AKCİĞER
Göğüs boşluğu içinde bulunan ve solunuma yarayan organ. Göğüs boşluğunun sağ ve sol yanlarında bulunan iki ayrı parçadan meydana gelmiştir. Üzeri Plevra denen bir zarla kaplıdır. İçerisi, hava ile dolu olan ve "akciğer kesecikleri" denen boşluklardan yapılmıştır. Keseciklerdeki bu hava, bronşçuklar, bronşlar ,soluk borusu (trakea), gırtlak, yutak, ağız ve burun yolları ile dış hava ile birleşir.

Yarım koni biçiminde bulunan akciğerlerin her birinin ikişer yüzü, birer tabanı ve birer tepesi vardır. İç yan yüz ile tabanlar hafif konkav, dış yan yüzler konvekstir. Birbirlerinden damarlarının ve bronşların meydana getirdiği mediasten organları ile, karından diyafragma ile ayrılırlar. Renkleri genç yaşlarda açık kırmızı, yetişkinlerde kül renkli olur ve üzerinde esmerimtrak lekeler bulunur. İçleri hava ile dolu olduğundan sudan hafiftirler.Ancak boşaltılmış bir akciğerle soluk almadan ölen yeni doğmuşların akciğerleri suda batarlar.

Sağ akciğer üç loba, sol akciğer iki loba ayrılmıştır. İç yan yüzlerinden bronşlar, atardamarlar, toplardamarlar lenfalar ve sinirler çıkar.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/34564-akciger.html#post71803

Akciğerler, solunuma yani nefes alıp vermeye yarayan bir organdır.

Canlıların nefes alıp vermeleri, balıklarda olduğu gibi solungaçlarla; kuşlarda olduğu gibi hava boruları ile ve insan ve yüksek hayvanlarda olduğu gibi ciğerlerde olur.

Solunum sırasında, akciğerler hareketsizdir. Nefes alma olayını sağlayan, diyafragma kasıdır. Karın boşluğu ile akciğerleri ayıran diyafragma, muntazam aralıklarla karın boşluğuna doğru alçalır ve yükselir, Diyafragma'nın bu hareketi, akciğerlere basınç yaparak, kanın ciğerlere dolmasını ya da ciğerlerden boşalmasını sağlar. Böylece nefes alıp verme olayı meydana gelmiş olur.

Nefes alıp verme olayı da, oksijeni fazla olan temiz havanın ciğerlere dolması, ciğerlerdeki karbondioksiti fazla olan kirlenmiş havanın ciğerlerden çıkması olayıdır. Bu olay meydana gelirken de, akciğer keseciklerine (alveoller) kadar gelen kılcal kan damarlarındaki kirlenmiş kan taze gelen oksijeni alarak yerinde karbondioksiti bırakır ve temizlenmiş bir vaziyette kalbe gider. Böylece hayat ve canlılığın esasını teşkil eden nefes alıp verme olayı meydana gelmiş olur.