Hiç evrak yığınları içinde kaybolduğunuz oldu mu ? Ya da zaman zaman işlerin hiç bitmeyeceğini sandığınız o panik anını yaşadınız mı ? Ya da siz yaptığınız işi severek yapmayan çalışanlardan mısınız ? O zaman bu yazacaklarım ilginizi çekecektir diye düşünüyorum.

Aslında insanların önemli bir kısmı çalıştıkları iş dahil hayatlarında büyük memnuniyetler yaşamazlar. Kimisi işyerinin sıkıcı ve adeta otomatiğe binmiş yapısından dert yanarken, önemli bir çalışan kitlesi ise maddi anlamda yeterince para kazanamamaktan şikayetçidir. Bir kısmı ise işyerindeki arkadaşlarıyla geçinemezken, diğer bir kısmını da işyerinin fiziksel ortamı veya evine uzaklığı bir hayli düşündürmektedir. Bu saydıklarım içinde hangi gruba girerseniz girin öncelikle şu konuda kendinize bir çeki düzen vermelisiniz.
İnsanların önemli bir bölümü hayatlarının büyük bir kısmını işyeri ortamında geçirmektedir. Öyle ki bir çok insan bazen ailesinden bile fazla iş arkadaşlarını görür. Öyleyse bu işyeri veya işimiz hayatımızın neredeyse ailemiz kadar içine girmiş bir olgudur diyebiliriz. Şimdi bütün bunlardan yola çıkarak şunu sormalıyız. Madem ki çalışmak zorundayız ve bunu geçimimizi sağlamak adına yapmak zorundayız neden şikayet etmek yerine problemin ne olduğunu tespit edip çözüm yolu üretmiyoruz.

Problem 1: İşyerimde yoğun mesai saatleri yaşıyorum ve bu özel yaşamımı etkiliyor ?

Siz olsaydınız buna ne gibi bir çözüm getirirdiniz. Öncelikle bunu düşünmelisiniz. Bakın kaliteli zaman diye bir kavram var. Eğer siz yaşamınızın hiç bir aşamasında zamanınızı kaliteli bir şekilde değerlendirmiyorsanız bu defa karşınıza bir kaç türlü durum çıkacak. İşyerinizdeki zamanınızı sıkılarak geçirirseniz daha fazla sıkılacaksınız. Oysa işyerindeki çalışma biçiminizi gözden geçirirseniz bu size alternatif çözüm yolları getirecek. Bunlardan bir tanesi işyerindeki işlerinizin planlanması konusu ki bu en önemli olanıdır. Eğer yapacağınız işi bir kaç gün öncesinden planlamıyorsanız bu durumda işyerinizide hem panik yaşarsınız, hem de işlerinizin kalitesinde bir düşme yaşarsınız. Öyle ki bu performans düşüklüğü sizin kendi psikolojinizi bile olumsuz etkiler.
Kaynak: ReformTürk http://www.reformturk.com/kisisel-gelisim/22731-isyerinizde-sikiliyor-musunuz.html#post43198

Ailenizle geçirdiğiniz her dakika planlı ve düzenli olmak zorunda olmasanız da özellikle ailenizle kaliteli zaman geçirmeye bakın. Bunu yaşamınıza daha bir sosyal aktivite katmak olarak veya eşinize, çocuklarınıza küçük sürprizler yapmak olarak düşünebilirsiniz. Böylelikle ailenizden kaynaklanan olumsuz enerjinin, işinizi etkilemesini ortadan kaldırabilirsiniz.

Problem2: Kazandığım para geçimime yetmiyor ve bu da beni çok sıkıyor ? Bu yüzden işyerinde çok sıkılıyorum.

Bu gerçekten önemli bir konu olmakla birlikte, çözüm yolu çok kolay olmayan konulardandır. Eğer kendi çalışma stilinize güveniyorsanız veya yaptığınız işte daha fazla kazanabileceğinizi düşünüyorsanız bu durumu amirinizle açık açık konuşmaktan çekinmeyin. Kendisine kazandığınız ücretin siz de önemli oranda sıkıntıya sebep olduğunu açıkça konuşun. Siz bunu yaparken iyi niyetli olun. Sakın ola ki bunu bir tehdit mekanizması gibi düşünmeyin. Burada daha fazla kazanamayacaksam çeker giderim yaklaşımı yapmayın. İyi niyetli ve gayet dostane bir şekilde durumunuzu amirinize belirtin. Sıkıntılarınızdan bahsedin. Son derece nazik olmalısınız. Elbette ki bunu işvereninizin koşullarını düşünerek ve kendi bilgi birikiminize olan güveninizle yapmalısınız. Eğer herşeye rağmen işyerinizde bu gibi sıkıntılarınız devam ediyorsa ve yönetim de bu konuda sizin için en ufak bir girişimde bulunmuyorsa siz de kendi çözüm yolunuzu bulmalısınız. Alternatifleri değerlendirmelisiniz. Zira sıkıntılarınızın içinde yaşamak ve buna bir çözüm getirememek, sizi daha da çıkılması güç bir duruma sokacaktır.

Problem 3 : İşyerimde cinsel taciz var ve ayrıca iş arkadaşlarımdan bazıları bana mobbing (işyerinde psikolojik yıldırma ) uyguluyor .

Sizin için çözümü en zor olan konulardan bir tanesi de bu konudur. Eğer işyerinizde cinsel taciz uygulanıyorsa ve bunu yapan kişi yöneticiniz pozisyonunda ise burada herşeyi göze alarak, sonucu işinizi bile kaybetmek olursa olsun, bu durumu yönetime açıkça bildirmelisiniz. Böyle bir durumda yönetim genellikle ilgili kişiyi uyarır. Hatta cinsel tacizin şiddetine göre o kişiyi işten bile çıkarır. Eğer bunu yapan patronunuz ise o zaman işinizden ayrılmalısınız. Gerekirse konuyu mahkemeye taşımayı bile düşünmelisiniz. Çünkü işyerinde cinsel taciz gerçekten çok çirkin bir davranıştır.

Bazen de işyerinizde size karşı mobbing (psikolojik yıldırma) uygulanır. İşte böyle bir durumla karşılaştığınızda hiç inatlaşmayın. Sabırlı olun ve gerekli fırsatı bulduğunuz anda konuyu amirinize aktarın. Eğer mobbing uygulayan amiriniz veya patronunuz konumunda insanlar ise bu durumda şikayetçi olabileceğiniz daha üst bir mercii bulmalısınız. Karşınızda ki patron bile olsa onun da korktuğu kurumlar vardır ki bunların en önemlileri medyadır diyebiliriz. Bu sizin için güç olur ama hiçbir patron medyada bu şekilde rezil olmak istemez. Ama elbette ki bu sizin için en son çaredir. Zira kendinize haksızlık yapıldığını açıkça görüyorsanız ve çevrenizdeki insanlar da bu şekilde düşünüyorsa önce konuyu hukuki olarak araştırmalısınız. Zira İş kanunu çok kapsamlı olmasa da yine de konuyla ilgili yargıtayda görülen davaları incelemelisiniz.

Yukarıda saymış olduğum durumlar her ne olursa olsun siz önce hukuki yollardan hakkınızı aramalısınız. Zira hukuksuz bir toplum düşünülemeyeceği gibi, insanları bu şekilde zor yollara düşürmek hiçbir yöneticinin veya çalışanın hakkı olamaz. Hiçkimse kendi çıkarları uğruna bir başka çalışanı ekmeğinden edemez. Etmemelidir. Zira bunun hakkı ve vebali büyüktür.

Öyleyse işyerinizde yaşamış olduğunuz sıkıntılarınızı öncelikli olarak tek tek analiz etmelisiniz. Ve ona göre çözüm yolları geliştirmelisiniz. Bunu yaparken sabırlı olmanızda fayda vardır.


Psik. Dan. Selçuk Arıcı