Hilmi Zafer ŞAHİN


YARIN DÜNDE BAŞLAR


( Gençlik Oyunu )

- 2 Perde -



OYUN İÇİN BELLİ BİR DEKOR
ÖNERİLMEMİŞTİR. SAHNELEME ÇEŞİTLİ
YÜKSELTİLER VE OYUNUN GELİŞİMİNİN
GEREKTİRDİĞİ YALIN DEKOR MALZEMELERİYLE YAPILMALIDIR. AMAÇ, OYNANABİLİRLİĞİ HER MEKAN İÇİN OLANAKLI KILMAKTIR.

OYUNDA KİŞİLERİN YAŞ VE DIŞ GÖRÜNÜŞLERİ, OYUNUN TARİHSEL ZAMAN GELİŞİMİNE UYGUN OLARAK DEĞİŞTİRİLECEKTİR.

BELLİ BAŞLI ROLLERİN DIŞINDA, OYUNCULAR DEĞİŞİK ROLLERİ CANLANDIRABİLİRLER.

OYUNUN YAZILIŞ GEREKÇESİ, İLK ÖĞRETİMİN SONU VE ORTA ÖĞRENİM ÇAĞINDAKİLERE TARİHSEL SÜRECİ KISACA AKTARMAK VE KONUYA İLGİ UYANDIRMAKTIR.

TARİHSEL OLAYLARI VE KARAKTERLERİN YÖNELİŞİNİ ANLAŞILIR KILACAK FOTOĞRAF, FİLM, RESİM VB. HERŞEY OYUN İÇİNDE DEĞERLENDİRİLEBİLİR.

OYUN SÜRESİ 1 SAAT, 30 DAKİKA OLARAK PLANLANMIŞTIR.
H. Z. Ş.


OYUN KİŞİLERİ:

Gazeteci Çocuk
I. Kişi
II. Kişi
III. Kişi
Vahdettin
Mustafa Kemal
I. Köylü
II. Köylü
III. Köylü
Anlatıcı
I. Subay
II. Subay
Mehmet (Asker)
Ali
I. Adam
II. Adam
III. Adam
Telgrafçı
Emine Kadın
Musa Dayı
Gazeteci
İngiliz Elçi
I. Öğretmen
Fransız Gazeteci
II. Öğretmen
Bir Öğrenci
Görevli
Yusuf
Öğretmen Hanım
I. Kadın
II. Kadın
Meclis Başkanı
I. Milletvekili
II. Milletvekili
(Sahnelemenin getirdiği sayıda, Köylü, Asker, Öğrenci, Kadın ya da Erkek...)




================================================== =========
ÖN OYUN

(Sahnenin değişik yerlerinden trampet sesleri duyulur. Trampet sesleri, gitgide I.Dünya Savaşı’na katılan devletlerin kendilerine özgü ordu müziklerine dönüşür. Tam bir müzik curcunası sarar her yanı. Müziğin yanı sıra, sahnenin arka fonunda ya da uygun bir yerinde I.Dünya Savaşı’na ilişkin fotoğraflar veya film gösterilir. Müzik curcunasının sesi yavaş yavaş kaybolurken, fonda parçalanmış bir Anadolu fotoğrafı vardır.


Gazeteci Çocuk :(Karanlık sahnede nokta ışığıyla takip edilir) Yazıyor, yazıyor! Mondros Mütarekesi’nin imzalandığını yazıyor.

(Sahnenin bir köşesi aydınlatılmıştır. Saray erkanı padişahı beklemektedir.)

I.Kişi :Bu antlaşma karşısında devletimizin geleceği ne olacak?
II.Kişi :Her ne kadar saraya, padişahımıza ve bizlere dokunulmasa da, alınan kararların devletimiz için oldukça sert ve ağır olduğunu düşünüyorum.
III.Kişi :Evet haklısınız, ancak Bulgaristan’a kabul ettirilenler yanında hafif kalır.
I.Kişi :Padişahımız geliyor. (Padişahın gelmesiyle eğilip selamlarlar.)
Vahdettin :İyi günler beyler. Sanırım şartların ağır olduğunu düşünüyorsunuz. Evet, çok ağır. Ancak bu şartları kabul etmek en doğru yol. Ayrıca, İngiliz dostlarımızın hoşgörüsüne güveniyorum.

(Işıklar Vahdettin ve saray erkanının üzerinden yavaş yavaş kaybolur. Sahnenin bir başka köşesinde Mustafa Kemal ve arkadaşları aydınlatılır.)

Mustafa Kemal :Onları daha önce kaç kez uyardık. Bu gidişin sonu böylesi bir mütarekeydi.
I.Adam :Pekiyi sence şimdi ne yapmalı?
Mustafa Kemal :İşin gerçeğine bakarsak, bu mütarekeyi imzalamakla, Osmanlı Devleti kendi kendini ortadan kaldırıyor. Anlaşmanın hükümlerini eleştirerek, anlaşmaya karşı çıkmak zorundayız. İlgilileri uyarmalıyız. Eğer uyarılarımız bir sonuç vermezse...
II.Adam :Vermezse...
Mustafa Kemal :(Kararlı bir sesle) Anadolu’ya geçeriz. (Diğerlerinin gözleri açılır) Zaten şu ya da bu şekilde Anadolu’ya geçmek, artık bir zorunluluk.

(Mustafa Kemal ve arkadaşları üzerindeki ışık sönerken, sahnenin bir başka köşesi aydınlatılır. Köylüler kendi aralarında konuşuyorlar.)

I.Köylü :Duydunuz mu?
II.Köylü :Neyi?
I.Köylü :Yunan İzmir’e çıkmış.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/showthread.php?p=134203
III.Köylü :Yok canım?
II. Köylü :Ne zaman duydun?
I.Köylü :Dün kasabada Telgrafçı Kadir’den duydum. Tam bir hafta olmuş.
III. Köylü :Bu hiç iyi birhaber değil
II.Köylü :İstanbul’dan bir haber var mı? Ne olacak şimdi?
I.Köylü :Telgrafçı Kadir’in dediğine göre, İstanbul Yunan’ın İzmir’e çıkışına bir şey diyemezmiş. Çünkü padişahla İngilizler bu konuda anlaşmışlar. Ha bir de, Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’da görev isteyip, bir grup arkadaşıyla Samsun’a gittiğini söyledi.

(Işıklar kararır)