Dinozorlar
Dinozorlar, tarih öncesi sürüngenlerdi. Birçoğu karada yaşayan tüm hayvanlardan büyük, dev boyuttaydılar; ama bazıları da tavuk kadar küçüktü. Dinozorlar yaklaşık 160 milyon yıl önce yaşadılar ve türlerinin soyu, ilk insan benzeri yaratıkların ortaya çıkmasından 60 milyon yıl önce tükendi.

Dinozorların yaşadıkları zamanlarda iklim genellikle ılımandı ve yüksek dağların sayısı azdı. Dinozorlar yavaş akan nehirlerin kenarlarındaki geniş düzlüklerde yaşadılar. İlk dinozorlar yaklaşık 220 milyon yıl önce ortaya çıktı. Boyları küçüktü ve arka ayakları üzerinde koşuyorlardı. Atalarıyla aralarındaki en büyük fark, bacaklarının vücutlarının yanında değil insanlar gibi “altında” olmasıydı. Bu onlara daha büyük bir hareket kabiliyeti sağlıyordu; yiyeceklere daha kolay ulaşıyor ve düşmanlarından daha kolay kaçıyorlardı. İlk dönemlerde böcekler ve küçük avlarla besleniyorlardı. Hayatta kaldılar ve geliştiler. Çok büyük boyutlarda birçok tür ortaya çıktı.


“Dinozor” sözcüğü, “korkunç kertenkele” anlamına gelmektedir. Bilinen binden fazla dinozor türü vardır ve her yıl yeni türler bulunmaktadır.

İlk dinozorlar zamanında Dünya’nın kara parçası olan kısmı, Pangaea adı verilen tek bir süper kıtadan oluşuyordu. Hayvanlar bu kıtanın her noktasına ulaşabiliyorlardı. Böylece, bu kıta, parçalara ayrıldığında, dinozorlar bu parçaların her birinin üzerinde yaşamaya devam ettiler.


Ana dinozor grupları

Bilim adamları, dinozorları, kalça kemiklerinin şekillerine göre iki ana gruba ayırır. Birinci gruba, “sürüngen-kalçalı” anlamına gelen saurischia adı verilir; çünkü timsah gibi sürüngenlerin kalça yapıları bu şekildedir. İkinci gruba ise, “kuş kalçalı” anlamına gelen ornithischia adı verilir; çünkü kuşların kalça kemikleri bu şekildedir. Bu iki grup arasında farklılıklar vardır. Sürüngen kalçalıların dişleri, ağızlarının önündeydi. Dişleriyle ısırıp, kesip, koparabilseler de aslında yiyeceklerini çiğneyemiyorlardı. Tüm etoburlar, sürüngen kalçalıydı. Kuş kalçalı dinozorların dişleri, ağızlarının arkasındaydı ve genellikle önde boynuzumsu bir burunları vardı. Sert bitkileri öğütebiliyorlardı. Tüm kuş kalçalı dinozorlar otoburdular. Çoğunun vücutlarında iğnelerden veya kemiklerden oluşan zırhlı tabakalar vardı.


Tyrannosaurus ve daha ince olan stenonychosaurus gibi deve kuşu benzeri dinozorlar, tavuklar gibi arka ayaklarının üzerinde yürüyorlardı.

Sıcakkanlı mı yoksa soğukkanlı mı?

Bilim adamları dinozorların sıcakkanlı mı yoksa soğukkanlı mı olduklarını henüz bilmemektedirler. Kertenkele gibi soğukkanlı bir hayvanın ısınması ve aktif hâle gelmesi için güneşin ısısına ihtiyacı vardır. Kuşlar veya insanlar gibi sıcakkanlı hayvanlar her durumda aktif hâldedirler. Dünyanın genel iklimi daha sıcak olduğu için, dinozorların zamanının çoğunda aktif olmaları daha kolay hâle gelmiştir. Büyük dinozorlar gece boyu sıcak kalabilirlerdi; çünkü dev vücutlarının ısısının düşmesi uzun zaman alırdı. Bu, dinozorların bu kadar büyük olmalarının nedenlerinden biri olabilir. Daha küçük dinozorlar, hareketli kalarak kendilerini sıcak tutmuş olabilirler veya gerçekten de sıcakkanlıydılar.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=97871


Diğer dinozorlar dört ayakları üzerinde yürüyorlardı. Bunlardan triceratoplar (1) gibi bazılarının kemikli boyun kalkanları vardı.


Euoplocephalus (2) gibi bazılarının da vücutlarında kemikli boynuzları veya kalkanları vardı.


Dinozorların sonu

Dinozorların neden yok oldukları henüz bilinmemektedir. 160 milyon yıl boyunca diğerlerinin soyu tükendikçe yeni dinozor türleri gelişmiştir. Fakat 64 milyon yıl önce, Cretaceous döneminin sonunda dinozorlar birdenbire ortadan kaybolmuştur. Bu ortadan kaybolmanın ne kadar sürdüğü bilim adamları tarafından tam olarak bilinmemektedir. Kısa bir sürede gerçekleşmiş veya milyonlarca yıl sürmüş olabilir. Diğer birçok hayvan türünün soyu yaklaşık aynı zamanlarda tükenmiştir. Bunların büyük bir kısmı büyük hayvanlardır; ama son deniz sürüngenlerinden mozazorlar gibi daha küçük hayvanlar da onlarla birlikte yok olmuştur.

Peki ne olmuştur? Bu konudaki tahminlerden biri, bu zamanlarda gerçekleşen, iklim ve doğal ortamdaki büyük değişikliklerdir. Dinozorlar kendilerini bu yeni koşullara uyduramamışlar ve ölmüşlerdir. Bu konudaki diğer bir teoriyse, Dünya’ya çarpan dev bir gök taşıdır. Bunun etkisi, güneşin ışığını karartan dev bir siyah toz bulutudur. Böylece ısı düşmüş, tüm hayvanlar ve bitkiler ölmüştür. Sadece soğuğa dayanabilenler hayatta kalarak Dünya’ya yayılmışlardır.

Dinozorları keşfetmek

Dinozorlar hakkındaki bütün bilgiler, fosillerden öğrenilmiştir. Bilim adamları yeni bir dinozor türü keşfettiklerinde, vücudunun biçimini, nasıl yürüyüp koştuğunu ve hangi dinozorlarla akraba olduğunu anlamak için kemiklerini incelerler. Dinozor fosilinin bulunduğu pozisyon bize belli bir sürüde yaşayan dinozorlar hakkında bilgiler verir.

Yaprak veya kabuk gibi diğer fosiller, o zamanki iklim ve bitki türleri hakkında bilgi verir. Dinozor dişleri günümüze kadar sağlam kalmıştır ve hayvanın etobur mu yoksa otobur mu olduğunu gösterir. Bulunanlar arasında az sayıda dinozor yumurtası da vardır. Bu, bugünkü bazı sürüngenler gibi dinozorların da bazen yavrularına bakmadıklarını göstermektedir.

Tüm bunlar dinozorlar hakkındaki birçok şeyi anlamamızı sağlar; fakat onlar hakkında henüz bilmediğimiz birçok şey var. Örneğin, hangi renkteydiler? Ses yükseklikleri neydi? Ne kadar yaşadılar? Bilim adamları hâlâ bu soruların yanıtlarını aramaktadır.


Tyrannosaurus, en büyük etobur hayvanlardan biriydi ve muhtemelen evrim geçiren dinozorların sonuncularındandı. Uzunluğu yaklaşık 12 metreydi.

Dinozor rekorları

En uzun dinozor Diplodocus 27 m,
En uzun boylu dinozor Brachiosaurus 12 m,
En küçük dinozor Compsognathus 75-91 cm; 3 kg,
En ağır dinozor Ultrasaurus 120 t.


Bu tip fosilleşmiş dinozor ayak izleri, bilim adamlarının dinazorların ne kadar büyük olup ne kadar hızlı hareket ettiklerini anlamaları açısından önemli bir ipucudur.