YENGE KADIN
(Duvağını açmak isteyerek)
Dur benim kızım!... Bak hakim efendi sana cici bebekler getirmiş.
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Sıkı sıkı duvağını tutup )
Açtırmayacağım işte!... Haniya bebekler?..
YENGE KADIN
Sen yüzünü aç da!.. Efendinin koynunda imiş bebekler...
AZMİ EFENDİ
(kendi kendine)
Acayip!..Ne olmuş buna!.. Bu mahkemede nasıl makul söylüyordu.
Bugünkü hali çocukça şeyler!..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/piyesler/69662-cok-bilen-cok-yanilir-recaizade-mahmud-ekrem-post134145.html
Göreyim!.. Bebeği göreyim!.. açarım!..
YENGE KADIN
(Azmi Efendi’ ye bakarak)
Aldanmıyor!.. Azıcık gösterin bari!..
AZMİ EFENDİ
Neyi?
YENGE KADIN
Koynunuzdakini!.. Hanıma bebek getirmediniz mi?..
AZMİ EFENDİ
Buna ne olmuş?.. buna bir şey olmuş... Nazar mı değmiş?...
YENGE KADIN
(Gülerek) Bazı vakit tutturur... Çocuk değil mi?..
AZMİ EFENDİ
Aç Allah’ı seversen!..Şunun yüzünü aç!...
YENGE KADIN
(Zorla Ayşe’ nin duvağını açarak)
Buyurun!..Amma çok bakmayın nazar değmesin!..
(Sümüklü Ayşe Azmi Efendiye dilini çıkarır)
AZMİ EFENDİ
(Gözlerini silerek baktıktan sonra)
Bu ne?.. Bu ne?.. Aman bu ne ?..
(Yenge Kadına dönerek)
Aman!.. Allah aşkına bu ne?..
YENGE KADIN
(Gülerek)
İşte böyle
SÜMÜKLÜ AYŞE
Hani bebek!..Bebek isterim!..
AZMİ EFENDİ
(Ayağa kalkarak)
Aman bu ne?.. Bu o degil.. Bu başkası.. Bu görmediğim bir şey. Vallahi bu o değil..
SÜMÜKLÜ AYŞE
Beni aldattınız öyle mi?..Sanki benim evde bebeğim yok mu?
YENGE KADIN
Yemin etmeyin beyefendi!..İşte bu odur. Hasan Ağa’ nın kızı Ayşe Hanım işte budur.
AZMİ EFENDİ
Hayır!..bu bana mahkemeye gelen değil... Vallahi değil...
YENGE KADIN
Artık orasını bilmem!..
AZMİ EFENDİ
Eyvah!.. Şimdi anladım!..
(Elini alnına koyup ayakta ve me’yus bir halde düşünür)
SÜMÜKLÜ AYŞE
(Ayağa kalkarak)
Bebek vermiyorsanız... ben de babama giderim.
YENGE KADIN
Aslı da öyle olacak... Hadi kızım git!..
(Sümüklü Ayşe gider)
AZMİ EFENDİ
(Yenge kadına bakarak)
Anladım!.. Eyvah ettiğimi buldum. Gafil avlandım..Çok bilirken çok yanıldım.. Kazdığım kuyuya düştüm.. A keşke etmeyeydim.. ah hangi derdime yanayım. Ah!..Nikahı da çok kıydırdım..Varım gidecek!..Aman!..İstemem!..Bu sümükllüyü gönderin babasının evine..Ah!..Edib’e yaptığımın aksi başıma geldi. Mutlak o yaptı...Aman durmayacağım!..aman aklımı bozacağım!..
(Üzgün bir halde çıkar)
YENGE KADIN
(Yalnız kendi kendine)
Canım ben de düşünüyordum.. Hakim efendi kahveci Hasan’ ın kızını alsın. Olacak şey değil..Evet kız yüzüne bakılacak bir şey olsa hani ayıp değil..Lakin sümüklü Ayşe..Adı üstünde..Mutlak bunda bir şey var diyorum..İşte çıktı..Anlaşılan zavallı adama bir başkasını bu diyerek göstermişler..aldatmışlar..bı çare adamcağız eski haremini alıp alacağına bıraktığına mı yansın...buna on bin kuruş nikah kıydırmış. Şimdi onu verecek ona mı yansın..Ey!..Rabbının her işinde bir hikmet var... Elbet sebebsiz değil varsa, amma aslı olmalı demin kendi de Edip medib diye bir şey çıtlattı...Ah işte kendini de böyle altatırlar..Etme bulma dünyası bu!?...Elbet fenalık edenlere fenalık ederler...Kaz kuyuyu boyunca. Ne ise ben de kalkayım geç olmadan evime gideyim!...


(Yenge kadın gider. Perde iner)
(Çok Bilen Çok Yanılır,S.67-72)