güvensem sana, alıp başımı düşeceğim yollarına. Bahar demeden kış demeden.
    Yolların uzak, demeden, dereden-tepeden. Korkuyorum kî, sen hayâlimdeki kadar
    bile bakmayacaksın yüzüme, uzanmayacaksın uzanan ellerime. Bu satırları yazma
    hakkım bile kalmayacak. Gözlerin beni yine yakacak, bu kez sönmemecesine. Ve
    korkuyorum sana gelmekle, taş yüreğine kibirler taşırım diye.

    Bitiriyorum sözümü yine sitemle, yine gözlerim hayâlinde ve ezikliği
    umutsuzluğun, yüreğimde. Ama unutma, duygularım büyüyecek. Bir gün
    vefasızları unutmayı öğreneceğim; sen koşsan bana yıllar sonra, ben döneceğim,
    sen gelsen ben gideceğim. Elbet, elbet gün olacak sensiz de güleceğim, şimdi
    inanamasam da. . .

    öyle bir gurbetteyim kî
    sen yoksun.
    Bu şehirde rüzğarlar eser
    senin kokunu getirmez.
    Kızlar dolaşır caddelerinde
    hiçbiri sana benzemez.
    İçim burkulur, baktıklarımda
    seni göremedikçe.
    Birikir birikir, kaçar
    yaşlar gözlerimde. Ahmet Ünal ÇAM

    Anlamam lazım diye düşündüm, anlamam; ‘karşılıksız sevda’ dan. Son mektubumu gönderip, kestim ümidimi postadan.
    **** **** ****
    Günler kovaladı günleri, bahar bitti yaz bitti. Ne haber, ne mektup gönderdi gönlümün güzeli, gönlümün dilberi. Her akşam posta yolu gözleyi gözleyi, umutlarım tükendi gitti.
    **** **** ****
    Yolum bir gün Ankara’ya düştü, rastladım bir eski arkadaşa. Dayanamayıp sordum tek tek, sıra geldi ona; ”-Duymadın mı?” dedi toplayıp acıları bakışlarına. Kötü haber, müjdecisi gibi, uzaklarda bir baykuş öttü. “-Aylar oluyor, aylar!” dedi, “Eğitim askeri gibiydi, şehit düştü”.
    **** **** ****
    Göç etti gönlümden ümitler bir anda, son bakışı canlandı karşımda, küçük çocukların başını okşar gibiydi yine, yine mum gibi ışıtıp çevresini eriyordu işte. Çölde açan bir güldü, Önce ailesi için yaşadı, sonra çocuklar için öldü.

    Orda da fedakarmış. Bir yaramaz yakmış, soba parlamış. Kurtarmış çocuğu ama , ağır yanmış yanağından. Ölünce, ağıtlar yakmış talebeleri ardından, tabutu görünmemiş güllerden.

    “Niçin?” diye sordum, olmalıymış gibi bir sebep. Önce mırıldandı; “-Zalim zalimdir hep, zalim zalimdir hep.” Sonra anlattı usulca, suçu öğretmen olmakmış doğuda.

    Bir sabah vaktiymiş, sehpada bir Kuran, bir şiir kitabı yatakta ve gönlünde büyük ümitler, ümitler ki, şimdi çok uzakta. Bir teröristin hain kurşunuyla, vurulmuş işte. Bir göz soğuk lojmanındaymış, tam da uzanmış, alnı secde de. Koynunda annesinin resmi, masada kalemler ve ABC.

    11-Şubat-2007 17:20 Ahmet Ünal ÇAM

  2. #2

    Üyelik tarihi
    12 Eylül 2006
    Yer
    konya
    Yaş
    47
    Mesajlar
    3,709
    Tecrübe Puanı
    65

    Standart --->: Sana bu son mektubum

    yazılar anlamlı ve güzeldi...

Benzer Konular

  1. bu sana son mektubum ..
    By Beyza in forum Aşk - Sevgi ve Evlilik
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 24.Kasım.2010, 11:45
  2. Babacığım bu mektubum sana!
    By soleil in forum Anne - Baba ve Çocuk
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 26.Ocak.2008, 18:30
  3. Hep sana...
    By soleil in forum Aşk - Sevgi ve Evlilik
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 15.Ekim.2006, 21:28
  4. Ben sana mecburum
    By eysa78 in forum Şairlerden Şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 11.Ekim.2006, 17:20
  5. İlk Kez Sana Yeniliyorum...
    By Gözyaşi in forum Şairlerden Şiirler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 13.Eylül.2006, 18:12

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.