Gözle görülen ve görülemeyen bütün varlıklar, (kanunlarıyla birlikte), bir "Allah" tarafından yaratılmıştır. İnsanın yaratılışı ise, "Kâinat" denilen varlıklardan çok sonra olmuştur.
Ezelde yalnız tek "Allah" vardı. Allah'tan başka, hiçbir varlık yoktu. Cenâbı Hak, varlığını bildirmek büyüklüğünü göstermek, kudretini de tanıtmak istedi. Yüksek hikmeti gereğince-, çeşitli devirlerde gökleri, yeri ve içinde bulunan (nebatlar ve hayvanlar gibi) varlıkları yoktan var etti. En sonra, insanın yaratılışına sıra geldi.
Dünyamızın "kışr" denilen kabuğunu inceleyen jeoloji bilginleri, dünya üzerindeki hayat devirlerini başlıca dörde ayırmışlardır. Bu bilginlere göre, dünya üzerinde, ilk insan iskeleti, üçüncü jeoloji devrinin sonlarına doğru, Güney Asya'da bulunmuştur.
İnsanın doğuşu hakkında, doğu ve batı bilginleri arasında görüş ve düşünüş ayrılıkları vardır. Fakat, insan nev'inin bir esastan koptuğu, bir asıldan türediği, bir ana ile bir babadan meydana geldiği, artık ilmî bir hakikat halini almıştır. (Nisâ Sûresi: 1)
Kur'ân-ı Kerimde:
- Ey insanlar! Hakikat, biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye, sizi büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Allah'ın katında en şerefliniz, takvâca en ileride olanınızdır. Allah, her şeyi hakkıyla bilir. Her şeyden haberdardır. (Hucurat-13) buyrulmaktadır.
Cenâbı Hak, insanların babası "Âdem"i topraktan yarattı. Ona secde etmeleri için meleklere emretti. Bütün melekler, Allah'ın emrine uydular, Âdeme secde ettiler. Yalnız "Şeytan" kibirlendi, secde etmedi. Bu yüzden mel'ûn oldu. Hak Teâlâ, Âdeme akıl verdi. Konuşmak kudretini ihsan eyledi. Bu suretle, hayvanlardan ayırdetti. Her şeyin adını öğretti
- Hani Rabbin meleklere demişti ki: -- Muhakkak ben, yeryüzünde bir halife (hâkim) yaratacağım. Onlar (melekler) da: - Biz sana hamdederek,seni tesbîh ve takdîs edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, kanlar dökecek bir kimse mi yaratacaksın? dediler. Allah Teâlâ (onlara): Sizin bilemeyeceğinizi ben bilirim, buyurdu. "Âdem"e bütün isimleri (eşyanın hassalarını) öğretti.(Bakara Sûresi: 30-31) Kur'ân-ı Kerimde Âdemin ne zaman yaratılmış olduğu açıklanmamış, yalnız, birçok Kur'an sûrelerinde "Âdemin yaratılışı ve Âdem kıssası" çeşitli şekillerde bildirilmiştir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=76994
Kur'an ayetlerini açıklayan âlimler (müfessirler), bu konu hakkında şöyle bir açıklamada bulunuyorlar:
--- "Allah, Ademe bütün isimleri, eşyayı öğretti. "
Âyetinde, Âdeme verilen bilginin hudutsuz olduğuna işaret vardır. Âdemoğlu (yani insan), tecrübe ile herşeyi anlamak ve bilgi kuvvetiyle bütün varlıklara hâkim olmak üzere yaratılmıştır. Âdemin bilgisinin, meleklerin bilgisinden çok üstün olduğu gösterilmiştir.
Ancak insan bir anda yaratılmamış, önce topraktan başlayarak devir devir terbiye edile edile yetiştirilmiştir. Meleklerin Âdeme secdesi, bir "ibâdet" değil, Âdeme bir saygı insan nev'ine bir şereftir. Çünkü, Allah'tan başkasına secde edilmez. İlim ile imtiyâzlanan insan, bu suretle meleklerin üstünde bir mevki kazanmıştır.

Yine müslüman âlimler derler ki: Kur'an'da "Âdem", umumiyetle "insan"ı temsil eder. Kur'an-ı Kerim, birçok yerlerinde insanın topraktan yaratılmış olduğunu haber veriyor. Âdem, bizim babamızdır. "Âdem Hikâyesi", yalnız insanların babası ilk Peygamber Hazreti Âdemin değil, hakikatte her insanın hikâyesi demektir.