Suphe

Descartes'in teorisinde baslangic noktasidir suphe.
O, herseyden suphe ederek yola cikmistir.

Insani icten ice yiyip bitiren bir kurt gibidir... Kene gibi bi yapistimi insanin ruhuna bir turlu sokup atamazsin uzerinden...
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/2994-suphe.html#post3928

Musallat oldugu kisiyi icin icin kemirip tuketen cok kotu bir duygudur suphe... Cogumuz yasariz yasantimizin belirli donemlerinde…

Sevdigimiz insandan suphelenmeye gorelim, hayat bize zehir olur artik... Ne gecelerimiz huzur icinde gecer artik, ne gunduzun isigi icimize aydinlatir..
Hem arastiririz suphelendigimiz kisiyi, hem de ogrenmek istemeyiz aslinda suphelendiklerimizi… Gittigimiz yolun sonuna varmak istemeyiz aslinda..Bizi bekleyen korkunc sondan korkariz…

Hem nefret ederiz karsimizdakinden, hem de ona gecerli sebepler cikarmaya calisir, masum olmasini dileriz icten ice..

'Evet” ile 'hayir' arasina sIkisir kalir aklimiz... Emin olup olmamak arasinda gidip gelir yuregimiz.. Bir tarafimiz inanmak ister, diger tarafimiz kabul etmez..

Bizi yavas yavas zehirleyen bir yilin gibidir...Sinsi sinsi yerlesir icimize ve butun dunyamizi eline gecirir..

Insani yiyip bitiren bir duygudur suphe...

Aklin sinirlarini zorlayan senaryolar yazmaya baslar insan, sonra kendiside inanir..

Artik her seye sorgulayici gozlerle bakar ve hayat cekilmez bir hal alir.. Kendi aklimizin belki de yanlis yorumlarina yenik duseriz.

Insani icine bir kere kurt dustu mu artik geri donusu yoktur... Kotu huylu bir ur gibi yavas yavas her yanimizi sarar... Cilelerin en buyugudur suphe...Yuvarlana yuvarlana gittikce buyuyen icimizi yakip kavuran bir ates topu olur sonunda.. Bizi de, karsimizdaki kisiyi de yakar bitirir, kule cevirir herseyi..

Nietzsche , "Suphe degil, kesinliktir insani deli eden..." der... O kesinlige giderken katettigimiz yol hirpalar bizi, sonuca ulastigimizda artik hicbir sey kalmamis olur ve bundan sonra keske’ler baslar…