İnatçı İki Keçi (La Fontaine Masallarından)
İnadıyla tanınan,
Keçi yararlı hayvan
Sürünün bir ucunda,
Başında ya sonunda,
Koşarlar zıplayarak,
Dolaşır otlayarak.
Büyük keçiden biri,
Geçmiş köprüden nehri.
Taze otlardan yemiş.
Dönme zamanı gelmiş.
O, dönerken geriye
Küçük gelmiş köprüye.
Köprü çöktü, çökecek;
Yıkılacak, göçecek...
Büyük geçmek istemiş.
Küçüğe şöyle demiş:
— Yolumdan çekil bre!
Ben geçeyim bir kere.
Sonra da sen geçersin,
Taze otlardan yersin.
Ben yaşlıyım, büyüğüm;
Dinle beni küçüğüm.
Saygı gerek yaşlıya,
Dayı, emmi, babaya...
Küçük demiş: — Sen çekil.
Beni kızdırma sefil!
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=124037
Dön de bekle kıyıda,
Yaş aranmaz saygıda.
Sevgi görürsem eğer,
Sana veririm değer...
Büyük demiş: — İnadım!
Atmam geri bir adım.
Ya açarsın önümü,
Ya çiğnersin ölümü!
Ben geçmeden köprüden,
Adım atamazsın sen!
Küçük demiş: — Gencim ben.
Korkmam yaşlı keçiden.
Seni nehre atarım,
Bir güzel ıslatırım!
Büyük çok öfkelenmiş.
Küçüğe şöyle demiş:
— Sus konuşma karşımda!
Boynuzum var başımda.
Takarsam şimdi seni,
Sen ne sandın kendini?
Kalmamış hiç hayâ, ar
Boyun bacağım kadar...
Bir darbeyle ölürsün,
Şimdi günün görürsün!
Köprü daracık, ince
Dengeyi kaybedince,
İkisi aşağıya;
Birlikte düşmüş suya.
Köpüklü, azgın suda,
Boğulmuşlar orada.
Kuru inatlarından,
Olmuşlar canlarından.
İki keçinin sonu,
Bizlere ibrettir bu.
Büyük sevse küçüğü,
Küçük saysa büyüğü,
Huzur olur toplumda.
Herkes mutlu sonunda…
İnatçılık neye yarar?
“Keskin sirke küpe zarar…”