Insanoglu, tarih boyunca birbirleriyle iletisim kurmak için çaba göstermislerdir.
Bu iletisimi kimi zaman duman yoluyla ,kimi zaman konusarak ,kimi zaman da
bagirarak saglayabilmislerdir. Biz iletisimi duygu ve düsüncelerin karsilikli
olarak aktarilmasi olarak düsünüyoruz. Konusmak da bir iletisim yoludur. Peki ya
küfür. Acaba ne tür bir iletisim dersiniz? Kimine sorarsaniz duygu ve düsüncelerini
dile getiriyor, kimine sorarsaniz kizginligini ortaya koyuyor ,kimi ise
küfrettiginin bile farkinda degil. Toplumumuzda egitim kavraminin sikça bahsedildigi
son günlerde küfür kavraminin da ayyuka çiktigi da gözden kaçmiyor. Burada biz
egitimden bahsederken, küfretmenin aliskanlik haline gelmemesi ya da var olan küfür
aliskanligini gidermek için acaba kim ne kadar çaba sarfediyor? Artik herkes biliyor
ki, çocuklar en yakin çevresi olan ailesinden baslayarak , arkadas grubuna girerek,
okula giderek davranis ögreniyor. Bugün sokakta bir çocuk küfretmeyi aliskanlik
haline getirmisse ve küfrettiginin farkinda degilse burada sorumlu kimdir acaba?
Aile mi? Evet. Çocuklar ne yasiyorsa onu ögrenir. Eger ailede model alinan kisi
küfür kavramini aliskanlik haline getirmisse ve bununla prim yapmissa , o ailedeki
çocuklarinda küfretme olasiligi çok yüksektir. Sorumlulardan birisi yakin arkadas
çevresi olabilir mi? Evet. Özellikle ergenlik döneminde çocuklarin bir gruba ait
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=16475
olma ihtiyaci had safhadadir.O yastaki bir birey , eger o gruba girmenin yolunu
küfretme davranisini gerçeklestirme olarak gözlemlemisse bunu aliskanlik haline
getirme ihtiyaci duyacaktir. Peki bu konuda okullarin kusuru var midir? Elbette
kusurlu olan davranislari okullarda da görebilmek mümkün..Eger bir ögretmen
ögrenciye karsi küfürlü bir konusma tarzi gelistiriyorsa ya da ögrencinin gözünde
önemli bir yere sahip oldugu halde sosyal iliskilerinde küfürlü bir iletisimi
benimsemisse, ögrencilerinin de bu davranisi sergileme ihtimalleri yüksektir.
Kültürümüzün bize ikram ettigi Nasrettin Hoca fikralarina artik gülmüyoruz. Neden
mi? Artik bizi güldürecek küfür içerikli tiyatro oyunlarimiz var çünkü. Mizah
içerigi tasimasa da , küfür içerigi tasiyan bu oyunlar artik bizim olmuslar.
Peki ne yapmak gerekir? Nasil bir yol izlemeliyiz ki çocuklarimizi böyle bir olumsuz
kültürün esiri olmaktan kurtarabilelim! Bu problemin çözümü asla nasihatten
geçmiyor. Çözüm, sadece dogru model olmaktan geçiyor. Eger, evde anne-baba dogru
model oluyorsa,eger okulda ögretmen yaptigi olumsuz davranislarin sonuçlarinin
sadece kendisini ilgilendirdigini düsünmüyorsa , çocuklarin küfürü ögrenme
olasiliklari daha da azalacaktir. Böylece , ergenlik döneminde küfretmeyi aliskanlik
haline getirmemis bireylerin olusturdugu gruplar daha fazla olacagi için,ergenlerin
girecekleri bu gruplarda küfretme aliskanligini kazanma ihtimalleri de azalmis
olacaktir.
Son sözümüz insanlari yönlendirme açisindan çok önemli bir güce sahip olan kitle
iletisim araçlarimiza. Artik lütfen,reyting kaygisi olanlar, reyting disinda bu
ülkede yasayan, bu ülkenin öz evlatlari, bu ülkenin gelecekleri olan çocuklarimizin
oldugunu fark edin. Ve lütfen prim yaptigini düsünerek yayinlamakta israr ettiginiz
programlarin, onursuz, duyarsiz ve lakayit bir nesil yetismesinde önemli bir rol
oynadigini görün!
Samsun Atakum Endüstri Meslek Lisesi
Rehberlik Servisi
alıntıdır