I.PERDE

1. SAHNE:

Gazeteci Çocuk :Yazıyor, yazıyor!. Anadolu gazetelerinin işgale protestosunu
yazıyor!

(Nokta ışığı, Gazeteci Çocuk’u, ardından Anlatıcı’yı aydınlatır. Anlatıcı, sahnenin seyirciye yakın bir köşesinde görülür.)

Anlatıcı :Merhaba! Biraz önce izledikleriniz geçmişte kaldı. Bir
çoğumuzun büyükbabası, büyükannesi ya da onların büyükleri, o zamanlar sizlerin yaşındaydı... Her ulus, yengisiyle, yenilgisiyle gelecek kuşaklarına onlarca değer bırakır. Ulusların tarihi, onların bugünlerinin, hatta yarınlarının başlangıcıdır. Ulusumuzun yakın tarihi, uzak ve uzun geçmişimizin bir yol ayrımı, yeni çağda yer alışımızın adı olmuştur. İnsanımız, kurumlarımız, sanatımız, kültürümüz, devletimiz işte bu yol ayrımında kendine yeni bir yol bulmuştur. Yüzyılların bekleyişini, durgunluğunu, köhnemişliğini kaldırmış, esenliğin, güzelliğin, doğruluğun, sevginin yolunu açmıştır. Yarın dünde başlar... Biz de bu yola, bir noktadan başlamak istiyoruz. Sizden... Daha doğrusu, dünün, bugünümüzü kuranların çocukluğundan, gençliğinden... Ali Dede’yi tanır mısınız? Ben tanıdım. Ali Dede de, bir ilk yaz sıcağında tanıdı Mustafa Kemal’i. Bir daha da unutamadı... İsterseniz sözümüzü burada bitirip, onun anlattıklarından yola çıkalım, ulusumuzun yakın tarihine uzanalım.

(Işık kararır.)


II. SAHNE

(Sahne arkasından araba gürültüsü duyulur. Sahneye Mustafa Kemal ve iki subay girer.)

Mustafa Kemal :Burada durduğumuz iyi oldu. Araba da biraz dinlenmiş olur.
I.Subay :Arabanın sarsıntısı içimi alt-üst etti.
Mustafa Kemal : Ankara’nın dışına çıkmayı iyi ki akıl etmişiz.
II.Subay :Şöyle soğuk bir su içebilsek.
Mustafa Kemal :Haklısın, iyice susadık. Çevrede birileri vardır sanırım.
I.Subay :(Ayağa kalkar, etrafına bakınır) İlerideki tarlada bir kadın, bir de çocuk var.
Mustafa Kemal :Mehmet bir bakar mısın?
Asker :(Sahne dışından gelir, selam verir)Emredin komutanım.
Mustafa Kemal :Şu ilerideki tarlada çalışanlara sor bakalım, bize verecek suları var mı?
Asker :Hemen komutanım. (Sahne gerisine geçer)
II.Subay :Canınızı sıkkın görüyorum komutanım.
Mustafa Kemal :Nasıl sıkılmasın. Her şey elimizin altından akıp gidiyor. Ülke, küçüklü büyüklü dağılıp gitmekte. İstanbul’dan bir dur diyen yok. Bizim çabalarımıza da köstek olmak cabası.
I.Subay :Biz elimizden geleni yapıyoruz.
Mustafa Kemal :Yetmez. Bir ulusun esenliği, çocuğundan yetişkinine herkesin çabası üzerine kurulur. Ancak inanıyorum, halkımız kendine yeni bir çıkış yolu bulacaktır... Hem de her şeyiyle yepyeni.
II.Subay :Yöneticiler yüzünden, kazanılan savaşlar bile, masalarda başkalarının yengisi oldu.
Mustafa Kemal :Benim anlatmak istediğim de bu. Yöneticiler, kendi güvenceleri dışında bir şey düşünmüyorlar. Anadolu’nun, halkın acılı durumunu düşünen yok.
Asker :(Sahne gerisinden gelir. Hemen arkasında Ali vardır.) Suyu getirdim komutanım.(Testiden tasa su koyar ve Mustafa Kemal’e uzatır) Buyurun komutanım.
Mustafa Kemal :Sağ olasın Mehmet. (Askerin ardında duran Ali’yi fark eder) Ardındaki kim?
Asker :Bize su veren komutanım. Anasıyla tarlada çalışıyormuş. Sizleri görmek, tanımak istediğini söyledi. Ben de aldım getirdim. (Mustafa Kemal suyu içer. Asker, diğer subaylara su verir.)
Mustafa Kemal : (Asker’e) Sağol Mehmet. Araba hazır olduğunda haber ver.
Asker : Emredersin komutanım.
Mustafa Kemal :Bizi tanımak istedin ha? Gel bakalım.
Ali :(Mustafa Kemal’e yaklaşır) Hoş geldiniz efendim.
Mustafa Kemal :Hoş bulduk. Adın ne?
Ali :Ali. (Asker dışarı çıkar)
Mustafa Kemal :Benim adım da Mustafa.
I.Subay :Mustafa Kemal Bey.
Ali :(Kendine çeki düzen verir) O zaman sizi biliyorum. Adınızı çok duydum. Mustafa Kemal Paşa... Ankara’da ayrı bir hükümet kuracakmışsınız.
Mustafa Kemal :Ya bak sen. Nereden biliyorsun bunları?
Ali :Köyde herkes, sizin yaptıklarınızı konuşuyor efendim.
Mustafa Kemal :Baban köyde mi?
Ali :Hayır efendim. Çanakkale’de öldü. Askerinizmiş... Anam dediydi.
Mustafa Kemal :(Yutkunur) Çok üzüldüm... Tarlada ne işle uğraşırsınız?
Ali :Tarlayı suluyoruz.
Mustafa Kemal :Ürün nasıl bu yıl?
Ali :İyi olacak sanırım efendim. Başaklar daha bir güçlü göğerdi bu yıl.
Mustafa Kemal :Ürününüz size yeterli mi?
Ali :Yeter efendim. Evde iki kişiyiz. Bir anam, bir de ben. Ürünün bir bölümünü de orduya vericeğiz, muhtar söyledi. Ankara’ya gidecekmiş.
Mustafa Kemal :(Subaylara dönerek) Görüyorsunuz beyler, ulus nelere katlanıyor. Ürettiğini zor günlerde paylaşan, ortaya koyan böyle bir ulus her güçlüğü yenecek bilince, yüreğe ve onura sahiptir. İşte yarın burada kuruluyor.
Asker :(Sahneye girer) Araba hazır komutanım.
Mustafa Kemal : Geliyoruz Mehmet. Haydi arkadaşlar, artık hareket edelim. (Ali’ye) Tanıştığımıza memnun oldum Ali. Yine görüşmek dileğiyle.
Ali :Sizlere de iyi günler efendim. Yolunuz açık olsun!

(Mustafa Kemal ve subaylar sahne arkasına geçerler. Arabanın hareket sesi. Ali el sallar. Işık yavaş yavaş kararır.)

III. SAHNE

Anlatıcı :(Ankara’nın 23 Nisan 1920 öncesi hazırlık günlerine ilişkin fotoğraf vb. görüntüsü eşliğinde,biraz önce bulunduğu köşeye gelir.) Gün günü, ay ayı kovaladı. Ankara’ya kartallar uçtu Anadolu’nun dört bir yanından... Konuşuldu, tartışıldı, dertleşildi. Ses ses, dalga dalga gelindi Ankara’ya. Ankara, ulusun yüreğinde umut, bilincinde yarın oldu. İşgal kuvvetleri Anadolu’daki ve İstanbul’daki baskılarını, zorbalıklarını yoğunlaştırdıkça, yürekler dağlandı, ancak bilinçler bilendi.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=134204

(Işık kararır)

IV. SAHNE

(Sahne aydınlatılır. Mustafa Kemal ve arkadaşları toplantı yapmaktadır.)

I. Adam :(Not almaktadır) Yazdığımı okuyorum; Hükümet kurmak gereklidir...
Mustafa Kemal :Evet, belirtildiği gibi, meclisin bir hükümet oluşturması gerekmektedir. Bu hükümet, düzenli çalışmamızın, ulusa güven vermemizin, tüm dünyaya İstanbul hükümetinden ayrılığımızı göstermek için önemli bir görev üstlenecektir.
II.Adam :Bunun ayrı bir madde olarak ele alınmasını doğru buluyorum.
Mustafa Kemal :Doğru. Yarın meclise sunulacak önergenin ikinci maddesinde, padişahla hiç bir ilişkimizin olmadığını özellikle belirtelim.
III. Adam :Bence meclisin yapısı ve gücüne ilişkin maddelerin önergede yer almasında yarar var.
Mustafa Kemal :Katılıyorum. Lütfen yazar mısınız?.. Meclis ulusun tek temsilcisidir ve üstünde başka hiç bir kuvvet yoktur. Ayrıca, meclis hükümet işlerini yürütecek bir kurul seçecek ve bunun başkanlığını Büyük Millet Meclisi’nin başkanı yürütecektir. Kurtuluştan sonra, padişah ve halifenin geleceğini de meclis belirleyecektir. (Yazılanları gözden geçirip I.Adam’a tekrar uzatır.)
I.Adam :İsterseniz Paşam, bu yazdıklarımızı maddeleştirip birazdan size sunayım.

(Mustafa Kemal, olur der gibisinden başını eğer. I. ve II. Adam dışarı çıkarlar.)

III.Adam :Kemal Bey, bir şey sorabilir miyim?
Mustafa Kemal :Buyurun.
III.Adam :Yazdırdıklarınızdan ve söylediklerinizden anladığım kadarıyla, yalnızca işgalcileri kovmakla kalmayacağız. Padişahlığı ve halifeliği...
Mustafa Kemal :(Sözünü keserek ve gülümseyerek) Bunlarla da kalmayacağız. Yeni bir ulus yaratacağız... Başı dik, onurlu, saygın. Yeni bir ulus için, yeni bir devlete ihtiyacımız var. Ulusun güvenine dayanan meclisimiz, ulusun egemenliğine dayanan Cumhuriyet devletini kuracaktır. Buna inanıyorum.
III.Adam :(Şaşkınlık ve gülümseme içinde dinlemektedir) Paşam...
Mustafa Kemal :Fakat daha bunları ayrıntılı konuşmak için zaman çok erken. Önümüzdeki görev, işgal güçlerini ülkemizden çıkarmak için, Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın yolunu çizmek.

(Işık kararır)