Menenjit

Menenjit, beyin ve omuriliği kaplayan zarların enfeksiyonudur. Bu kelime insanları çok korkutur ama günümüzde menenjit hastalığının tedavisi çok başarılı olmaktadır.

Küçük bebeklerde: Ateş, tansiyon düşmesi durumunda doktor çağrılmalı ya da hastaneye gidilmelidir.

Çocuklarda: Bol miktarda kusma, ateş, başağrısı, ensede ağrılı bir sertleşme durumlarında hemen doktor çağrılmalıdır. Çocuk çoğu zaman hastaneye kaldırılır. Hastalığın tam teşhisi için karından ponksiyon yapmak gerekir. Bu tahlille virüsten kaynaklı veya mikroptan kaynaklı menenjitlerin ayrımı yapılır.

Menenjit nedenleri:
Menenjitlerin çoğunun sebebi vücudun bir yerinde başlayıp kan yoluyla beyin veya omuriliğe yayılan bakteriyel enfeksiyonlardır. En çok görülen mikroplar meningokok, pnömokok, hemofiluslardır. Mikrobik menenjitte, belirtiler çok şiddetlidir. Bazen deri döküntüleri de olur. Stafilokok, kolibasil, listeria gibi mikroplar özellikle bebeklerde menenjite neden olur.

Aseptik menenjit
Kimyasal irritasyon veya tümörler de menenjit sebebi olabilir. Viral menenjitler bakteriyel menenjitlerden daha sıktır ve daha hafif seyirlidirler. Genellikle kış aylarında ve 30 yaş altındaki insanlarda görülürler. Enfeksiyonların yüzde 70'i 5 yaş altındaki çocuklarda meydana gelir. Viral menenjitlerin diğer tipleri nadir fakat oldukça ciddidir.

Korunma: Menenjit için bir aşı vardır. Bazı meningokoklara karşı aktif değildir yine de yapılması tavsiye edilir. Hemofilus aşısı (HIB aşısı) çocuklarda koruyucu olabilir. Hemofilus influenza tip b ve meningokok enfeksiyonu olan bireyler ile temas halindeki ailelerin antibiyotikle (rifampin) proflaksisi önerilir.

Belirtiler:
Ateş
Başarısı
Ense sertliği
Bulantı-kusma
Zihinsel fonksiyonlarda değişiklikler
Konuşma bozukluğu
Foto fobi (ışığa karsı hassasiyet)
Boyun ağrısı
Kas ağrısı
Fasyal paralizi (yüz felci)
Hallüsinasyonlar
Uyku hali
Solunumun hızlanması
İrritabilite
Göz kapağı düşüklüğü
Opistotonus
Üşüme-titreme
Ajitasyon
Pozitif babinski refleksi
Yetersiz beslenme
Bilinç azalması
Tanı/Teşhis:
Lombar ponksiyon (belden sıvı alınması)
Beyin-omurilik sıvısı yayması
Beyin-omurilik sıvısı kültürü
Kafa filmi
Sinüslerin filmi
Göğüs filmi
Kafanın bilgisayarlı tomografisi
Beyin-omurilik sıvısında şeker bakılması
Beyin-omurilik sıvısında hücre sayımı
Tedavi:
Bakteriyel menenjitlerde antibiyotik verilebilir. Viral menenjitlerde ise antibiyotikler etkisizdir. Şok, konvülziyon gibi ikincil belirtiler başka ilaçlar ve damar içi sıvılarla tedaviyi gerektirir. Hastalığın ciddi seyrettiği durumlarda kişi hastaneye yatırılabilir.

Antibiyotikler genellikle hastalığı tamamen iyileştirir. Şunu bilmek gerekir ki, çocuk ne kadar küçükse, hastalık o kadar tehlikelidir. Meningokok mikrobundan olan menenjitler salgın halinde yayılırlar. Böyle zamanlarda temizlik kurallarına çok dikkat edilmelidir.

Çocuk, tamamen iyi olduktan sonra okula ya da kreşe dönebilir. Çocukta ilişkide olan herkese antibiyotik tedavisi verilir. Okullar dezenfekte edilmelidir.

Prognoz/Hastalığın gidişi: Kalıcı nörolojik hasarın oluşmasını önlemek için bakteriyel menenjitlerin erken tanı ve tedavisi gerekir. Viral menenjitler çoğunlukla ciddi değildir ve belirtiler kalıcı komplikasyonlar bırakmaksızın iki hafta içinde kaybolur



Milia-Miliaria-Moğol Lekeleri

Milia

Yeni doğmuş bebeğin yüzünde bulunan, sivilceye benzeyen küçük beyaz yumru ya da kistlere denir. Kıl foliküllerinde oluşan yüzeysel deri kistleridir. Alında, burun ve yanaklarda 1 mm çapında beyaz şekilde görülürler. Birkaç hafta içinde kendiliklerinden düzelirler.


Miliaria

Ter Retansiyon Sendromu olarak da geçer. Ter kanallarının mekanik tıkanması sonucu geçici, toplu iğne başı büyüklüğünde kabarcıklardır. Genellikle sıcak ve nemli çevre koşullarında oluşur. Daha çok kıvrım yerlerinde görülür. Çocuğu serin yerde tutmalı ve banyo uygulanmalıdır. Zararsızdırlar ve tedavi ile kendiliğinden yok olurlar.


Moğol Lekeleri

Yeni doğanda mavi ile açık gri arasında çürüğü andıran kenarları belirgin moğol lekeleri bebeğin poposunda veya sırtında bazen de bacaklarda ve omuzlarda görülürler.

Siyah, doğulu veya Hint kökenli 10 çocuktan 9'unda bu lekeler vardır. Yanlış tanımlanan bu lekeler, ataları Akdenizli olan bebeklerde de epeyi yaygındır. Fakat sarı saçlı, mavi gözlü çocuklarda ender görülür.

Çoğu doğumda görüldüğü ve ilk yıl içinde ortadan kalktığı halde bazen sonrasında ve hatta erişkinlikte bile görülmeye devam eder.

__________________
Rinit (Nezle)


Rinit bildiğimiz nezlenin tıptaki adıdır. Açık renk burun akıntısı ile başlar, sonra bu akıntı kalınlaşır, rengi koyulaşır. Ateş fazla yükselmez, çocuğun genel durumu iyidir. Küçük bebeklerde burunun tıkanması, yemek yemesinde, uyumasında zorluk çıkartırsa da, basit bir hastalıktır.

Burunu serum fizyolojik damlatarak açmalı, burun damlaları kullanılabilir ama yağlı ve damar sıkıştırıcı maddeler ihtiva etmemelidir.

Rinofarenjit: Bu, burun arkası ve larenks bölgesine yayılmış bir nezledir. Çoğu zaman ateş yükselebilir, (ani olursa havale geçirebilir), öksürük, gıdayı reddetme, ishal görülebilir.

Tedavisi basittir.Nezlede olduğu gibi burun serum fizyolojikle temizlenir, ateş düşürücü ilaçlar verilebilir, hastalı birkaç günde geçer.

Komplikasyonlar:
Orta kulak iltihabı
Larenjit
Bronşit
Zatürree
Bu tür hastalıkların önlenmesi için doktor lüzum görürse antibiyotik kullanılabilir.

Tekrarlayan Rinofarenjitler - Kronik rinit:
Sürekli burun akıntısı durumunda kronik rinitten söz edilir. Bu tekrarlar bebeklerde büyük sorun yaratır. Bebek oluşabilecek komplikasyonlara açıktır. Sürekli burunları tıkalıdır, öksürürler. Bu büyümelerini kötü yönde etkiler. Bu tekrarların sebepleri şunlar olabilir:
çocuğun alerjik yapısı
bağışıklık eksikliği
demir eksikliği
D vitamini eksikliği
burunda polip
tekrarlayan sinüzit
yabancı cisim
septum deviasyonu
kronik beslenme bozukluğu
çeşitli doğumsal hastalıklar
Tekrarlayan rinofarenjitler çocuğun üst solunum yolarının, çevreden gelen çeşitli virüs ve mikropların saldırısına karşı bağışıklık kazanmasına yarayan alışma hastalıkları gibi düşünülebilir. Bu tekrar eden hastalıklar çocuğun bağışıklık sisteminin oluşması için gereklidir. Genellikle 6-7 yaşında bunlar sona erer.

Tedavi etmek için sabırlı olup, antibiyotikleri çok kullanmamalı, önleyici tedbirler almalısınız. Zaman zaman güneşli ve kuru iklimlere gidilmelidir. Eğer altında yatan başka bir hastalık varsa neden bulunup tedavi edilmelidir. Çocuk sık sık kulak yolu iltihabına yakalanıyorsa, burun etlerinin alınması gerekebilir.

Allerjik Rinit: Mevsimsel özellik gösteren bir kronik rinittir. Solunumla alınan irrite edici maddelere karşı aşırı bir reaksiyon söz konusudur. Çocukluk döneminde sık görülür. Burunda kaşıntı, aksırma, sulu akıntı başlıca belirtileri oluşturur.

Damar sıkıştırıcı burun spreylerinin kullanımı ile bulgular daha da şiddetlenir.

Atrofik Rinit: Çocuklarda nadirdir. Uzun süren burun enfeksiyonları sonucu gelişebilir. Koku hissi bozulur . Burunda belirgin akıntı yoktur, buna karşılık kabuklanma görülür. Burun ve boğazda kuruluk hissedilir

__________________
Orta Kulak İltihabı (OTİT)

Otit kulak zarının arka kısmının iltihaplanmasıdır. Çoğu zaman üst solunum yolları enfeksiyonları ile beraber görülür.Bebeklerde oldukça sık görülen bir hastalıktır. Östaki boruları kısa ve dar olduğundan bebeklerin kulak enfeksiyonlarına yakalanma olasılıkları çoktur. Bebeklerin bazıları sadece bir veya iki defa bu hastalığı geçirip bir daha yakalanmazken, bazıları hiç kulak iltihabı olmazlar Bazıları ise okul öncesi yıllarına kadar sık aralıklarla kulak iltihabı olurlar.

Belirtiler:
Bebekler neresinin ağrıdığını söyleyemediği için bunu anlamak daha güçtür. Daha büyük çocuklar kulaklarının ağrıdığını söyleyebilirler.

Akut orta kulak iltihabında genellikle şu belirtiler görülür:
Özellikle geceleri artan kulak ağrısı (Bebekler bazen kulaklarını elleriyle ovar, çeker veya tutarlar, fakat genellikle ağlamak dışında ağrılarını belirten başka bir hareket yapmazlar. Hatta bazen bunu bile yapmazlar. Bebek eğer süt emerken veya biberonla beslenirken kulak ağrısı nedeniyle ağlıyorsa bunun nedeni kulak ağrısının çene kemiğine vurmasıdır).
Hafif ateş
Rahatsızlık ve huzursuzluk hali
Genellikle işitme kaybı (geçicidir ancak tedavi edilmeden aylarca kendi halinde bırakılırsa kalıcı olabilir).
Nadiren mide bulantısı
Bazen iştah kaybı
Nadiren kulak zarının muayenesinde önce pembe bir renk göze çarpar ve sonraları kırmızılık ve şişkinlik görülür (gerçi bebeğin kulağı ağlama nedeniyle de kızarabilir). Tedavi edilmezse basınç kulak zarını patlatarak kulak kanalına iltihap dolmasına ve daha çok acı vermesine neden olur. Kulak zarı zaman içinde kendiliğinden iyileşebilir, fakat tedavi daha ilerde olabilecek hasarı önler.
Bazen kulak içinde su bulunması dışında hemen hemen hiçbir belirtiye rastlanmaz.
Bazen emme veya yutma sırasında hava kabarcığı patlamasına benzer ses duyulması.
Benzer belirtiler yabancı cismin kulağa kaçması durumunda ve solunum yolu enfeksiyonları sırasında ağrı şeklinde ortaya çıkabilir.
Nedenleri:
Bazı allerjiler orta kulak iltihabı yapabileceği gibi, asıl neden bakteri veya virüslerdir. Bebekler ve küçük çocuklar dar ve kısa östaki borularına sahip oldukları, kulak iltihaplarına neden olabilecek üst solunum yolu enfeksiyonlarına sıklıkla yakalandıklarından, gelişmemiş bağışıklık sistemleri olduğundan veya genellikle sırt üstü yatarken beslendikleri için orta kulak iltihabı olabilirler.

Çocuklarda ve bebeklerde büyüklere nazaran, östaki borusu kısa olduğu için mikroplar kolaylıkla bu yoldan orta kulağa geçebilirler. Bu boruların kısa olması en ufak bir soğuk algınlığında şişmeden dolayı kolayca tıkanmasına da neden olur. Tıkanık borudan geçemeyen sıvı orta kulakta birikir ve biriken sıvıda bakteriler kolayca üreyebilirler (genellikle streptokok ve hemoplilus influenza adlı bakteriler).
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/8516-cocuk-hastaliklari-post13109.html

Bulaşma:
Doğrudan bulaşmaz. Genellikle soğuk algınlığı ve gribi takip eder. Kulak enfeksiyonu aileden kalıtım ile geçen bir hastalık olabilir.

Tedavi:
Kesinlikle kendi kendinize tedavi etmeye çalışılamamalı. Bakteri enfeksiyonu için doktorun uygun gördüğü antibiyotikler kullanılır. Eğer reçete ile verilmişse kulak damlası kullanılır. Ağrıyı ve ateşi kesmek için doktora gidene kadar ılık su torbası ile ılık kompres yapılabilir. Bunun dışında kronik enfeksiyonlarda doktorunuzun kulağa genel anestezi altında müdahale etmesi gerekebilir (tüp ile içindeki sıvıyı boşaltma gibi). Kulağın rahatsızlığının kronikleşmemesinden emin olana kadar sık sık muayene edilmesinde fayda vardır.

Dikkat: Bazen kulak zarı kendiliğinden delinir ve akar yine doktora göstermek gerekir, çünkü hastalık bitmiş demek değildir.

Korunma:
Etkili bir korunma metodu bilinmemektedir. Ancak aşağıdakiler hastalığa yakalanmış bebekte riskleri en aza indirmede yardımcı olacaktır.
Dengeli beslenmenin, yeterli dinlenme ve düzenli tıbbi bakımın sağlanması
En az 3 ay anne sütü ile beslenme
Bebeğinizin soğuk algınlığı olduğu zaman mümkün olduğu kadar başını yüksekte tutacak bir beslenme ve uyuma biçimi
Bebeğiniz soğuk algınlığı veya alerji olduğunda uçağa bindirmeden önce burun damlası kullanmalı ve birçok kulak sorununun oluştuğu uçağın havalandığı ve yere indiği zamanlarda bebeğinizi emzirmeli yada biberonla beslemelisiniz.
Bebekler sigara dumanından arındırılmış ortamda bulundurulmalıdır.