Aslında tek günlük kutlamalardan hoşlanmam; senede bir gün hatırlanacaksa da hiç hatırlanmasın diyenlerdenim lakin hak yerini bulsun diye düşünmenin yanısıra; dünyaya bir daha gelsem yine bayan olarak gelmek isterim diye düşündüğümden; içimden geçenleri kısaca ifade etmek istedim…


Bana sorarsanız aslında nefes aldığımız her gün bizim günümüz ve sadece kadınların değil tüm insanların hala yaşadıklarına şükretmeleri gereken gün demek geliyor içimden ama işte bu günü bizlere ithaf etmişler biz kadınlar da kutlayalım ve kutlanalım…
Uzun süre evvel Sayın İclal Aydın’ ın Hayat Güzeldir köşesinde çok hoş bir yazı okumuştum:
Burada beylerin akıllarından kadınların ne istediğine dair geçen; kadınlar anlaşılmak ister, sevilmek ister gibi bir dizi tespitlerin yanısıra çok önde gelen bir maddeden de söz ediliyordu…

KADINLAR ÖNEMSENMEK İSTER…
OLAY BUDUR!
Bir kadın bir erkekte ne ararmış, ya da erkek kadında ne ararmış, özel hayatları hangi prensipler üzerine oturmalı imiş, karşı cinsi etkileme ya da elde etme metodları ne imiş, iyi bir eş misiniz, anne misiniz, kardeş misiniz, arkadaş mısınız… vesaire vesaire… elbette ki bunlar da konunun detaylarından bazıları ama bilir misiniz ki; kadınlarımız her ne kadar gülümseseler de içlerinde ne deli fırtınalar esmektedir… İstisnalar ve kadınlığımızı inkar ettirecek koşullarda yaşam sürdürenler dışında kadınlarımız:
KADIN GİBİ KADIN olmaktan çok İNSAN GİBİ KADIN muamelesi görmek istiyorlar…

Hani beyler için de deriz ya… Adam gibi adam… hoş; nasıl oluyorsa bu… . adam gibi adam ya da kadın gibi kadın olmak… nasıl bir muammadır ki yazarlar, çizerler, forumlarda tartışırlar ama ne hikmetse bir türlü de işin sırrını çözemezler… yoktur öyle bir şey… asıl olan cinsiyeti ne olursa olsun insan gibi insan olmak ve birbirine insan muamelesi etmektir… önemsemektir…
Sayın İclal bu yazısını yine Sayın Haşmet Babaoğlu’ nun bir söylemine istinaden dile getirmişti…
Diyordu ki;

İnsan mutlu olmak ister; durmadan verdiğini düşündüğü bir dünyadan bir o kadar da almak ister.
Sevgi ister; sevmek ve sevilmek ister.
Ve sonra yazısının en güzel sorusunu sormuştu belki de :
Asıl soru kadınların ne istediği değil, nasıl istediğidir… . demişti.
Bir kadının çözülmek üzere ortaya konmuş bir sorunun öznesi olması bile o kadın için güzeldir…
çünkü;
ÖNEMSENDİĞİNİ, İNSAN YERİNE KONULDUĞUNU BİLİR…

Bizler, görüntümüzün ve benzeri unsurlarımızın beğenilmesinin yanısıra (ki belli bir dönemden sonra istisnai hemcinslerimiz hariç bir çoğumuz asla da bunlara önem vermeyiz… ) şu kafatasımızın içinde yer alan ve adına beyin dediğimiz yumuşak malzemenin de önemsenmesini bekler ve isteriz… Elbette o yumuşak malzemeyi kafatasından çıkarıp ellerine alıp okşamayacak hemcinslerimiz ya da karşı cinslerimiz… bazen dilden çıkan tek bir söz ya da onay bile bir saçın okşanmasına eş değer etki bırakır kadınlarda… bu kadar da basittir aslında… bizleri önemsediğinizi belirtmek için dolambaçlı patikalardan geçmeniz ya da bir şeyleri allayıp pullamanız gerekmez… aklın yolu bir… ve bu yol saygı ve sevgiden geçiyor… Anne, evlat, kardeş, arkadaş her ne konumda olursa olsun bu yola girip te mutlu edemeyeceğiniz bir kadın yoktur diyerek noktayı koyuyorum…

Kadını erkeği aslında birbirinden ayırmak pek de mümkün değil çoğunlukla her iki cins birbirinden aman aman der hale geldi ise de kabul etmeliyiz ki yaşam her şeye rağmen yaşanmak için bizleri bekliyor ve bizler; bizler olmadan yapamayız… iyisi mi ortada bir yerlerde buluşalım…