Temel Öğeler
1) Yüklem
Cümledeki işi, hareketi, oluşu üzerine alan, yargı bildiren unsurdur. Cümlenin en temel öğesidir. Yüklem, çekimli bir fiil ya da ek fiille çekimlenmiş bir isim olabilir.
Örnekler:
Güzel ülkemin eşsiz güzelliklerini doyasıya seyretmekten büyük keyif alıyorum.
•Arkadaşım çok eli açık bir kişidir.
•Yazdıklarımı tekrar tekrar okudu.
•Gelecek hafta evde değiliz.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
2) Özne
Cümlede yüklemin gösterdiği işi, oluşu, hareketi yapan veya durumu üzerine alan unsurdur. Özne, cümlede yapan veya olanı karşılar. Yüklemi fiil olan cümlelerde özne, işi yapanı bildirir. Yüklemi isim olan cümlelerde, edilgen fiilli cümlelerde ve yüklemi oluş bildiren fiil cümlelerinde özne, eylemin belirttiği olanı gösterir. Cümlede özneyi bulmak için yükleme “kim, ve ne” sorulan sorulur.
Örnek:
Otobüsün şoförü yolculara çok kaba davranmıştı. (Kaba davranan kim?)
•Utancımdan yanaklarım kızarmıştı. (kızaran ne?)
•Gökvüzü masmaviydi, (masmavi olan şey gökyüzü)
•Öğretmen, yine bize nasihat ediyor, (işi yapan, öğretmen)
Not: Cümlede özne kimi zaman bir kelime ya da kelime grubu olarak yer almaz. Böyle yapılarda özne, yüklemin sonundaki şahıs ekinden anlaşılır. Bu tür cümlelerde şahıs ekinin işaret ettiği zamir cümlenin öznesi olur. Bu tür öznelere gizli özne de denir. Ancak burada anlamca bir gizlilik söz konusu değil şekil bakımından bir gizlilik durumu mevcuttur.
Örnekler:
Geçen yaz İspanya’ya gittik. (biz)
Işığı görür görmez kayboldu. (o)
Ne kadar çok çalışırsanız o kadar başarılı olursunuz. (siz)
Ne kadar alıngan bir insansın! (sen)
Gülerim ağlanacak hâlime, (ben)
(a) Özne-Yüklem Uyumu
(1) Kişi Yönünden
Özne tekilse, yüklemin kişisi de tekil olur.
Örnek:
Sen, konuşurken kaybediyorsun.
•Birden fazla öznenin kullanılması durumunda, özne hangi kişi zamiriyle karşılanıyorsa yüklem de o kişiyi gösteren şahıs ekini alır.
Örnekler:
•Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız.
•Arkadaşım ve ben aynı duyguları paylaşıyorduk.
Belgisiz zamirler özne olduğunda, hangi şahıs iyelik eki almışsa yüklem de o kişiyi vurgular.
Örnekler:
•Hepimiz çok mutluyuz.
•Çoğunuz yorgundunuz.
(2) Teklik-Çokluk Yönünden
Soyut kavramlar ve insan dışındaki somut kavram adları çokluk durumunda özne olduğunda yüklem teklik olur.
Örnekler:
•Kuşlar uçuyor.
•Hayvanlar bir yerlere saklandı.
•Bülbüller öter, güller açar şad gönül yok.
İnsanla ilgili çokluk durumundaki adlar özne olduğunda yüklem, hem tekil hem çoğul olabilir.
Örnekler:
•Çocuklar, annelerini çok kızdırmıştı, (kızdırmışlardı)
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/turkce-dersi/67260-cumlenin-ogeleri-ornekli-anlatim.html#post131551
•Komşularımız, bahçede çay içiyorlar, (içiyor)
İnsan dışındaki varlıkların kişileştirildiği ve çokluk özne olduğu durumlarda yüklem de çokluk olur.
Örnekler:
•Bu sözlere dağlar taşlar şaştılar. insanlığı anlatan şehirler artık konuşmuyorlar.
Özne teklik olduğu hâlde söze saygı ya da alay anlamı katmak için yükleme çoğul olarak ek getirilir.
Örnekler:
•Müdür Bey, daha çıkmadılar. (saygı)
•Beyefendi, sınıfımızı teşrif ettiler maşallah, (alay)
Teklik veya çokluk hâlindeki topluluk isimleri, cümlede özne olarak kullanıldığında yüklem tekil olur.
Örnekler:
•Ordular, savaşa hazır bekliyordu.
•Çobanın bir anlık gafletinden yararlanan sürü dağılmıştı.
•Belirsizlik sıfatlarıyla veya sayı sıfatlarıyla kurulmuş olan sıfat tamlamalarının özne olduğu cümlelerde yüklem tekil olur.
Örnekler:
•Dört kisi. masanın etrafında oturmuş, hayallerini masaya yatırıyordu.
•Bu olaya, birçok insan aynı tepkiyi göstermişti.
Not: Karşılıklı konuşmalarda, sorulara cevap verilirken yüklemin söylenmemesi du­rumuna eksiltili (kesik) cümle adı verilir. Bu tür cümlelerde anlam yükleme ihtiyaç duyul­mayacak kadar açıktır.
Örnek:
— Gökçen ne yapıyor?
— Resim. (Gökçen resim yapıyor.)
— Bu şiiri en güzel kim okur?
— Ben. (Bu şiiri en güzel ben okurum.;
Yüklem sayısı kadar cümle vardır.

b) Yardımcı Öğeler
1) Nesne (Düz Tümleç)
Yüklemin bildirdiği işten etkilenen unsurdur. Nesne, yükleme belirtme (yükleme, bildirme) hâli ekiyle (-ı, -i, -u, ,-ü) veya eksiz olarak bağlanır. Belirtme hâli ekini taşıyan nesnelere belirtili nesne, bu eki taşımayan nesnelere de belirtisiz nesne denir.
Örnekler:
“Cesaret, insanı zafere; korkaklık, ölüme götürür.”
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım İspanyolların
Kordoba Katedrali dedikleri Kurtuba Camiini gezerken sanki gaipten bir ezan sesi duymuştuk.
Babam, doktorun uyarısından sonra sigara içmiyor.
2) Dolaylı Tümleç
Yüklemde bildirilen yargının yerini ve yönünü gösteren unsurdur. Dolaylı tümleç olan unsur yükleme yönelme (-a/-e), bulunma (-da-de/-ta/-te) veya uzaklaşma (-dan,/-den/- tan/-ten) hâli ekleriyle bağlanır.
Not: Cümlede yer tamlayıcısını bulmak için yükleme “kime, kimde, kimden; neye, ney­de, neyden; nereye, ner 5de nereden” soruları sorulur.
Örnekler:
•Dudağında eski günlerden kalan bir şarkıyla dalgın dalgın etrafa bakmıyordu.
•Artık, insanlar sevgiye inanmıyor.
•Bu olayı biz de gazetelerden öğrendik.
3) Zarf Tümleci
Cümlede işin nasıl, ne şekilde, ne zaman, ne yönde yapıldığını gösteren öğedir.
Örnekler:
Gülümhan hıçkıra hıçkıra ağlamış ve Boston onu sakinleştirmek için epeyce uğraşmıştı.
Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam.
4) Edat Tümleci
Edat öbeklerinin oluşturduğu tümleç biçimidir. “Kiminle, kime göre, kimin için, ne ile” sorularına cevap veren öge edat tümlecidir.
Örnekler:
•Annesiyle alışverişe çıktı.
•Benim için üzülme.
•Bana göre sen bir hiçsin.
5) Cümle Dışı Unsurlar
Cümlenin anlamını dolaylı olarak tamamlayan bağlama edatları, ünlem edatları, hitaplar ve ara sözlerdir. Bu unsurlar esas hareketle, fiille doğrudan ilgili değildir. Genellikle cümlenin başında, sonunda veya cümleler arasında yer alırlar. Parantez şeklinde cümlenin içine girdikleri de görülür.
Örnekler:
Ev Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyeti’ni kurtarmaktır.
Hev Sakarva! Kim demiş suya vurulmaz perçin?
“Bu kitaplar, içi bilgi dolu mücevher kutuları, hayatta sahip olunan en değerli varlıklarımızdır.” (Burada altı çizilmiş kelime grubu, özne konumundaki bu kitaplar sıfat tamlamasının açıklayıcısı hükmünde bir ara sözdür. Bir başka ifadeyle cümle dışı unsurdur.)