II. PERDE


1. SAHNE
(Sahne aydınlandığında Mustafa Kemal ve arkadaşları toplantı yapmaktadır.)
Mustafa Kemal :Beyler önümüzdeki en önemli sorun, ulusun ve devletin iki başlı görünmesi. Bir yanda, işgal devletleriyle işbirliği yapmış Osmanlı hanedanı var. Diğer yanda ise, ulusun içinden çıkan, ulusun kanı, teri, emeğiyle biçimlenen Büyük Millet Meclisi Hükümeti var. Gelişmeler gösteriyor ki, bu iki başlılığın uzun zaman birlikte süremeyeceği ortada.
I. Adam :Sözü nereye getirmek istiyorsunuz?
Mustafa Kemal :Ya saltanat ya biz. Türk halkı tercihini bizden yana kullandı. Saltanatı kaldırmaya teklif ediyor ve görüşlerinize sunuyorum...
II.Adam :Efendim, babam, ben ve ailemizden pek çok kişi padişahın, Osmanlı Devleti’nin sağladığı olanaklarla yetiştik. Padişaha bağlılık borcumun olduğuna inanıyorum. Benden nankör olmam beklenmesin.
Mustafa Kemal :(Sinirli) Demek öyle... İstanbul’dan ayrılıp Anadolu’ya geçtiğimiz zaman, bize yapılanlar nasıl unutuluyor? Yeni, yepyeni bir ülke kurmak için bizi destekleyen ulusumuza ne deriz? Nasıl bakarız onların yüzüne? Ya siz ne düşünüyorsunuz?
I.Adam :Saltanatın kaldırılmasına taraftarım ama, zamanın geldiğini sanmıyorum. Biraz daha beklenmeli derim.
Mustafa Kemal :Bence tam zamanı... Kazandığımız başarılar, başkaları tarafından sahiplenilmeden , toplantı masalarında yok sayılmadan, unutturulmadan, bu işi de sonuçlandırmak zorundayız.
III. Adam :Size tümüyle katılıyorum Paşam. Ulusumuzun ve devletimizin yeni bir yönetim şekline ihtiyacı var. Bu yeni yönetim şeklinde de saltanatın kesinlikle yeri olmamalı.
Mustafa Kemal :(III.Adam’ın elini sıkar) Türk ulusunun artık kendi saltanatını kurmasının zamanı gelmiştir. Halkın saltanatının, Osmanlı saltanatı ile hiç bir ilgisi yoktur. Türk halkına yakışan, halkın egemenliğine dayanan bir yönetim şeklidir. Bu amaca ulaşmak için gerekirse, yolumuzda engel oluşturanlara karşı en sert tedbirleri de alırız. (Mustafa Kemal, III.Adam’ın koluna girerek, diğerleri de arkalarından sahne dışına çıkarlar.

(Işık kararır.)

II. SAHNE

(Nokta ışığı sahne gerisinde Vahdettin’i aydınlatır. Vahdettin masada bir şeyler yazmaktadır.)

Vahdettin :İstanbul İşgal Orduları Komutanı’na; İstanbul’da hayatımı tehlikede gördüğüm için, bir an evvel İngiltere’ye gönderilmemi talep ederim. Padişah Mehmet Vahdettin.

(Işık kararır.)

III.SAHNE

Gazeteci Çocuk : Yazıyor, yazıyor! Millet Meclisi’nin Cumhuriyet’in ilanına
karar verdiği yazıyor!

(Nokta ışığı sahnenin seyirciye yakın bir köşesinde bulunan Anlatıcı’yı aydınlatır.)

Anlatıcı :29 Ekim 1923’de Cumhuriyet’in ilan edildi. Sonrası mı?
günler güzellikler, esenlikler, yenilikler getirdi ulusumuza. Yeni devlet, yeni kurumları, yeni yaşama biçimlerini sundu ulusumuza. Cumhuriyet, Türk halkının tüm varlığıyla katıldığı Kurtuluş Savaşı’nın biçimlendi, taçlandı. Ulusal egemenliğin yönetim biçimi olan Cumhuriyet, Türk ulusuna çağdaş ulus olma özelliği kazandıran yolu açtı.

IV.SAHNE

(Sahne aydınlatıldığında, I. ve II. Adam konuşmaktadır.)

I. Adam :Mustafa Kemal Bey’i hiç bu kadar sinirli görmemiştim.
ıı. Adam :Millet Meclisi’nde halifenin yetkilerini artırmak isteyenlere çok sinirlenmiş, diyorlar...
I. Adam :Gazetelerin bazıları, halifelik konusundan yola çıkıp Cumhuriyet’i eleştirmek istiyorlar. (Mustafa Kemal ve III.Adam sahneye girer)
Mustafa Kemal :İyi günler efendiler.
I. ve II.Adam :İyi günler.
Mustafa Kemal :Çağırma nedenimi biliyorsunuz... Halifelik makamı Cumhuriyet’imiz için tehlike oluşturmaya başladı. Halife’nin İstanbul’da son zamanlarda yaptığı, söylediği şeyler affedilir gibi değil. Bize söz verdiği halde, Cumhuriyet’i yeriyor. Osmanlı hanedanından övgüyle söz etmeye devam ediyor.
III.Adam :Son zamanlarda, cuma namazlarını başka başka camilerde kılarak, Cumhuriyet’e karşı konuşmalar yapıyor. İnancı siyasetle karşı karşıya getiriyor.
Mustafa Kemal :Bütün bunlardan başka, daha acısı, bazı komutan ve Meclisimizin seçkin milletvekilleri kendisini desteklercesine ziyarete gidiyorlar.
I.Adam :Buna en kısa zamanda dur denmesi gerekiyor.
II.Adam :Hatta zamanın geçtiği inancındayım. Saltanatın kaldırılması sırasında halifelik sorunu da çözümlenmeliydi.
Mustafa Kemal :(Kararlı bir tavırla) En kısa zamanda, halifeliğin kaldırılması için kanun hazırlanması ve meclise sunulması çalışmaları başlatılsın.

(Işık kararır.)

V. SAHNE

Gazeteci Çocuk : Yazıyor, yazıyor! Halifeliğin kaldırıldığını, Osmanlı
Hanedanının ülke dışına çıkarıldığını yazıyor!

(Nokta ışığı Anlatıcı’nın bulunduğu köşeyi aydınlatır.)

Anlatıcı : Artık hem ulusun hem de temsilcilerinin tek bir gündemi vardı; çağa uygun değişim. Her yanda yeniliğe susamışlığın, özlemin atılımı vardı. Bilim, sanat ve toplumsal yaşamdaki hızlı dönüşüm toplumun çehresini de değiştiriyordu. İlk önemli adım, eğitim alanında atıldı. Halifeliğin kaldırıldığı gün, öğretim kurumlarında eğitim birliği sağlayan yasa çıktı. Dini özellikli eğitim yapan okullar ve medreseler kaldırıldı. Böylece eğitim, laik ve ulusal bir kimlik ve özellik kazandı. Okullar çağdaş eğitim sistemine göre düzenlendi. Mustafa Kemal, eğitim alanındaki gelişmeleri yakından ve yerinde izliyordu...

(Işık kararır.)




VI. SAHNE
Gazeteci Çocuk : Yazıyor, yazıyor! Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın yurt gezilerine çıktığını yazıyor!

(Sahneye bir sınıf görünümü verilmiştir. Öğrenciler sıralarında oturmaktadırlar. Ali de aralarındadır.)

II. Öğretmen :(Sahne gerisine bakarak) Geliyorlar çocuklar. (Öğrenciler ayağa kalkar. Mustafa Kemal ve bir kaç kişi içeriye girer.) Sınıfımıza hoş geldiniz efendim.
Mustafa Kemal :Hoş bulduk. Nasılsınız çocuklar?
Tüm öğrenciler :Sağ ol. (Otururlar)
Mustafa Kemal :(Öğretmene) Ne dersi yapıyorsunuz?
Öğretmen :Türkçe dersi efendim.
Mustafa Kemal :(Öğrencilere dönerek) Dersin en zor yanı sizce nedir?
Bir Öğrenci :Arapça yazıyı, okuyup yazmakta güçlük çekiyoruz. En küçük yanlışımız, anlatmak istediklerimize farklı anlamlar kazandırıyor.
Mustafa Kemal :Aynı sorun bizler için de geçerliliğini sürdürüyor. Yeni Türkiye’ye, yazım biçimi ve kuralları ile çağa uygun yeni yazı gerekmektedir. Birbirimizi anlamada güçlük çekmeyeceğimiz, yazımı ve okuması kolay bir yazıya ihtiyacımız var. Bu sorunu çözümlemek için çalışmalar yapılmaktadır. (Öğrencilere) İşte o zaman yarının öğretmeni olacak olan sizlere büyük görev düşecek... Benim görevimi ve yaptığım işi söylemek isteyen var mı?
Ali :(Parmak kaldırarak) Ben efendim.
Mustafa Kemal :Anlat bakalım.
Ali :Siz, Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanısınız. Göreviniz, Cumhuriyetimizin devlet başkanlığını yürütmektir.
Mustafa Kemal :Adın ne senin?
Ali :Ali efendim.
Mustafa Kemal :Tanıştığıma memnun oldum.
Ali :Daha önce tanışmıştık efendim. (Öğretmen, konuklar, öğrenciler şaşırmışçasına bakarlar) Ankara’ya meclisin kuruluşu için geldiğiniz sıralardı. Çevreyi gezmeye çıktığınızda, bizim tarlanın yakınında dinlenirken size su getirmiştim.
Mustafa Kemal :(Düşünür) Hatırladım. Bak gördün mü gene karşılaştık. (Kendisiyle sınıfa gelenlerden birine dönerek) İsmet Bey, hatırladınız mı o günü? (Adam gülümseyerek başıyla onaylar. Mustafa Kemal tekrar Ali’ye döner) Demek öğretmen olmak istiyorsun.
Ali :Evet efendim.
Mustafa Kemal :Sana başarılar dilerim. Belki yine görüşürüz. (Öğretmenin elini sıkar) Size de başarılar dilerim. Hoşça kalın çocuklar. (Yanındakilerle dışarı çıkar.)
Tüm Çocuklar :(Ayakta) Sağ ol. (Öğrenciler sıralarına otururken ışıklar söner)

VII. SAHNE

(Nokta ışığı Anlatıcı’nın bulunduğu bölümü aydınlatır.)

Anlatıcı :O yıllarda toplum yaşamına ilişkin değişiklikler büyük bir hızla gerçekleşiyordu. Devlet yönetimi ve eğitim alanında yapılan yeniliklere, kılık kıyafet alanındaki yenilikler eklendi. Böylece, toplumdaki giysi curcunası son buldu. Birçok meslek kendine özgü giysi giymeye başladı. Toplumumuz giyim kuşamıyla da, çağdaş yaşama uygun bir yol izledi. Yenileşme ve değişim artık toplumun vazgeçilmeziydi. Kadınların giyimine getirilen yenilikler, Türk kadınının daha başka alanlarda kazanacağı hakların ilk adımı oldu. Kastamonu ve İnebolu’da ulusa seslenen Mustafa Kemal... (Anlatıcı’nın üzerindeki ışık biraz karartılır. Sahne arkasındaki Mustafa Kemal nokta ışığıyla aydınlatılır. Mustafa Kemal, kürsüde konuşma yapmaktadır.)
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/piyesler/69696-yarin-dunde-baslar-post134207.html
Mustafa Kemal :Her alanda uygar olmalıyız. Düşüncemiz, yaşama biçimimiz tepeden tırnağa uygar olacaktır. Bolluk, rahatlık, mutluluk ve insanlık bundadır. Eski giysilere özenmeye gerek yoktur. Tüm uygar dünyanın benimsemiş olduğu giysiler, ulusumuza uygundur. (Mustafa Kemal’in üzerindeki ışık kararırken, Anlatıcı aydınlatılır.)
Anlatıcı :Hemen ardında uygarlaşmayı temel alan, çağdaş hukuk kuralları kabul edildi. Böylece, hem her dilden ya ulustan olana farklı uygulama ve yargılama getiren hukuk kurallarından hem de dine dayalı hukuk sisteminden vazgeçildi. Böylece kadın haklarında, yurttaşlık yasalarında önemli çağdaş uygulamaların yolu açıldı...

(Işık kararır.)