BAŞARILI OLMAK İÇİN
I .AMAÇLARIN VE ÖNCELİKLERİN BELİRLENMESİ GEREKİR
Zaman ve hayat aynı anda kullanılır. Geçen zaman kullanılmaz ve telafi edilmez. Zamanı boşa geçirmek, hayatı boşa geçirmek demektir.
Planlama geleceği bu güne getirmek demektir.
- Amaçlarınızı net bir şekilde belirleyip tanımlayın
- Önem sırasına koyun
- Birinci derecede önemli birden fazla amacı bir arada gerçekleştire bilmek mümkün değildir. Bir seçim yapıp gücünüzü sizin için en önemli olan ve kendinizi en güçlü hissettiğiniz amaca yönlendirin
- En önemli grupta yer alan amaçlarınızı gerçekleştirebilmek için her gün belirli bir süre ayırın.
Harcadığınızın gayretin değil, elde ettiğiniz sonuçların üzerinde durun
- Amaçlar motivasyon için temel oluşturur, davranışı yönlendirir
-Çalışmak istedikleri halde çalışamadıklarını söyleyen öğrencilerin büyük çoğunluğu, çalışmak
için kendilerine ait gerçekte benimsedikleri bir sebepleri olmayanlardır. Öğrencinin çalışmak için kendisine ait bir sebebi yoksva verimli çalışması mümkün değildir.
II . PLANLI ÇALIŞMAK GEREKİR
Planlı çalışma baştan sona amaçlı bir iştir. Planlı çalışacak bir öğrencinin planlı olmanın önemini ve gereğini kavramış olması gerekir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=105457
Plan öğrenciye:
- Bir işin hazırlanmasında kendine yeterli zamanı yaratmasını sağlar
- Daha etkin olmasına yardımcı olur
- Kendisine güvenini yükseltir
- Sorunlarını çözmesini kolaylaştırır
- Doğru karar vermesini sağlar ve sık sık karar değiştirmekten kurtarır
Her öğrenci çalışma planı yapmayı bilmelidir.
- Planlar günlük, haftalık ve aylık olarak düzenlenmelidir
En iyi öğrenilen saatler zor öğrenilen dersler için ayrılmalıdır.
- Çalışmak için ayrılacak saatler saptanırken çalışılacak dersin sınıfta verildiği gün ve saate yakın olmasına dikkat edilmelidir. Bu durum unutmayı azaltır, öğrenilenleri pekiştirir
- Her öğrencinin; en iyi anlayabileceği saatler farklı olmakla birlikte herkes için etkili öğrenme zamanı uykudan önceki ve sabahın erken saatleridir
- Çalışma planı, ani olarak ortaya çıkabilecek durumlarda çalışmanın değişik saatlere kaydırılmasına olanak verecek esneklikte olmalıdır
- Çalışma sürelerinin uzunluğu derslerin özelliklerine göre düzenlenmelidir
- Çalışma saatleri olabildiğince her zaman günün aynı saatleri arasında olmalıdır
- Yemeklerden hemen sonra çalışılmamalıdır
- Hangi saatte neyin çalışılacağı kesin olarak önceden bilinmelidir
- Çalışma aralarındaki dinlenmeler ne çok uzun ne de çok kısa olmalıdır
-Sınıflar, iyi havalandırılmalı ve sessiz olmalıdır.
- Çalışma masası ve yüksekliği kişinin boyuna göre ayarlanmalıdır.
- Ders çalışma ortamındaki poster, afiş ve resimler dikkatin dağılmasına, öğrencinin hayal dünyasına dalmasına neden olur.
- Çalışma masası çalışma faaliyetler için kullanılmamalıdır.
- Çalışma ortamı ve masası sadece çalışma için kullanılmalıdır. Böylece ortam ve masa çalışma için uyarıcı niteliği taşır ve çalışmayı başlatır.
- Çalışmaya başlamadan önce çalışma sırasında gerekli olacak bütün malzemenin el altında bulunması, dikkatte kopmalara yol açacak nedenleri önlemek açısından yararlıdır.
II . ÇALIŞMAYI SÜRDÜRMEK DİKKATİ YOĞUNLAŞTIRMAK
Dikkat bir şeyi öğrenmek amacıyla gösterilen zihinsel çabaya denir. Öğrencinin dikkatini konu üzerinde toplamadan çalışmada direnmesi boşuna zaman yitirmekten başka bir şey değildir. Çünkü dikkat olmadan öğrenmede olmaz. Bu tür çalışma anlayışı verimli olmadığı gibi öğrencide ders çalışmaya karşı isteksizlik, ilgisizlik, hoşnutsuzluk ve bıkkınlık duygusuna neden olur.
Ders üzerine dikkati toplayamamanın iki nedeni vardır. Birincisi bu konuda bir alışkanlığa sahip olmasıyla ilgilidir. İkinci neden ise, konu üzerinde çalışırken, konu dışındaki bir sorunun zihni rahatsız etmesidir.
Dikkat doğuştan değil alıştırmalarla kazanılan ve geliştirilebilen bir alışkanlıktır.
Çalışmada Dikkati Dağıtan Bazı Nedenler
- Önemsiz sorunların zihni oyalaması.
- Duygusal sorunların olması. Duygusal sorunlar insan zihnini bir kısır döngüye sokar.
- Çalışırken gereksiz ayrıntılara dalınması.
- Çevrede olumsuz uyarıcıların olması.
- Öğrencide yetersizlik duygularının bulunması.
- Öğrenilecek bilgilerin sistemsiz, zor ve karmaşık olması.
- Düzensiz ve amaçsız çalışılması.
DİKKATİ TOPLAMA YOLLARI
Amaçsız çalışma olmaz. Amaçsız yapılan çalışmada dikkat yoktur. Amaç yapılan işin neden yapıldığını belirler. Yaptığı işin amacını bilmek, öğrencinin bu işi benimseyip ona sahip çıkmasına ve işin kendisini güdülemesine yardımcı olur.
- Çalışma için karar verme
Konu üzerinde dikkatin toplanabilmesi için, gerekli kararların verilmiş olması gerekir. Hangi ders daha önce çalışılacaktır? Çalışılacak ders için hangi yöntemler kullanılacak? Kullanılacak araç ve gereçler nelerdir? gibi sorulara cevap bulmadan çalışmaya başlamamak gerekir. Bu soruların cevapları çalışma sırasında aranmaya başlanırsa bu da kararsızlığa ve dikkatin dağılmasına neden olur.
- Konuya merak duyma
Bir şey ancak merak edildiği oranda öğrenilebilir. Merak konuya karşı ilgi uyandırır ve dikkatin konu üzerinde yoğunlaşmasını sağlar. Yapılan çalışma sevilmeli, hiç değilse sevilecek yönleri aranıp bulunmalıdır.
- Fiziksel çevrenin düzenlenmesi
Öğrenme için en uygun fiziksel koşulların yaratılması dikkatin toplanabilmesi için bir gerekliliktir. Çalışma için uygun masa, sandalye, oda ısısı, ışık durumu, sessizlik gibi etkenler sağlanmalı divan, koltuk, yatak, yumuşak sandalye gibi araçların bulunduğu çalışma ortamlarından uzak durulmalıdır.
- Planlı ve sistemli çalışmayı bilme
Planlı çalışma, dikkatin konuya toplanmasına yardımcı olan bir alışkanlıktır. Planlı çalışmada öğrenci kendini konuya daha çok verir, dikkatinin dağılmasını önleyerek çalışmada etkililik süresini arttırır.
- Çalışmada çeşitlilik sağlama
Çalışma sırasında okuma, yazma, anlatma, uygulama, test çözme, test sorusu hazırlama vb. değişik etkinliklere yer verilmelidir.
- Çalışmada hedef saptama
Kimi durumlarda öğrenilecek konular oldukça fazla, son derece karmaşık ve dağınık olabilir. Gerçekte konu ne olursa olsun çalışmaya geçmeden önce öğrenci kendisine erişebilir bir hedef seçmeli ve bunu gerçekleştirmeden bunu çalışmayı bırakmamalıdır. Kişinin hedefleri gerçekçi olmalıdır. Öğrenci gücünün yetemeyeceği hedeflere ulaşmayı arzuladığı oranda bu hedefleri gerçekleştirmesi de o kadar zorlaşır. Sık sık amaçladığı hedeflere ulaşamayan öğrenci kendisine güvenini yitirerek, derslere karşı genel bir isteksizlik duyar, başarısızlık duygusuna kapılır.
- Kendine güvenme
Öğrencinin kendine güvenmesinin önemi hiç bir koşulda yadsınamaz. Güven eksikliği olan bir öğrencinin, kendine güven duymasının en etkili yolu o işi başaracağına kendisini inandırmasıdır. Kendine güven duygusu aynı zamanda güçlü bir irade ve kararlılığı gerekli kılar. Kararlılık engeller karşısında gerilemeyi değil aksine bu engellerle mücadele gücünü yaratır. Kararlılık, plan dışı saatte canınız çalışmak istemezse de kendinizi çalışmaya zorlamaktır. Kolaydan zora doğru bir çalışma yolu izlemek, okumak yerine yazarak çalışmak dikkatin toplanmasına yardımcı olur.
- Çalışma öncesi yeterince dinlenmiş olma
Çalışmaya geçmeden önce vücut ve zihin yeterince dinlenmiş olmalıdır. Aşırı duyarlılık, karamsarlık, isteksizlik, bedensel yorgunluk, uykusuzluk gibi nedenlerle beliren bitkinliğe düşmemek için her zaman aynı biçimde olan çalışma yöntem ve tekniklerinden kaçınmak, ders dışı uğraşlarla yeterince ilgilenmek ve gerçek anlamda olabildiğince dinlenmek zorunludur.
III. DİNLENMEK VE NOT TUTMANIN ÖNEMİ
Not almanın iki önemli yararı vardır:
- Not alma aktif katılımı sağlar. Böylece uyanık kalma, dikkati öğrenilen malzeme üzerinde yoğunlaştırmak mümkün olur.
- Not alma ve alınan notları yeniden düzenleme öğrenmenin düşmanı olan unutmayı azaltır.
İyi bir dinleyici olmanın temel kuralı iyi not tutmak, iyi not tutmanın yolu da iyi bir dinleyici olmaktır. İyi bir dinleyici olmak için ön şartlar; ön sıralarda oturmak, bir önceki dersin notlarını gözden geçirmek ve derslere düzenli olarak devam etmektir.
- Dersi derste öğrenmek, boş zaman etkinliklerine zaman ve olanak sağlar.
- İyi not tutmanın ön şartları, iyi not almak, uygun malzemeyle sınıfa gelmek ve kısaltmalar kullanmaktır.
- Notların yeniden yazılması zaman kaybı değildir. Bu işlem bilginin hafızada pekişmesi açısından yararlıdır ve unutmayı engeller.
- Okumanın % 20'si, okuduktan sonra dinlenmenin % 40'ı, okuyup dinlen dikten sonra yazmanın % 60'ı hatırda kalır.
- Dinlenilenlerden not alırken dinleme etkin olmalı, anlaşılamayan her nokta öğretmene sorulmalı ve ancak konu öğrenildikten sonra akılda kalanlar not olarak yazılmalıdır.
“ Duymak “ ile “ Dinlemek “ farklı şeylerdir. Dinlemek, duyulanı anlamak ve korumaktır.
- Dersi dinleyerek öğrenen öğrenci öğrendiklerini evde daha az bir çalışma ile pekiştirebilir. Derste dinlemeden evde öğrenmeye çalışmak boşa zaman harcamaktır.
- Etkin dinleme, aynı tür bilgilerin muhakemesini ve dinlenilen konunun eleştirilebilmesini kolaylaştırır.
- Etkin dinleme, öğrenciye konunun ana düşüncesini ve öteki önemli yanlarını yakalama olanağı verir.
- Dersi; etkin bir dinleyici olarak, derste sorular sorarak, fikirler üreterek, anladığınızı veya anlamadığınızı yüz ifadelerinizle belli ederek dinleyin.
Öğrenme ve öğrendiklerini saklama
- Çalışmadan en iyi verimi alabilmek için, öğrenme seanslarını 30-40 dakikalık bölümlere ayırmak gerekir. 30-40 dakika. çalıştıktan sonra 10 dakikalık bir tekrar yapmak gerekir.
- Her çalışma seansından sonra 10 dakikalık dinlenme arası vermek gerekir. Bu dinlenme aralığında beden gevşer, zihin öğrendiklerini sağlamlaştırır ve hatırlamayı kolaylaştırır.
- Problem çözerken çözüme ulaşıncaya kadar mümkünse ara vermeyiniz.
- Uzun bir listeyi çalışmak yerine, listeyi daha küçük parçalara bölerek öğrenmek daha kolaydır.
- Çalışırken zihninizi meşgul eden şeyleri dinlenme aralarında yapınız.
“ Televizyondan uzak durunuz “
Öğrendiğiniz bir bilgi önce “kısa süreli belleğe” yerleşir. Bu bilgiler hemen unutulur. İlk kez çevirdiğiniz bir telefon numarasını düşünün. Meşgul sesi aldığınızda tekrar aramak istediğinizde telefon rehberinize tekrar bakmak zorunda kaldığınızı hatırlayın. Kısa süreli belleğe gelen bilgilerin uzun süreli belleğe kaydedilmesi için mutlaka tekrarların yapılması gerekir.
Bu tekrarlar dersin veya çalışma seansının hemen sonunda yapılan tekrarlar, günlük tekrarlar, haftalık ve aylık tekrarlar şeklinde olmalıdır.
Sistemli tekrarlarla bilgiler uzun süreli belleğe yerleşir, ama bu bilgiler henüz bize mal olmamıştır. Bilgilerin bize mal olabilmesi ve gerektiği biçimde hatırlanabilmesi için bilgilerin kullanılması yani denenmesi (sınanması) gerekir. Sınama, bilgi transferi gerçekleşebilmesi için kaçınılmazdır. Öğrencinin öğrendiği konu ili ilgili kendi fikirlerini oluşturması, sorular çıkarması, konu ile ilgili problemlerle uğraşması, konuların benzerlik ve ayrılıklarını ayırt etmeye çalışması, deneme sınavlarından geçmesi, sınama için yeterli kabul edilir. Sınama bizi uzun süreli bellekte depolanan bilgiye götürür.