SAHNE- 3
(Çocuklar topun gelmesini beklerken sahne arkasında sesler duyulur. Sahneye soldan Hasan’la birlikte Taner ve İdris girerler. Hasan elinde topu tutmaktadır. Çocuklarda gelenleri tanımamanın merak ve soğukluğu vardır. “Bu çocuklar kim?” dercesine Hasan’a bakarlar. Hasan, arkadaşlarının sormasına fırsat vermeden.)ÖNCEKİ ÇOCUKLAR-TAMER-İDRİS
HASAN- (arkadaşlarına) Bu arkadaşlar Akpınar köyündenmiş. Tarladan geliyorlarmış.
TANER- (Rahat bir ifadeyle) Benim adım Taner. Arkadaşımınki İdris. Tarladan geliyorduk da, oyun oynadığınızı görüp buraya geldik.
HASAN- (Gelenlere arkadaşlarını tanıtarak) Bu Mustafa. Bu Selçuk. Bunlar, Mahmut ve Ömer. Bu da köyümüzün en hızlı koşucusu Soner. Hepimiz de ilköğretim beşinci sınıfa gidiyoruz.
İDRİS- Ne oyunu oynuyordunuz?
SONER- Dokuz taş.
MUSTAFA- Siz de katılmak ister misiniz?
TANER- İsterdik ama, biz yürümekten yorulduk. Siz oynayın.
HASAN- Siz de oynarsanız dörder kişi oluruz.
TANER- Biz İdris’le yorucu olmayan bir oyun düşünüyoruz.
HASAN- (Merakla) Nasıl bir oyun bu?
TANER- Çok heyecanlı. Hem yorulmak da yok.
MUSTAFA- Çok mu heyecanlı?
İDRİS- Belki de bilirsiniz.
ÖMER- Neymiş bu oyunun adı?
TANER- Pişti.
ÖMER- Pişti mi?
TANER- Evet pişti. Siz bilmiyor musunuz?
SELÇUK- Ben ilk defa duyuyorum.
MUSTAFA- Ben de.
ÖMER- Ben de hiç duymadım. Nasıl bir oyunmuş bu?
TANER- Kâğıt oyunu.
HASAN- Kağıtla mı oynanıyor?
TANER- Oynamak ister misiniz?
HASAN- Ama nasıl oynandığını bilmiyoruz ki.
İDRİS- Çok kolay.
ÖMER- Nasıl yani?
TANER- (Cebinden kumar kâğıtlarını çıkarır. Yere çimenlerin üzerine oturur. Çocukların da bir kısmı Taner’in sağına bir kısmı da soluna oturur. Yüzleri seyircilere dönük bir vaziyette, Taner pişti oyununun nasıl oynandığını çocuklara anlatmaya başlar. Çocuklar merak içerisinde Taner’in anlattıklarını dinlemektedirler.) Önce kağıtları tanımak gerekir. (Göstererek) Bu sinek, bu maça, bu karo, bu da kupa. Oyun iki veya dört kişi ile oynanır. İsterseniz nasıl oynandığını bir İdris’le oynarken gösterelim. Bu arada siz de öğrenmiş olursunuz.
(Taner ve İdris, kağıt oynamaya başlarlar. Diğer çocuklar meraklı bakışlarla onları seyretmektedirler. Taner oyun oynarken arkadaşlarına bir şeyler anlatır. Konuşmaları anlaşılmaz. Yavaş yavaş sahne ışıkları kararır.)
(Kararma)
SAHNE- 4
HASAN- ÖMER- SELÇUK- SONER
(Önceki sahnedeki yerde, çocuklar çimenlere oturmuş, pişti oyunu oynamaktadırlar. kSahne yavaş yavaş aydınlanır.)
SONER- (Kendini oyuna kaptırmanın heyecanı ile) Haydi Selçuk, ne bekliyorsun, kessene şu kağıtları.
SELÇUK- Sıra bende mi?
SONER- Sende tabii.
SELÇUK- Tamam kesiyorum. (Kağıt destesini ikiye ayırır.)
SONER- (Oyunculara kağıtlarını dağıtmaya başlar. Her birine dörder kağıt verdikten sonra) Haydi oynayın.
(Oyuna başlanır. Birkaç pişti yapıldıktan sonra Soner yanındaki Hasan’ın kağıtlarına bakmaya çalışır. Soner’in kağıtlarına baktığını gören Hasan, Soner’e çıkışarak)
HASAN- Önüne baksana!
SONER- Kağıdına bakmıyorum.
HASAN- (Sinirli) Bakıyordun işte.
SONER- (Çıkışarak) Bakmıyordum.
HASAN- (Kızgın) Bir de yalan söylüyorsun.
SONER- (Hiddetli) Ben yalancı değilim.
HASAN- Yalancısın işte. Baktığın halde bakmadım diyorsun.
SONER- (Bağırarak) Bana yalancı diyenin ağzını yırtarım.
ÖMER- (Yatıştırmaya çalışarak) Arkadaşlar yapmayın.
HASAN- Haydi yırt da görelim.
SONER- (Hasan’ın üzerine atılarak) Yırtar mıyım, yırtmaz mıyım görürsün şimdi. (Yumruklaşmaya başlarlar.)
(Soner ve Hasan kavgaya tutuşurlar. Arkadaşları araya girer. Soner, Hasan’ın yüzünü yumruk vurur. Hasan yumruğu yer yemez çığlık atar. Elini ağzını götürür. Ağzı kanamaktadır.)
HASAN- (Ağlamaklı bir sesle) Anneee!..
SELÇUK- (Heyecanla) Ağzı kanıyor!
ÖMER- (Soner’e çıkışarak) Yaptığını beğendin mi?
SONER- O da bana vurdu.
SELÇUK- (Mendil ile Hasan’ın ağzını silerken) Gel eve gidelim. (Hasan’ın kolundan tutup sahnenin sağına doğru sürükler.)
TABLO- 3
SAHNE- 5
( Yeşilbayır köyünde Sonergilin evlerinin önü. Sağdan sahneye Gülüzar ile oğlu Hasan girerler. Gülüzar oğlunun kolundan tutmaktadır. Hasan’ın yüzü sarılıdır.)
GÜLÜZAR- (Sinirli) Gösteririm şimdi ben. (Kapının önünde durur. İçeriye seslenerek) Nuriyeeee! Nuriye! Kimseler yok mu içerde? (Bağırarak tekrar seslenir.) Size dedim hangi deliğe girdiniz?
NURİYE- (Merakla kapıyı açar.) Ne var, ne oluyor Gülüzar?
GÜLÜZAR- (Sinirli) Daha ne olacak. Baksana çocuğun yüzüne ne yapmış?
NURİYE- Kim yapmış?
GÜLÜZAR- Kim olacak senin boyu devrilesice.
NURİYE- (Kızarak) Gülüzar bu nasıl söz?
GÜLÜZAR- Nasıl olacak. Bayağı söz işte. Baksana yüzüne.
NURİYE- Benim oğlum böyle bir şey yapmaz.
HASAN- O vurdu.
NURİYE- Sen de ne yaptın kim bilir?
GÜLÜZAR- Oyun oynarken, hiç yere üzerine yürümüş.
NURİYE- Durduk yere kimse kimseyi dövmez.
GÜLÜZAR- (Kapıya yürüyerek) Döver mi dövmez mi ben ona gösteririm.
NURİYE- (Gülüzar’ın kolundan tutarak) Dur hele benim yanımda çocuğumu mu döveceksin.
GÜLÜZAR- (Bağırarak) Çek elini üstümden.
NURİYE- Evime giremezsin.
GÜLÜZAR- Girer miyim giremez miyim gösteririm şimdi. (Nuriye’nin kolundan tutup sertçe çekince Nuriye yere yıkılır. Hızlıca kalkıp Gülüzar’ın arkadan saçlarını tutar. Kavgaya tutuşurlar.)
Kararma
TABLO- 4
SAHNE- 6
ALİ- MESUT- 1. 2. ve 3. İHTİYAR
(Yeşilbayır köyü. Köy meydanı. Meydana yakın yerdeki caminin duvarına yaslanmış iki-üç ihtiyar sohber etmektedir. Sahneye soldan Ali girer. Omuzunda kürek vardır. Dalgın dalgın yürümektedir.)
MESUT- (Sahne gerisinden seslenerek) Ali! Ali!
ALİ- (Durup etrafına bakınır.) Bana mı seslendiler?
MESUT- (Soldan girer) Ali, bir dakika bir şey diyecektim.
ALİ- Buyur Mesut. Neymiş diyeceğin?
MESUT- Dün, senin hanım bize gelerek, bizim hanımın gözü önünde Soner’i dövmeye kalkmış. Ayıp değil mi yaptıklarınız.?
ALİ- Ben duyunca hanıma öfkelendim. Elbette iyi şey değil yaptığı. Ama senin çocuğun da bizim oğlanın dişini kırmış.
MESUT- Yalan söylüyordur.
ALİ- (Kızgın) Çocuğun yalan söylediği yok. Ben gözlerimle gördüm.
MESUT- Oyun oynarken bizim oğlanı dövmeye kalkışmış. Soner de kendini savunmak için kolunu gerdiğinden sizin oğlanın yüzüne değmiş.
ALİ- Olacak şey söyle de aklım alsın. Bal gibi yumruk atmış çocuğun yüzüne. Çekil yolumdan. (Sinirli) Hem suçlu hem de güçlüsünüz. Hem de senin çocuğun arkasına mı düştüm. Gelmiş bana laf söylüyorsun. Utanmaz herif! (Mesut’u iter.)
MESUT- (Kızgın) Bir utanmaz varsa o da sensin. Bana utanmaz diyeceğine, karının terbiyesini ver. Onun bunun evine baskın yapmasın.
ALİ- (Mesut’un üzerine yürüyerek) Sana sorulmaz benim karımın terbiyesi.
MESUT- Yiğitlik mi taslıyorsun?
ALİ- Git başımdan belanı arama.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/lise-edebiyat-dersi/21927-tiyatro-cigdem-cicekleri.html#post41243
MESUT- Haydi görelim kabadayılığını.
ALİ- (Küreği yere koyup Mesut’un yakasını toplayarak) Git diyorum sana durup dururken başımı belaya sokma.
(Caminin kenarında oturan ihtiyarlar koşarak Ali ve Mesut’un yanına gelirler. Ayırmaya çalışarak.)
1.İHTİYAR- (Ali’yi tutarak) Dur! Yapmayın evladım.
2.İHTİYAR- (Mesut’u tutarak) Evladım neyinizi bölüşemiyorsunuz?
3.İHTİYAR- Kocaman adamlarsınız. Ayıp bu yaptığınız.
MESUT- (Bağırarak Ali’nin üzerine yürüyüp) Erkeksen gel haydi. Görelim yiğitliğini.
ALİ- (Sinirli) Bırak beni tutma dayı. Göstereceğim şuna dünyanın kaç köşe olduğunu.
(Mesut, ihtiyarların elinden kurtularak, yerdeki küreği eline geçirir. Kürekten cesaret alarak Ali’nin üzerine yürür. Bu arada ihtiyarlar “Yapmayın” diye bağrışmaya başlar. Mesut, küreğin sapını Ali’nin sırtına vurur. Ali bağırarak Mesut’un üzerine atılır. Kavgaya tutuşurlar.)
1. ADAM- (Koşarak sağdan girer.) Onun kimsesi yok mu sandın. (Ali’nin üzerine atılır. Yumruklamaya başlar.)
2. ADAM- (Koşarak soldan girer.) Onun kimsesi yok mu sandınız. (Mesut’un üzerine atılır. Yumruklamaya başlar.)
3. ADAM- (Koşarak sağdan girer.) Bizim sülâleyi dövmek haaaa! (1.Adamın üzerine yürür.)
4. ADAM- (Koşarak soldan girer.) Bizim kabileyi dövmek haaa! (2. Adama yürür.)
PERDE KAPANIR.