EDEBİ ESER ÖRNEKLERİ

KONYA METHİYESİ

Aşk u şevkle kurulmuştur binâsı Konya'nın
Anın içûn bâd-ı Cennettir hevâsı Konya'nın
Hıcrile mahbûbunu kılmış müzeyyen âşıkı
Davet etmiş destine almış Hüdâsı, Konya'nın

Hor gezer âdemleri emmâ veli irfân olur
Hafızı gayet çeri, âlimleri umman olur
Hasılı ol katre âbın nüş eden arslan olur
Galiba toprağının bu iktizâsı, Konya'nın

Açtı candan yâreyi gûş eyledik neyle kudüm
Biz anın dervişiyiz inkârımız yok bil-umüm
Şah-ı kutb'ul ârifin'dir Hazret-i Mollâ-yı Rûm
Şüphesiz makbûl Hak'tır evliyâsı, Konya'nın

Bülbül elhan eylemez bu beldede vakt-ı seher
Zikr-i Mevlâna'ya mâni olmuş ol mürg meğer
Heft-i kişverde hezârân âşık " Ya Hû " çeker
Zümre-i nâdân değildir müptelâsı, Konya'nın

Evliyasın eyleyim dersen bir bir hesab
Eylesem icmal, tafsilin olur bin cilt kitab
Sen de eyla bâb-ı Mevlâna'ya durma intisâb
Ordadır âşıkların açık livâsı, Konya'nın

Konya'da Eflâtun misâli vardır çok ricâl
Gösterir Âyine-i İskenderî'den hûb cemâl
Bulunur civâr-ı Mevlânâ'da erbâb-ı kemâl
Her şebin, rûz eylemiş Şems'in ziyâsı, Konya'nın

Kış olunca donanır ahbâbile vahdet-hâneler
Kurulup pazar-ı aşk mamûr olur kâşâneler
Şem'i aşkın yakar pervâz eder pervâneler
Yaz olunca var Meram üzre safâsı, Konya'nın
Aşık Şem'i

GAZEL
Bülbülden nida geldi güllere
Sefasın sürmeden geçti gidiyor
Eftadeler yalın ayak yollara
Ağlayı ağlayı düştü gidiyor.

Bahar Eyyamında bülbül sesinde
Çıkarmış perçemi fimü fesinde
Eyvâh! Gönül kuşu can kafesinde
Pervaz ede ede uçtu gidiyor

Gönüller babında belsin paşasın
Mevlam ömür versin binler yaşasın
Yetiş ey bî-vefa helallaşasın
Şem'i ecel câmın içti gidiyor.
Aşık Şem'i


KONYA
Yoluna kurban olduğum,
Aziz bildiğim evlattan
Şanın, şöhretin dört yana,
Koşa gelmede milâttan....

Dört ufkundan mühür mühür,
Hayaller fışkıran şehir..
Bağrında koca bir nehir
Akadurur, hububattan..

Sen ney, dilinde uhrevi,
Mevlâna'nın aşk alevi,
Dile getir Keyhüsrevi,
Nağmeler sun, Keykubat'tan.

Toprak görünüşü hiçe,
Verdiğin zevk yeter içe.
Ey yeşil taşa, kerpiçe,
Destanlar söyleten vatan...
Feyzi HALICI

KOŞMA
Bir şirin şivekâr aklımı aldı
Melek midir, huri midir yar mıdır
Vücudum şehrine vel vele saldı.
Fiğan mıdır, feryadmıdır zar mıdır.

Henüz girmiş dilber onüç yaşına
Çoğunu bend etmiş sırma saçına
Terlemiş memeler koynun içinde
Elma mıdır, turunç mudur, nar mıdır.

Bağrım yakdı benim ol bağrı çelik
Kesilmiş her yanı sımsıkı ilik
Bir güzelde olmaz böyle güzellik
Penbe midir, sepen midir, kar mıdır

Sururi der hublar tüccarı oldum
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=91258
Bazar-ı aşk içre birisin buldum
Hasılı ömrümü verdim de aldım
Zarar mıdır, ziyan mıdır, kâr mıdır.
Silleli SURURİ