Giriş


REFORMTÜRK 17. YIL


Sayfa 2/2 İlkİlk 12
13 sonuçtan 11 ile 13 arası
  1. #11
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Fotoqrafçılık Dersleri

    FOTOGRAFCILIK DERSLERI- Konu 9: Perspektif

    Resim, grafik, rölyef, heykel, sahne dekoru ve mimarlık gibi plastik sanat dallarında ve fotoğrafta; derinliğin, bütünlüğün, devamlılığın, renk, biçim ve çizgilerle yada fotoğraf makinesi aracılıyla bilimsel olarak elde edilmesinde izlenilen yöntemlere PERSPEKTİF denir. Kısaca perspektif, üç boyutlu cisimleri, iki boyutlu bir düzlem üzerinde göstermek için kullanılan bir araçtır. Çizgi perspektifi, renk perspektifi diye ayrılır..

    Çizilecek bir konunun üç boyutluluğu düşünülerek, bu konu ile ilgili boşluk ve kitle sorunlarını görsel olarak çözmek için perspektif yöntemlerinden yararlanmak gerekir. Cisimlerin gözden olan uzaklıklarına göre şekil ve renklerin belirtilmesi perspektifsel çalışmaları oluşturur. Doğanın ve nesnelerin göz ile görüldüğü gibi bir düzlem üzerinde belirtilmesi; Grek uygarlığı, Çin imparatorluğu, Roma sanatı, Rönesans dönemleriyle yakın çağda ayrıcalıklar göstermektedir. Bu nedenle perspektife ilişkin yöntemler, kuramsal ve uygulama alanındaki bütünlük 20. yy ın ikinci yarısına kadar gelişme göstermiştir. Günümüzde, bir yapının perspektif görünümleri bilgisayar ve diğer elektronik araçlarla yanlışsız olarak çizilebilir. Ancak sanatsal (artistik) yeteneklerle boyanmış veya çizilmiş bir perspektif resim; sanat tarihinin bütün dönemlerinde olduğu gibi bütün çağdaş sanat akımlarında da derinliği, bütünlüğü ve devamlılığı daha canlı ve inandırıcı olarak göstermektedir.

    15. yy da perspektif; bir konunun, görme merkezine göre, merkezi izdüşümünün resim düzleminde görüntülerle belirtilmesinde izlenen yöntemdir. Bu yönteme “merkezi projeksiyon yöntemi” de denilmektedir. Geometri ve optik bilimleri ile yakından ilgili olan perspektif, Leonardo’ya göre; bir yeri pencere camından görüp görüntüyü bu cam üzerinde çizmek yada boyamaktır.





    Derinlikle ilgili çalışmalarda üç boyuta ilişkin olan ipuçlarının beş tanesi özellikle Rönesans ressamları tarafından kullanılmış olup günümüzde de geçerlidir.

    1 – Bir nesneye ait olan herhangi bir çizginin veya konturun diğer bir nesneyi kapatması

    2 – Hava perspektifi: Renklerin bizden olan uzaklıklarına göre değişmesi.

    3 – Çizgi perspektifi: Paralel çizgilerin sonsuzda birleşmesi

    4 – Işık gölgenin dağıtılması ( ışık yönünün bilinmesi gerekir. )

    5 – Boyutları hakkında geniş bilgilere sahip olduğumuz figür yada nesnelerin arka plana yerleştirilmesi

    Filippo Diser Brunelleshi (1377 – 1446 ) Floransa Kadetralinin kubbe mimarı, Donatello’nun arkadaşı ve bilimsel perspektifi mimariye uygulayan ilk sanatçıdır. Ucello, Piero Della Francesca gibi sanatçılar da aynı perspektif yöntemini kullanmışlardır. Rönesans sanatçıları da bundan yararlanmışlardır. Brunelleshi’den biraz sonra onun meslek arkadaşı Alberti’nin perspektif konstruksiyonları ressamlar tarafından kullanılabilecek bir biçime dönüştürülmüştür. Buna ilişkin perspektif bilgileri 1436 da yapılan sanat kongresinde sunulmuştur. Ayrıca bu bilgiler yayınlanmıştır.

    Paralel Perspektif: Gerçekte paralel olan orthogonaller paralel olarak gösterilmiştir.Bu durum daha çok Çin resimlerinde görülmektedir.

    Açısal Perspektif: Diktörtgen ya da kare prizma biçimindeki geometrik şekilleri iki yan ve üst yüzeylerini gösteren bilimsel bir perspektif yöntemidir.

    Üç Nokta ya da Eğilimli Resim Düzlemi Perspektifi: Bu perspektifte diktörtgen ya da kare prizmanın hiçbir ayrıntısı resim düzlemine paralel değildir. Dikey orthogonaller; şekil göz hizası çizgisinin altında ise altta, üstünde ise üst boşlukta kesişirler.

    Mihrevi Perspektif ( Axial Perspektive ): Bilimsel perspektiften önce bilinen bu tür çizimde paralellerin simetrik olarak gözden uzaklaştığı görülür. İlk örnekleri Grek Apulian vazoları üzerindeki çizimlerde görülmüş olup Rönesans ta da devam etmiştir. Çoğu kez tavan üzerinde paralel iki çizgi tavanın bittiği yerde birleşir.

    Ters Perspektif ( İnverted Perspektive ): Rönesans tan önce kullanılmakta olan bir perspektif olup bu yöntem bilimsel perspektifle çelişir.

    Negatif Perspektif: Perspektif algı yanılması nedeniyle gözden uzaklaşan şekillerin oran dahilinde küçüldüğünü kabul edip onların gerçek boyutları ile algılanabilmesi için ne ölçülerde büyük çizilmesi gerektiğini bilimsel olarak saptayan bir perspektif yöntemidir.

    İki Kaçış Noktalı Perspektif ( Bifocal Perspektive ): Rönesans ressamlarının diyagonal yer karolarını çizmek için kullandığı iki kaçış noktalı perspektifte açısal perspektif olduğu gibi dikdörtgen ya da karelerin kısa görünümleri kaçış noktalarının pozisyonlarına göre değişir. Bu noktalar simetrik olarak alınır ve ön plandaki diyagonellerin genişliklerine göre eşit aralıklarla alınan noktalarla birleştirilir. Kesişme noktalarının birleşmesinden elde edilen paraleller ayrıca resim düzlemi ile açı yapmayan karelerin çizilmesinde gerekli olan noktaları sağlamış olur.







    Perspektifte Ölçü: Sonsuzluğun basit geometrik biçimlere dönüştürülerek bölünmesi yoluyla yapılan perspektif ölçmelerinde en uzaktaki noktalar orthogonallerin ölçü noktaları olarak bilinmektedir. Bu noktalar doğru olarak alınırsa perspektif çizim daha doğru olur.

    Perspektifte yer çizgisi ( zemin çizgisi ) ufuk çizgisi, ufuk düzlemi, görme noktası, karşıdan görünen çizgiler, kaçış noktaları gibi tanımlar yer alır. Perspektif, Temel Tasarım dersi kapsamı içinde nesneleri doğru görmek ve gösterebilmek adına görsel sanatın ana unsurlarındandır. Gözün eğitiminde önemli rol oynar.

    Perspektif esasına uygun bir çizim yapmak için:

    1 – Resim çizimine başlarken kağıt üzerine ufuk çizgisi belirtilir.

    2 – Ufuk çizgisinin üzerinde bulunan esas nokta tespit edilir.

    3 – Çizimlerin ufuk düzleminin altında, üstünde veya hizasında olup olmadıkları tespit edilir.

    4 – Resimde önce büyük yüzeylerin, sonra küçük yüzeylerin çizimi yapılır.

    5 – ilk çalışmalarda kaçış noktaları daima resmin içinde yer almalıdır. Eğer kaçış noktalarından kağıt üzerinde bulunmayan varsa yanına tamamlayıcı küçük bir kağıt eklenir.

    Yer Çizgisi ( zemin çizgisi ) : Düşey olarak konan resim düzleminin yatay yer düzlemiyle yaptığı ara kesite “yer çizgisi” denilmektedir.

    Ufuk Düzlemi : Ayakta duran bir insanın göz hizası olan zeminden 160 cm yukarıda, zemin düzlemine paralel bir düzlemdir. Bu düzlemin resim düzlemini keserek oluşturduğu ara kesite “ufuk çizgisi” denir. Ufuk düzleminin yeri değiştirildiğinde farklı perspektif görünüşler elde edilir.

    Göz Noktası - İstasyon Nokta - Gözlem Noktası : Gözlenen ve gözleyen arasındaki mesafeyi belirler. Göz noktası objeye yakınsa, kaçma noktaları birbirine daha yakındır; göz noktası objeye uzaksa kaçma noktaları birbirinden daha uzaklaşır. Gözlenen yüzeyler eşit açı yapıyorlarsa ( 45º ) kaçma oranları eşit olur. Aksi halde obje resim düzlemine eşit olmayan açılarla döndürülmüş ise yüzeyler farklı oranlarda gözden kaybolacaktır.

    Resim Düzlemi : Resim düzlemi düşeydir ve cisimle bakış noktası arasındadır.

    Resim Düzleminin Saptanması : Göz noktası yerleştirilince, bir sonraki işlem, görülmek istenen resmin dış köşelerini belirlemek için görüş eğrisini ifade eden iki çizgi çizilir. Bu çizgi görüş merkezini saptar. Görüş açısı içinde kalan perspektif imge odaklanmak için görüş merkezine dik düzlem üzerinde oluşur. Resim düzlemi denilen bu düzlem bir çizgi ile görselleşir

    Tek Nokta Perspektif : Bir tek kaçma noktası vardır. Daha çok iç mekanların perspektif anlatımlarında kullanılır. Tek nokta perspektifte planlar resim düzlemine paraleldir; Planın köşeleri resim düzlemine dik, ufuk çizgisi üzerinde tek bir kaçma noktasında birleşir. Bir ölçek seçilir. Resim düzlemi çizilir. Köşelerden eşit aralıklarla dört kenar eşit parçalara ayrılır. Sonra göz hizasında ufuk çizgisi çizilir. Ufuk çizgisi üzerinde, resim çerçevesi dışında bir diyagonal ( çapraz ) nokta yerleştirilir. Bu noktanın kaçma noktasına olan mesafesi, gözlemcinin resim düzlemine olan uzaklığı temsil eder. Bu noktayı karşı köşeye birleştiren doğrunun ışınsal çizgileri kestiği nokta derinliği belirler.

    Perspektif konusu da ilk etapta temel geometrik şekillerle çalışılabilir. Doğadaki görsel nesneler, makine ve parçaları ( bu çizimlerde, biçimlerin birbirine göre durumları uzaklaşma, yakınlaşma vs. ile perspektifsel çalışmalar yapılır) , doğa ve doğal objeler ( mekan içinde objenin biçimi, perspektif kuralları çerçevesinde çizgi ve ışık değerleri gözetilerek resmedilir ) daha sonra da kişisel yorumlar yapılabilir. ( Kişisel hacim çalışmaları söz konusudur. )
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/20800-fotoqrafcilik-dersleri-2.html#post39547

    FOTOĞRAFTA PERSPEKTİF

    Tonlar biçimler bizden uzaklaştıkça silikleşir ve küçülür. Bu görüntüde ki terk fark, malzemenin değişik olmasından kaynaklanır. Her ikisinin arkasında da göz vardır . Ancak, “objektifin odak uzunluğu da perspektifin biçimlenmesinde etkindir. Kısa odak uzunlukları konuları birbirinden uzaklaştırarak derinlik duygusunu pekiştirir. Uzun odaklı objektiflerde yakındaki ve uzaktaki konular birbirine yakınlaşarak derinliği azaltır. Diyafram açıklığı da fotoğraftaki derinliği etkileyen bir başka unsurdur. Kısık diyafram açıklığı, alan derinliğini arttıracağı için, göz konuyu derinlemesine izleyebilir. Açık diyaframlarda gözün gezineceği alan da daralacağı için fotoğraftaki derinlik azalacaktır.” (Tanju AKDENİZ ) “Fotoğrafta hem sadeleştirme, hem de yoğunlaştırmada perspektiften önemli ölçüde yararlanılır.” (Sabit KALFAGİL)

    Resimsel malzemelerle kağıt, tuval vs. üzerinde elde edilen perspektif, duruşların belirlediği ölçüde, konu ve tarzlarla fotoğraf makinesiyle yapılan çekimlerde elde edilir. Tabi tercih edilen malzeme, objektifler de görüntü değişiminde etken olabiliyorlar. ( Balıkgözü, genişacı vs. ) Fotoğrafta da hava perspektifi geçerlidir. Yani bize yakın cisimlerin daha koyu, net olması, bizden uzakta olan biçimlerin daha soluk olması gibi. Sonuçta resimde kullanılan perspektif kuralları fotoğraf çekimleri için de geçerlidir.

    Resimde kullanılan perspektif kuralları fotoğraf çekimleri için de geçerlidir.

  2. #12
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Fotoqrafçılık Dersleri

    FOTOGRAFCILIK DERSLERI- Konu 10: Filtreler


    Filtreler orijinal görüntüyü süzgeçten geçirip fotoğrafik ortamda yeni bir görüntü oluşmasını sağlayan objelerdir. Filtre dendiği zaman ilk olarak makine objektifinin önüne monte edilen saydam nesneler akla gelir. Halbuki başka bir dünya olan sayısal efekt filtreleri bilgisayar ortamında kullanılır. Filtrelerin yaygın kullanıldıkları bir alan ise fotoğraf baskısı. Burada filtreler ışığın rengini değiştirerek farklı kontrast ve tonlarda baskı elde edilmesini sağlar. Fotoğraf çekiminde her zaman en iyi çözüm filtreyi makine önüne takmak değildir. Işık kaynaklarını istenilen renge filtrelemek çok karmaşık ışık ortamlarında iyi sonuçlar elde edilmesini sağlar.

    Filtre kullanarak gerçek hayattan uzak bir görüntü elde edebilirsiniz. Gerçeğin filme olduğu gibi yansıması gereken çekimlerde filtreler yardımcı araçların başında yerini alır.

    Filtreler yapım malzemesine göre cam, organik cam, asetat, plastik, jelatin, selofan, ... gibi çok farklı maddelerden yapılabilir. Cam tabanlı filtreler yapımlarında kullanılan yüksek sıcaklık nedeniyle çok sınırlı renklerde üretilmektedir. Plastikten yapılan filtreler ucuz ve bol üretilmektedir. Profesyonellerin kullandığı jelain filtreler çok hassas üretilebilir. Organik camdan üretilen filtreler bol çeşitli ve hafifdirler. Tüm filtrelerde ortak olan nokta boyaların zamanla değişebildiğidir. Alımından bir kaç sene geçmiş veya vitrinde senelerce güneşlenmiş bir filtre doğum gününde gösterdiği performansı göstermeyebilir. Filtre alımında coated filtrelerin normal şartlarda performansı diğer filtreler ile aynıdır. Ancak ters ışıkta kaplanmış filtrelerin mutlak üstünlüğü var.


    SİYAH -BEYAZ FOTOĞRAFÇILIKTA KULLANILAN FİLTRELER

    Açık Sarı Filtre:
    Düzeltme filtresidir, az kullanılır. Ortokromatik emülsiyonlarda maviler üzerindeki etkisi azdır. Pankromatik emülsiyonlarda hiç bir etki sağlamazlar. Baskılarda görüntü üzerinde mavi renk karşıtı olan kısımları daha koyu nüanslarla belirtirler. Bulutlu gökyüzü manzaraları, sabah erken ve akşam geç saatlerde plaj ve kar manzaraları fotoğraflarının çekiminde kullanılırlar. Poz değerleri üzerine etkileri x 1.5, x 2 dir.

    Orta Sarı Filtre:
    Düzeltme filtreleridir. Manzara fotoğraflarının çekiminde ortokromatik emülsiyonlarla en çok kullanılan filtrelerdir. Ortakromatlk emülsiyonlarda renk tonlarının doğru bir şekilde çıkmasına yardım ederler. Pankromatik emülsiyonlarda ise kusursuz bir renk tonu değerlendirmesi yaparlar. Yeşilleri aydınlatır, ayrıntıları daha belirli hale getirirler. Mavi rengin yoğunluğunu arttırırlar. Bulutlu gökyüzü manzaraları, plaj ve kar manzaraları, çok renkli konuların ve çiçek fotoğraflarının çekiminde kullanılırlar. Poz değerleri üzerine etkileri x 2; x 3'dür.

    Koyu Sarı Filtre:
    Kontrast filtresidir. Mavi rengin çok daha kuvvetli bir şekilde belirmesini sağlar. Kullanılma alanı daha etkili olarak orta sarı ve açık sarı filtreler gibidir. Bütün sarı filtreler kontrastı artırırlar. Poz değerleri üzerindeki etkileri x 3 ve x 4'dür.

    Açık ve orta Sarı-Yeşil Filtreler:
    Düzeltme filtreleridir. Pankromatik emülsiyonlarda manzara fotoğraflarının çekiminde kullanılırlar. Orta sarı filtre etkisi gösterirler. Yeşiller üzerindeki etkisi biraz daha fazladır. Sonuç görüntü üzerindeki etkisi, mavilerin daha belirli hale gelmesi, yeşillerin daha fazla açılmasıdır. Kırmızıları, özellikle sarı kapsayan kırmızıları daha güzelleştirir. Gökyüzü manzaraları, plaj ve kar manzaraları, bahar manzaraları fotoğraflarının çekiminde kullanılırlar. Çok duyarlı emülsiyonların portre çekimlerinde meydana gelen çok beyaz ten rengi ve mat dudaklar verme hatasını düzeltirler. Poz değerleri üzerindeki etkileri. x 3, x 4'dür.

    Yeşil Filtreler:
    Düzeltme filtresidir .Yeşil filtre bulmak zordur. Bunlar çoğu zaman maviye çalarlar. Hızlı pankromatlk emülsiyonlarla yeşilliklerin ve yaprakların çekiminde başarılı sonuç verirler ve bunları oldukça hoş açık gri şeklinde yansıtırlar, kontrastı azaltırlar. Kırmızıları daha koyu bir şekilde belirtirler. Ağaç ve bitki fotoğraflarının çekimi için en iyi filtrelerdir. Poz değerleri üzerine etkileri x 3. x 4'dür.

    Koyu Yeşil Filtre:

    Yeşil filtreler için söylenenler geçerlidir.

    Turuncu Filtre :

    Kontrast filtresidir. Mavi rengi ve daha az olarak da yeşil rengi emerler. Buna karşılık kırmızı ve turuncu renkleri ve bir oran dahilinde de sarı rengi geçirirler. Ortokromatik emülsiyonlarda bir etkileri olmaz, yalnız pankromatik emülsiyonlarla kullanılırlar. Pankromatik emülsiyonlarla çok net ve çok parlak bir görüntü verirler. Havanın sisli halini ortadan kaldırır ve görüşü arttırır. Mavileri ve yeşile bakan mavileri çok koyu, sarıya çalan yeşil ve kırmızıları çok açık renk olarak gösterir.

    Bu filtreler sarı ve maviler arasındaki bütün kontrastları belirtmek için, mavi gökyüzü manzaraları ve portre fotoğrafçılığında cilt bozukluklarını kaybettirmek için kullanılırlar, fakat solgun dudaklar verir. Sarı saçların rengini canlandırır, elbise renklerini bozar. Turuncu filtreler, aşırı derecede kullanılmayacak olursa güzel sonuçlar verirler. En büyük sakıncaları poz süresinin 4-8 kez daha arttırmalarıdır. Bu arttırma yapılmayacak olursa kontrast fazlalaşır ve güneşli havada fotoğraf çekildiği halde geceleyin çekilmiş gibi bir sonuç elde edilir.

    Mavi Filtre:
    Kontrast filtresidir. Mavi renk ışınlara öncelik tanıyıp, kırmızı ve turuncu renk ışınlara engel olur. Bu filtreler sarı filtrelerin tam tersi bir etki yaparlar. Kırmızıları koyulaştırır ve mavileri daha çok soluklaştırırlar. Gün ışığında çok az kullanılırlar. Mavi renge az duyarlı bir emülsiyonla mavi yüzeylerin, örneğin su yüzeylerinin fotoğrafını çekmek için kullanılırlar.

    Mavi filtreler yapay ışıkta ve kırmızı renge duyarlı pankromatik emülsiyonlarda fotoflud tipi lambaların kırmızı ışınlarını önlemek amacıyla kullanılır. Yapay ışık altında cilt görünüşünü güzelleştirir, dudakların kırmızılığını belirgin hale getirir, fakat mavi renkteki gözler beyaz gibi çıkarlar. Poz değerleri üzerindeki etkileri x 2, x3’dür.

    Kırmızı Filtre:
    Kontrast filtreleridir. Kırmızı ışınları ve biraz da turuncu ışınları durdururlar, Kontrast yapmak için kullanılan bu filtrelerle poz süresini 8-10 kez arttırmak gerekir. Bu filtreler çok özel etkiler elde edilmek istenildiğinde kullanılmalıdır. Pankromatik emülsiyonlarla kullanılırlar ve açık kırmızı ile Orta kırmızı renkte yapılırlar. Sonuç görüntü üzerindeki etkileri mavi ve yeşil renkler siyah, kırmızı ve sarı renkler açık tonda belirir. Çekilen fotoğraflarda gece manzarası, fırtına, koyu gökyüzü ve puslu bulutlu havalar görüntüsü elde edilmek istenildiğinde ve sisli havaya karşın çok net uzak manzara fotoğraflarının çekiminde kullanılırlar.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/20800-fotoqrafcilik-dersleri-2.html#post39548

    Siyah beyaz fotoğrafçılıkta üç temel amaçla filtre kullanılır:

    • Düzeltme,
    • Kontrastlık
    • Pus filtreleri

    Düzeltme: Siyah beyaz fotoğrafçılıkta kullanılan panchromatic (negatif) filmler beyaz ışık içindeki bütün renklere duyarlıdır. Ancak panchromatic filmler insan gözü gibi renkler arasındaki ışık farkını algılayamaz.. Örneğin mavi ve mor renkler, insan gözünde yeşilden daha koyu görünürken, film bu renklere karşı daha duyarlıdır. Siyah beyaz baskıda mavi ve mor renkler yeşilden daha açık çıkar. Düzeltme filtresi kullanıldığında belli renkler azaltılarak , renkler arsındaki ışıklılık oranı insan gözüne uygunm hale getirilir. Böyle durumlarda düzeltme filtresi olarak sarı filtre kullanmak gereklidir.

    Kontraslık : Fotoğrafımıza hakim olan bir mavi ve bulutlu gökyüzü olduğu durumlarda ise mavi renk ile beyaz renk arasındaki konrtastı arttırmamız, beyaz bulutların daha etkileyici bir halde ortaya çıkmasına neden olacaktır..





    Görüldüğü üzere ilk fotoğrafta, gökyüzündeki beyaz bulutlar ile gökyüzünün mavisi arasındaki kontrast azdır. Bu nedenle bulutlar tam gücüyle ortaya çıkmamaktadır, oysa 2. karede kırmızı filtre kullanılmış ve gökyüzü karartılarak, beyaz bulutlar ile arasındaki kontrast farkı açılmış ve beyaz bulutlar fotoğrafa daha güçlü bir doku etkisi katmışlardır…

    Siyah beyazcıların en sevdiği filtrelerden biri kırmızı filtredir. Özellikle karelerimizde beyaz bulutlarla doku yaratan bir gökyüzü hakımıyeti varsa, kırmızı filtresiz çekmeyiz o kareyi..

    Bu anlamda Kırmızı, yeşil, sarı , turuncu filtreler hep bu kontrast değerlerini lehimize açmak ve son baskımızın daha kuvvetli olmasını sağlamak adına bize çekim esnasında yardımcı olurlar..

    Siyah beyaz negatifle çekim yapan arkadaşlar için kısaca şu özet bilgiyi vermek sanırım hangı renk filtreyi ne zaman kullanmalıyım sorusuna cevap verir:

    Her renk filtre kendi rengindeki ışığı içeri alırken zıt renkteki ışıkları durdurur. Mesela Yeşil filtre yeşil renkli ışığı içeri alırken, kırmızı ve mavi renkli ışığı keser. Bu nedenle yeşil filtre kullandığımızda son baskıda nesnelerin üzerindeki yeşil renkli alanlar açık çıkar.

    Aynı şekilde kırmız filtreyi kullandığımızda, kırmızı ışık içeriye girer (objektiften) , yeşil ve mavi ışık ise filtrede takılır. Bu nedenle mavi gökyüzü son baskımızda koyu renkli çıkar, bu da beyaz bulutlarla mavi gökyüzü arasındaki kontrastı arttırarak beyaz bulutları fotoğrafımızda vurgulamamızı sağlar..

    Pus: Deniz seviyelerinden yükseklerde ve geniş manzaraların fotoğrafını çekerken, hava açık olsa bile , gökyüzünde perde şeklinde bir pus oluşur. Pus havanın içindeki kuçuk toz parçacıkları ve su buharından meydana gelir. Pus insan gözüyle görülmeyen morötesi ışık yayar. Film morötesi ışığa çok duyarlı olduğu için pus gözle görüldüğünden çok daha yoğun olarak fotoğrafta ortaya çıkar. Siyah beyaz fotoğrafta pusun ortaya çıkartığı mavi ve morötesi ışıklar , pus filtresi kullanılarak azaltılabilir. Pus filtresi olarak , morötesi (UV) filtre, sarı ve kırmızı filtreler kullanılabilir


    RENKLİ FİLMLER İÇİN KULLANILAN FİLTRELER:

    Renkli filmler için kullanılan filtreleri 5 ana başlık altında toplayabiliriz. Sırasıyla;

    a) KORUYUCU FİLTRE: Fotoğraf makınamız ister konvansiyonel olsun (film kullanan) , ister sayısal olsun, ucundaki objektifin her türlü darbeden, su damlacıklarından, buhardan ve tozdan korunması gerekmektedir. Objektiflerin ön ve arkalarında bulunan lensler coated dıı (ince bir film tabakası ile kaplanmıştır) Bu nedenle gerek ön gerekse arka kısımlarındaki lenslerin her nasıl silinirse silinsin sonuçta objektife zararı vardır. Arka kısmı makınanın içinde olduğu için güvendedir ama, objektiflerimizi ön kısmı her zaman, toza, buhara, yağmura, parmak izine ve her türlü darbeye açık olduğunu unutmamalıyız. Bu nedenle yeni bir makına ve/veya objektif satın aldığımızda ilk satın almamız gereken filtre (muhakkak satın almamız gereken) Koruyucu filtredir. Koruyucu filtre olarak siyah beyaz negatif film çekenler genelde UV FİLTRE, renkli dia, negatif veya sayısal çekenler ise SKYLIGHT 1 A filtre tercih etmektedirler..

    b) POLARİZE FİLTRE: Gerek siyah beyaz negatif çekelim, gerek renkli negatif veya dia pozitif veya renkli sayısal çekelim, ikinci en önemli filtre grubu ise Polarize filtrelerdir.. Eğer makınamız manuel fokus (eski mekanık modellerden) ise Lineer Polarıze, eğer yeni elektronık makınalardan ise (Autofokus özelliği olanlardan) Circular polarize kullanmalıyız. Peki polarıze filtrer ne yapar..Kısaca bunun üzerinde duralım:

    Işık bir titreşim içinde düz olarak ilerler. Işık cam, ve su gibi bir yüzeyle karşılaştığında bu yüzeyler ışığın titreşimini engeller ve ışık titreşmesini kaybederek yansır. Buna fotoğrafçılıkta polarize olayı denir. Örneğin bir vitrin camı önünden geçerken, belli bir açıdan baktığınızda vitrin camında yansımalar görürsünüz. Görüşümüzün açısını biraz değiştirdiğimizde bu yansımalar kaybolur. Yansımalar sadece belli bir açıdan baktığımızda görülür, çünkü yansımanın ortaya çıkması , ışık kaynağı ile bakan göz arasındaki açıyla ilgilidir. Yansımanın görüldüğü açıdan fotoğraf çekildiğinde , yansımayı yok etmek (veya istenirse etkısını artırmak için) POLARİZE FİLTRELER kullanılır. Polarize filtreler bu yansımaları azaltıp (isternirse artırırlar da) o nesnenin gerçek rengininin görüntüsünü bize sağlarlar (arttırdığımız durumlarda ise yansıyan ışığın rengini ) bu nedenle hem gökyüzünün mavisini hem de diğer nesnelerin renklerini daha koyu ve doygun hale getirirler.. Bu nedenle Polarize filtreler de , koruyucu filtreler gibi, kesinlikle satın alınması ve kullanılması geren filtrelerdir.

    C) YOĞUNLUK FİLTRELERİ (ND FİLTRELER- NEUTRAL DENSITY): Bazı durumlarda fotoğrafı çekilen konudan çok fazla ışık makınemize yansır ve pozlama değeri (örtücü ve diyafram değerleri) gelen bu fazla ışık için yeterli olmaz. Fotoğraf makınasına gelen ışığın gücünü azaltmak için yoğunluk filtreleri (ND filtreler) kullanılır. Yoğunluk filtreleri gri renklidir ve gri renk her rengi aynı oranda azaltır. ND-1 , ND-2, ND- 3 , ND-4 diye farklı grı tonlarda filtreler mevcuttur. ND filtreleri hem siyah beyazda hem de renkli çekimlerde kullanılabilir. (Bu filtrelerden hemen satın almayın, zamanı gelir de ihtiyaç duyarsanız alırsınız.Koruyucu ve Polarize filtreler kadar elzem değildirler.)

    D)DEGRADE FİLTRELER: Bazı durumlarda tüm kadrajımızdaki ışığa aynı oranda mudahale eden filtreler işimize yaramaz. Bazen mesela filtrenin sadece gökyüzü kısmına etkimesi, ve geri kalan kısımda etkisiz olmasını isteriz. Bu tür durumlar için planlanmış özel filtreler vardır ki bunlara Degrade filtreler denir.

    E) RENK DÜZELTME FİLTRELERİ: Her ne kadar artık sonuçta eğer çekilen kareler taranarak (veya çekilirken sayısal olarak çekilsede) sayısal ortama aktarılsalar da, eğer fotoğrafımız çekerken renkleri düzeltmek gibi bir ihtiyacımız varsa, başvurmamız gereken filtreler renk düzeltme fitreleridir. Şöyle özetleyebiliriz:

    1) 81 Serisi: Hem havadaki pus etkisini azaltıcı, hem özellikle kentlerimizde meydana gelen pek çok metalik yansımanın ortaya koyduğu metalik maviyi dengeleyici ve özellikle gölgede fotoğraf çektiğimizde (konumuz gölgede olduğunda) üzerinde hakım olan mavi rengi azaltıcı filtrelerdir. Fotoğrafımızı azıcık ısıtarak daha canlı bir hale gelmesini sağlarlar. (Fotoşop da bazen kullandığımız saturation un filtre karşılığıdır diyebiliriz aslında basitçe, ama çok az müdahale ederek belli belirsiz bir canlanma sağlarlar.) Özellikle 81 A filtresi çok kullanılır, bazı durumlarda ise daha koyu olan 81 B ve 81 C de etrcih edilebilir. Satın alınması yine ihtiyaca bağlıdır.

    2) 80 Serisi: İç mekanlarda tungsten ışığı ile aydınlatılmış alanlarda eğer çekerken o sarı etkinin azaltılmasını istersek , kullanacağımız filtreler mavi renkli 80 serisi filtrelerdir.

    3) FLW 046 / FLD 036 florasan ışığı her ne kadar beynımızde düzeltilerek bize beyaz ışık veriyormuş gibi gelse de, aslında yeşil renkli bir ışıktır. Florasanların olduğu birt mekanda çekim yaptığımızda bu yeşil renk tüm görüntümüze hakım olur. Bu rengi düzeltmek için florasan filtresi (FLD) kullanılır.

    4) Creatif filtreler: Değişik efektleri yaratmak için kullanılan filtrelerdir

    Asagidaki linklerden filtre cesitlerini ve uygulamali ornekleri iceleyebilirsiniz:

    http://www.geocities.com/cokinfilter...ed_filters.htmhttp://www.geocities.com/cokinfiltersystem/flw.htmhttp://www.geocities.com/cokinfiltersystem/cpi.htm adresinde değişik efekt filtre uygulamalarına bakabilirsiniz.


    isiginiz bol olsun...



  3. #13
    **NUR** Beyza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    10 Eylül 2006
    Yer
    Konya, Turkey
    Mesajlar
    4,214
    Tecrübe Puanı
    100

    Standart --->: Fotoqrafçılık Dersleri


    Rene Magritte'in "Human Condition I" başlıklı yapıtı bize resmin resim olduğunu anlatır. Oda ve pencereden gözüken manzara gerçekliği anlatır. Pencerenin hemen önünde yer alan tuvaldeki resim manzara ile aynıdır ve onu tamamlar. Resmin içindeki resim resimdir, ama resmin bütünü de resim değil mi ?

    Görme, gözde başlar ve üç boyutlu gördüğümüz uzayın gözün retinasına düşen görüntüsü de aslında tuvaldeki resim gibi iki boyutludur. Iki göz arasındaki mesafe nedeniyle nesnelerin retinaya düşen görüntüleri arasında bir kayma olur. Kayma miktarı nesnelerin uzaklığına göre değiştir ve bu iki görüntüyü birden kullanan beyinde derinlik algısı oluşur. Ancak, tek gözle baktığımızda da hangi nesnenin bize daha yakın, hangisinin uzak olduğunu büyük ölçüde anlayabiliriz. Bu yeteneğimiz yaşamımızın ilk yıllarında bilinçsizce öğrendiğimiz bazı ip uçlarından kaynaklanır. Öndeki nesneler arkadakileri kısmen de olsa kapatır.






    Rene Magritte, Personal Values 1951

    Rönesans döneminde kilisenin itici gücüyle, reşamlar resimlerini mümkün olduğunca gerçekçi yapmaya yönelmişlerdi. Tuvalin ön tarafına yerleştirdikleri tahta bir perdede küçük bir delik açarak, resimlemek istedikleri sahnenin görüntüsünün tuval üzerine yansımasını sağlamış ve tuvaldeki bu görüntü üzerinde konturları çizerek, resmin eskizini doğru bir biçimde oluşturmaya çalışmışlardı. Böylece elde edilen örneklerden bir resimde derinliğin doğru verilmesini sağlayacak ipuçları keşfedilmiş ve perspektif kurallarının oluşturulması sağlanmıştı.







    Rene Magritte, The Blanc-Seeing, 1965



    I. Dünya Savaşı'ndan sonra Andre Bretton'un öncülüğünde protest bir akım olarak ortaya çıkan ve düşsel bir anlatım tarzı seçen sürrealizmde, gerçeklik kaygısından uzaklaşıldı, gerçeküstü düzeye çıkıldı. Sigmund Freud'un kuramlarından esinlenen Breton için bilinçdışı, düş gücünün temel kaynağı, deha ise bu bilinçdışı dünyasına girebilme yeteneğiydi. Bilinç ile bilinçdışını bütünleştirmek üzere, düşsel dünya ile gerçek yaşam "mutlak gerçek", ya da "gerçeküstü" içiçe geçiyordu. Sürrealizm'in resim alanında yer alan sanatçılar, bir uçta ne olduğu tam olarak anlaşılmayan ancak sezilebilen biyomorfik biçimler kullanarak (simgesel sürrealizm), bir diğer uçta ise ayrıntılarının tümü inceden inceye tanımlanmış olmasına karşın usçu anlamı bozarak (veristik sürrealizm) düşsel bir dünya yaratmışlardır.





    Rene Magritte, Empire of the Lights 1954

    Nesneler uzaklaştıkça daha küçük gözükür. Yer düzleminde yer alan nesnelerden yakında olanlar, uzakta olanlara göre daha aşağıdadır. Çok uzaktaki nesnelerin renkleri yakındakilere göre daha soluktur. Ayrıca gölgeler de nesnelerin şekilleri hakkında bilgi verir. Yumuşak geçişler, nesne yüzeyinde yavasça değişen eğimi gösterirken, keskin geçişler ise ani yüzey değişimini gösterir. Bu ipuçları, doğru bir biçimde aktarıldığında, resimde derinlik olduğu yanılsaması (illüzyon) oluşur.








    M.C. Escher, High and Low, 1947


    Resim ve matematiği birleştiren eserleriyle tanınan Maurits Cornelis Escher (1898-1971) Hollanda'da doğdu. Babasının mimarlık kariyerini sürdürmek üzere ailesinin isteği doğrultusunda Haarlem'deki Mimarlık ve Dekoratif Sanatlar Okulu'nda bir süre mimarlık eğitimi gördükten sonra, 1919-1922 yılları arasında öğretmenlerinin de etkisiyle grafik sanatlara yöneldi.

    Sürrealist nitelikler de çağrıştıran 1944'den sonraki yapıtlarında, göz yanıltıcı perspektifle mekansal yapıya şaşırtıcı bir üç boyutluluk kazandırmıştır.

    Önceleri kimsenin pek de tanımadığı Escher, 1956 yılındaki sergisinin Time Dergisi'nde yer almasıyla dünya çapında ün kazanmıştır.

    Temel düzeyin dışında formal bir matematik eğitimi almamasına karşın, eserlerinde yer alan olanaksız nesneler, uzaysal yanılsama ve tekrarlanan geometrik şekiller (teşellations) matematikçiler tarafından büyük ilgi gördü. Işin ilginç yanı ise Escher kendisini ne sanatçı, ne de matematikçi olarak görmüştür.

    Escher'in çalışmalarının bir kısmı matematikte "uzay mantığı" olarak adlandırabileceğimiz alana girmektedir. Fiziksel nesneler arasındaki uzaysal ilişkiyi bilerek bozduğu çizimleri, bazen optik yanılsama olarak da adlandırılan görsel paradoksa neden olmaktadır.





    M.C. Escher, Belvedere, 1958



    Escher' in görsel yanılsama yaratırken kullandığı yöntemlerden bir diğeri ise, beynin iki boyutlu görüntüdeki görsel ipuçlarından oluşturduğu üç boyutlu nesneler üzerindeki ısrarcı varsayımlarıdır. "Belvedere" adlı eserinde, ünlü matematikçi Roger Penrose'un 1958'de yayınlanan görsel yanılsama konulu makalesinde açıkladığı "olanaksız üçgen"inden esinlenmiştir. Görsel ipuçları gözetleme kulesindeki sütunları hem önde, hem arkada gibi algılamamıza sebep olmaktadır. Önde oturan adam elinde "olanaksız bir nesne" tutmaktadır.
    Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/konusuz-konular/20800-fotoqrafcilik-dersleri-2.html#post39550






    M.C. Escher, Waterfall, 1961


    Escher, "Waterfall"da iki Penrose üçgeni kullanarak "olanaksız durum" yaratmıştır. şelaledeki, su aşağıdaki arktan yukarı akıp, tekrar tekrar dökülebilmektedir

    ALINTIDIR

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Benzer Konular

  1. KPSS Dersleri
    By Mustafa Uyar in forum KPSS
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.Temmuz.2008, 16:40
  2. Osmanlıca Dersleri
    By soleil in forum Lise Edebiyat Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 08.Haziran.2008, 19:40
  3. güzellik dersleri
    By *prenSes* in forum Kadınlar Kulübü
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 22.Ağustos.2007, 20:03
  4. 2. Kademe Dersleri Zümreleri
    By Mustafa Uyar in forum Türkçe Dersi
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 20.Nisan.2007, 13:18
  5. Felsefe dersleri...
    By soleil in forum Konusuz Konular
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 31.Ocak.2007, 02:57

Bu Konudaki Etiketler


Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.