Göğüs Hastalıkları
Sigara

Sigara kullanımı başta kronik bronşit, akciğer kanseri, iskemik kalp hastalıkları, hipertansiyon olmak üzere pek çok hastalığın oluşmasında risk faktörü olarak rol oynamaktadır.

Akciğer Kanseri

Akciğer kanseri erkeklerde en sık görülen ve her iki cinste en sık ölüme neden olan kanserdir. Günümüzde kalp ve damar hastalıklarından sonra en önemli ölüm nedenidir. Akciğer kanserinin gelişmesinde rol oynayan en önemli etkenin sigara olduğu kanıtlanmıştır. Akciğer kanserinin erken tanısı tedavi başarısı ve sağkalım açısından büyük önem taşımaktadır. Şu anda Amerika ve Kanada'da akciğer kanseri tanısı konan hastaların 5 yıllık yaşam şansı ortalama %15 dir. Bu, akciğer kanserinin erken dönemde şikayete neden olmamasından ve doktora başvurmayı gerektirecek öksürük, nefes darlığı, kanlı balgam gibi şikayetler ortaya çıktığında artık hastalığın büyük sıklıklta ileri evrede olmasından kaynaklanmaktadır. Akciğer kanseri tanısı erken evrede (evre I ) konulduğunda 5 yıllık yaşam şansı %70 lere çıkmakta, kanser tanısı kitle 1 cm'den küçükken konulduğunda bu oran %80-85 düzeyine kadar ulaşmaktadır. Bu verilerden yola çıkarak erken tanının önemi tartışma götürmez bir gerçektir ve tedavi başarısı ile sağkalım açısından büyük önem taşımaktadır.

Astım

Astım hava yollarının kronik inflamatuar bir hastalığıdır. Astımlı hastaların hava yolları, sağlıklı insanlarınkinden daha dardır. Bu nedenle temiz havanın akciğerlere girmesi, kirli havanın ise çıkması zorlaşmıştır. Özellikle gece veya sabaha karşı artan öksürük, hırıltı ve nefes darlığı şikayetlerinden bir veya birkaçı ile kendini gösterir. Allerjik bireylerde saman nezlesi (allerjik rinit) ile birlikte görülebilir. Allerjik rinit burun akıntısı, burun tıkanıkığı, burun kaşıntısı ve hapşırma gibi şikayetler ile kendini gösterir.

*
Grip
Tıp dilindeinfluenza adı verilen bu hastalık bulaşıcıdır. Grip olankişinin nefesindeki damlacıklarla yayılıp, salgın hale gelebilir.Paçavra hastalığı da denir. Aniden başlar ve devamlı olarak ateş yükselir. Baş ve sırt ağrıları,titreme nöbetleri,nezle,öksürük,iştahsızlık,baş dönmesi de görülür.Tedavinin ilk şartı istirahat etmektir. İyi tedavi edilmezse, başkahastalıklara da yol açabilir.

Grip hastalığının etkeni, sürekli değişerek insanların bağışıklık sistemini alt etmeyi başaran influenza virusudur. Yıllar boyunca grip salgınları nedeniyle milyonlarca insanın hayatını kaybetmesi, bilim adamlarını bu virus ile ilgili birçok araştırma yapmaya sevketmiştir. Bu nedenle influenza virusu üzerinde en fazla araştırma yapılan viruslerden birisidir.

İnfluenza virusunun A, B, ve C olmak üzere üç tipi mevcuttur. A tipi virus hem insanlarda hem de kuş, kümes hayvanları ve domuz gibi hayvanlarda hastalık yaparken, B tipi sadece insanlarda hastalık yapar. C tipi ise çok hafif derecede hastalık yaptığı için salgınlara yol açmaz. İnfluenza A virusunun içerdiği Hemaglutinin ve Nöraminidaz gibi antijenlere göre ayrılabilen alt tipleri de mevcuttur ve bu alt tipler H1N1, H3N2 gibi yazılımlar ile ifade edilir. B tipi ve C tipi virusun ise alt tipleri yoktur.
Sürekli değişen bir virusun yol açtığı Hiç değişmeyen bir hastalık: GRİP

Grip, Influenza adı verilen bir virus tarafından oluşturulan, ani olarak 39°C üzerinde ateş, şiddetli kas ve eklem ağrıları, halsizlik, bitkinlik, titreme, baş ağrısı ve kuru öksürük gibi belirtiler ile başlayan bir enfeksiyon hastalığıdır.

Daha sonra hastalık tablosuna boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırma, gözlerin akması ve kanlanması gibi belirtiler eklenir ve bazı vakalarda da karın ağrısı, bulantı, kusma görülebilir. Ateşin 39°C nin üzerinde olması, şiddetli kas ağrıları ve halsizlik nedeniyle hastalığı ayakta geçirmek olanaksızlaşmakta ve hastaları mutlaka 3-7 gün yatağa mahkum etmektedir. Yaklaşık bir hafta içinde belirtiler kaybolmakta ancak halsizlik belirtilerin kaybolmasından sonra da devam etmekte, hatta 2 hafta kadar sürebilmektedi.

Özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve kalp hastalığı, akciğer hastalığı, böbrek hastalığı, şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olan kişilerde çok daha ağır seyretmekte ve ölüme kadar varabilen ciddi sonuçlara yol açmaktadır. Bu kadar ciddi tablolara yol açabilen grip halk arasında çok sık olarak soğuk algınlığı ile karıştırılmaktadır. Soğuk algınlığı ateş yükselmeden, hafif kırgınlık, burun akıntısı, hapşırma gibi belirtiler ile kendini gösteren, halsizliğe yol açmadığı için yatak istirahati gerektirmeyen bir hastalıktır ve grip ile kesinlikle karıştırılmamalıdır.

Ayrıca grip, özellikle çocuklar ve yaşlılarda ikincil enfeksiyonlara zemin hazırlamakta ve orta kulak iltihabı, zatürre, beyin zarı ve beyin dokusu enfeksiyonları gibi komplikasyonlara neden olmaktadır. Sözü edilen bu kadar özelliğin üstüne hastalığın spesifik tedavisinin olmadığını da eklersek ne kadar önemli bir sorun ile karşı karşıya olduğumuz daha iyi anlaşılmaktadır.

Grip Nasıl Bulaşır ?

Grib'e yol açan Influenza virüsü çok kolay ve hızlı bulaşır. Başlıca bulaşma yolları, öksürük ve hapşırıklar ile etrafa saçılan damlacıkların hava yolu ile bulaşması, hasta kişiler ile direkt temas edilmesi ve hasta kişilerin ağız-burun akıntıları ile temas etmiş eşyalar ile bulaşmadır.

Hasta kişilerden etrafa saçılan virüs parçacıklarının havada asılı kalabilme yeteneğinde olması bulaşıcılığı daha da arttırmaktadır. Hasta bir kişinin bir ortama girip çıkması bile o ortamda bulunan kişileri hastalığın bulaşması açısından risk altına sokmaktadır. Bu nedenle grip evde, iş yerinde, okullarda, kreşlerde, toplu taşım araçlarında çok kolaylıkla bulaşır.

Mikrobu kapmış ancak henüz belirtileri başlamamış kişilerde yani hastalığın kuluçka süresince de bulaştırma mümkündür. Bulaşma yolları oldukça basit ve bulaşması bu kadar kolay olan bir hastalığın bulaşma yollarına karşı önlem almanın çok zor olduğu hatta olanaksız olduğu açıktır
*
Grip nedir?
Influenza isimli virüsün sebep olduğu grip büyük bir salgın oluşturarak, dünya genelinde milyonlarca insanın hayatına girdi. İnsan sağlığını tehdit etmenin yanı sıra önemli ekonomik kayıplara da neden olan grip çok yakınımızda.

Grip, genellikle virüsler tarafından meydana gelen ve özellikle üst ve alt solunum yollarını tutan enfeksiyon hastalığıdır. Grip virüsü genellikle sonbahar ve kış aylarında etkili olur, fakat ilkbaharda da devam ettiği görülebilmektedir. En çok etkilenen yaş grubu yaşlılar ve çocuklardır. Hastalık, hipertansiyon, diabet, kalp yetersizliği, astım, kronik bronşit, karaciğer ve böbrek yetersizliği gibi ilave hastalığı olanlarda ağır seyreder.

Belirtileri; halsizlik, iştahsızlık, ateş, gözlerde yanma, sulanma, baş ağrısı, burun tıkanıklığı, öksürük, göğüste ağrı ve yanma, balgam ve nefes darlığıdır.

Grip bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle belirtiler ortaya çıkmadan bir gün öncesinden başlayarak bir hafta sonrasına kadar hastalar gribi bulaştırabilir. Toplu yerlerde ve kapalı ortamlarda bulunan kişilerde hastalığı almak kolaylaşır. Hastalık kişiden kişiye solunum yolu ile geçer. Hastalığa yakalanmış kişinin hapşırma veya öksürme ile havaya verdiği su damlacıklarının içindeki virüsün sağlıklı kişi tarafından solunması ile bulaşır. Su damlacıkları iki saat boyunca havada kalabilir ve insanlara hastalığı bulaştırabilir. Bu yüzden kapalı mekanlarda birbirlerine yakın çalışanlar veya okullardaki öğrenciler özellikle risk altındadır.

Grip riskinin arttığı durumlar nelerdir?

Stres, aşırı yorgunluk, beslenme yetersizliği, geçirilmiş hastalıklar, kronik kalp ve akciğer hastalıkları, gebelik (son üç ay), öğrenciler, bağışıklık sistemi bozulmuş olanlar, salgın sırasında kalabalık yerler grip bulaşma riskinin arttığı durumları oluşturur.

Grip ölüm nedeni olabilir mi?

Grip ilerlediği durumda ciddi yan etkiler ortaya çıkabilir. Sıklıkla akut bronşit, zatürre, orta kulak iltihabı, sinüzit görülen yan etkilerdir. Ölümle de sonuçlanabilir. Ölüm sebebi daha önce varolan hastalığın ağırlaşması ve akut solunum yetersizliğidir. Dünya genelinde ise her yıl az da olsa, ölümlere yol açmaktadır. Ayrıca çok sayıda ölümlerin de görüldüğü ağır salgınlar da ortaya çıkmıştır. Örneğin; 1957deki Asya gribi ve 1968de bu gribin yaygın şekli binlerce insanın ölümüne neden olmuştur. Yalnız ABDde bu salgınlarda ölen hasta sayısı 100 bin dolayında tespit edilmiştir. Daha büyük bir grip felaketi ise 1918-1919 yılları arasında yaşanmıştır. İspanyol gribi adıyla tanınan dünya ölçeğindeki bu salgın 25 milyon kişinin ölümü ile sonuçlanmıştır.

Tedavisi

Gribin tedavisi istirahatle başlar. İlaçlarla destek tedavisi verilir. Ayrıca vitaminli gıdalar alınmalı, enerji verici gıdalar ile tedavi desteklenmelidir.

Gripten korunmanın yolları

Korunma önemlidir. Korunma yöntemleri içinde aşıların da ayrıca bir önemi vardır. Hastalığa yakalanmamak için tedbir olarak sonbahar aylarında grip aşısı olunmalıdır. Aşı virüsün antijen adı verilen çok küçük bölümlerini içermektedir, bunlar vücudun savunma sistemini uyarır. Bu antijenler grip belirtilerinin oluşmasından önce vücudun mikrobu tanımasını ve nötralize etmesi için gerekli antikorları üretmesini sağlar. Ancak, aşının koruma etkisi 1 yıldır. Her yıl yeni virüslerle hazırlanmış aşılarla sonbaharda yeniden aşı yapılması gerekir. Ayrıca diğer korunma yöntemleri arasında; salgın döneminde zorunlu olmadıkça kapalı ve kalabalık ortamlara girilmemeli, gripli insanlarla yakın temasta bulunulmamalıdır.

*
Grip ve Soğuk Algınlığı

Soğuk Algınlığı (Nezle)
Hızlı bir başlangıç evresi vardır. Belirtiler çabuk ortaya çıkar. Genelde boğaz, burun, sinüsler ve larinkste infeksiyona neden olur. İnfeksiyon sırasında ateş yükselmesi nadirdir ve yükselse de hafif bir artış vardır bu özellik soğuk algınlığının gripten ayrılması açısından önemlidir çünkü gripte ateş çok yükselebilir (39 dereceden fazla).

Etkeni sıklıkla rhino virüstür. Kışın ise daha seyrek görülür çünkü yerini influenza virüs alır (grip etkeni) Sanılanın aksine soğuk havanın etkisinden çok aşırı yorgunluk, duygusal stresler, allerjik nazofarenks hastalıkları ve kadınlarda menstrüel siklusun orta dönemi hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Boğazda ve burunda yanma hissi, öküsürük, hapşırma, burun akıntısı ve kırıklık hali başlıca belirtileridir. Eğer akciğerlerde rahatsızlık varsa bu bir komplikasyonu veya ikincil bir virüsü düşündürür. Bulgular yaklaşık 4-10 gün içersinde kaybolur ve öksürük hastalığın ikinci haftasında kesilmelidir.

Soğuk Algınlığı bakteriyel infeksiyonlarla, allerjilerle ve diğer hastalıklarla benzer etkiler gösterir. Allerjik hastalıkların belirli dönemlerde ve belirli etkenlerle ortaya çıkması ayırıcı tanıda önemlidir. Bakteriyel infeksiyonların değerlendirilmesi için doktorunuz sizden boğaz kültürü alacaktır. Kültür yöntemi hem etken bakteriyi belirler hem de etkin bir tedavinin seçilmesini sağlar.

Soğuk Algınlığına karşı etkili bir aşı geliştirilememiştir. Geçirilen infeksiyondan sonra hasta kanındaki antikorlar sayesinde bir süre infeksiyondan korunur fakat bu korunma geçici ve kısa süreli olmaktadır.

Tedavide semptomlara yönelik tedavi uygulanır. Bunlar ateş düşürücü ve burun ile boğazdaki şişkinliği azaltıcı ilaçlardır. Lütfen herhangibir ilacı kullanmadan önce doktorunuza danışın özellikle çocuklarda Aspirin doktor gözetimi altında kullanılmalıdır. C vitaminin subjektif bazı etkileri olduğu söylense de tedavi edici ve koruyucu kesin bir etkisi bulunamamıştır. Hasta bol su almalı ve dinlenmelidir.

Soğuk Algınlığı özellikle astım, amfizem ve bronşitli hastalarda solunumda ciddi problemlere yol açabilir. Hasta böyle bir durumda hemen bir doktora başvurmalıdır.

Influenza (Grip) :

Belirtiler:
Hızla gelişen solunum yollarının viral kaynaklı infeksiyondur. Bulguları arasında viral kaynaklı ateş (bakteriyel ateşlerin aksine nabız sayısı fazla yükselmemiştir) öksürük, kırıklık ve baş ağrısı vardır. Virüs yerleştikten 48 saat sonra bulgular ortaya çıkar. Hastalık daha önce grip geçirmiş kişilerde soğuk algınlığı gibi geçebilir. Normal kişilerde ateş 39-39.5 dereceye kadar yükselir. Güçsüzlük, ağrılar (sıklıkla sırtta ve bel bölgesinde) erken bulgulardır. Baş ağrıları önemlidir. Sıklıkla başağrısıyla beraber ışıktan rahatsız olma ve göz arkası ağrıları da görülür. Başta üst solunum yolları rahatsızlıkları ön plandadır (Boğazda rahatsızlık hissi, kuru öksürük vs.) Bir süre sonra alt solunum yolu bulguları ortaya çıkar. Öksürük balgamlı ve sürekli hale gelir.

Süreç
: Akut semptomlar 2-3 gün içinde geriler ateş ise komplikasyonsuz olarak 5 gün sürebilir. Eğer ikinci haftada öksürük devam ediyorsa ve ateş artmışsa gribe eklenmiş bakteriyel bir enfeksiyon düşünülür. Eğer pnönomoni (Akciğer Dokusunun İltihabı) gelişirse öksürük kötüleşir ve öksürükle birlikte kan ve irin gelebilir. Bunun gibi durumlarda hemen doktara danışılmalıdır.

Komplikasyonlar
: Grip özellikle 12 aylıktan küçük çocuklar ve 65 yaşından büyük erişkinlerde ciddi komplikasyonlara yol açar. Özellikle şeker, kronik kalp hastalığı ve solunum problemleri olanlarda hayatı tehdit edecek ciddiyetde komplikasyonlar gelişebilir. Böyle durumlarda hastane tedavisi şarttır.

Korunma
: Aşılama özellikle şu kişilere önerilmektedir fakat gribe karşı önlem almak isteyenlerde aşıyı uygulatabilir.
  • Kronik kalp veya akciğer hastalığı bulunanlar
  • 65 yaş ve üstündekiler
  • Herhangibir kronik hastalığı bulunanlar
  • Riskli gebeler ve kış aylarında gelişimin 3. haftasında bulunacak gebeler
Yukarıdaki sınıflama içersine dahil gruba gripteki bakteriyel infeksiyonlar arasında en sık görüleni olduğu için pnömokok aşısı da uygulanabilir. Aşı sonbaharda uygulanmalıdır. Maksimum etkinliğine 2 hafta içinde ulaşır. İlaç tedavisi soğuk algınlığındaki tedaviye benzerdir. Su buharı soğuk algınlığında olduğu gibi gripte de faydalıdır. Solunum yolu semptomlarını hafifletir. Kuruluk hissini azaltır. Bakteri infeksiyonu başlamışsa boğazdan kültür alınıp bakteriye özgü tedaviye başlanır.

Dikkat! Lütfen doktora danışmadan rastgele antibiyotik kullanmayın. Bu hem tedavi süresini uzatacak hem de direnç gelişmesi nedeniyle sonraki infeksiyonlarda yan etkileri daha fazla olan ağır antibiyotiklerin kullanılmasını gerektirecektir! Komşunuzda veya akrabanızda bir ilacın işe yaraması sizde etkili olacağı anlamına gelmez. Çünkü tıpta hastalık değil hasta vardır.

Parainfluenza ve Adenovirüsler de soğuk algınlığına benzer semptomlara yol açabilirler fakat nadir görüldüklerinden bu yazıda açıklanmamışlardır.

Uzm.Dr. Sertaç Sever
( Bu yazı doktorun ismi korunarak ve saglikbilgisi.com'a referans verilerek kullanılabilir.)

*
Grip ve Soğuk Algınlığı

Soğuk Algınlığı (Nezle)
Hızlı bir başlangıç evresi vardır. Belirtiler çabuk ortaya çıkar. Genelde boğaz, burun, sinüsler ve larinkste infeksiyona neden olur. İnfeksiyon sırasında ateş yükselmesi nadirdir ve yükselse de hafif bir artış vardır bu özellik soğuk algınlığının gripten ayrılması açısından önemlidir çünkü gripte ateş çok yükselebilir (39 dereceden fazla).

Etkeni sıklıkla rhino virüstür. Kışın ise daha seyrek görülür çünkü yerini influenza virüs alır (grip etkeni) Sanılanın aksine soğuk havanın etkisinden çok aşırı yorgunluk, duygusal stresler, allerjik nazofarenks hastalıkları ve kadınlarda menstrüel siklusun orta dönemi hastalığın ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Boğazda ve burunda yanma hissi, öküsürük, hapşırma, burun akıntısı ve kırıklık hali başlıca belirtileridir. Eğer akciğerlerde rahatsızlık varsa bu bir komplikasyonu veya ikincil bir virüsü düşündürür. Bulgular yaklaşık 4-10 gün içersinde kaybolur ve öksürük hastalığın ikinci haftasında kesilmelidir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=98066

Soğuk Algınlığı bakteriyel infeksiyonlarla, allerjilerle ve diğer hastalıklarla benzer etkiler gösterir. Allerjik hastalıkların belirli dönemlerde ve belirli etkenlerle ortaya çıkması ayırıcı tanıda önemlidir. Bakteriyel infeksiyonların değerlendirilmesi için doktorunuz sizden boğaz kültürü alacaktır. Kültür yöntemi hem etken bakteriyi belirler hem de etkin bir tedavinin seçilmesini sağlar.

Soğuk Algınlığına karşı etkili bir aşı geliştirilememiştir. Geçirilen infeksiyondan sonra hasta kanındaki antikorlar sayesinde bir süre infeksiyondan korunur fakat bu korunma geçici ve kısa süreli olmaktadır.

Tedavide semptomlara yönelik tedavi uygulanır. Bunlar ateş düşürücü ve burun ile boğazdaki şişkinliği azaltıcı ilaçlardır. Lütfen herhangibir ilacı kullanmadan önce doktorunuza danışın özellikle çocuklarda Aspirin doktor gözetimi altında kullanılmalıdır. C vitaminin subjektif bazı etkileri olduğu söylense de tedavi edici ve koruyucu kesin bir etkisi bulunamamıştır. Hasta bol su almalı ve dinlenmelidir.

Soğuk Algınlığı özellikle astım, amfizem ve bronşitli hastalarda solunumda ciddi problemlere yol açabilir. Hasta böyle bir durumda hemen bir doktora başvurmalıdır.

Influenza (Grip) :

Belirtiler:
Hızla gelişen solunum yollarının viral kaynaklı infeksiyondur. Bulguları arasında viral kaynaklı ateş (bakteriyel ateşlerin aksine nabız sayısı fazla yükselmemiştir) öksürük, kırıklık ve baş ağrısı vardır. Virüs yerleştikten 48 saat sonra bulgular ortaya çıkar. Hastalık daha önce grip geçirmiş kişilerde soğuk algınlığı gibi geçebilir. Normal kişilerde ateş 39-39.5 dereceye kadar yükselir. Güçsüzlük, ağrılar (sıklıkla sırtta ve bel bölgesinde) erken bulgulardır. Baş ağrıları önemlidir. Sıklıkla başağrısıyla beraber ışıktan rahatsız olma ve göz arkası ağrıları da görülür. Başta üst solunum yolları rahatsızlıkları ön plandadır (Boğazda rahatsızlık hissi, kuru öksürük vs.) Bir süre sonra alt solunum yolu bulguları ortaya çıkar. Öksürük balgamlı ve sürekli hale gelir.

Süreç
: Akut semptomlar 2-3 gün içinde geriler ateş ise komplikasyonsuz olarak 5 gün sürebilir. Eğer ikinci haftada öksürük devam ediyorsa ve ateş artmışsa gribe eklenmiş bakteriyel bir enfeksiyon düşünülür. Eğer pnönomoni (Akciğer Dokusunun İltihabı) gelişirse öksürük kötüleşir ve öksürükle birlikte kan ve irin gelebilir. Bunun gibi durumlarda hemen doktara danışılmalıdır.

Komplikasyonlar
: Grip özellikle 12 aylıktan küçük çocuklar ve 65 yaşından büyük erişkinlerde ciddi komplikasyonlara yol açar. Özellikle şeker, kronik kalp hastalığı ve solunum problemleri olanlarda hayatı tehdit edecek ciddiyetde komplikasyonlar gelişebilir. Böyle durumlarda hastane tedavisi şarttır.

Korunma
: Aşılama özellikle şu kişilere önerilmektedir fakat gribe karşı önlem almak isteyenlerde aşıyı uygulatabilir.
  • Kronik kalp veya akciğer hastalığı bulunanlar
  • 65 yaş ve üstündekiler
  • Herhangibir kronik hastalığı bulunanlar
  • Riskli gebeler ve kış aylarında gelişimin 3. haftasında bulunacak gebeler
Yukarıdaki sınıflama içersine dahil gruba gripteki bakteriyel infeksiyonlar arasında en sık görüleni olduğu için pnömokok aşısı da uygulanabilir. Aşı sonbaharda uygulanmalıdır. Maksimum etkinliğine 2 hafta içinde ulaşır. İlaç tedavisi soğuk algınlığındaki tedaviye benzerdir. Su buharı soğuk algınlığında olduğu gibi gripte de faydalıdır. Solunum yolu semptomlarını hafifletir. Kuruluk hissini azaltır. Bakteri infeksiyonu başlamışsa boğazdan kültür alınıp bakteriye özgü tedaviye başlanır.

Dikkat! Lütfen doktora danışmadan rastgele antibiyotik kullanmayın. Bu hem tedavi süresini uzatacak hem de direnç gelişmesi nedeniyle sonraki infeksiyonlarda yan etkileri daha fazla olan ağır antibiyotiklerin kullanılmasını gerektirecektir! Komşunuzda veya akrabanızda bir ilacın işe yaraması sizde etkili olacağı anlamına gelmez. Çünkü tıpta hastalık değil hasta vardır.

Parainfluenza ve Adenovirüsler de soğuk algınlığına benzer semptomlara yol açabilirler fakat nadir görüldüklerinden bu yazıda açıklanmamışlardır.

Uzm.Dr. Sertaç Sever
( Bu yazı doktorun ismi korunarak ve saglikbilgisi.com'a referans verilerek kullanılabilir.)

*