Kolay tedavi edilebiliyor mu?
Tanı koyduğunuz hastalarda, doğru tedavi uygulanırsa, sadece ilaçla bile hastaların yüzde 80'inden fazlasında iki-sekiz haftada önemli düzelmeler görebiliyoruz.
* Hiperaktivite hastalarında başka ne gibi bozukluklar var?
Hastaların beşte birinde bozukluk tek başına hiperaktivite. Hastaların yüzde 80'inde ise bir başka bozukluk daha var. En az yüzde 60'ında ise, üçüncü bozukluk var. En çok görülen hastalık, 'karşı gelme bozukluğu', daha sonra 'davranım bozukluğu' geliyor. Çocuk ve gençlerin en az yarısında ise 'özel öğrenme bozukluğu' görülüyor. Okul başarısızlığı hastalığın en önemli belirtilerinden birisi. Bu çocuklar okulu sevmiyor, okuldan nefret edebiliyor, okulu bırakabiliyor. Davranım bozukluğu gelişenler ise suç işleyebiliyor, saldırgan olabiliyorlar. Okulda 'çetecilik' gibi başkaldıran, suça yönelenlerle bir araya gelebiliyorlar. Gençlik döneminde ise, tabloya anksiyete bozuklukları ve depresif bozukluklar ekleniyor. Erişkin hiperaktivitede ise, hastaların yarısında görülen iki önemli bozukluk, 'anksiyete' ve 'depresyon'. Yeni hastalıklar eklendikçe tedavi zorlaşıyor. Erken tanı, erken tedavi bu ek bozuklukların gelişiminin önlenmesi için çok önemli. Bunların bazıları ilaçlara olumlu cevap veriyor.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/saglik/22464-hiperaktivite-kalitsal-mi.html#post42237
* Sadece ilaç mı önemli?
Hayır. İlacın yanı sıra, hastanın, yakınlarının, öğretmen ve iş yerinde bulunanların hiperaktivite konusunda eğitimi ve hastalıkla en iyi nasıl baş edebileceğinin bilinmesi de çok önemli. Annebaba ve öğretmenin eğitimi çok önemli. Davranış tedavisi, danışmanlık ve psikoterapi, aile ve grup tedavileri, iyi düzenlenmiş hasta, aile destek ve eğitim grupları çok önemli. Benim birçok yazımda "hiperaktivitede bütünleyici tedavi"den açık olarak söz etmiştim. Yeni araştırmalar, bu tedavilerden bazılarının etkinlik, güvenilirlik ve kalıcılığını destekliyor. Ben ilaçların bu tedavilerde bütünlüğünü şiddetle savunurum. Hiperaktivitenin özel diyeti ise yok.