Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Gül Güven, bebeklerde işitme sorunlarının yüzde 60'ının genetik kökenli olduğunu bildirdi.

Ayşe Gül Güven, bebeklerde işitme sorununun erken teşhisinin bebeğin konuşmayı öğrenmesinin gecikmemesi, iletişim kurması ve eğitim hayatı için son derece önemli olduğunu vurguladı.

Bebeklerde işitme sorunu olduğunun anlaşılması için artık gelişmiş teknikler kullanıldığını ve 48 saat içinde bunun tespit edilebildiğini söyleyen Güven, ailelerin bazen yanlış yönlendirildiklerini ve geç kaldıklarına işaret etti.

Güven, şöyle konuştu:

"Aileler çocuklarında işitme sorunu olduğunu anlayabiliyor, ancak büyükler ya da gittikleri hekimler tarafından yanlış yönlendirilebiliyorlar ya da bu "kadar küçük anlaşılmaz" denilerek engelleniyorlar.

Aileler bebeğin işitme sorunu olup olmadığının teşhisi için gecikmemeli. Unutulmamalı ki artık yeni doğan bir bebeğin 48 saat içinde işitme kaybı olup olmadığı tespit edilebiliyor.

Geç kalındığı zaman çocuk konuşmayı geç öğreniyor. İletişim kurmakta sorun yaşıyor ve bu onun bütün eğitim hayatını etkiliyor."

Prof. Dr. Güven, 6'ncı ayın sonunda bebeğin söze yönelmemesi, hece tekrarları, ağlarken ve ses çıkarırken tonlamalar yapmaması, 12'nci ayın sonunda da "baba, mama" gibi hece tekrarları yapamaması, ismi söylendiğinde tepkisiz kalması gibi durumlarda mutlaka kulak burun boğaz kliniklerinde kulak muayenesi ve işitme testi yaptırılması gerektiğini söyledi.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/43243-bebeklerde-isitme-sorunu.html#post90399

İşitme sorunu olduğunun tespit edilmesi halinde işitme kaybına göre çocuğa işitme cihazı takıldığını anlatan Güven, işitme cihazından yarar göremeyecek ölçüde işitme kaybı varsa koklear implant (işitme cihazlarından az veya hiç yarar sağlayamayan ileri ve çok ileri derecede işitme kaybı olanlara yardımcı olmak için tasarlanmış elektronik bir aygıt) uygulandığını kaydetti.

Tutarlı davranış

"Bebeklerde işitme sorunlarının yüzde 60'ı genetik kökenlidir" diyen Prof. Dr. Güven, özellikle akraba evliliklerinde bu sorunun sık yaşandığına dikkati çekti.

Güven, diğer nedenleri çeşitli hastalıklar ve doğum sırasında olan olumsuz koşullar olarak sıraladı.

Çocuklarda konuşma becerilerinin geliştirilmesi için de bazı noktalara dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Prof. Dr. Güven, bebeklerle konuşurken bebeksi konuşma tarzıyla konuşulmaması gerektiğini, sık iletişim kurularak kelimelerin anlaşılır ve düzgün kullanılması gerektiğini belirtti.

Bebekleriyle çok konuşan annelerin çocuklarının daha kolay konuşmayı öğrendiklerini ifade eden Güven, çocuklara sevgi dolu, tutarlı ve anlayışlı davranışlarla yaklaşılması gerektiğini kaydetti.

Konuşmayı öğretmek

Prof. Dr. Güven, çocuklar konuşmayı öğrenirken çocuklarla bol bol konuşulmasını, sadece işaret, jest ve mimiklerle iletişim kurulmaması gerektiğini de bildirdi.

İletişim kurmanın soru sormak ya da söyleneni tekrarlatmak olmadığını vurgulayan Güven, "Çocukların kullandığı yanlış kelimeleri düzeltmek için çocuğu karşımıza alıp ağız hareketleri kullanarak asla düzeltme yoluna gidilmemeli. Bırakalım çocuklar dilini istediği gibi kullansın" dedi.

Prof. Dr, Güven, sabırla ve kararlılıkla yapılan iletişim çabalarının mutlaka sonuç vereceğini de sözlerine ekledi.