HALİT b. VELİD 'i tanımayan bir ümmet O'nun gibi bir nesli nasıl yetiştirir!
Onu Uhud Savaşında müslümanları bozguna uğratan komutan olarak mı tanıyor neslimiz!
O girdiği hiçbir savaşta yenilmedi. Öyle ki, Müslümanlar arasında artık, “Hâlid’in girdiği savaştan mutlaka galip çıkarız.” fikri yerleşince Hz. Ömer onu görevden aldı...

MUTE SAVAŞINDA 3.000 Kişi ile 120.000 RUMU YENEN ORDU KOMUTANI Hazreti Halid bin Velid, Şam, Humus, Hama, Lazkiye, Halep, Antakya ve Kudüs’ü fethetti.....
... Bizans İmparatoru Heraklius ağlayarak şöyle söyledi: “Elveda Güzel Ülke (Suriye) seni bir daha göremeyeceğim.”

DEVEYE 500 LİTRE SU İÇİRTEREK GEÇİLMEZ ÇÖLÜ AŞTI
Bizans İmparatoru Heraklius’un, kardeşi Theodoros kumandasındaki 80 bin kişilik orduyu Hazreti Amr bin As kumandasındaki Müslüman ordusunun üzerine yollaması üzerine Hazreti Halid bin Velid’in yardım için yola çıkmıştır...
Evet Hazreti Halid bin Velid tarihte bir eşine rastlanmayan şekilde çölü aştı. Gündüzleri gizlendi ve geceleri yol aldı.
"Develere önce tuz verir sonra su kaynağından develerin yarım ton içmelerini temin ederdi."
Bir deveyi keser midesindeki yarım ton su ile 700-800 askerin su ihtiyacını giderirdi.
Irak’taki Kurakın ile Şam’ın güneyindeki Suva Ovası’ndaki çölü 5 günde aştı. Hıristiyan Gassanilerin karayolları olan Merc-i Rahit’e saldırarak mağlup etti. Bizans ordusunu arkadan vurdu....

Hâlid bin Velid, Hz. Ebû Bekir ve Hz. Ömer’in hilafetleri zamanında da ordu kumandanlığı vazifesini devam ettirdi. İslam düşmanlarının kalbine büyük korku saldı. Çünkü girdiği bütün savaşlar büyük bir zaferle neticeleniyordu. Öyle ki, Müslümanlar arasında artık, “Hâlid’in girdiği savaştan mutlaka galip çıkarız.” gibi fikirler iyice yer etmişti. Hz. Ömer bundan rahatsız oldu. Müslümanların gaflete düşerek neticede Allah’ın yardımını unutup bütün her şeyi Hz. Hâlid’e vermesinden korkuyordu. Bu sebeple, bir insanın yalnız başına her şeyi yapmaya muktedir olmadığını göstermek için, Hz. Hâlid’i kumandanlıktan azlederek yerine Ebû Ubeyde bin Cerrah’ı tayin etti. Hz. Hâlid’e emir tebliğ edildi¬ğinde hiç itiraz etmedi. Hz. Ebû Ubeyde’nin emrine girdi. Bir müddet önce ku¬mandan olduğu orduda artık bir asker olarak savaşacaktı.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=127031
Bütün ömrünü at üzerinde ve cihat meydanlarında geçiren Hz. Hâlid, vücudunda yaralanmayan yer kalmadığı hâlde şehitliğin nasip olmamasına çok üzülüyordu.

Hicret’in 21. yılında vefat ederken bir yandan ağlıyor, bir yandan da şöyle diyordu:
“Şu kadar savaşta bulundum. Vücudumda kılıç, mızrak, ok yarası bulunmayan bir tek karış yer yoktur. Fakat görüyorsunuz ki, develer gibi yatağımda ölüyorum. Korkaklar dünyada rahat yüzü görmesin!"
alıntıdır