29-Ali'den (r.a.):
"İstediğin kimseye iyilik et, onun emiri olursun. Diledi¬ğin kimseden iste, onun
esiri olursun. İstediğin kimseden müstağni kal, eşiti olursun."
30- Ebu Zekeriyya Muaz oğlu Yahya'dan:.
"Dünyayı büsbütün terketmek, ahireti büsbütün elde et¬mek demektir. O halde dünyayı
tamamen terkeden, ahireti tamamen elde etmiştir. Dünyayı tamamen elde eden kimse ise
ahireti tamamen terketmiştir. Öyle ise ahireti elde etmek dünyanın terki ile, onu
terketmek de dünyanın elde edilme¬siyle olur."
31- Ethem oğlu İbrahim'den: Ona denilmiş ki:
"Zühde ne ile nail oldun?" Cevap vermiş: "Üç şeyle:
1- Kabri çok korku verici gördüm. Halbuki kabirde bir yoldaşım da yoktur.
2- Yolu (ahiret yolunu) uzun gördüm. Halbuki yanımda yetecek azık yok.
3- Cebbar olan Allah'ı (c.c.) hakim gördüm. Halbuki elimde kurtarıcı bir delil yok.
32- Ariflerin büyüklerinden Şibli'den (r.a.): "Allah'ım (c.c.)! Fakir ve zayıf
olduğum halde bütün iyi¬liklerimi sana hibe etmek isterim. Sen ki benden zenginsin,
bütün günahlarımı bana bağışlamayı istemez misin?" Ve bu-yurdular ki:
"Eğer Allah'a (c.c.) enis olmak istersen nefsine enis ol¬ma." Ve dediler ki:
"Eğer siz vuslatın tadını tatsaydmız, ayrılmanın acılığı¬nı bilecekti niz."
33- Süfyam Sevri'den (r.a.):
"Allah'la (c.c.) ünsiyyet ne demektir diye soruldu. Bu-
13
yurdu ki: Her güzel yüz, hoş ses ve fasih lisanla ünsiyyet et-
memendir."
,34- İbni Abbas'dan (r.a.) buyurdula r ki: "Zühd üç harftir. (Z.H.D). Z. ahirete Zad
(azık), H. (din-i) İslama Hidayet, D. ibadete devamdır.
35- Başka bir yerde de şöyle buyurmuşlar:
"Zühd üç harftir. Z: zinet, H: Havayı (nefsin hevesleri¬ni), D: dünyayı terketmek tir.
36- Hamidi Leffaf dan (r.a".): Biri gelip:
"Bana nasihat et" demiş. O da:
"Mushaf kılıfı gibi dinine bir kılıf yap" diye cevap ver¬miş. Sorulmuş:
"Dinin kılıf nedir?" Cevap vermiş:
"Lüzumundan fazla konuşmayı, dünya ve halkla anlaş¬mazlığı terketmek tir. Sonra bil
ki, zühdün esası günahların büyüğünden ve küçüğünden sakınmak; farzların hepsini
(kolayını zorunu) eda; dünyanın azını ve çoğunu ehline ter¬ketmektir.
37- Lokman Hekim oğluna demiş ki: "Ey evlatçığım, insanoğlu üç sülüs (üçte bir)e
ayrılır. Üç te biri Allah'ındır (c.c). Üçte biri kendinind ir. Üçte biri de
kurtlarındır. Allah'a (c.c.) olan kısmı insanın ruhudur, ken¬dine olan kısmı
amelleri, kurtlara olan kısmı da cismidir.
38-Ali'den (r.a.):
Üç şey var ki, hıfzı arttırır, balgamı giderir; Misvak kul¬lanmak, oruç tutmak,
Kur'an okumak,
39- Kabu'l-Ahbar'dan-(ra.) buyurdula r ki:
Şeytanın şerrinden mü'minleri koruyan kaleler üçtür:
Mescid kaledir.
Allah'ın (c.c.) zikredilm esi kaledir.
Kur'an okumak da kaledir.
(Bilhassa Ayetel Kürsi, çünkü onun okunması her neye
14
dair olursa olsun, çok tecrübelerle, sabittir ki, o iş derhal olur.)
40- Bazı hikmet sahihleri nden:
"Üç şey Allah'ın (c.c.) hazinesin dedir. Allah (c.c.) onla¬rı ancak sevdiğine verir:
Fakirlik, hastabk ve sabır."
41- İbni Abbas'dan (r.a.): Vakta ki, kendisind en:
"Günlerin, ayların ve amellerin hayırlısı hangisidi r" di¬ye soruldu.
Buyurdu ki: "Günlerin hayırlısı Cuma günüdür. Ayların hayırlısı Ramazan ayıdır.
Amellerin hayırlısı vaktinde kılın¬mış beş vakit namazdır."
(İbni Abbas, bu sorunun kendisine sorulduğu gün vefat etmişti). Vefatından üç gün
sonra, verdiği cevap Ali'ye (r.a.) ulaştığı vakit buyurdu ki:
"Şayet şarktan garba kadar bütün alimler, hikmet sahip-leri ve fakihlerd en bu
sorulmuş olsaydı, İbni Abbas'm ver¬diği cevap gibi cevap veremezle rdi. Yalnız ben
derim ki, amellerin hayırlısı, Allah'ın (c.c.) senden kabul ettiği amel¬dir. Ayların
hayırlısı, bir daha ma'siyete dönmemek üzere tevbe ettiği aydır. Günlerin hayırlısı
da, dünyadan mü'min olarak huzuri ilahiye çıktığın gündür."
Şair demiş ki:
Görmez misin her yeni gece gündüz bizi nasıl yıpratıyor?
Halbuki biz, gizli ve açık oynuyoruz .
Sakın gönül verme dünya ve nimetleri ne,
Çünkü onun vatanı, vatan değildir.
Ölmezden evvel nefsin için çalış,
Arkadaş ve ihvanının çokluğu seni aldatmasın.
42- Denilmiş ki:
"Ne zaman Allah (c.c.) bir kulun hayırlı olmasın irade ed¬erse onu dinde bilgin ve
dünyada zahid kılar ayıplarını gös¬terir. (Artık başkasının ayıbı ile meşgul
olmaz).
15
43- Rasululla h (s.a.v.) buyurdu ki: "Dünyanızdan bana üç şey sevdirild i. Güzel
koku, kadın ve göz aydınlığım namaz."
Rasululla h'ın (s.a.v.) yanında oturmakta olan ashabı ki¬ramdan Ebubekir (r.a.) dedi
ki:
"Doğru söylediniz, ey Allah'ın (c.c.) Peygamber i! Bana bu dünyada üç şey sevdirild i:
1-Rasulullah'ın yüzüne bakmak.
2- Onun yolunda malımı infak etmek.
3- Kızımı Rasululla h'a (s.a.v.) eş olarak vermek. Hazreti Ömer de (r.a.) şöyle dedi:
"Doğru söylediniz, Ey Ebubekir, bana da dünyada üç şey sevdirild i:
1- İyilikleri emretmek.
2- Kötülüklerden sakındırmak.
3- Yırtık ve yamalı elbise giymek.
Hazreti Osman da (r.a.) Doğru söylediniz, ya Ömer, de¬di. Bana da dünyadan üç şey
sevdirild i:
1- Açları doyurmak,
2- Çıplakları giydirmek,
3- Kur'an okumak,
Ali de (r.a.) Doğru söylediniz ya Osman, dedi bana da üç şey sevdirild i:
1- Misafire hizmet etmek,
2- Yaz mevsimind e oruç tutmak.
3- Düşmana kılıçla vurmak.
Bunun üzerine Cebrail (a.s.) indi, dedi ki:
Cenabı Hakk, sizin bu konuşmalarınızı işitince, beni si¬ze gönderdi. "Dünya ehlinden
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=71667
olsaydım, neyi seveceğimin benden sorulmasını emretti. Rasululla h (s.a.v.):
"Peki ehli dünya olsaydın neyi severdin?" diye sordu.
Cebrail (a.s.) cevap verdi:
1- Delalete sapanları irşad etmeyi.
16
2- Gariplerl e dost olmayı.
3- Dar geçimli fakir ailelere yardım etmeyi. Sonra Cebrail (a.s.) şöyle devam etti:
"Allah (c.c.) kulunun üç hasletini sever:
1- Var kuvveti ile ibadet etmesini.
2- Pişmanlık anında ağlamasını.
3- Fakirlik halinde sabretmes ini.
44- Bazı hikmet sahipleri nden:
"Aklına güvenen kimse sapıtır. Mal ile zenginlik taslıya-nın malı azalır. Bir
mahlukla aziz olan zelil olur."
45- Bazı hikmet sahipleri nden:
Marifet (Allah (c.c.) ve sıfatlarını tanımanın) meyvası üç haslettir .
1- Allah (c.c.)'dan utanmak.
2- Allah (c.c.) için sevmek.
3- Allah (c.c.) için ünsiyyet.
46- Rasululla h (s.a.v.) buyurdu ki:
"Sevgi, marifetin temelidir . İffet yakinin alametidi r. Yakinin sermayesi de
takvadır. Rıza ise Allah'ın (c.c.) takdiri Üedir."
47- Uyeyne oğlu Süfyan'dan (r.a.):
Allah'ı (c.c.) seven, Allah'ın (c.c.) sevdiğini de sever. Al¬lah'ı (c.c.) seven,
onun Allah (c.c.) için sevdiğini de sever. Böyle bir kimse ise insanların kendisini
tanımamasını ister.
48- Rasululla h (s.a.v.) efendimiz den: Muhabbeti n gerçekliğiüç hasletted ir:
1- Dostunun sözünü başkasının sözüne tercih etmek, be¬ğenmek.
2- Dostu ile oturmayı başkası ile oturmaya tercih et¬mek.
3- Dostunun rızasını başkasının rızasına tercih etmek.
49- Yemen'li Münebbih oğlu Vehb'den (r.a.):
. Tevrat'ta yazılıdır ki, haris bir kimse fakirdir, velevki
17
dünyanın meliki olsun. Allah'a (c.c.) itaat edene itaat edi¬lir. Velev ki köle
olsun, kanaatkar bir kimse zengindir, ve-levki aç olsun.
50- Bazı hikmet sahipleri nden:
"Allah'ı (c.c.) tanıyanın halka lezzeti yoktur. Dünypnın fani olduğunu bilen bir
kimsenin dünyaya rağbeti kalmaz. Allah'ın (c.c) adaleti ilahiyyes ini bilen kimsenin
düşman¬ları önüne geçemez.
51- Zün Nuni Mısri'den:
Her korkak kaçar (Yani cehennemd en korkan, cehennem¬den uzaklaştırıcı hareketle rde
bulunmalıdır). Her isteyen arar. (Yani cenneti isteyen cennete götürücü hareketle
rde bu¬lunmalıdır). Allah ile ünsiyyet eden nefsinden kaçar.
52- Yine Zün Nuni Mısri'den:
Allah'ı (c.c.) tanıyan esirdir. (Allah'ın (c.c.) muhabbe¬ti ile bağlıdır). Kalbi
görücüdür. (İçini murakabe ile süsler, dışını muhasebe ile...). Allah'ı (c.c.)
tanıyan Allah'a (c.c.) çok ibadet eder.
53- Yine Zun Nuni Mısri'den:
Allah'ı (c.c.) tmayan vefakardır. Kalbi zeki, ameli halis¬tir.
54- Ebu Süleyman Darani'den: '
"Gerek dünyada, gerek ahirette olsun her hayrın esası, te¬meli Allah'dan (c.c.)
korkmaktır. Dünyanın anahtarı tokluk, ahiretin anahtarı da açlıktır.
55- Denilmiş ki:
"İbadet san'attır, dükkanı halvettir, sermayesi takvadır. Karı cennettir ."
56- Dinar oğlu Malik demiştir ki:
"Üç şeyi üç şeyle, kibri tevazu ile, hırsı kanaatle, hase¬di nasihatla güzelleştir.
Ta ki, mü'minlerden olasın."