Bu dönemde Piaget’e göre dikkat edilmesi gereken çok önemli noktalar vardır:
1-Yaş normları kesin değildir, çocuktan çocuğa değişebilir. Çünkü çocuğun içinde çevre, fiziksel gelişme hızı farklılıklar yaratır.
2- Bireysel farklılıklara rağmen evrelerin sırası değişmez .
3- Gelişim tedricidir.Bir evrenin bitimine yakın diğer evre başlamış olabilir.Evreler bitişiklik gösterirler kesin bir çizgi ile ayrılmazlar. Ayrıca bir sonraki evrenin belirtileri başladığında bir önceki evrede gelişmiş olan özellikler kaybolmaz.
Duygusal Gelişim
Yeni doğmuş bebekteki heyecan ve davranışı farklılaşmamıştır. Genel heyecanlanma haz veren ve vermeyen uyarımlara yapılan basit tepkiler şeklinde gruplandırılabilir. Haz vermeyen uyarımlara karşı bebeğin tepkisi beden pozisyonunu değiştirmek yada ansızın bağırarak ağlamak biçiminde olabilir.
Gülme ve Gülümseme
Bebeklerin bir yaşına basmalarından önceki ifadeleri yetişkinler tarafından tanınabilir ve duygusal tepkileri giderek zenginleşir. Doğumdan sonraki haftalarda çocuğun duygusal yaşamında belirgin farklılıklar göze çarpmaktadır. Bu dönemde bebek açık bir ilgi ile çevresini gözlemlemeye ve keşfetmeye başlar. Çocuğun yüzleri seçerek dikkat etmesi bazılarına ilgi göstermemesi ondaki duygusal ifadenin ilk belirtileri sayılabilir. Çocuklar büyüdükçe tepkilerin giderek daha az yaygın ama daha çok farklılaşmış türden olmaya başladığı görülür.
Freud ve Erikson’a göre Duygusal Gelişim
Freud doğumdan yedi yaşına kadar olan dönemde duygusal açıdan üç temel gelişim evresi olduğunu söyler . Bunlardan oral evre 0-18 aylar arası, anal evre 1,5-3 yaşalr arası, fallik evre 3-7 yaşları arasında görülür.
Oral dönemde başlıca haz kaynağı ağızdan besin almaktır.Besin alırken önce dudaklaar ve ağız boşluğu uyarılır sonra yutulur eğer besin maddesinden hoşlanılmazsa dışarıya tükürülür. Oral dönem bebeğin annesine en bağımlı olduğu ve onun bakımına en çok gereksinim duyduğu dönemdir.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/seminer-calismalari/51067-0-6-yas-cocuklarin-bedensel-zihinsel-ruhsal-sosyal-gelisimleri.html#post105445
Anal dönem de besin maddesi sindirildikten sonra artıkları barsağın son bölgesinde birikir ve anüs kasları üzerinde belirli güçte bir basınç yaptığında dışarıya atılır. Dışkının boşalması rahatsızlığa son verir ve bir refahlama duygusu yaratır.
Fallik dönem cinsel organların işlevlerine ilişkin cinsel ve saldırgan içerikli duygular önem kazanır. Oedipus karmaşası farklı cinsten olan ebeveyne karşı cinsel duyguların aynı cinsten olana karşı ise düşmanca duyguların oluşması ile belirlenir. 3-5 yaş arasındaki çocuğun davranışları oedipus karmaşasının etkisi altındadır. Beşinci yaşatan sonra bu etki ortadan kalkar yada bastırılarak yaşam boyu kişiliği etkileyen bir güç olarak kalır.
Erikson’a göre insan yavrusunun yetişkin oluncaya dek gelişmenin psikososyal görevlerini çözümlemesi gerekir.Gelişim bireyin tüm yaşamına yayılır.
d-Sosyal Gelişim
Sosyalleşme bebeğin üç ay dolaylarında insan la opjeler arasındaki farkı görerek değişik tepkiler göstermesiyle başlar. Üçüncü ayın başından itibaren sosyal davranış egemen olur.Bebek artık başkalarıyla birlikte iken mutlu yalnız başına kaldığı zaman mutsuz ve huzursuz olmaya başlar. Diğer bebekleri fark etme onlara gülme ve ağladıklarında onlara ilgi gösterme 4-5 aylıkken başlar.
Bakma ve dokunma şeklinde başlayan arkadaşlık ilişkileri altıncı aydan itibaren giderek daha saldırgan bir biçim almaya başlar.9. ve 13. aylar arasındaki sosyal davranış belirtileri içinde,diğerlerinin ses ve davranışlarını taklit etme ve oyuncaklarla birlikte oynama sayılabilir. 8-9 aylık olduğunda çocuk başkalarında gözlediği konuşma seslerini, basit davranışları ve jestleri taklit etmeye çabalar.10 ve 12. aylar arasında,aynadaki kendi görüntüsüyle oynar ve görüntüsünü sanki başka bir insanmış gibi öper.
1 yaşına kadar çocuk diğer insanlara, özellikle annesine bağımlıdır.1 yaşına geldiğinde,çevresini yalnız başına keşfedebildiği halde,çocuk bu dönemde güven temeline dayalı anne desteğine gereksinim duyar.
Yaşamın ikinci yılındaki hızlı gelişim,çocuğu birçok açıdan bağımsız hale getirir.motor yeteneklerle, dil becerisinin kazanılmasının,çocuğun bu bağımsızlığında etkisi büyüktür.bu evrede çocuk, her gün biraz daha bağımsızlığından haberdar olmaya başlar.
İkinci yılın son yarısından itibaren nesneler,sosyal ilişkinin bir aracı olarak görülür.bütün bu ilişkiler sonucunda bir takım sosyal tepkiler gelişmeye başlar;taklit,utanma,fiziksel ve sosyal bağımlılık otoritenin kabulü, rekabet, ilgi çekme arzusu,sosyal işbirliği gibi
İki Yaş çocuğu yetişkinlerle birlikte basit faliyetlerde bulunabilir. Böylece edilgen bir eleman olmaktan kurtulup aile faaliyetlerine katılan ve sosyal ilişki kurabilen etkin bir üyeye dönüşür.