KÖY-NET

KAHRAMANLAR:
Gülsüm
Hatice
Nazik
İsmet
Fevzi

(Köy meydanı… Gülsüm, elinde kovalar olduğu halde çeşme başında beklemektedir. Hatice’nin sesi gelir.)

Hatice: Huuu! Kız Gülsüüüm, su gelmiş mi bacım; su gelmiş mi?
Gülsüm: Yok Hatice Abla, ben de yarım saattir bekleyom; musluktan fıs diye ses bile gelmeyor.
Hatice: Gözleri kör olsun o muhtarın. Seçim zamanı oy isterken iyiydi.
Gülsüm: Kız Hatice Abla, neden beddua edersin. Bilmez misin muhtar dayım olur!
Hatice: Anam, dayın mayın… Allah’tan reva mı bu halimiz! Ocakta yemek pişmekte, uşaklar az sonra okuldan gelecek, hocanın eli kulağında ezan okundu okunacak, herifin gelmesi de yakın, evde damla su yok; haydi de, ne yapam ben şimdi? Allah, cünup ölesin muhtar!
Gülsüm: Valla Hatice Abla sen de haklısın; ama ne yapalım, bekleycez mecbur.
Hatice: Ne edek bacım, mecbur artık…Kııız! O ne güzel yazma öyle, nerden aldın işlemesini?
Gülsüm: İnternette gördüm abla.
Hatice: Enternette mi? Hangi site kıız?
Gülsüm: Haşa huzurdan “evlenesikızlarnoktacom” diye bir site abla.
Hatice: Anam, benim heriften fırsat bulup giremeyom ki enternete.
Gülsüm: Enternet değil abla, internet.
Hatice: Aman, ne zıkkımsa. Bacım, geçen ay Deli Hayri’nin Fatma beni feysbuk’a davet etmiş. Eee, davete icabet gerekir değil mi? Tam girdim feysbuk’a herife yakalanmayayım mı. Anam, bu kör olasıca beni eline bir aldı. Yer misin yemez misin. Töbee daha da girmem. Bu dediğin sitede bunların (yazmayı işaret ederek) örnekleri mi var?
Gülsüm: He ya. Kadınlar, genç kızlar el işi göz nuru ne varsa siteye ekleyor sen de göreyorsun.
Hatice: Anladııım… Güzelmiş, güle güle kullan bacım.
Gülsüm: Sağol Hatice Abla.
Hatice: Kııız, senin oğlan bugün karne alayor değil mi?
Gülsüm: He ya abla, çok heyecanlıyım. Takdir alacak Allah’ın izniyle.
Hatice: Ne güzel. Benim küçük oğlanın kırığı var. Analitik geometriyi beceremedi bu yıl.
Gülsüm: E oldu mu abla, gelecek sene ne edecek; bari ortalama yükseltme sınavlarına girsin.
Hatice: He ya, ben de öyle dedim. Benim büyük oğlan bitirme tezini verir vermez gelecek. Yüksek lisansa başlamadan deyom şu kardeşcaazını çalıştırıversin.
Gülsüm: Anlar mı, ne de olsa liseyi bitireli çok oldu?
Hatice: Anlar zahir, ne edek anam; bizi okutmadılar. Kız çocuğusun okumak neyine dediler. Sonra da kocaya verdiler. İki bilinmeyenli denklem olsa, problemler olsa, rasyonel sayılar olsa neyse de bu analitik geometriden bir şey anlamayom.
Gülsüm: Valla abla, bilsem ben yardımcı olurdum; ama benim de senden farkım yok. Geçen gün bizim oğlana öğretmeni dilbilgisi ödevi vermiş. Bir türlü cevap veremedim.
Hatice: Soru neydi kıız?
Gülsüm: Ad durum ekleri nelerdir?
Hatice: Allah canını almaya! Bu muydu soru?
Gülsüm: He ya! Biliyon mu?
Hatice: Bilmem mi heç: ismin i hali e hali de hali den hali
Gülsüm: Kız bunlar hal ekleri!
Hatice: He ya! Anam, bu yeni öğretmenler yeni icatlar çıkarayor. Bizim hal ekleri diye bildiğimiz eklere ad durum ekleri deyorlar.
Gülsüm: Sen nerden öğrendin?
Hatice: Geçen gün enternette gezinirken fark ettimdi. Veli toplantısında da Türkçeciye sordum. O da böyle dedi.
Gülsüm: İnternet Hatice abla.
Hatice: Aman, ne zıkkımsa!

(Nazik, eli belinde olduğu halde sahneye gelir.)

Nazik: Huuu! Haticeanım Haticeanım?
Hatice: Ne var Nazikanım Nazikanım?
Nazik: Geçen gün senin büyük oğlan, benim ortanca kıza sarkıntılık etmiş.
Hatice: Kiiim? Benim Recai mi?
Nazik: He ya! Ayıp değil mi bu yaptığınız!
Hatice: Bacım, bizim Recai bırak sarkıntılık etmeyi yolda doğru dürüst yürüyemez bile.
Nazik: Aaa üstüme iyilik sağlık, kadına bak ayol beni yalancı çıkaracak. Senin oğlan diyorum hanım, benim kıza sarkıntılık etmiş.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=109153
Hatice: La havle vela kuvveten! Bacım, Recaim öyle şey yapmaz!
Nazik: Ha hay, güleyim bari! Oğlundan haberi yok kadının.
Hatice: De bakalım o halde, nerde sarkıntılık etmiş?
Nazik: MSN’deee…
Hatice: Nerde nerde?
Nazik: MSN’de hanım MSN’de.
Hatice: Benim oğlanın mesanesinden sana ne?
Nazik: Hasbinallah, MSN’de diyorum MSN’de. Senin oğlan benim ortanca kızın MSN adresini bulmuş bir yerden ve kıza buluşma teklif etmiş.
Hatice: Buluşma mı ne buluşması? Ayol, Recaim daha sağını solunu bilmez. Hem bula bula senin bitli kızını mı bulmuş teklif edecek?
Nazik: Aaaa, kadına bak ayol, hem suçlu hem güçlü! Her neyse kısa keselim, sanal da olsa bizim de bir onurumuz var. İnternette gördüğün her kuşun eti yenmez.
Hatice: Anam, sen fena kızmışsın, akşam müsaitsen çetleşelim; işi tatlıya bağlayalım.

(Bu esnada sahneye İsmet ile Fevzi gelir.)

İsmet: Ulan ne bekleyorsun burada? Yürü doğru eve!
Hatice: Su bekliyordum İsmet’im.
İsmet: Başlatma şimdi suyuna. Yürü eve! Akşam teyatora var ona geç kalacam senin yüzünden. Çabuk sofrayı hazırla!
Fevzi: Bak, benimki de burada. Kız Gülsüm, sen ne beklersin, doğru eve!

(Kadınlar sahneden ayrılır.)

İsmet: Fevzi, akşam geleyon teyatoraya değil mi?
Fevzi: Abi, beni trajedya sıkıyor be!
İsmet: Yok oğlum ben sordum, trajedya değilmiş bu kez, komediymiş.
Fevzi: Bak o halde gelirim. Oyunun adı ne?
İsmet: Sokrat’ın Aşkı. Oğlum, iyi ki beni dinleyip okumamış kızla evlendin. Şimdi okumuş kız alsak tuttururlardı illa biz de gelelim, diye.
Fevzi: He valla İsmet Abi haklısın.

-SON-


alıntıdır