zamanın birinde zengin bir adam,uzun bir yolculuğa çıkmış.az gitmiş,uz gitmiş.dere tepe düz gitmiş;uzun bir yolculuktan sonra ağaçlık bir yer görünce dinlenmeye karar vermiş.
atıyla ağçlığa yaklaşmış.gölgeliği ve suyu güzel bir yer burayı sevmiş.atını bağlamış.suyun başına oturup heybesindeki lezzetli yemeğini çıkarmış ve yemeğe başlamış.
tam o sırada üstünden başından fakir olduğu anlaşılan bir adam yaklaşmış tanışıp beraberce suyun başında yemek yemişler.sohbetleri koyulaşınca birbirilerini daha yakından tanımışlır.
fakir olan adam,oradaki gölgeliğe uzanıp uyuyuvermiş.derin bir uykuya dalan fakir adamı süzen zengin adam,bir türlü uyuyamamış.
"ya ben uykudayken biri atımı çalarsa..."endişesinden bir türlü gözlerine uyku girmiyormuş.bu yüzdende fakiri kıskanmış.
daha fazla dayanamayıp onu dürtmüş,uyandırmış.
-kalk,demişhaydi kalk!karanlık çökmeden biraz daha yol alalım.
zenginin neden kendisini uyandırdığını fakir adam tahmin ediyormuş.bu sebeple ona bir ders vermek gerektiğini düşünmüş.
-beni niye uyandırdın,demiş.ne güzel rüya görüyordum.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=111787
zengin adam merakla sormuş:

²hayrola,ne görüyordu?
-sorma!çok zengin olmuştum.köşklerim,saraylarım,hizmetçilerim vardı.
zengin adam alaylı bir tavırla sormuş:
"Eee!peki,şimdi ne oldu o mallarına?
-ne olacak gözlerimi açınca,hepsi kayboldu.
zengin adam gülmüş:
-ne anladık o zaman ,demiş.ne yapayım ben öyle zenginliği.gözlerin açılınca hepsi kayboldu.
bu defa fakir adam ona sormuş:
-iyi de sen ölünce malların kaybolmayacakmı sanki?
-kaybolacak elbet.
fakir adam beklediği cevabı alınca,taşı gediğine koymuş:
-o zaman,demiş.farkımız ne?benim zenginliğim gözlerimi açınca kayboldu.
senin zenginliginise gözlerini kapayınca kaybolacak...
fakir adamın bu ders verici cevabı karşısında zengin adam konuşacak bişey bulamamış.ALLAH hiç bir zaman dünya malına tamah ettirmesin.