Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yaşama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır.Kutuplar ise nüfusun en seyrek olduğu yerlerdir..

Dünya’da Nüfus
Sınırları belli bir alanda yaşayan insan sayısına nüfus denir. Nüfusun sayısı, eğitim durumu, yaş ve cinsiyet gruplarına dağılımı gibi özellikleri hakkında bilgi edinebilmek için, nüfus sayımları yapılır. Nüfus sayımı bir ülkede yaşayan insanların belli bir günde sayılması işlemidir.
Günümüzde Dünya Nüfusu 5 Milyar 530 Milyona ulaşmıştır. Dünya nüfusundaki bu hızlı artışın nedenleri;
• Tıp Bilimindeki gelişmeler : Tıp bilimindeki gelişmelere bağlı olarak doğum oranlarının artması ve ölüm oranlarının azalması nüfus artışına yol açmıştır.
• Tarımdaki Gelişme ve Endüstrileşme : Tarım ve endüstri alanındaki gelişmelere yaşam koşullarının iyileşmesini sağlamıştır. Böylece kötü beslenmeden kaynaklanan ölümler azalmıştır.
• Teknolojik Gelişmeler : Teknolojik gelişmeler, yaşam koşullarını iyileştirerek, nüfus artışına dolaylı olarak etki eder.

Nüfusun Kıtalara Dağılımı
Birleşmiş Milletler’in 1994 yılı verilerine göre Dünya Nüfusu 5 Milyar 530 milyondur.

Doğal Nüfus Artış Hızı (Doğurganlık Hızı)
Bir yıl içinde, doğum ve ölüm sayısına bağlı nüfus artışına doğal nüfus artış hızı ya da doğurganlık hızı denir. Doğurganlık hızı, eğitime, kültüre ve ekonomik gelişime bağlı olarak değişir. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin geri olduğu ülke ve bölgelerde doğurganlık hızı fazladır. Ayrıca kırsal kesimde doğurganlık hızı kentlere göre daha yüksektir. Nüfusun yıl içinde göstermiş olduğu artış hızına ise yıllık nüfus artış hızı denir. Bir bölgedeki yıllık nüfus artış hızı doğum ve ölüm oranları dışında göçlerle de değişebilir. Doğurganlık hızı ve yıllık nüfus artış hızı yüzde (%) yada binde (%o) ile ifade edilir.

Dünya Yıllık Nüfus Artış Hızı
Aşağıda, Birleşmiş Milletler’in verilerine göre (1990-1995) kıtaların doğum oranı, ölüm oranı, doğal nüfus artış hızı ve yıllık nüfus artış hızı verilmiştir.

Kıtalara Göre Doğum Oranları
Doğum oranının en yüksek olduğu kıta %o 42 ile Afrika’dır. Avrupa ise %o 12 ile doğum oranının en düşük olduğu kıtadır. Doğum oranları ile kıta veya bölgenin gelişmişliği arasında yakın bir ilişki vardır. Ekonominin tarım ve hayvancılığa dayalı olduğu, eğitim ve kültür düzeyinin düşük olduğu yerlerde doğum oranlarında artış görülür.

Kıtalara Göre Ölüm Oranları
Yaşam koşularına bağlı olarak insanların ortalama yaşam süresi kısalmaktadır. Bu nedenle ölüm oranının en yüksek olduğu kıta, ekonomik ve kültürel yönden geri kalmış Afrika’dır. Genç nüfusun fazla olduğu ve sürekli göç veren Güney Amerika ise, %o 7 ile ölüm oranının en az olduğu kıtadır.

Dünya Doğal Nüfus Artış Hızı
1990-1995 yılları arasında, ekonomik ve kültürel yönden geri kalmış olması nedeniyle doğal nüfus artışının en fazla olduğu kıta Afrika’dır. Avrupa’da ise doğal nüfus artışının en az olmasının nedeni,doğurganlık hızlarını kontrol altına almış gelişmiş ülkelerin varlığıdır.

Dünya Yıllık Nüfus Artış Hızı
1990-1995 yılları arasında yıllık nüfus artışının en fazla olduğu kıta, %o 28 ile Afrika kıtasıdır. Avrupa ise göç almasına karşın %o ile yıllık nüfus artış hızının en az olduğu kıtadır.

Hızlı Nüfus Artışının Getirdiği Sorunlar

Tüketici durumda olan çocuk yaştaki nüfusu ve tüketimi artırır.
Kişi başına düşen ulusal gelir payı azalır.
Ulusal gelirin büyük bölümünün artan nüfus tarafından tüketilmesine bağlı olarak ekonomik kalkınma hızı yavaşlar.
Artan nüfusu beslemek için toprağın aşırı kullanılması toprak erozyonunu hızlandırır. Çeşitli çevre sorunları ortaya çıkar.
Ekonomik bağımlılık oranı yükselir.
Yetersiz beslenme sorunu ortaya çıkar.
Kırsal kesimden kentlere doğru olan göçler yoğunluk kazanır.
Kırsal alanlarda ve kentlerde işsizlik ve geçim sıkıntısı başlar.
Çarpık kentleşme görülür.
UYARI : Bir ülkedeki nüfus artış hızının fazla olmasının sorun haline gelmesindeki temel etken, o ülkenin ekonomik kaynaklarının ülkede yaşayan nüfusun beslenme, barınma, eğitim, sağlık ve iş gibi temel gereksinimlerini karşılayamamasıdır. Bu duruma aşırı nüfuslanma denir.

Göçler
Nüfusun geçici veya sürekli olarak yer değiştirmesidir. Göçler, hızlı nüfus artışının doğal bir sonucudur. Bir bölgedeki nüfusun, artmasında veya azalmasında göçlerin büyük etkisi vardır.
Göçlerin oluşum nedenleri 3 grupta toplanır.

Doğal Yıkımlar
Deprem, heyelan, kuraklık, taşkın, sel, çığ gibi doğal yıkımlar göçlere neden olmaktadır.

Doğal yıkımlardan zarar gören insanlar bulundukları yerleri terk ederek koşulları daha iyi olan yerlere göç ederler. Örneğin ülkemizde 1998’de Adana’da meydana gelen depremde zarar gören birçok kişi başka kentlere göç etmişlerdir. Yine 1998’de Bartın’da meydana gelen sel felaketi ise ilçeyi yaşanamaz hale getirmiş ve göçe neden olmuştur.

Sosyal ve Siyasi Nedenler
Savaşlar, işgaller, devrimler, terör olayları veya dini olaylar göçlere neden olmaktadır. Örneğin Sırpların işgali nedeniyle Bosnalıların bulundukları bölgeyi terk etmesi siyasi nedenli bir göçtür.

Ekonomik Nedenler
Ekonomik gelişmenin yavaş olduğu bölgelerde iş olanaklarının az olması, göçlere neden olmaktadır. İşsizlik nedeniyle yapılan göçlere işgücü göçü denir. İşgücü göçleri mevsimlik, kısa süreli veya uzun süreli olabilir. Örneğin ülkemizde yaz mevsiminde pamuk işçilerinin Çukurova’ya gelmesi mevsimlik işgücü göçüdür.

Göç Tipleri
Göçler bir ülkenin sınırları içinde olabileceği gibi ülkeler arasında da olabilir. Göçler, oluştukları yere göre iki gruba ayrılır :

İç Göçler
Herhangi bir ülkenin sınırları içinde oluşan göçlerdir. Bu yer değiştirme hareketi sırasında ülke nüfusunda herhangi bir değişme söz konusu değildir. Genellikle iç göçlere bağlı olarak kent nüfusları artarken, kırsal nüfus azalmaktadır. İç göçler;

Kırsal alandan kırsal alana Kırsal alandan kentlere - Kentlerden kentlere Kentlerden kırsal alana doğru olmaktadır. İç göçlerin en fazla görüleni kırsal alandan kentlere doğru olanıdır. Verimli tarım alanları, endüstrinin geliştiği bölgeler, ticaret merkezleri, maden yatakları bakımından zengin olan bölgeler ve turistik yöreler göçmen çekerler.

Dış Göçler
Bir ülkeden başka ülkelere olan göçlerdir. Göç veren ülkenin nüfusu azalır. Dış göçler, oluşum nedenlerine göre 5 gruba ayrılır:

§ Zorunlu Göçler (Sığınma Göçleri) : Savaş, baskı veya zulümden açarak başka ülkelere yapılan sığınma göçleridir. Örneğin 1991 yılındaki Körfez Savaşı sırasında Kuzey Irak halkının bir bölümünün ülkemize göçü bu türdendir.
§ Yer Değiştirme (Mübadele) Göçleri : Bir antlaşmanın esaslarına dayanılarak yapılan, ülke nüfuslarının karşılıklı olarak yer değişmesi ile oluşan göçlerdir. Örneğin Kurtuluş Savaşı sonrası Yunanistan ile yapılan anlaşmalarla ülkemizde yaşayan Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler arasında yer değiştirme göçleri yaşanmıştır.
§ Gönüllü Göçler : İnsanların çeşitli nedenlerle, kendi istekleri doğrultusunda, sürekli yaşamak için başka ülke veya kıtalara gitmesiyle oluşan göçlerdir. Örneğin Avrupalıların yeni dünya kıtalarına göçü bu türdendir.
§ İşgücü Göçleri : İnsanların, işsizliğin fazla olduğu geri kalmış ülkelerden, iş olanakları fazla olan endüstrileşmiş ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir. Bu göçle işçi gönderen ülkeler döviz sağlar, ülkede işsizlik azalır, ülkeler arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel ilişkiler gelişir. Örneğin 1960 yılından itibaren, Türkiye’den çeşitli Avrupa ülkelerine işçi göçü olmuştur.
§ Beyin Göçleri : İyi eğitilmiş elemanların daha iyi çalışma olanakları sağlayan ülkelere gitmesiyle oluşan göçlerdir. Örneğin II. Dünya Savaşı sırasında Alman bilim adamlarının ABD’ye göçü bu türdendir.
Nüfusun Dağılışı
Dünya’nın her yerinde nüfus dağılımı aynı değildir. Bu dağılımda;
İklim,
Bitki örtüsü,
Yer şekilleri,
Tarımsal etkinlikler,
Endüstri,
Madenler,
Ulaşım,
Ticaret
gibi doğal ve beşeri koşulların etkisi vardır.

UYARI : Nüfusun dağılışında yer şekilleri, iklim, doğal bitki örtüsü, su kaynakları gibi doğal koşulların belirleyici olduğu ülkeler ve bölgeler, ekonomik bakımdan geri kalmış yerlerdir. Gelişmiş bölge ve ülkelerde nüfusun dağılışı daha çok ekonomik koşullara bağlıdır.

Sık Nüfuslanmış Yerler
Dünya nüfusunun büyük bir bölümü uygun yaşama koşulları taşıyan ılıman iklim kuşağında toplanmıştır. Dünya’da sık nüfuslanmış alanlar :

Muson Asyası : Asya kıtasının güney ve güneydoğusundaki ülkeleri kapsayan bu bölgede, bol yağışlı iklim nedeniyle pirinç ve çay tarımı önem taşır. Dünya’nın en kalabalık ülkeleri olan Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan bu bölgede bulunmaktadır.
Akarsu Havzaları : Tarım koşullarının elverişli olduğu Ganj, İndus, Fırat, Nil gibi akarsu havzaları sık nüfuslanmıştır.
Avrupa : Madencilik, endüstri ve ticaretin çok geliştiği Avrupa’nın bütünü sık nüfuslanmıştır.
Japonya ve Kuzey Amerika’nın doğu kıyıları : Sanayileşmenin ve kısmen madenciliğin etkisiyle sık nüfuslanmıştır.

Seyrek Nüfuslanmış Yerler
İklim koşullarının olumsuzluğuna bağlı olarak nüfusun çok az olduğu, tenha yerlerdir.

Soğuk Bölgeler : Kuzey Kutup Dairesi içinde bulunan Grönland, Alaska, Kanada’nın Kuzeyi, İskandinav Yarımadası ve Sibirya’nın kuzey bölgeleri düşük sıcaklık nedeniyle seyrek nüfuslanmıştır.

Yüksek Dağlar : İklim koşullarının her türlü ekonomik faaliyeti, özellikle tarımı sınırlamasına bağlı olarak seyrek nüfuslanmıştır.

Sıcak ve Nemli Ekvatoral Bölgeler : Tropikal kuşakta, Amazon, Kongo havzaları gibi alçak yerler, yüksek sıcaklık, aşırı nemlilik, sık ormanlar ve geniş alan kaplayan bataklıklar nedeniyle az nüfuslanmıştır. Bu bölgede nüfus, iklim koşullarının elverişli olduğu yüksek kesimlerde toplanmıştır.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=92924

Nüfuslanmamış Yerler
İklim ve zemin koşulları nedeniyle insanların yerleşmesine elverişli olmayan, nüfuslanmamış yerlerdir.

Kutup Bölgeleri : Güney Kutup Bölgesi’nde bulunan Antartika Kıtası 14 milyon km2 genişliktedir. Kalın buzullarla kaplı bir kıta olduğu için nüfuslanmamıştır.

Bataklıklar : Bataklık, yağış miktarının fazlalığı nedeniyle, toprağın çok ıslak olduğu, yer yer suların yüzeyde biriktiği yerlerdir. Yerleşmeyi ve ekonomik faaliyeti sınırlandırdıkları için nüfuslanmamıştır.

Çöller : Dönenceler çevresindeki Meksika, Büyük Sahra, Arabistan, Kalahari, Avusturalya çölleri ile Asya’nın iç kesimlerindeki İran, Kızılkum, Karakum, Taklamakan ve Gobi çölleri, insanların yaşamasına ve yerleşmesine uygun değildir. Bu nedenle nüfuslanmamıştır. Ancak vaha adı verilen sulak yerlerde az da olsa nüfuslanma görülür.

Nüfus Yoğunluğu
Belli bir alanda yaşayan nüfusun, o alana oranıdır. Ülkenin genişliği ve toplam nüfus hakkında bilgi verir. Kişi/km2 olarak gösterilir.
Nüfus yoğunluğu 3 farklı biçimde ifade edilir.
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu
Bir bölgenin veya ülkenin toplam nüfusunun bölgenin yüzölçümüne bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Toplam Nüfus
Aritmetik Nüfus Yoğunluğu = Yüzölçümü
formülü ile hesaplanır.
Aritmetik nüfus yoğunluğu, ülkenin gelişmişlik durumunu, nüfuslanma özelliğini ifade etmez. Sadece ülkenin yüzölçümü hakkında bilgi verir.
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu
Bir ülkenin tarımla geçine kırsal nüfusunun, toplan tarım arazisine bölünmesiyle elde edilen nüfus yoğunluğuna denir.
Kırsal Nüfus
Tarımsal Nüfus Yoğunluğu = Tarım Alanları
formülü ile hesaplanır.
Tarımsal nüfus yoğunluğu tarım alanlarının genişliği hakkında bilgi verir. Dağlık bölgelerde tarım alanları dar olduğu için ve yağışların fazla olduğu yerlerde sulamaya gerek duyulmadan tarım yapılabildiği için, kırsal nüfus fazladır. Buna bağlı olarak tarımsal nüfus yoğunluğu yüksektir.
UYARI : Dağlık ve engebeli yerlerde tarım arazisi az olacağı için tarımsal nüfus yoğunluğu da az olabilir.
Fizyolojik Nüfus Yoğunluğu
Bir ülkenin toplam nüfusunun, tarım alanları yüzölçümüne bölünmesi sonucu elde edilen nüfus yoğunluğudur.
Toplam Nüfus
Fizyolojik Yoğunluk= Tarım Alanları
formülü ile hesaplanır.
Fizyolojik nüfus yoğunluğu, nüfusun tamamını tarımla geçiniyor kabul ettiği için yanıltıcı sonuçlar verebilir.